20 Kasım 2010 Cumartesi

BilimSelim - Sorumluluk

Selim için oldum olası, ona çok acıyorum, der annemler. Niye diye sorarım, tam bilemiyoruz nedenini, derler. Geçenlerde -buldum!- dedi ablam. "Çocuk gibi diretmeyi bilmiyor, herkese ve herşeye karşı sorumluluk hissediyor, hep anlayışlı olmak zorunda hissediyor, bu da içimi yakıyor." Bunu dediği anda, yoğun bir şekilde hissettiğim ama bir türlü adlandıramadığım, o iç sızısı mana kazandı. Zira kaç zamandır, ne zaman uykuya dalsa yahut bir deli fırtınadan sonra, odasına çekilse içimi derin bir yürek sızısı kaplar. Öyle ki neşeli zamanlarında dahi ağlatır beni. Nerdeyse onun bizim ebeveynimiz gibi davranmasından ve bizim ona karşı hoyratlığımızdan ileri gelir bu hüzünlerim.


Düşünmeden harcadığımız cümleler onda yetişkin gibi ağırlık oluşturur. Yanında dertlenmeye görün, tüm sorumluluğu üzerine alır ve çözüm üretmeye uğraşır derhal. Çok yorgunum, tüm işleri kim yapacak, deyin kazara, "Anne, sen otur, yat hatta, ben herşeyi yaparım, sen bana işlerin tarifini ver, ben yemek bile hazırlarım, köle gibi çalışırım senin için, köle.. Oyun bile oynamam." diyerek atar kendini ortaya.

Binbir sıkıntıyla sabah-akşam dayanmaya çalıştığı nebülizatör ilacı vardır mesela.  Bir gün kazara döktü ilacı ben de "Aman ben de bıraktım, uğraşamam daha!" dedim kızgınlıkla,  sevineceğini sandığım anda, tam aksine oturup ağladı, neden ağladın, diye sorunca da "İyi de ben o ilacı kendim almayı bilmem ki!" dedi gözyaşları arasında. Oysa başka bir çocuk olsa, yaşasın, kurtuldum, der sevinirdi zannımca, Selim ise yüksek sorumluluk edasıyla, olmazsa olmaz kanunuyla yaklaşmıştı gene olaya. 

Geçenlerde yatağına uzanmış, uyumaya hazırlanıyorken İlter'i harekete geçirmek için "Mutfak korkunç halde, kim yardım edecek bana!" demiş bulundum. İlter oralı olmadı, ama içerden tatlı bir ses çalındı kulağıma. Yattıktan sonra kalkmasına kızdığımız için kalkmaya çekindiğinden, "Ben kalkamam ama baba sen yardım etmelisin anneme!" dedi. Ses gelmeyince, tekrarladı cümlesini. İlter sessizliğe gömülüp kurtulacağını sandı ama heyhat, Selim'di bu, peşini bırakmazdı. "Baba, sana söylüyorum, anneme yardım etmelisin, neden cevap vermiyor, eşya gibi duruyorsun orada!" diyerek illa ki harekete geçirdi İlter'i. "Birazdan yaparım." cevabıyla tam tatmin olmadı ama İlter'in aksiliğinden olsa gerek çekindi uzatmaya. Nitekim İlter  -birazdan- kelimeleri ile erteler boyuna ve bu esnada tez canlı ben çoktan koyarım işleri hal yoluna. Yahut uykuya geçer birazdan tv karşısında, işler kalır bana nasılsa.

Bir oyuncakçıya gittik diyelim. Çok beğendiği bir şey gördü, ısrar etmez, ağlayıp zırlamaz, mantıklı bir şey öne sürmüşsek "A, tabi ya!" deyip devam eder yoluna. Geçen gün bir oyuncak için ısrar edince içten içe sevindim adeta. Nihayet çocuk gibi davrandı diye.

Kardeşi ağladığında da gene aynı sorumluluğu duyar. Koşar hemen, şarkılar söyler, bir yandan da dans eder, nefesi kesilir gene de devam eder. İç parçalayıcı bir durumdur bu da.

Bazen bizim ona karşı tutumumuzdan ister istemez benimsediğini düşünürüm bu davranışları ve  dertlenirim. Ama daha çok Kerim'le kıyaslayınca farkına vardım ki; yaradılışı böyleymiş. Diş ağrısı çektiği zamanlarda evde kıyametleri koparmadı mesela, aylarca gece 2 den sabaha dek uyumadı ama bize eziyet etmedi hiç.  Kendi kendine vakit geçirdi o yaşında. Oysa Kerim 2 aydır uyumadığı gibi uyutmuyor da mesela. Onun da karakteri ağbisinin aksi demek ki. Yaygaracı olacak ne yazık ki.

43 yorum:

Adsız dedi ki...

yeminle deli anne benim büyük oglumla aynı tabi kücüklerde aynı.kolay gelsin deli anne öptüm...

Deli Anne dedi ki...

küçükler zıpçıktı oldu desene Selinkam:)

ulay dedi ki...

ahhh içimi sızlattı ben yaparımları, o küçücük haliyle kardeşi ağlamasın diye şarkı söylemesi, bi yandan da bayıldım bu kuzuya ben. babaya bile direktif veriyo :) hep mutlu olsun - olun :)

Deli Anne dedi ki...

Benim de içimi sızlatıyor valla.. Amin, hepimiz yavrularımızla mutlu olalım inşallah. Sevgiler.

mine dedi ki...

'ahhh canım yaaa' diye diye okudum her satırı. bir arkadaşımın iki oğlu var. büyük ve küçük aynen seninkiler gibi. :)

Deli Anne dedi ki...

İki erkek sözkonusu olunca otomatikman bu profiller mi çıkıyor ortaya acep? Selinka'nın da iki oğlu var, o da aynı şeyleri söylüyor.. Acıdım ben bu büyüklere, ne çok sorumluluğun altına girmek zorunda hissetmişler ..

Adsız dedi ki...

gercekten canım bence ilk cocuk sendromu ve 2 cocuk yaşları yakın olunca böyle oluyor galiba.benim büyük yengec burcu,cok hassas,kücükte aslan dedigim dedik büyügüme cok üzülüyorum.ezik olmasını hiç istemiyorum,hatda ona ben kesinlikle yardım etmemesine özelikle tembihliyorum ama gel gör büyük gene aynı,sen ondan sorumlu degilsin diye binlerce kez söylüyorum.o kendinden sen kendinden meshulsun istiyorsa bırak agladıgı kadar aglasın,ben anneyim diyorum bu seferde öyle üzülüyor.ne yapıcagız bu cocukları biz.Allah yardımcımız olsun....

Deli Anne dedi ki...

Sanırım ilk çocuk ilkin tek oluyor ya, sonra kardeşi olunca önce bir afallıyor, sonra ister istemez sorumluluk hissediyor.. Belki de içgüdüsel ve faydalı bir davranıştır.. Çok üzülmesek mi?

Aslısın dedi ki...

İlk çocuğum ve ben de Selim'im. Kardeşimin ise alakası yok benimle. Ama bana anlayışlı olmayı öğreten ailemin, kardeşimi ısrarcı olduğu, aklına koyduğunu yaptırdığı için nasıl övdüğünü de hiç unutmam.

Yaradılış evet, keşke olmasaydı da rahat rahat ailemi suçlasaydım :)

Deli Anne dedi ki...

Ay deme ya:( Bu anneler de piskopatlık var niyeyse, bazen en olmaz davranışları övdüğümüz oluyor saçma sapan..

Ah canım ya, suçlayamıyorsun bile ha? hem sana hem Selim'in ilerki halien acıdım bak şimdi.

Liya Azelya dedi ki...

İlk çocuklar bunu yaşıyor ne yazıkki... Tabi vicdan azaplarını da anneler.. İlk çocukta yaratmaya çalıştığın mükemmel çocuğu ikincide yapamıyorsun yazdığın tüm pişmanlıkları ilk kızımda ben de yaşadım maalesef.

ss dedi ki...

sitenizi benim sitemmiş gibi hissettim çok çok beğendim sanki oradayım güzel çok güzel.. 1 eksikle tek çocuk.

Sitare dedi ki...

selim pek çok konuda oğluma benziyor derken şimdi "ayy bunlar ikiz mi yoksa" diyesim geldi:)aylar oldu ventolin spreyi aplikatörle vermeye çalışıyorum oğluma,o ise her tür nazı sazı uyguluyor vazgeçmem için.yeter yaa dedim.saydım döktüm,bi temiz de ağladım.üzüldü ,perişan oldu gürhanım.anne nolur bana hep kız,ilacımı hep ver,ben kendi kendime sıkamam bu şeyi,ya unutur ölürsem dedi.ha sizin selimmm ha benim gürhan:)haa unutmadan küçük kardeşe her türlü oyalama,koruyup kollama,anne yorgunsa bilgisayar oyununu kapatıp küçük ayşenin sıkıntısını giderecek her türlü maymunluğu yapmak da cabası:)sevgiyle kalın...

NİHAN dedi ki...

Yerim ben o Selim i ! Acimak mi??? Bence acimak yerine ibret alinmasi gerekiyor! Cocugun acinacak degil ornek alinacak takdir edilecek harika bir karakteri var! Kesilen nefesine kiyamam nolur sigaradan ve sigara icilen ortamlardan uzak tut! Ben kendim de cekiyorum feci bisey! Herkes kendi gibi selim de kerim de herkes oyle guzel... Ah icime umut dogdu babasi gibi olmuyor her cocuk demek! Ornekleri de kendi icinde degerlendirip ne olmali anlayabiliyor! Ne guzel bir abi kerim de cok sansliymis kiymetini bilsin!

Kiraz Çekirdeği dedi ki...

Ne şanslı evleneceği kız ya bu çocuğun :) favori cümlemi söyleyeyim hemen; ne orda öyle eşya gibi duruyorsun :)

Mlke_Btkn dedi ki...

ah selim ahhh!! ne desem bilemedimm,

Deli Anne dedi ki...

Liya'nın Annesi: ondan ikinci çocuklar rahat ve şımarık oluyorlar demek ki.. ilki deneme yanılma çocuğu.. hata daha çok yanılma sanırım:(

Seli: hoşgeldin o halde.. şöyle rahat bir yer seç, keyfine bak:)

Sevgi: a hakkaten Selim de öyledir.. Ağlamaklı mızıldanır "ama bana ilacımı vermezsem ben daha da hasta olurum, (maazallah) ölürüm, dişlerimi fırçalamazsam dişlerim çürür, lütfen gitme anne." diye ağlamaya başlar içli içli. valla doğru bir çok şey çok benzer.

Can Ali'nin annesi: Sigaradan uzak duruyorum, sigara içilen ortamlardan da. Ama neyleyim baba içiyor az da olsa.. yo evde değil de.. dışarda.. amma velakin astımlı çocuk kalan sigara zerreciklerinden bile krize giribiliyorlarmış diye duydum.. Evet, ümitli olmak gerek değil mi? Aynen dediğin gibi örnekleri kendi içinde değerlendirip ne olmalı anlayabiliyor.. sanırım şimdiki çocukların çoğu böyle..

Kiraz çekirdeği: ahahah evet ben de sevmiştim onu.. Selim'de çok var böyle cins tabirler.

Mlke-Btkn:))

Sevgiler

New York'tan dedi ki...

Cok duygusal ve anlayisli Selim masallah yasina gorede cok olgun, Benim buyuk oglusada lazim bunlar bazen anlasamiyoruz :)
Nasil benziyor muyum ruyandaki ben'e :)

our twins of N.Y./SEYHAN dedi ki...

Nebulizator denilen aleti bizde kulaniyoruz oglusum icin. Ama oksurmeye basladikca. Gecen sene kisin her aksam kullanmistik. O kucucuk bedenleri, o kucucuk yurekleri ile nasilda bir cesur yurek olup kendileri tutuyorlar o maskeyi yuzlerine...
Ben isim isimi ceker diyorum. Tanidigim 4 tane Selim var. Hepside akli basinda, olgun, sorumluluk sahibi kisacasi ornek alinasi kisiler. Buda bir bakis acisi:) Simdi bana Kerim'ler nasil oluyor? Ilter'ler nasil oluyor diye sorma:)))

Deli Anne dedi ki...

New York'tan ahaha benziyorsun inan.. üstelik o rüyanın sabahında uyandığımda gerçek sandım.. "heralde benim için açmıştı fotosunu" dedim.. sonra "ha.. rüyaymış" dedim.. ben sen konusunda erdim galiba:) bilmiyorum ne iştir:)

Our twins of NY: İnsan acıyor o hallerine değil mi? gerçekten cesur yürek oluyorlar bir anda.. beklemeiğimiz şekilde hem de..

İsmi ile müsemma olurmuşya insan.. o misal heralde Selim de. Selim; kelime anlamı kusursuz demekmiş(haşa)ama bence kusursuzu arayan demektir. bilmiyordum ben koyarken.. Bilsem 2 kez düşünürdüm.. çünkü herşeyinde kusursuz olsun isteği var.. ayakkabıların cırtcırtlarını illa kusursuz yapmak gerekiyor.. biz yapmışsak aceleyle çıksın diye ne olursa olsun bozar, kendi yavaçşa özenerek yapar..

Bir de İlter'leri yaşayarak öğrendim de az çok.. Kerim'i biliyorsan söyle isterim illa:)

Hamarat Hatun dedi ki...

merhaba ilk defa bloğuna uğradım.deli dolu insanları severim eğlenceli yazıları vardır diye düşünmüştüm.Ama ben en çok Selim'e bayıldım.insan ların isimlerine çektiklerini düşünürüm.Selim ismine sahip bir çocukda daha sakin ve olgun olacaktır.bundan sonra sıksık ziyaret ederim seni

Deli Anne dedi ki...

Akasya ağacı.. ben de inanırım ismine uygun düşen karakterlere sahip olduklarına.. bir de 40 kere desen olur derler ya.. çocuğa milyon kez ismiyle hitap ediyoruz zaten.. sevgiler.

Buse dedi ki...

Deli annecim, kaç yaşında bu Selim Beyefendi? Böylesi çocuğa ancak beyefendi demeyi uygun görebilirim :) Ayrıca Selim gelip benim büyüğe de biraz nasıl aklı selim davranılabilir dersi verse olur mu?

nilo dedi ki...

oooo annesi bayıldıl ben bu oğlana yahu:) büyümüşte küçülmüş valla hatta benden daha olgun diyebilirim bazı konularda, diş ağrısından sebep ortaşığı yıkabilirim valllaaa:) öperim onu

meldi dedi ki...

Bu zamanda az bulunan nadide bir özelliği var bence selimin. Diğergamlık. Onun için üzülme deli anne, Allah'ın en çok sevdiği huyla donanmış. Rabbim iyi insanlarlada karşılaştırsın hep inşallah...

annesiningülü dedi ki...

Selim ben bayılıyorum sana...
Deli anne burcu ne bu ufak adamın :) merak işte :D

Unknown dedi ki...

Deli annecim, bunda uzulecek ne var ki. Selim cok guzel olgun bir cocuk, Aslinda her aile boyle bir cocuk ister. Kimse yaygaraci, surekli aglayan ve mizmiz cocuk istemez. Mesela benim bi komsum var, oda Turk. Kizi 4 yasinda ama gorsen 2 yasinda dersin. Hala annesinin uyutmasi gerekiyor. Alisverise filan gidelim istedigi alinmayinca ciglik cigliga bagiriyor. Valla arkadas alingan olmasa ona demek ister... Bu cocugun hali nee bee... Bi cocuk bu kadar simartilinir mi demek isterim. Ama diyemiyorum. Yani bence Selim cok akilli bir cocuk. Belki de yasitlarinin ustunde bir zekaya sahiptir. Bu guzel birsey ilerde seni daha da cok anlayacak. Yani seni gomlek utuleyen, yemek yapan, evi temizleyen biri olarak gormeyecek.

Valla benim oglusda oyle olsun :)

mine dedi ki...

içim sızladı şimdi benim de canım benim kıymetlilerin en kıymetlisi maşallah

annelili dedi ki...

Enterasan değilmi deli annem, ikimiz aynı gün çocuklarımızın haleti ruhiyelerinden bahsedip şikayetlenmişiz. Ben, anlayışlı davranmıyor, uyumsuz diye; sen, gereğinden fazla anlayışlı diye. İkimize gereken ortaya karışık galiba...
Selimin cümleleri çok güzel...

Deli Anne dedi ki...

Buse'cim: Selim 5'e 3 kala:)

Nilo: Acı konusunda o da çok dayanıklı değildir ama gariptir de kardeşim uyanmasın diye ağlamıyorum, tutuyorum kendimi der bazen kazaya uğrayınca.. bugün de dükkanda kafasını vurdu demire, ağlamak istiyorum ama tutuyorum kendimi dedi, neden tutuyorsun canın yandıysa ağla dedim, ama ağlarsam çok gürültülü ağlayacağım, dedi.

Meldi: Diğergamlık değil mi ne güzel hatrlattın.. Amin! amin! amin!

Bahar'ım döndünüz mü? Kova ya burcu.. ben burçlardan hiç anlamam ama karşıma o kadar çok kova çıktı ve heribiri öyle çok birbirine benziyordu ki, en iyi bildiğim burç oldu hatta tek bildiğim.. garipler biraz kovalar, çok zekiler ama iyi yönlendirilmemişlerse genelde mutsuzlar sanki.. maazallah Selim öyle olmasın da.

Deli Anne dedi ki...

Taze Annem:Aman diim, dilini ısır, bildin tüm duaları et.. ve kimsenin çocuğunu da, anneliğini de eleştirme.. bu feci bir geri dönüşüm durumudur benim gözlemlediğim.. insanların özellikle çocuklar konusunda dedikleri ne varsa başlarına geliyor benim gördüğüm.. ben çok korkar oldum bu konudan:) İnşaallah Cihan altın gibi bir çocuk olur.. :)

Mine: :)

Annelilim: ilginç olmuş sahiden de.. ben nispeten makul dönemlerine denk geldiğimden yazabiliyorum böyle, inşaallah sana da olacak..

Sevgiler.

Oyun Farkı dedi ki...

Ben de bir Selim'im :) benim de benden 1,5 yaş küçük bir erkek kardeşim var; evin yaygaracısı olmuştur her zaman.çocukken çok hoşuma giderdi annemlerin benim hakkımda uysal, anlayışlı diye başkaları ile konuşmaları. onları duydukça ben daha da uysal, daha da düşünceli olmaya çalışırdım. bir şey istemeden önce yüz kez düşünür, bir kez yok dendiyse hayatta ikiletmezdim. kardeşimse bağırış çağırış kavga ederdi istediği şeyi elde etmek için, ortalığı yıkardı resmen. şimdiyse keşke diyorum, biraz daha atılgan, biraz daha çevresindekilerden çok kendini düşünen, biraz daha bencil olabilseymişim. keşke o kadar uysal olmayıp duygularımı, isteklerimi açıklamaktan çekinmeseymişim. keşke annem babam o kadar övmeseymiş uysallığımı, ben de onları hayal kırıklığına uğratmaktan korkmasaymışım bu kadar. ne yazık ki kızım da bana benziyor. daha altı aylık ama iki aylıktan beri gece ben uyandırmazsam beslemek için, sabaha kadar yatıyor, uyanıyor; gıkını çıkarmadan saatlerce yatağında kendi kendine oyalanıyor, ben tesadüfen görürsem gidip alıyorum kucağıma. söz verdim kendi kendime, beni anlamaya başladığında övünmeyeceğim sessizliğiyle, uysallığıyla. gerekirse şımarık olsun, bağırsın, çağırsın, ağlasın, yerlerde tepinsin istediği olmadı diye; açık olsun, duygularını ifade etmekten, isteklerini açıkça söylemekten çekinmesin. karşısındakini kırmamak için kendisi kırılmasın, ezilmesin, ezdirmesin kendini. bir kez geliyor bu dünyaya, her istediğini elde etsin, gücü yettiğince....

Deli Anne dedi ki...

Ah ah, bilir bilmez ne yanlışları oluyor annelerimizin ve kimbilir bizim. .benim de küçüklüğümde çok överlerdi çok uysal, sokağa çıkmıyor, diğer çocuklar gibi değil diye, ben de tüm gücümü onları yanıltmamak için harcardım. Sıkıla patlaya evde otururdum. .hiçbir şeyin suyunu çıkarmamak gerek, yerginin de övgünün de... ama işte ayar kaçıyor .. sevgiyle

k.i.s.d. dedi ki...

Selim oğlak burcu mu yoksa yahu?

Deli Anne dedi ki...

Selim kova burcu ablası:) Arıza burçtur benim bildiğim.

Adsız dedi ki...

nerden cıktı,canım bende kova burcuyum.merak ettim.bildiklerini dök bakalım.sevgiyle mutlu kal..

Deli Anne dedi ki...

Ayh! afedersin Selinka'm.. bilemedim kova olduğunu:) Valla ben burçlardan anlamam ama o kadar çok kova tanıdım ve hepsi o kadar çok birbirine benziyordu ki sırf bu sebepten burçlara inanmaya başlayacağım nerdeyse.. Bir kere kovalar çok zeki oluyorlar, ama bu zeka bazen iyilikten ziyade sıkıntı getiriyor onlara, özellikle doğru yönlendirilmemişlerse mutsuz bile edebiliyor. Kendilerine has bir halleri var. Çok merhametliler ama merhametleri, öngörüleri evrensel daha çok. Dağa taşa üzülebiliyorlar ama aile bireylerine karşı dalgın ve ilgisizler daha çok. Benciller de aynı zamanda ilginç bir şekilde. Kendi dünyaları vardır, kendi öncelikleri oraya dokunulsun istemezler ve dokundurtmazlar da. Katı kuralları ve tipik davranışları vardır. Konuşmayı severler. Ama konuşurken dağınık konuşurlar, karşıdaki takip etmekte zorlanır. İyidirler. İyi kalplidirler kesinlikle. Kötülük düşünmezler. ama biraz da dengesizdirler. höh! amma biliyormuşum.. bakalım sana uyan var mı:)

ONLARUYURKEN dedi ki...

çocuklardan birinde aynı sorunu yaşadım onun için çok üzülüyordum.sorumluluk duygusu o kadar yoğun ki bazen dayanamayıp lütfen sadece çocuk ol diyordum.
evet şimdi beni çok zorlayan bir çocuk, ama titiz ve mükemmelliyetci..
ondanmıdır bilmem yazıda çok buruldum

Deli Anne dedi ki...

Ah be ya! Böyle giderse bu çocuk hep acıtacak içimi öyleyse.. Neyse, çok şükür.. O iyi olsun da varsın benim içim yansın.. Ama dert zaten onun iyi olması, değil mi? Sevgiler.

Adsız dedi ki...

OY SELİM ADIN ÖMRÜNÜ GÜZELLEŞTİRMİŞ BAK DAHA COCUKKEN NE MUTLU SANA
ADIN SANA SIRAYET ETMİŞ HALİM SELİM..
SELİM KENDİDE ETRAFIDA SAĞLAM DURAN DEMEKTİR.MASALLAH ALLAH ADININ GÜZELLİĞİYLE GÜZEEEL BİR ÖMÜR NASİP ETSİN..

Hayatın Tatları dedi ki...

benimde 7 yaşında kzım ve 5 yaşımda oğlum var. Ve sanki bizimkileri anlatıyorsun gibi geldi. Tamam belki yaratılışları ve karakterleride bunu müsaitti ama biz özellkle ben bu sorumluluklar konusunda kızıma çok yüklenmişim bunu her fırsatta bana açık açık ifade ediyor aslında yavrucuğumda anlayana. Hatta eylül kreş dönemi bunu öylesine abartmıştı ki egeyle faklı gruplarda olmalarına rağmen sürekli egeyi takip ediyormuş. Yemek yedimi sınıfta ne yapıyor ege ağlıyor onun sesi diye öğretmenine söylüyormuş. Canım kızım benim ben egeye ve ona kızdığım bir zamanda ege efendi hiç umursamazken o odasına kapanıp ağlıyor. Benimde içim parçalanıyor ama dediğin gibi yaratılış işte.

Adsız dedi ki...

Cok sevdim blogunuzu. Cocugu olan herkesin kendinden birseyler bulacagi bir blog olmus. Selim de belli ki ismi gibi halim selim bir cocuk. Bence uzulmeyin. Bu ozellikleri birsey goturmez, cok sey katar hayatina insallah.

Deli Anne dedi ki...

Çokzarifişler: inşaallah sapasağlam durur herkes ve herşey karşısında dediğiniz gibi.. amin ve de çok teşekkürler..

Hayatın tatları: çok parçalanıyor insanın içi böyle olunca da çok.. halbuki sevinmek gerek ama ne bileyim ben bunu bile dram haline getiriyorum ..

Her güne bir güzellik: Çok teşekkürler.. bence de üzülmek yerine sevinmeliyim.. ama bende tuhaf bir hal hasıl oldu, Selim'in en keyifli zamanında bile alıyorum.. ah bu çocuğa ben ne eziyetler ediyorum diye.. .