Sonbahar Projeleri 1 de bahsetmiştim ya hani, önce yaprakları eve topladım, sonra kırılmış dalları, giderek çer çöp ne varsa. Kuru dalları boyamak üzere vazoya topladım, bu sırada vazoyu da görünür bir yere koydum. Görüntü öyle çok hoşuma gitmişti ki uzunca bir süre onlara dokunamadım. Zaten tek tek boyamak da meşakkatli ve bol enerji isteyen bir işti, taşınma, hastalıklar, değişiklikler, artan işler vesaire derken dallarla bakışmalarımız epeyce bir zaman devam etti, tam şu şekilde:
http://deli-anne.com/?p=21131
Uzun süren bakışmalarımız elbette bir
sonuç verecekti, verdi de. Bir heves elime aldığım tığ işim bitmek
bilmeyince ve yünler de sürekli yanıbaşımda nöbette bekleyince olanlar
oldu, buldum, dedim bir an aniden: dalları yünlerle sarıp sarmalamalı.
Bir pazar günü başladık çocuklarla sarmaya ipleri. Elimize geçeni aldık
uçuca düğümledik ve doladık, doladık… Sonuç mu; tam şöyle:
Evdeki
herkes çok sevdi bu güzel eseri:) Beyhan bir yorumunda senin içinde
İnkalıların ruhu var demişti, doğrudur; Perulu, Kızılderili, Moğol,
Türkmen vesaire herşeyden var biraz bence de bende:) İçinde renk olan
hemen herşeyi seviyorum zaten. Hele şu sıralar yeniden alevlenmiş
durumda renk sevdam.
Instagramda epeyce bilgi verdi bazı
güzel arkadaşlar; öğrendim ki dalları örme üzerine sayısız şey varmış
Pinterest’te. Stick loom, branch weaving vesaire diye geçiyorlar,
dileyen baksın harika şeyler var. Ben belki onlara da geçerim ancak
şimdilik değil.
Şimdi örgülü bu dallar salonumuzun en
baş köşesinde duruyorlar. Diğer odaya ise yeniden kuru dalları topladım,
sonbahar sandığımın yanında duruyorlar gene yalın biçimde, işte şöyle;
Yanısıra eve topladığım büyük büyük dal
parçaları var. Şimdilik onlarla da tanışma faslındayız, sanırım onlar
da azıcık samimiyetten sonra ne olmak istediklerine dair bana birşeyler
fısıldayacaklar. Ama o zamana dek işte şu şekilde (ve bence gene çok
güzeller bu halde) duruyorlar en baş köşede.
Bir ara aldığım değişik desende ve
renkte elişi kağıtlarını yaprak şeklinde kesip yapıştırmak istedim
dallara. Ama neden bilmem içimden gelmedi böylesi. Sanırım planlarla
ilgili bir derdim var benim, ne zaman ileriye dönük planlı birşey
kurgulasam yapamıyorum o işi, birşey hemen olmalı bende. İşte bunun bir
örneği de gene aniden yapmaya başladığım/ız şu dal askısı (ya da dal
sarkacı/sarkıcı vesaire) oldu. Çocukların eline (adını bile bilmediğim,
baskı aleti diyorum ama tam değil) aleti verdim, kağıdı kesiyor belli
şekillerde, bizdeki de yaprak şeklinde kesiyor kağıdı. Çocuklar habire
yaprak kestiler bu şekilde, sonra onları iplere geçirdim, iğne iplikle.
Ve astım dala. İşte bu:
Şimdi kuru dalların bir başka seremonisi
var evde. Sonbahar bitip de Kış gelirken değişti bende projelerin şekli
de elbette. Bu da başka bir yazının konusu olsun, zira çoook şey var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder