2 Mayıs 2013 Perşembe

Mutluluk Sırrı



Canım Dostoyevski’nin dediği gibi mutsuz olmadığımızı farketmek mutluluğumuz. Üzerimize ağır bir kapı gibi düşen; keskin ve şiddetli bir musibet, bir acı yoksa o sırada, mutluyuz bence çoğumuz. Ki o acılar dahi daimi değil, geçtiğinde eskisinden daha hafif, daha kıymet bilir ve daha mutlu olduğumuz da kesin.
Bence tüm sorun şu:
“Mutsuzluğumuza dikkat kesildiğimiz kadar, mutluluğumuza dikkat kesilmediğimiz için mutsusuz!”
Elimizde olmayanlar kadar, elimizde olanlara dönüp de bakmadığımız için mutsusuz. Başkalarının imrendiğimiz hayatıyla ilgilendiğimiz kadar kendi hayatımızla ilgilenmediğimiz için mutsusuz. Enerjimizi olmayana, başkasının elinde olanlara harcadığımız ve kara düşüncelerden karardığımız için yaşama sevincinden yoksunuz ve haliyle mutsusuz. Uyanmadıkça, farkına varmadıkça da derinleşiyor mutsuzluğumuz ve elbette huzursuzluğumuz.  Evet, mutsuzluk kaynaklarımıza dikkat kesildiğimiz kadar, mutluluk kaynaklarımıza da dikkat kesilmediğimiz için mutsuz ve huzursusuz.
Oysa mutluluk var. Dikkat etmezsek silüet gibi geçiyorlar kolkola verip andan, dikkat kesilince de hem berraklaşıp ortaya çıkıyorlar, hem de zamanı büyütüyorlar. En güzeli belki dikkat eder ve hele de kıymet verirsek, gelmeyecek olanları da cesaretlendirip peşlerine takıyorlar.  Dikkat etmezsek bir zaman sonra bir sebeple ve üzüntüyle farkediyoruz ki bir süre önce yanımızdaydılar lakin şimdi yoklar ve geçmiş olmuşlar. Dikkat edersek; belirginleşmekle kalmayıp kanlı canlı karşımıza dikiiyorlar. Hele bir de şükür de varsa yanlarında sanki bölünerek çoğalıyorlar hayatımızda. Ki bu çoğalma konusunda Allah’ın kesin vaadi var.
.
Mutluluk Sırrı (2)
Mutluluk Sırrı
Mutluluk Sırrı delianne

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Okula gitmeden mutluluk artırmaca:)