Hayaldi Gerçek Oldu 1: Harvard Doğal Tarih Müzesi
Selim’in
dinozor keşfiyle birlikte gelişen bir dileği hatta dilekten öte
gerçekleşeceğinden neredeyse emin olduğu bir beklentisi vardı: Amerika’ya gitmek ve
Dinozor müzelerini gezmek. Ne bu konuda ümidini yitirdi, ne sabrını ve
ne de metanetini. Bir gün dahi şüpheye düşmedi, bir gün dahi ne zaman
gideceğiz, neden gidemiyoruz demedi, sadece bekledi. Çok da mevzu bahis
etmedi, sadece bazen birilerine anlatırken işitiyordum bu beklentisini.
Sanki birisi ona bu işin olacağının garantisi vermiş gibi (kim bilir
belki bir melek kulağına fısıldamıştı tam da bu dediğimi) ona düşen
beklemekti sadece uygun zamanı ve uygun yeri. Sanırım saf inancı ve
kuvvetli imanı sağlıyordu bu kendine güven dediğim şeyi. Dileğinin
yerine getireleceğinden ve Yerine Getirenin onu kırmayacağından öylesine
emindi ki, işin sırrı buydu tahminim.
Amerika’ya
gitti Selim. Üstelik beklentisinin ve hayallerinin ötesinde bir
karşılama hazırlanmıştı onun için. Neden mi, bir değil tam üç kat
karşılık bulmuştu sırf müze dileği. Verenin hazinesi de, kudreti de
geniş olunca, büyük ve uzak sandığımız dilekler nasıl da oluveriyordu
kolayca. Hem de kat be katıyla. Tıpkı şimdiki gibi.
Boston’a gitmiştik ilkin. Müze beklentimi New York’a saklıyorken Harvard’daki müzeden haberdar etti Esma ve Esra.
Gene Esma’m bunca işinin, gücünün ve yoğunluğunun arasında götürdü bizi
oraya da. Selim için ilk deneyim ve ilk heyecandı. Fazla vaktimiz
olmadığı için, birçok şeyin önünden çarçabuk geçtiğimiz için içi rahat
etmedi biliyordum ama; nasılsa New York’a gideceğiz, bak bu önden bir
deneyim deyip rahatlatmıştım bir parça Selim’i. Sahiden de bu müze
girizgahmış bizim için hazırlanan seremonide. Zira yol boyunca
dinozorlarla ilgili pek çok yer çıkartıldı karşımıza, üstelik öylesine
yerler değildi gördüklerimiz sahici kalıntıların bulunduğu ve bir
zamanlar gerçek dinozorların yaşadığı ve izlerinin dahi hala korunduğu
yerler…
“Bir dileği sadece sahibinden istemek, bir arzuhalin cevabını sadece sahibinden beklemek, ardından o isteği, o arzuhali sahibine emanet edip, engin bir teslimiyete bürünmek ve o teslimiyetin getirdiği büyük iç huzuruyla ve gönül rahatıyla ama her dem ümitvarca yüzünü hayata ve yapılması gerekenlere dönmek mucize dediğimiz şeyin gerçekleşme sebebiydi demek ki. Ve üstelik afaki, bulanık yahut silik değil, son derece gerçek birşeydi böylesi. Bir kez daha hatırladım bu gerçeği. Üstelik o engin teslimiyetin ve lekesiz ümidin mükafatı düşündüğümüz gibi basit de değil, illa ki şaşırtıcı, çok daha şatafatlı ve kesinlikle düşündüğümüzden daha güzeldi.”
Gene şükür sebebim oldu çocuklarım, gene şükür sebebim oldu Selim. Gene onların ve onun üzerinden derinlere değdim, değdirildim.
İşte ilk deneyim fotoğrafları: Harvard Doğal Tarih Müzesi (Harvard Museum of Natural History)
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder