8 Haziran 2012 Cuma

Hayaldi Gerçek Oldu 1: Harvard Doğal Tarih Müzesi


Hayaldi Gerçek Oldu 1: Harvard Doğal Tarih Müzesi

by Deli Anne on 08/06/2012
Selim’in dinozor keşfiyle birlikte gelişen bir dileği hatta dilekten öte gerçekleşeceğinden neredeyse emin olduğu bir beklentisi vardı: Amerika’ya gitmek ve Dinozor müzelerini gezmek. Ne bu konuda ümidini yitirdi, ne sabrını ve ne de metanetini. Bir gün dahi şüpheye düşmedi, bir gün dahi ne zaman gideceğiz, neden gidemiyoruz demedi, sadece bekledi. Çok da mevzu bahis etmedi, sadece bazen birilerine anlatırken işitiyordum bu beklentisini. Sanki birisi ona bu işin olacağının garantisi vermiş gibi (kim bilir belki bir melek kulağına fısıldamıştı tam da bu dediğimi) ona düşen beklemekti sadece uygun zamanı ve uygun yeri. Sanırım saf inancı ve kuvvetli imanı sağlıyordu bu kendine güven dediğim şeyi. Dileğinin yerine getireleceğinden ve Yerine Getirenin onu kırmayacağından öylesine emindi ki, işin sırrı buydu tahminim.
Amerika’ya gitti Selim. Üstelik beklentisinin ve hayallerinin ötesinde bir karşılama hazırlanmıştı onun için. Neden mi, bir değil tam üç kat karşılık bulmuştu sırf müze dileği. Verenin hazinesi de, kudreti de geniş olunca, büyük ve uzak sandığımız dilekler nasıl da oluveriyordu kolayca. Hem de kat be katıyla. Tıpkı şimdiki gibi.
Boston’a gitmiştik ilkin. Müze beklentimi New York’a saklıyorken Harvard’daki müzeden haberdar etti Esma ve Esra. Gene Esma’m bunca işinin, gücünün ve yoğunluğunun arasında götürdü bizi oraya da. Selim için ilk deneyim ve ilk heyecandı. Fazla vaktimiz olmadığı için, birçok şeyin önünden çarçabuk geçtiğimiz için içi rahat etmedi biliyordum ama; nasılsa New York’a gideceğiz, bak bu önden bir deneyim deyip rahatlatmıştım bir parça Selim’i. Sahiden de bu müze girizgahmış bizim için hazırlanan seremonide. Zira yol boyunca dinozorlarla ilgili pek çok yer çıkartıldı karşımıza, üstelik öylesine yerler değildi gördüklerimiz sahici kalıntıların bulunduğu ve bir zamanlar gerçek dinozorların yaşadığı ve izlerinin dahi hala korunduğu yerler…
“Bir dileği sadece sahibinden istemek, bir arzuhalin cevabını sadece sahibinden beklemek, ardından  o isteği, o arzuhali sahibine emanet edip, engin bir teslimiyete bürünmek ve o teslimiyetin getirdiği büyük iç huzuruyla ve gönül rahatıyla ama her dem ümitvarca yüzünü hayata ve yapılması gerekenlere dönmek mucize dediğimiz şeyin gerçekleşme sebebiydi demek ki. Ve üstelik afaki, bulanık yahut silik değil, son derece gerçek birşeydi böylesi. Bir kez daha hatırladım bu gerçeği. Üstelik o engin teslimiyetin ve lekesiz ümidin mükafatı düşündüğümüz gibi basit de değil, illa ki şaşırtıcı, çok daha şatafatlı ve kesinlikle düşündüğümüzden daha güzeldi.”
Gene şükür sebebim oldu çocuklarım, gene şükür sebebim oldu Selim. Gene onların ve onun üzerinden derinlere değdim, değdirildim.
.
Harvard Doğal Tarih Müzesi

Hiç yorum yok: