Yaşlanmak,
ihtiyarlamak gibi biraz buruk bir terim. Son zamanlarda ise, -yaş
almak- gibi asilane ve kulağa hoş gelir bir terime dönüştü. Yaş almak;
gidilen uzun uzun yollardan, demet demet anı toplamak, biriktirmek ve
bunları kendi içinde barışık bir şekilde harmanlamak, bazen elemek,
bazen eklenmek suretiyle ustalaşmak gibi bir tat bırakıyor dimağımda.
Öyle olsun diliyorum ya da.
İster dünyanın, ister Türkiye’nin
doğusunda, kısaca tümden doğuda, yaşlanmak; yaş almak gibi; kıymetli bir
hadise yani. Hatta eskiden kullandığımız -kocamak- gibi. Bilgelik
barındırıyor içinde ve saygıyla eğiliyor yaşı genç olanlar bu kişilerin
önünde. Gene ister dünyanın, ister Türkiye’nin batısında, kısaca her
lokasyona göre batıda ise tam tersi geçerli. İnsanlar yaşlanmamak,
zamana karşı durmak için büyük bir çaba, büyük bir direnç içinde. Bu
konuda kişisel çırpınışlar, kamusal çırpınışlar, fonlar, yatırımlar her
türlü olanak devreye sokulmuş durumda. Daha genç, daha genç, daha genç
olmalı! Yüzde kırışıklık olmamalı, giysiler genç durmalı, ışıltılı
olmalı, güzellik baki kalmalı, yüzümüz yeni yetmeler gibi hatta daha
ötesi bebekler gibi ak pak olmalı! Kozmetik şirketleri, estetisyenler
gençlik pırıltısının peşinde. N’apıp, n’edip onu yakalamalı!
Doğuda
-ÖZ- ne denli değerli ve yatırım yapılabilir ise, batıya gidildikçe, tam
aksine özden ziyade, yoz kabuk yerini alıyor; değerli ve yatırım
yapılabilir kategorisinde. Ne acıdır ki bu böyle! Ve ne acıdır ki
çoğumuz ve elbette ben de, bunları bile bile, su taşıyoruz bunları
dayatanların değirmenlerine.
Oysa yılların ilmek ilmek ördüğü çizgilerin verdiği yaşanmışlık alametleri, değişilir mi hiç, toy birinin tecrübesizliğine?
Hele ki o kıymetli yaşanmışlık izleri, yoz kabuktan ziyade özünü
katmerlendiren birine aitse, bin kere yeğ değil midir terü taze hallere?
Hele ki -ÖZ- kendine yapılan yatırıma mutlak karşılık verirken ve pek
vefakarken, tam aksine -KABUK- değil midir nankör ve kendine bile
yetmez, biçare! Hem öz güzelse yansımaz mı sanılır surete? Öz güzelse
nur dökülür yüze pare pare. İşte gençlik pırıltısı da tam budur bence! Hikmeti insanın özünde gizli, ab-ı hayat dedikleri özdür belki de. Ve yazık ki ilaçlar, kremler sanılıyor çare!
İşte bu Ayın Blogu da bu yönde. Yaş
almayı bir onur sayan, gururla yaşını ortaya koyan ve bunu saklamak, bu
uğurda başkalaşmak, çocuklaşmak yerine halini usulca ortaya koyanların
sergilendiği bir blog. ADVANCED STYLE.
Yaş almaktan utanmayanların, bunu
gençlik kabuklarına sığınmadan, mağrurca taşıyanların olduğu bir blog.
Ve birçoğuna bakmaktan kendimi alamadığım bir blog. Farklı bakış açısı
katan, beni umutlandıran.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder