Üç-beş yıldır zihnimde
dönüp duran projeler var. Yaklaşık 10 yıldır da dikiş makinası hayalim.
Henüz bir makina edinip kafamdaki projeleri hayata geçiremedim, sanırım
geçirmeyi de beceremeyeceğim zira sürekli yeni şeylere bulaşıyorum.
Üstelik çocuklardan beridir kafamda dönen ve sürekli ertelediğim
şeylerin içimde biriken ve biriktikçe çığrından çıkan hevesi öyle bir
noktaya getirdi ki beni şu sıralar nefes almadan, biri bitmeden öbürüne
geçecek denli deli bir iştahla birşeyler yapma telaşındayım.
Bu evde birşeylere başlamanın öncüsü;
adına Bol yamalı (Patchwork misali, ya da Scrapbook dedikleri gibi) bir
tablo yapmak oldu. O günden beri dur durak bilmeden çalışıyorum.Üstelik
başlarda son derece ilkel ve basit şeyler yaparken giderek tecrübelenip
daha iyi işler çıkarıyorum, tabii bence:)
Şimdi ilklerden ve doğal olarak ilkellerden ikisine geçeyim:
Sonbahar Projeleri 2: Yamalı Tablo
Hani hep diyorum ya, çocukluğumdan beri
sevdiğim türden karışık şeyleri birleştirip kolaj yapmayı seviyorum
diye, işte bu da onun büyümüş versiyonu oldu. İlkokul dahil tüm okul
dönemlerimde defterlerimi kaplamak yerine kolajlı kapaklar yapardım,
üniversitede duvarlarımı aynı iş için kullanır olmuştum, daha ilerde
bilgisayarda programlarda aynı şeyi yapmaya başladım ve şimdi evde bu
işi yapmaya başladım. Niyetim de gezip gördüğümüz yerlerden elimde kalan
ve güzel anılara isabet eden şeyleri harita üzerinde şekillendirmek,
gidip görmek istediklerimizi işaretlemek ve bu şeyi gözününde tutmaktı.
Zaten bu dönemde neden albüm vesaireden hoşlanmadığımı da anladım, ben
birşeylerin gözümün önünde olmasından hoşlanıyorum; eşya ya da
fotoğraflar her neyse, bir mana ifade eden, sevdiklerim sandıkta ya da
kutularda değil göz önünde ve birarada olmalı, işte bu da öyle birşey.
Büyük
bir kanvas alıp üzerine istediğim ne varsa yapıştırdım ilkin, sonra
washi tape (ya da deco tape) dedikleri renkli bantlarla şeritler yaptım,
gittiğimiz yerlerden alınmış şehir, bölge, müze haritaları, biletler,
tatlı hatıralarla dolu otellerden kalmış kartlar vesaireler… Yukarıdaki
-Home is shere the heart is- yazısı ise hazır aldığım bir yazıydı ama
pekala yazılabilir daha güzeli. Sonra ortadaki haritaya, gördüğümüz ve
görmek istediğim/iz yerleri elimdeki puantiyeli, dekoratif düğmelerle
işaretledim ve oldu bitti.
Çocukların çok hoşuna gitti kendimize has bu uyduruk tablo. Hele gezilen yerlerden kalan pek çok şey Selim’e çok cazip geldi.
Bir diğer proje zaten Sonbahar Projeleri 1: Sonbahar Sandığı’nda bahsi geçen hikaye.Yani:
Sonbahar Projeleri 3: Sonbahar Kaseleri:
Yerde gördüğüm sayısız çeşitlilik ve
güzellikteki yaprağı es geçemeyen ben eve boyuna yaprak taşıdım. Sonra
onları bir kaba koydum, derken içine kürelerimi koydum ve giderek
çeşitlemeyi arttırdım. Sonuçtan öyle çok memnun kalmıştım ki, bu
Sonbahar kaselerini evde neredeyse her köşeye dağıttım. İşte örnekleri:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder