19 Ekim 2013 Cumartesi

Taşınma & Rehavet & Telaş & Yine yeniden Eşyanın Hamallığı


Bizim evde telaş var; taşınma, toparlanma, yerleşme, yerleştirme vesaire üzerine. En fazla iki senede bir taşındığımızdan fazlaca bir rehavet var üstümüzde; son günlere dek hiçbir toparlanma girişiminde bulunmadık ve işin tuhafı bundan rahatsızlık da duymadık. Eşyaların azlığına güveniyoruz ama aslında eşyalar o kadar da az değil. Muhtemeldir ki taşınma tecrübesinin verdiği rahatlıktayız. Zira eskiden bir ay önceden kolileri hazırlayan ben, şimdi son üç günde hazırlığa başlıyorum.
“Ne acayip yaratık şu insanoğlu; iki senede bir taşınıyorum, taşınırken geride eşya değil basbayağı bir ev bırakıyorum, ama gene de eşyanın hamallığını yapmaktan kurtulamıyorum.”
Eşyadan azade derken içinde kaybolduğum eşyalar ağırlık yaptı gene üstüme. Pek çok şeyi ayıklamak, dağılmış evi ve eşyayı toparlamak, kullanmadığımız işe yarar şeyleri, çocukların temiz giysilerini vesaireyi hayır kurumlarına bağışlamak, kullanılamaz durumda olanları bir bir ayıklayıp atık merkezine atmak hafifletici olsa da, yeterli değil. Bir buçuk senede bu ne birikinti anlamayadım. Ama her neyse bu gereksiz çoğalmadan hiç mi hiç hoşlanmadım. Ivır zıvır güzel ve cazip geliyor alırken de, adı üstünde ıvır zıvır ve gereksiz işte ve ben yazık ki evi ıvır zıvırla doldurma yolunda epeyce ilerlemişim gene. Yanısıra hepi topu iki çekmece ve 6 askılık giysimin olmasından da çok hoşlandım. Evde en az giysiye sahip olmakla övünüyorum ve sahiden de çok iyi ve çok hafif hissediyorum. Bir valizlik giysim var, bundan büyük bir hafiflik olabilir mi? Çok şükür ve ne mutlu!
Sonra bakıyorum; ıvır zıvır dediğim şeyler; birçoğunu da eşe dosta hediyelik olarak almışım ama evet abartmışım. Lakin bir küçücük valiz var, farkettim ki sanki çeyiz sandığım. Kıymetli benim için. Üstüne dikkat yazdığım tek kutu da o olmuş. Tuhaf ama birçok kadın gibi kıymetli eşyalarım, değerli mücevherlerim yok, benim için üç beş defter, rengarenk ve çeşit çeşit kalemler, etiketler, vesaireler yeter derecede değerliymiş, bu taşınmada da bunu farkettim.
Yorgun olmam gerek, yorgunum da. Ama bu yorgunluk arasında şuraya oturup iki satır yazmak ve özellikle fotoğraflarla uğraşmak yorgunluğumu alıyor, beni dinlendirip sakinleştiriyor.
Siz şimdi eskilerden, canım ülkemin bol güneşli günlerinden kalma fotoğraflara bakadurun, ben gidip biraz daha toparlanayım. Bu arada hastalığını üstünden atamamış bu yorgun kadına da bol bol dua ve iyi dilek gönderin e mi :)
İstanbul Diyarbakır erguvan kedi delianne (1)İstanbul Diyarbakır erguvan kedi delianne (5)İstanbul Diyarbakır erguvan kedi delianne (2)İstanbul Diyarbakır erguvan kedi delianne (3)İstanbul Diyarbakır erguvan kedi delianne (4)

Hiç yorum yok: