İşin
ilginç tarafı ne biliyor musunuz, gide gide bu yabancı fikre de, sisteme
de, kendi uyarlamanıza da alışıyorsunuz. Siz de, çocuklar da. Ve
alışınca ürkütücü boyutu kalmıyor işin. Bir de bu işe nasıl
giriştiğinizin ve ne yollardan geçtiğinizin önemi var. Selim okulda
ciddi sorunlar yaşayınca, tüm ezberim, düşünce sistemim değişti. Eskiden
çocuklar okulda olsun da rahatlayayım diyen ben, çocuk okulda huzursuz
olunca tastamam tersine bir isteğe dönüştü. Giderek Selim evde olunca
rahatlamaya ve huzur bulmaya başladım. Bilmediğim, görmediğim bir
ortamda tek başına kalmışlığı şimdiki halimden çok, çok daha ürkütücü
olduğunda Homeschooling daha sıcak gelmeye başladı kulağıma.
İşte biraz
mecburiyetle başlayan bu süreç neredeyse bir yıla yakındır sürüyor.
Başlangıçta çok zor oluyordu, hem ben, hem Selim için. O direniyor, ben
nerede, ne yapacağımı bilemiyordum. Giderek birbirimize uyum sağlamaya
başladık. Bu konuda özellikle Unschooling hakkındaki okumalarım çok işe
yaradı. Motomot müfredat takip edilecek, illa şunlar şu şekilde
öğrenilecek derken gevşedim, sevimsiz ve zorlama eğitimci havasından
çıkmaya ve Selim’in duyarlılıklarına, ilgisine, isteklerine göre yol
almaya başladım. Selim bu konuda çok iyi rehberlik ediyor bana,
isteklerini dikkate alarak, yönlendirmelerini dinleyerek, bazen
kaytarmak için yol yöntem geliştirse de (mümkün olduğunca, ki bazen
olmuyor) şiddetle reddetmeden isteğine göre yapıyormuş izlenimi vererek
yapılması gerekenleri araya katıştırıyorum.
Örneğin
başta bir çizelge hazırlamıştık; haftanın her günü yapılacakları
sıralamıştık. Ancak o çizelge canlı bir organizma gibi bizimle birlikte
sürekli şekil değiştiriyor. Çizelgede kalan tek sabit şey; Cuma gününün
Araştırma Günü olması. Zira Selim araştırmaya ba-yı-lı-yor! Diğer tüm
günler ise an be an değişkenlik gösteriyor. Birgün hikaye yapıyor
mesela, çiziyor, hikayesini yazıyor, hergün kitap okuyor, bazen
günlüğüne sevdiği şeyleri yazıyor, bazen kendinden bahsetmeyi sevdiği
için, ona anketimsi sorular soruyorum o cevapları yazıyor, bazen sevdiği
kitapları dinletiyorum, o yazıyor, bazen kelime heceleyip yazıyor, bu
sırada hergün basit aritmetik yapıyor, bazen deney yapıyoruz, onları
yazıyor, tüm hafta araştırmak istediklerini not alıyor, Cuma günü
geldiğinde ise sıraladığı maddeleri tek tek araştırıyoruz ve ardından
aklında kalanları not alıyor, belgesele çok meraklı olduğu için bazen
belgesel izleyip notlar alıyor ardından onlar hakkında bir sayfalık yazı
yazıyor, bazen kütüphaneye gidiyoruz, orada kitap okuyor ve eve dolu
dolu kitaplarla geliyor, bazen sadece resim yapıyor, bazen oturup kısa
film yapıyoruz, bazen örüyoruz, bazen kek, pankek yapıyoruz, bazı
günleri temizlik günü diye ilan ediyoruz sözün kısası sistemli değiliz
ama hamur gibi duruma göre şekil alan bir sistemle iyi kötü ilerliyoruz.
Ve ben bu esnada yazma, okuma, basit aritmetik vesaireyi Selim’in ilgi
alanına göre ortama serpiştirmeye çabalıyorum.
Homeschooling’i
sonuna dek düşünmüyorum. Bizimki zaruriyetten gelişen birşeydi, başta
ürkütücü, sonra tatlı geldi ama gene de bizim için sürekli yapılacak
birşey değil. Bir ay kadar sonra yeni eve geçince, yepyeni bir okula
başlayacak Selim ve Kerim (yani inşaallah) ve ümidim herşey
olağanlaşacak. Bu yüzden Selim’in 3. ya da 4. sınıfın akademik olarak
gerisinde kalmaması, geri kaldım meselesine kederlenip gene travmatik
hallere bürünüp, bunalmaması için İngilizce okuma, yazma ve basit
aritmetik işlemler üzerinde yoğunlaşıyorum ısrarla. Yoksa tümden ve uzun
vadeli Homeschooling düşünsem daha farklı ilerleyebilirdik.
“Kısaca bizim için Evde Öğrenim; kendi yaşam biçimimize ve Selim’in ilgi ve ihtiyacına göre harmanlanan bilgiden ibaret. Kerim ise serbest! “
Homeschooling
sürdürülebilir birşey mi; kesinlikle evet! Artık gözüm de korkmuyor,
tuhaf da gelmiyor. Hatta son derece makul ve sıcak buluyorum bu
yaklaşımı, bunu yapabilen annelere de büyük hayranlık duyuyorum. Çünkü
yaptıkları herşeyden önce fedakarlık! Özellikle kendi hayatlarından,
rahatlarından vazgeçmiş olmaları çok etkileyici! Ancak ben benim
koşullarımda sürdüremem bu işi. İlki buralarda elzem olan birşey var;
araba kullanmak. Ben henüz o mertebeye gelemedim. Çocukları uzak bir
yere götüremiyorum. Oysa en azından sporsal faaliyetlere katılmaları
gerek. Sosyal olarak geri kalmıyorlar aslında, sokak yaşamı bizim için
çok büyük bir kurtarıcı. Yani şu çok net ki; bulunduğumuz yerde böylesi
bir sokak yaşamı olmasaydı kesinlikle Homeschooling yapamazdık.
Çocuklar molalarda derhal sokağa çıkıyorlar, bisiklet, scooter vesaire ile oyalanıyorlar. İki kardeş
olması büyük avantaj. Bazen Kerim dikkat dağıtsa da esasında bu dönemde
bir diğer kurtarıcı oldu. Selim’e sabırla arkadaşlık etti zira:)
Öğleden sonra ise çocuklar geldiğinde büyük bir kalabalık halinde akşam
çökene dek sokakta kalıyorlar. Bazen çocuklar bize geliyor vesaire… Ama
Kış’ın yağışlar artınca başka aktiviteler şart!
Bu işi merak edenler çok. Çok fazla soru
alıyorum, hepsine topluca cevap niyetine yazacağım. Ancak önce
Homeschooling’in bizim için faydalarını yazayım:
-Homeschooling’in bize en önemli
katkısı: Selim sıkıntısıyla baş etmeyi öğrendi. Özellikle Üstün Zekalı
çocuklarda başedilemeyen bir sıkıntı problemi var. Ben bunun çözümünü
hep bir aktiviteden öbür aktiviteye atlamak olduğunu sanırdım ama
sanırım çözüm bu değil. Ve anladım ki çocukları bir aktiviteden bir
başka aktiviteye neredeyse nefessiz kalacak şekilde geçiren özel okul
sistemleri de iyi değil. Zira bu çılgın hareketlenmeye alışan ve sürekli
güdülenerek koşturulan çocuk bir parça kendiyle kalınca büyük bir
boşluğa ve kendi açısından bilinmezliğe düşüp zırvalamaya başlıyor.
Bence o yüzden okuldan gelen çocuklar ateş topuna dönüşüyor ya da her
fırsatta tv, pc, telefon, oyun vs ile düştüğü boşluktan kurtulmaya
çalışıyor.
Gözlemlediğim kadarıyla çocuk
sıkıldığında biraz kendi haline bırakılırsa kendi sıkıntısına kendi
çözüm bulmaya başlıyor, bu geçiş zor ve yavaş olsa da sabrın sonu
selamet olabiliyor (yani çoğunlukla:)). Ama en önemli şart; çocuğun
sıkıntı giderici olarak gördüğü televizyonu ortadan kaldırmak. Ya da
telefonları, oyunları vesaire… Başlarda zor gelen bu eylemler süreklilik
kazandığında ve siz kararlı olduğunuzda karşılık bulmaya başlıyor.
Çocuk başta sizi ve durumu sınamaya, zorlama çalışıyor, ama kararlılık
etkin oluyor ve bir anda iş değişiyor. Ben televizyonu henüz tümden
kaldıramadım, aslında tümden kaldırsam sıkıntıyı tv ile giderme
saplantısına da anında çözüm bulmuş olurdum ancak Selim’in anne-öğretmen
direncini kırmama hizmet ediyor tv şimdilik. Ve ben de bir amaca
hizmet etmesi için televizyonu kullanıyorum ve birşeyin bitiminde ödül
kıvamında izin veriyorum. Zaten pek çok pedagogun da söylediği gibi,
konsantrasyon sorunu var ve ucunda ödülümsü birşey varsa kolay veriyor
kendini yaptığı işe. Bir de en önemlisi, İngilizcelerini
geliştirmelerine vesile oluyor filmler. Zira anladım ki; sıfırdan
öğrenmek için değil ama dili biraz bilince geliştirmek için iyi bir
yöntem film vesaire izlettirmek.
Konsol oyunlarını, pc oyunlarını tümden
kaldırdım, bir tek spor içeren oyunları oynayabiliyorlar. Masa tenisi
felan, onu da evde oturup kalmasınlar diye bile bile veriyorum. Zira her
gün de hava müsait olmuyor dışarısı için, bir nevi kapalı salon
sporları yapıyorlar.
Günde bir-iki saat kadar tv izliyorlar,
hatta bazı günler hiç izlemiyorlar. İçinde minik bile olsa şiddet içeren
çizgi filmleri tümden kestim, eğlenceli, bilgi veren ve muzır birkaç
çizgi film var kaydettiğimiz ancak onları izleyebiliyorlar. Çünkü gördüm
ki, belirgin bile olmasa şiddeti kullanan filmler çocukların
davranışlarını feci biçimde değiştiriyor. Ejderhanı Nasıl Eğitirsin,
filminin oyunu vardı. Bir dönem onu oynuyordu, bir de bizim şiddetini
gözden kaçırdığımız çizgi filmleri izliyorlardı bir ara, o dönem önüne
gelene vuruyordu Selim. Zaten çok da sıkıntılıydı. O sıra farklı
psikolog ve pedagoglar bize bu türden oyunları derhal kesmeyi önerdi.
Zamanla o şiddet eğilimi çok büyük oranda geriledi Selim’in ve dahi
Kerim’in.
-İkinci fayda; kardeşler arasında uyum
ve yakınlık oluştu. Birbirleriyle oynamayı öğrendiler bu vesileyle. Ve
çok daha yakınlar birbirlerine.
-Üçüncü fayda; dolu dolu çocukluk
geçirdi Selim bu zamana dek. Eğitim sisteminin çarpık yanlarına tosladı
çok kez, evet, çok da zorlandı ve büyük sıkıntı, depresyon da yaşadı ama
iyi tarafı Selim’in o müthiş alarmı derhal çalıştı, müdahale etme
imkanı bulduk vesaire… Derken hani Waldorf-Steiner sisteminde 7 yaş
çocuklarının hayalgüçlerinin zirvede olduğuna inanılır ve o dönemde
çocuk sayılardan ziyade resim, sanat, hikaye, efsane ile biraraya
getirilir ya, Selim için de büyük oranda geçerli oldu bu ve beni de
sevindiriyor bu durum.
Kerim bazen ihmal ediliyormuş gibi
geliyor bana ama sonra olayların ona olan yansımasına bakıyorum, yaşına
göre çılgınca bilgiler ediniyor. 2*4=8 diyor mesela bir çırpıda, ya da
virüslerden konuşuyor, ya da insan vücudunun derinliklerinden,
genlerden, bilinmez türlü hayvanlardan:)
-Dördüncü fayda; çocuklarımın ilgisine,
merakına, neye yakın ve yatkın olduklarına yakinen şahit oluyorum.
Selim’le çalıştığımız şu dönemde onu daha çok tanıma imkanım oldu ve
tanıdığım için de eskisinden daha çok saygı duymaya başladım
farklılıklarına. Ki eskiden çok daha az anlıyormuşum onu. Gene süper
bir durumda değilim elbette, hatta bazen tamamen dibe vuruyorum ama
eskisine oranla daha iyiyim diyebilirim. Zira ne yazık ki, Selim kolay
bir çocuk değil!
-Beşinci fayda; hani Homeschooling zor
geliyor ya bazen, aslında bazen de büyük nimet. Mesela; sabah
kalkışlarında okula yetişme telaşı ve o pis gerginlik yok! Hadilemeler,
kızmalar, deli olmalar yok. Ben Selim’i okula götürürken Kerim’in kapı
önünde kakası mı geldi, uykusu mu var, uyandırmam mı gerek sıkıntım yok.
Bu da beni de, çocukları da hem yumuşatıyor, hem yavaşlatıp
sakinleştiriyor.
-Altıncı fayda; her zaman seyahate ve
tatile gitmeye hazır ve nazırız. Bu çok büyük bir nimet. Hele bizim gibi
bir aile için. Bir de sabah kütüphaneye gidiyoruz diyelim, bomboş! Oysa
okuldan sonra aileler akın akın çocuklarını oraya getiriyor mesela.
-Yedinci fayda; daha önce de yazmıştım;
yemek, mutfak konusunda yaban atı gibi direnmelerim çok değil ama minik
bir parçacık da olsa kırılıyor bu esnada. Biraz daha yakın duruyorum
yemek ve mutfak konusuna. Ama tahminim geçicidir bu durum bende:)
Bir sonraki yazıda ise Homeschooling’i adım adım ve gün gün nasıl yaptığımızı yazmaya çalışacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder