25 Eylül 2013 Çarşamba

An…


 
Kulak konusunda çok zayıfım, zira iki kulağımın da ameliyat geçmişi var ve duymama halini iyi biliyorum. O zamanlar gençtim panik halim yoktu şimdiyse kulak tıkanıklığı düşüncesi bile nefessiz kalmama sebep oluyor. Doktora gidiyorum; bakın deli olacağım, kulağımda 8 aydır korkunç bir uğultu var ve 2 aydır da o kulağım duymuyor, çocukların biraz yükselen sesi bile beni çıldırtıyor beni, tabak çanağı üstüste koyarken çıkardıkları ses tüylerimi diken diken ediyor diyorum, bana 2 ay sonraya ancak işitme testi randevusu veriyor. Bekleyene dek de hafif müzik açın, sesi dinlemeyin diyor. Doktor uzman da değil üstelik, aile hekimi gibi birşey. Ve üstelik 6 ay kadar önce gittiğimde anladığım kadarıyla herkese ilk önerdikleri, hani vardır ya bilgisayardan anlamayana destek uzmanları önce bilgisayarınızı kapatıp açın der, bunlarda hemen bir yağ tutuşturuyorlar, onu sabah akşam damlat, kulak temizlensin diyorlar, işte o misal elimde o damlayla eve gönderildim ancak geçmedi, bitmedi o uğultu, çoğalarak devam etti. Benim de çilekeş yapım son ana kadar bekletir zaten beni. Sözkonusu kendim ise konuyu erteler de ertelerim. Tıpkı şimdiki gibi. Ama ertelemesem de nafile! Uzman doktora ulaşmak için önce aile hekimini olayın ciddiyetine ikna etmeniz gerek, ki bu hiç kolay değil! Ben tam üç kez gittim, gene de aile hekiminin ileri aşamasına geçemedim. Özel sigortanız olsa bile hikaye! Gene aynı şartlar geçerli, öyle Türkiye’deki gibi devlet hastanesi olmadı, dur bir de özel hastaneye gideyim, diyemiyorsunuz. Ya, burası İngiltere canım Türkiyem!
Neyse öyle işte… Bunlardan yakınınca çok kişi dua etti, iyi dileklerini gönderdi, ben de dua ettim, şikayetten ürperip şükrettim.. Şükrederken evimin bir penceresi var hep oraya giderim, gördüm baktım ağaçlar taptatlı bir renge boyanmış. Altın Pencereli Evimin hemen yanı harika. Sonra birden içimde yaşama sevincinin bir kıpırtısını hissettim.
Sonra fotoğraf makinasını aldım ve gördüklerimi çektim. Çektikçe daha iyi hissettim. Meğer Yaşama Sevinci ne büyük nimetmiş. Sanırım ilkin onun için şükretmeliymiş.
An delianne  (1)
An delianne  (2)
An delianne  (3)An delianne  (7)Bu ağacı çok seviyorum. Rüzgar estikçe yaprakları ters yüz oluyor ve buz yeşili gibi bir renk diğerlerinin arasına karışıyor. Sonra o halde zarif bir balerin gibi dansediyor dallar.
An delianne  (4)Sonra birden karşıda gökyüzü doldu. Bir sürü kaz bana doğru gelmeye başladı. Hem görüntüleri hem sesleri gökyüzünü kapladı. İçim bir başka oldu.
An delianne  (5)Tepemde büyük bir gürültüyle uçmaya başladılar. Onlar gitti, ben içeri girdim. Kulağımdaki uğultu azalmıştı.
An delianne  (8)
An delianne  (9)
Sonra evdeki çiçeklerimi çektim. Sonra da bana iyi dileklerini gönderen, fikir veren, dua eden tüm instagram dostlarıma teşekkür ettim.
delianne thanks a ton
Bu arada Selim dışarda, Kerim hala uyuyor, bitkinliğine iyi gelir diye uyandırmıyorum ama bu halde gece ne olur bilmiyorum. Duanızı eksik etmeyin! İçinizden gelirse tabii:)

Hiç yorum yok: