Suriye’nin
gariban banliyölerinden biri. Sabah olmak üzere. Anneler, babalar,
kardeşler, çocuklar ve bebekler uyuyorlar yataklarında. Ansızın kimyasal
silah atılıyor üzerlerine. Yanıyor ciğerler, bebek ve çocukların
sesleri bile çıkmıyor, bazı yetişkinlerden duyulan acı bir çığlık var
sadece… Öylece nefessiz kalıyor anneler, babalar, çocuklar ama en çok
BEBEKLER! Ölüyorlar, ne olduğunu anlayamadan acıyla ve boğularak!
Uzun uzun yazamayacağım, zira içimdeki acı tarifsiz!
.
.
Kan yok, yaralanma yok ama büyük bir ölüm var! Üzerlerinde o minicik cesetler kokmasın diye buzlar!
Bir ölüm bile bunca ağırken binlerce ölüm, binlerce melek…
Arkada kalan yavrusunu bırakamayan o Anne…
Ah insanlık! Ah insan!
Yetiş Ya Rab!
.
.
Birgün
Peygamber (sav) Efendimiz: “İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o
vakit müminin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!” buyurdu. “Niçin
eriyecek yâ Rasûlallâh?” diye sorulduğunda: “Kötülükleri görüp de onları
değiştirmeye güç yetiremediği için!”buyurdu.
Sadece bu anlatabilir hislerimi; tuzun suda erimesi gibi…
Konuyu derleyemem; günlerdir sosyal medyaya eklediklerimi yazıyorum sadece, bilinsin diye, bilmeyen kalmasın diye, benim elimden gelen bir dua, bir de bu!
Hiç olmazsa açık bir zulmü olabildiğince aşikar etmek. Elimle düzeltemesem de, dilimle birşeyler diyebilmek için…
-Muhalif kaynaklara göre, Esed’in düzenlediği kimyasal saldırıda ölenlerin sayısı 1360 oldu
-Öl Esad, Geber! Giderken senin tarafın olan olan herkesi de yanına al!
-İşte Esed’in vurduğu çocuğun hali, son nefesini verişi:( http://video.haber7.com/video-galeri/32804-iste-esedin-vurdugu-cocugun-hali?cstwit=1 …
-Öl Esad, Geber! Seninle beraber gebersin seni destekleyenler de! http://video.haber7.com/video-galeri/32804-iste-esedin-vurdugu-cocugun-hali?cstwit=1 … …
-İzleyin, korkmayın! Apaçık bir zulmü kınamakla taraftar değil insan olursunuz ve o zaman insanları samimiyetinize inandırırsınız. http://video.haber7.com/video-galeri/32804-iste-esedin-vurdugu-cocugun-hali?cstwit=1 …
-Demek AKP gerçekten çok güçlüymüş öyle ki ona olan nefret kalpleri kör etmiş, bakın diller lal olmuş, gözler de görmüyor! Twitter sus pus! http://video.haber7.com/video-galeri/32804-iste-esedin-vurdugu-cocugun-hali?cstwit=1 … …
-Benim acım, benim isyanım, benim adamım değil İnsanlık yahu İnsanlık!
-Bir bebeğin ölümünü kınayamamanın benim tarafımda açıklaması yok! İzahı yok!
-Kınamaktan korkan aciz! Bundan gayri hiçbir acıya çemkirme hatta bir dahakine bence sen gelme lan AYI!
-Basit bir kınamanın önüne geçen kalp katılığından ve ekseni şaşmış dimağlardan bahsediyorum.
-Sizin ölünüz ve bizim ölümüz şeklini aldı konu. Artık global meselelere bile bu şekilde yaklaşıyoruz.
-Bağımsız
düşünme yetimizi kaybettik, bakayım bizimkiler ne diyorsa ben de onu
diyeyim ya da kısaca karşıtım ne diyorsa ben zıddını söyleyim!
-Sozun bittigi yer: http://instagram.com/p/dRxLsRiYl_/
-Yetti be, dır dır dırdırlanmaktan başka işi olmayanlar ya şimdi de dırdırlasın ya da ebediyete kadar sussun!
-Gidin
gidin, Allah aşkına daha da eksilin listemden, ben turnusol kağıdını
şimdi kulllanıyorum asıl, bebeler ölürken ses edenler ve sessizliğe
gömülenler.
(Twitter
hesabından sessizce düşenlereydi bu söz.. hele bir de Erdoğan’ı
sevenlerin ve nefret edenlerin fanatizminden dem vurmam vardı ki yaprak
dökümü yaşadım adeta. Sağolsun gidenler, bana fanatik bir taraf olmanın
acziyetini, ağırlığını ve körlüğünü değil, hakkın ve haysiyetin
hafifliğini verdikleri için)
-Şükürler olsun ki bulduğu yaprakla
dünyanın en harika işini yapar gibi övünen saf çocuklarım var. Kim ne
derse desin ister gereksiz narinlik, ister naiflik zalimlerin azdığı bu
dünyayı (inşaallah) böyle çocuklar kurtaracaklar. http://instagram.com/p/dSGDDaPjak/ (Bir de bencillik illetinden uzak tutarsak tabii)-”Dünyanın şu anki halini daha iyi ne özetleyebilir? Ölenler, ağlayanlar ve seyredenler..”
-Sozun bittigi yer: http://instagram.com/p/dSc6rbLKUn/
-Suriye’de kimyasal silah için BM Denetim heyeti kararını Çin ve Rusya engelledi http://www.ntvmsnbc.com/id/25461928 sonuç; bunun da üstüne yatacaklar. Ölün ulan!
-Biliyor musunuz, Suriye’de sayısız çocuk kimyasal silahtan boğularak öldü! Onlar da anneleri için özel çocuktu!
-Sen de mi öldün Twitter! Dırdırcı Twitter, n’oldu çıkmıyor sesin! Çocuklar öldü Twitter, bebekler. Nefessiz kaldılar, boğuldular. Ha ama doğru ya, onlar bizden değiller!!!
-Korkmayın hakkın ve vicdanını sesinden, izleyin! Suriye’de kimyasal katliam: http://zaman.com.tr/dunya_suriyede-kimyasal-katliam_2122372.html …
-Büyümez ölü çocuklar…
“
-Suriye’de bebekler öldürüldü. Bir sabah ansızın! Yoksa siz hala yaşıyor musunuz? Hala eski dertlerinizden başkasına dertlenmiyor musunuz? Söyler misiniz, bir dahaki sefere insanların sizin derdinize inanmasını bekliyor musunuz?
Yoksa siz hala, ‘aslolan BENİM ve elbette BENİM DERDİM’ sapkınlığında mısınız? http://deli-anne.com/?p=19789
.
-Yapacak hiçbirşeyim yok deniyorsa http://instagram.com/p/dUNs24PjSi/“İşte bunca masumdular. Bir sabah ansızın yataklarında nefessiz kaldı o canım çocuklar! Korkmayın vicdanınızın sesinden, korkmayın hayata devam edememekten, zulmü kınamakla zıddınızla bir olma korkusunu da bir kenara bırakın, fanatizmden korkun, fanatizmin getirdiği duyarsızlıktan korkun! Hiçbir tercih yapmadan ölüme giden bu çocuklarla kendi ölülerinizi kıyaslamaktan korkun! Ölüleri sayma vahşetinden korkun! http://instagram.com/p/dUFYMuvjaG/“.
Son yazdığım; instagramda başlatılan dua seferberliği, son derece zararsız ve masum bir eylem değil mi ama bakın orada da göreceğiniz gibi bir anneden aldığım tepki:
“Tek derdimiz Mısır ve Suriye. Evimizin içi yanmış, tek tek çocuklarımız ölüyor ama Mısır ve Suriye söz konusu olduğunda gözyaşı döküyorsunuz. Zengin Arap seyhlerinin desteği ile yapılan zulme kendi halkları dur diyecek. Dualarım dünyadaki zulüm ve savaşların bitmesi için olacaktır.”
Bu yorumu
neresinden tutsam elimde kalıyor: Hadsizliğine mi, bana, bize ders verme
cüretine mi, yanık yüreklerin tek ilacı duaya sığınma tahammülsüzlüğüne
mi, o aşağılık ve kibir kokan dile mi, yalan yanlış iftira gibi
betimlemesine mi (bilmediğim bir katliam mı var ülkemizde), kendini asıl
sayan o tiksinç zihniyete mi, acımı yaşarken bile o asıl zihniyetin
ölçüsüne göre yaşamam gerektiğini belirten o kasık dile mi, bir yerde
zulüm varsa o oranın derdidir bana ne deme sapkınlığına ve dehşetli
bencilliğine mi, dahası -sana ne demelisin-, diye beni hizaya çekmek
istemesine mi, madem şeyhler destek vermiş o halde ölen çocuklardan bana
ne demesine ve dahası beni de bu yönde azarlama cüretine mi, hasılı
neresine bakayım bilmiyorum! Patlasın bu zihniyet!
Zalimi her
zaman çok uzakta aramayın, bakın bu da bir zulüm şekli. Kendi davasında
dünyayı ayağa kaldıranlar, gerçekten dünyanın ayağa kalkması gereken
bir vahşette, dehşetengiz bir zulümde sus pus olmamı/zı bekliyorlar.
Olmayınca da eski ezberlerden gelen küstahlıkla beni/bizi dize getirme
cüretini gösteriyorlar.
(Sanırım
ben çiçek böcekten bahsedince hadsizlerin iştahını kabartıyor saflığım
ve ondan böyle cüretkarca en masum olaya bile atlayabiliyorlar. Ama merak etmeyin, o kadar da saf değilim)
.
Ölülerinizi,
dramları, acıları kıyaslamayın. Ben bundan daha aşağılık, daha insanlık
dışı birşey tanımıyorum. Ama illa kıyaslamak isteyenler var. Özellikle
bazı Geziciler… Zaten bu kesimden bazıları sürekli kaynar kazan gibi bık
bık bıklanıyorlar ve devamlı sataşma halindeler. Havadan sudan
konuşsanız bile eğer açıkça onlardan yana tutum sergilememişseniz bir
şekilde konuyu kendilerine getirip, ya da hükümete giydirip lafınızı
başınıza geçiriyorlar. Her an, kendilerine he-he demeyen herkese ve
herşeye sataşma halindeler! Bence artık bu kesimin biraz silkinmesinde
fayda var. Gerçekten! Beni okuyanı varsa (ki sanmıyorum) bence kendinize
bir iyilik yapın; zıddınızın olur olmaz herşeyine çemkirme ve her
fırsatta ötekine giydirme meramından kurtulun! Bu herkes için çok
bunaltıcı. Zaten bilhassa şu olaydan sonra çoğunuzun insanlık namına
inandırıcılığı da kalmadı. En azından benim nazarımda.
.
1-Büyük
bir zulmü, acıyı kınamak için ne aynı fikirdeki dostlarınızı, ne de zıt
fikirdeki düşmanlarınızı beklemeyin. Sadece kendi kalbinizi dinleyin!
Elalem ne der değil, ancak vicdan doğruyu söyler! Kulaklarınızı hakka
tıkamayın!
2-Siz biz
kavgası değil bu! Ortada zalimce öldürülen insanlar ve çocuklar var.
Zıddınızın taraf olduğunu kınamak sizi onunla bir yapmaz, bu kadar
fanatik, bu kadar korkak ve ürkek olmayın! Düşmanımın düşmanı dostumdur
berbat bir sözdür, unutmayın!
-Zıddınızın
da taraf olduğu haklı bir davanın açıkça tarafı olmak, hele böylesi
açık ortamlarda, cesaret ister zira zorluk ve yalnızlık getirir ama bu
aynı zamanda sizi onurlu, güvenilir ve samimi yapar, unutmayın! Ancak bu
şekilde bir davayı savunduğunuzda inandırıcı olabilirsiniz, öbür türlü
sürü içinde güvendesinizdir belki ama inandırıcılıktan çok uzakta bir
yerdesiniz.
3-Bir tek
kınama eylemi bile, olsa olsa insan yapar sizi ve de inandırıcı. Söyler
misiniz şimdi kuma gömdüğünüz kafanız unutulur mu sanıyorsunuz?
4-Kıyas
kıyası doğurur. Bitmez bu hikaye. Üstelik iş kıyaslamaya gelse
sizinkinden bin beter zulümler gördü bu ülke. Onlara girersek çoğumuz
sınıfta kalırız.
5-Ölüler sayılmaz. Sadece katlanır acı, eğer mazlum ve masumsa ölen ve hele de bebekse.
6-O
bebekler ve çocuklar için kendi tercihleri diye birşey yoktu. Onların o
derme çatma evlerde, anne babalarının yanında olmaktan başka tercihleri
yoktu. Öylece uyuyordu herbiri eskimiş yataklarında ve yıkık dökük
evlerinde. Onlar dünyadan bihaber yatıyordu sadece. Böcek gibi
öldürüldüler! Acı acı öldüren bir gazla! Kıyaslamayın! Kı-yas-la-ma-yın!
Hiç
olmazsa onlara ağlamayı onursuzlaştırmaya çalışmayın. Kendi davanız için
saygı beklerken ve bazen de ittire kaktıra, güç kullanarak, zorbalıkla,
baskıyla adeta kendinize saygıyı zorla kopartmak isterken, büyük bir
zulme üzülenlere saygısızlık yapmayın.
7-Yakın
tarihte -Gel sende katıl bizlere ve gel kardeşim elini ver bana-
diyenler bu kadar kısa sürede nasıl unutuverdiler o sevgi cümlelerini ve
neden sus pus oldular şimdi?
Ama bir
dakka, benin acım değerli, orda burda üç-beş bebek ölmüş lafı mı olur
bunun şimdi ? Ben gene çerçöp ne bulsam ilk fırsatta çemkiririm, sen de
ancak benimleysen değerlisin!
8-Hiç
anlayamadığım; henüz taze iken çaresizlik ve zulüm görme hissiniz, nasıl
olur da bir başka gepegerçek zulüm etkilemez sizi! Ah ama o da aynı;
ben ve benim önceliğim!
.“Her şey bittiğinde hatırlayacağımız şey, düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”
(Aliya İzzet Begoviç)
.
9-Birşey
daha; hani BBC, CNN International ve Der Spiegel vardı, Gezi olaylarını 8
saat canlı yayınlayan, dergilere ilk kez Türkçe kapak yapan, sahi o
iyiliksever, insanlık, hak ve adalet meraklısı(!) kuruluşlar, dergiler
şimdi nerdeler? Meğer ne de iyilermiş ve ilgilelermiş bizimle, zaten
hepsi çok severdi bizi, çok düşkündür hepsi Türklere ve Türk dertlerine
değil mi? Yiğit Bulut bile daha inandırıcı onlardan bence.
Ama bi dakka, onlar benimle ilgiliyken her türlü iyi olur değil mi?
Ah bencillik, ah insanlık!
———————————————————————-
SON SÖZÜM: ATEŞ NEREYE DÜŞERSE DÜŞSÜN BENİ DE YAKAR!
Bu ateşi de ancak dua paklar. Bol bol dua! Çok çok dua! Çocuklarımızı da alıp yanımıza.
Ben
anlattım çocuklarıma, o çocuklar bu zulmü yaşarken orda, ben anlatmaya
çekinemem! Bilsinler, dünyada böylesi zalimler var, zalimler çok
çalışıyor, biz de çok çalışmalı ve çok iyi olmalıyız, diyerek anlattım
ve onları dualara kattım.
Bencil
olmasınlar, uzayda yaşar gibi fanusta yaşamasınlar. Sonra bir başkasına
yüreği yananın karşısına çıkıp; bana ne ve sana ne hadsizliğini
göstermesinler. Fizanda bile bir mazlum olsa onun derdiyle
dertlenmesini bilsinler.
İnsan kalpleri olsun inşaallah!
(Selim’in ettiği dua; Allah’ım o zalimlerin kafasını kır. Kır ve içlerinden kötülük yapan kısmı çıkar, yerine iyilik koy)
Benim beddua sandığım masum dua. AMİN!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder