13 Mart 2013 Çarşamba

Başlasın Öğrenme Devrimi 2: Yeryüzündeki Yıldızlar (Tare Zameen Par)




Çok uzun zamandır adını ve methini duyduğum, izlemeden daha kalben yakın durduğum ve onu görmeye dair içimde dayanılmaz bir çekim duyduğum o filmi vakti geldi, izledim. Ve tahmin ettiğim gibi çok derinden etkilendim. Adı Tare Zameen Par: Yani Yeryüzündeki Minik Yıldızlar.
.
Taare-Zameen-Par
.
Filmi anlamak için tek birşeye; yani ismine dikkat kesilmek yeterli! Sırf bu kadarı bile içimdeki hüzün tellerini zangır zangır titretti benim çünkü. Zira Yeryüzündeki Minik Yıldızlar diye bahsettiği; çocuklar!
Öğrenme güçlüğü çeken (Disleksi) farklı bir çocuğun (ki -her çocuk özeldir- filmin bir başka sloganı) gözünden sığ yetişkin dünyasına bakış, klişe eğitim sisteminin yıkıcı etkileri, ortaya çıkan idealist öğretmen vesaire üzerine film. Esasında eğitim eleştirisi üzerine benzer türden çok film var; Ölü Ozanlar Derneği, Mona Lisa Gülüşü gibi. Ama hiçbiri bunca içimi yakmadı, bunca dokunmadı hatta bunların pek çoğunu hafife aldım, beğenileri de ölçüsüz ve abartılı saydım. Yeryüzündeki Yıldızlar’da ise dağıldım!  Zira benim açımdan boğucu ve yıkıcı eğitim sistemlerine verip veriştirmenin yanında can alıcı başka noktalar var.
.
Tare Zameen Par - Dünyanın Minik Yıldızları
.
.
-Filmin başında çocuğun kirli bir suyla mutlu ve tatlı hasbihali, hayallerini, düşüncelerini gayet renkli biçimde suda yüzdürmesi ardından gerçek hayatla sert, sevimsiz ve zalimce yüzleşmesi,
-Okulla ve öğrenmeyle sorunu olan bu çocuğun, hayatın kendisiyle ve ritmiyle kusursuz derecede uyumlu hali,
-Hayata karşı uyanık olma, bunun getirdiği dinamik farkındalık hali ve bunun yönetmen tarafından sıklıkla ve doğallıkla karşımıza çıkartılması,
-Dünyanın Minik Yıldızları adlı şarkının çarpıcı sözleri ve çocuklara dair içli benzetmeleri;
.
.
Tare Zameen Par – Full Song (Türkçe Sözlerini aşağıda yazdım)*
.
-Çocuğun renkli hayal dünyasının enginliği, derinliği ve önümüzde gerçek gibi konan dünyanın ise hepten ayyuka çıkan sığlığı ve yaşam diye sunulanın cansızlığı,
-O renkli dünyanın içine girme ve orada bir köşeciğe saklanma isteği, haliyle çocuğun da bu dünyada kalmayı istemesinin anlaşılır olması,
-Filmin bizi çocuk gözünden bakmaya zorlayışı ve bunun bazen dayanılmaz derecede acılı oluşu,
-Ve en can alıcısı: filmde olağandışı gelen, bu kadar da olmaz dedirten nice şeyin aslında hayatımızda olağanlıkla var oluşu. Misalen;  duyarsız,  kayıtsız ve acımasız bulduğumuz ebeveyn profilinin gerçek hayata düşen izdüşümünün son derece reel, hemen her yetişkinde rastlanır derecede gerçek oluşu ve bunun farketmenin verdiği derin yürek sancısı,
-Üstünü giy, gömleğini ilikle, hızlı, hadi acele gibi direktiflerin dahi karşıdan bakıldığında ne derece sevimsiz, ölçüsüz ve hakkaniyetsiz olduğunun farkedilmesi ve daha niceleri…
-Hasılı çocuk gözünden bakınca bambaşka bir yer oluyor dünya!
.
Taree Zameen Par
.
.
Gerisi anlatmayayım, bence herkes izlemeli! Hint Sinemasının bir numaralı yönetmeni imiş Aamir Hussain Khan. Adı Hindistan’ı çoktan aşmış, pek çok ödül almış.
Tare Zameen Par, çok başarılı, çok etkin bir film. Yaşayan bir film, yönetmen bunu yaşamış dedirtiyor çünkü. Ben bu filmden sonra Aamir Khan’ın bir başka efsanesi ve gene bir eğitim dokundurması olan ama pek de eğlenceli olan; 3 idiots filmini de izledim. Kesinlikle tavsiye ederim. Bize gayet yakındı zira gördüklerim.
.
İşte tüm bunlar da eklenince son halimin üstüne, olmaz dediklerim, çemkirdiklerim ve belki de aptalca bulduğum nice şeyi kabullenme yoluna girdim. Merak eden varsa takibe devam etsin….
————————————————————————————————————————————————————————-
.
*Bu filmde en çok hoşuma giden bölümlerden biriydi. Tekrar tekrar izledim, not aldım. Çocukların hayatı nasıl güzelleştirdiklerine dair;
Önce bir şiir okuyor bir çocuk:
Bugün kalplerimizin kapılarını açıp, dışarıyı gözlemleyelim.
Ufak ufak yağmur damlalarının olağanüstü güneşle buluşmasını,
Gökkuşağı oluşumunu izlemek ne de eğlenceli.
.
Ve yukarıda videosunu koyduğum görüntüler eşliğinde şarkı:
Şunlara bakın;
Yaprakların ayasında yuvalanmış,
Taze çiğ damlaları gibi,
Cennetten gelme.
.
Genişliyor ve parıldıyor,
Kayıyor ve yuvarlanıyor,
Sanki narin bir inci gibi
Gülüşerek parıldıyor.
.
Hiç yitirmeyelim “Dünyanın Küçük Yıldızları”nı.
.
Bir Kış günü doğan gün ışığı gibi,
Avluyu altın sarısıyla yıkayan.
Onlardır yüreklerimizdeki karanlığı savuşturan,
Ve iliklerimize kadar ısıtan.
Asla unutmamalıyız Dünyadaki Minik Yıldızları.
.
Gözkapakları arasında sıkışıp kalmış tatlı rüyalarla dolu,
Melekelrin yükseldiği rüyalar gibi,
Renk pınarı gibi,
Çiçeklere konan kelebekler gibi,
Özverili sevgi gibi.
.
Umudun dalgalarında kabarırlar,
Rüyaların seher vaktidir onlar,
Ve ebedi mutluluğun.
.
Asla mahrum olmayalım Dünyanın Minik Yıldızlarından.
.
Gecenin zifiri karanlığında,
Kasveti aydınlatan, karanlığı defeden,
Bir mum alevi gibi dururlar.
Sanki bir meyve ağacıdırlar,
Havayı mis gibi kokularla dolduran.
Sanki enva-i çeşit rengi barındırırlar
Bir çiçek dürbünü gibi,
Güneşe uzanmış çiçekler gibi,
Bir meyve bahçesinin sessizliğindeki flüt notası gibi,
Onlardır temiz havanın soluğu,
Hayatın müziği ve ritmi.
.
Asla kaybetmeyelim Dünyanın Minik Yıldızlarını.
.
Yanıbaşımızda atan kalpleri
Çiçek açmaya kapalı bir tomurcuk gibi,
Mevsimin hafif esintisi gibi
Avuçlarımızda hissettiğimiz,
Onlardır yaşlılara bir nimet.
.
Asla unutmayalım Dünyanın Minik Yıldızlarını.

Hiç yorum yok: