Bu
ülkede en çok sevdiğim şeylerden biri; hemen her ayın kendine özel bir
etkinliği, hemen her aya konmuş özel bir festival yahut festivalvari bir
oluşum var. Hani kendi alışageldiğim düzenle sanıyordum ki; Kış geldi
yaşam bitti. Ama öyle yapmıyorlar, ki yapmamaya da bir nevi mecburlar
zira burada büyük oranda süregiden bir Kış hali var. Kış koşullarında
yaşama devam etmek, koşullarını iyileştirmek ve mevsime göre
biçimlendirmek ve bunu bir zevke dönüştürmek zorundalar. Neredeyse
Ruslar gibi. İşin güzel tarafı bunu da gayet iyi beceriyorlar ve
kendilerini hiçbir zaman hiçbirşeyden mahrum etmiyorlar. Bilakis mahrum
olduklarını konforla yerine getirmek için her türlü hazırlığı yapmışlar.
Burada bir
ayın bir diğer aya ne üstünlüğü ne de geri kalmışlığı var. Yaz ayları
çok güzeldi, açık alanlarda türlü türlü festivaller, konserler
vesaireler vardı , Kış’ın da elbette Christmas ve Yeni yıl etkinlikleri
var. Belki onlara göre bu daha farklı zira hem dini bayram, hem eğlence,
hem biraraya gelme fırsatı ve bu yüzden daha da şaşaalı.
Evlerin
hemen hepsinde kurulmuş devasa Çam ağaçları var ve camlardan hep
gözüküyorlar. Evlerin dışı çok şatafatlı değil ama içleri sıcacık
görünümlü, süslü mü süslü ve bol ışıklı. Utanmasam hepsinden içeri
sokacağım fotoğraf makinamı. Bu sıcaklığı çekmek için içimde dayanılmaz
bir istek var lakin gözucuyla çaktırmadan (yani umarım) gözlerimle
çekiyorum filmi ancak. Ve kendimce sıcak hikayeler yazıyorum gördüğüm
iki üç flu manzaradan.
Yanısıra
-Winter Wonderland- adında adı gibi güzel ve insanın içini ısıtan
güzellikler var. Meydana kurulan koca bir buz pisti, devasa süslü bir
ağaç, salt ışıktan yapılmış kocaman bir kızak ve devasa geyikler ve
Lunapark var. Bir de bu alana kurulan kocaman bir kapalı alan. İçinde
sıcak içeçek ve yiyeceklerin satıldığı, İskoç geleneksel destanlarının
anlatıldığı, şarkıların söylendiği ve dansların edildiği bir alan.
Hasılı gerçekten -Winter Wonderland in Scotland- havası var.
Bir de bu
şehrin George Square denen en bilindik yeri var. Burada yol boyunca
türlü türlü sokak müzisyenleri ve göstericiler var. Daha önce de
söylemiştim, burada gördüğüm sokak müzisyenlerinin birçoğu çok
etkileyici. Sanırım başarılı İngiliz Müziğinin etkisi bunlar. Hani
sanırsınız profesyonel biri konser veriyor oracıkta.
İşte aşağıda da Winter Wonderland ve George Square’den kareler var. Ve elbette Kış’tan…
..Bu gördüğünüz küçük kız devasa bir kar küresinin içindeydi. İçinde süslenmiş çam ağacı ve uçuşan karlar olan. Elindeki tüyleri de kendisi uçuşturuyor kar niyetine. Kar kürelerinin delisi olarak çok sevdim bu kocaman ve canlı küreyi tabii :)
.Sean Connery’vari bu adam o bahsettiğim kapalı alanın içinde, yanında Gayda çalan bir gençle saatlerce gösteri yaptılar. Destanlar, şiirler okundu gür ve tok sesle, ardından gaydayla ve ayakla yüksek tempoyla şarkılar söylendi, dans edildi. Bir yandan da İskoç bayrakları dağıtılıyordu çocuklara habire. Hasılı temposu epeyce yüksek bir yerdi.
.1 Aralık’ta kasabamızda Christmas ışıkları büyük bir gösteriyle açıldı. Bu sırada bizim eve giden yolda büyük bir grup toplanmış kahvelerini içiyor ve sohbet ediyordu. Tam karşıda da kilise korosundan canlı parçalar yükseliyor, büyük büyük kabalıklar oraya akın ediyordu. Biz şehir merkezindeydik ve trenden indiğimizde bu kalabalığı gördük. Selim’in cümle okul arkadaşları ve tabii aileleri de oradaydı. Selim çok memnun oldu. Atmosfer öyle sıcaktı ki Selim’in okul arkadaşlarının anneleri, aileleri kırk yıllık ahbap gibi bize sokulup sohbet ediyordu.Düşündüm; O’nun adının anıldığı yer, her neresi olursa olsun gönülleri ısıtıyor, -Bir-leştiriyor ve güzelleştiriyordu illa ki.
.Fotoğraf çekerken ki çekincemi üzerimden atmaya vesile olan birşey var burada: Ne zaman bir sokak müzisyeninin fotoğrafını çekmeye kalksam; keyifle dönüyor ve bir şekilde selamlıyor beni. Ya gülüyor, ya başını eğiyor, ya bir süre öylece poz veriyor ya da göz kırpıyor. Seviyorum bu rahatlığı ve elbette bana yansımasını.
Herkese iyi yıllar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder