7 Eylül 2012 Cuma

İnsanlar Gülüyordu De!




Keşke, keşke hep olabilseydik böyle….
.
İnsanın ana rahmine kaçmak istediği zamanlar olur hani. Ya da gömüp kafasını bir kuytuya, sırtını dönmek ister dünyaya.. Kulak tıkamak, gözleri yummak ister sıkı sıkıya. İşte öylesi bir gün bugün de. Kara Perşembe!
Lakin ne mümkün! Eteğimde herşeyden bihaber iki sabi dolanırken delice, ne mümkün özgürce bunalmak ve günlük ıvır zıvırdan kaçmak. Özgürce bunalmayı, bunaltımı yaşamayı özlüyorum bazen ben!
Elimi kolumu kaldıracak halim yok, her günkü rutini, her günkü ritmi yaşayacak enerjim yok! Hal böyleyken normali yaşamaya çalışmak zor! Yemek hazırlamak zor, kardeş kavgasını dinlemek zor, araya girmek zor, gelen haberleri dinlemek pek zor, hasılı yaşamak zor! Yaşamanın zor olduğu bir gün işte bugün de. Keşke, keşke canım her istediğinde sırtımı dönmek mümkün olsaydı dünyaya, keşke!

HEP KAHIR
Dur ! bırak !
Kaynasın kahvenin suyu…
Bana istanbul’u anlat nasıldı?
Bana boğazı anlat nasıldı?
Haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar ardı.
Yıkanmış kurunur muydu o yedi tepe
Ana şefkati gibi sıcak güneşte…
Insanlar gülüyordu de,
Trende,vapurda,otobüste
Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle
Hep kahır,hep kahır, hep kahır,…
Bıktım be…
Dur ! bırak !
Kalsın, açma televizyonu!
Bana istanbul’u anlat nasıldır?
şehirlerin şehrini anlat nasıldır?
Beyoğlu sırtlarından,yasak gözlerinle bakıp,
Köprüler, sarayburnu, minareler ve haliç’e…
Diyiverdin mi bir merhaba gizlice?
Insanlar gülüyordu de,
Trende, vapurda, otobüste,
Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle…
Hep kahır, hep kahır, hep kahır,
Bıktım be…
Dur ! bırak !
Kımıldama,kal biraz öylece ne olur…
Kokun istanbul gibidir,
Gözlerin istanbul gecesi,
şimdi gel sarıl,sarıl bana kınalım.
Gök kubbenin altında orda da beraber.
çok şükür diyerek yeniden başlamanın hayali,
Hasretimin çölünde sanki bir pınar gibi…
Insanlar gülüyordu de,
Trende,vapurda,otobüste,
Yalanda olsa hoşuma gidiyor söyle…
Hep kahır, hep kahır, hep kahır,
Bıktım be…
Canım Cem’im Karaca’mın dediği gibi çok kahır ve çok acı var dünyada. Öyle manidar ki bu sözler bugün.

.

Fikret Kızılok’un çok sevdiğim parçalarından biri:
İki yitik hasret, iki parça can.
Rüya bütün çektiğimiz, rüya kahrım, rüya zindan…

Hiç yorum yok: