“İnsanın anayurdu çocukluğudur!”
Jorge
Amado’nun bu cümlesi duyduğumdan beri, eşlik ettiği binbir türlü
cümleyle ve canlandırdığı binbir türlü hayalle birlikte dönenip
duruyor zihnimde. Öyle hakikatli, öyle içtenlikli ve öyle yaşanmışlıkla
çıkmış ki ağızdan besbelli duyuduğu andan beri çarpıyor işiteni. Tıpkı
bana olduğu gibi.
Mutlu bir
çocukluk geçirmediğimi büyük bir kesinlikle söylememe rağmen özlüyorum
çocukluğumu ben. Özellikle kendimi yurtsuz addettiğim şu günlerde tam
yerine oturuyor bu cümle. Ruhen de, cismen de yaşlandığımdan mıdır
nedir, yoksa son dönemlerde daha değişik tanımlamalar içinde olduğumdan
mıdır bilmiyorum ama bu cümleyi iliklerime dek hissediyorum içimde.
Özlüyorum;
çocukluğumu ve çocukluğuma teğet dahi olsa geçen ne varsa özlüyorum…
Elbette çocukluğumun geçtiği 80′leri özlüyorum en çok!
Buyrun
eşsiz 80′ler kareleri. Dünkü sıkıntıdan sonra bunları derlemek bile
bana öyle iyi geldi ki. Sanki anayurduma gittim, orada bildiklerimle
hallendim, hem huzur ve hem de hüzün hissettim ve nihayetinde daha
iyiceleşip geldim.
.
(Ve
işte bir önceki yazıya koyduğum bu fotoğraftan çıktım yola, uzun
zamandır bir kenarda duran 80′ler fotoğrafları dün gece gerçekten terapi
gibi oldu bana. Başka bir tür terapi daha farkettim, gene böyle maddi,
inşallah onu da bir başka zaman derleyeyim, zira sıkı analiz yapmam,
hatırlamam lazım)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder