5 Haziran 2012 Salı

New York Rüyası


New York gitmeden sevdiğim şehirlerdendi. Tıpkı yıllar önce İstanbul’u görmeden sevmem ve illa ki görmek istemem gibiydi ona dair hislerim. Ve gene tıpkı İstanbul gibi sahici; ama hem korkulu hem de tutkulu bir rüya gibiydi onunla birlikteliğim. Delice cazibesi ile coşmuşken, güzelliğine, şaşaasına kaptırmış ve kendimi görünür iyiliğine rehavetle bırakmışken birden ters yüz eden şehirler gibiydi. Gene tıpkı İstanbul gibi; iyiydi, hoştu ama beklemediğiniz anda şamarını yemeniz de an meselesiydi. Hani Dr. House misaliydi, hem çeken hem de iten biri gibi. Bu yüzden yaşadığımız tuhaf  ve sert aksilikler şaşırtmadı beni. Ne de olsa İstanbul’dan deneyimliydim değil mi?
Yıllar önce Mustafa Altıoklar’ın bir röportajını okumuştum. Hala aklımdadır şu cümlesi. Dünyada İstanbul dışında yaşayabileceğim iki şehir vardır ancak demişti: biri New York, biri de Barcelona. Çünkü tek bu ikisi benziyor İstanbul’a demişti. Barcelona’yı görmedim ama bu yüzden gitmeye de meyilliyim.
Gelelim New York’a. İ. ye sorsanız hiç sevmemişti bu şehri ve bir daha asla gelmek istemezdi ama benim için durum tam tersiydi. Woody Allen filmlerini seviyor olmam bile tek başına bu şehri sevmeme bir sebepti çünkü. Ve New York’u gezerken bir daha ikna oldum ki; sinema ve müzik ile alelade bir yeri efsane haline getirmek olası idi. Tıpkı New York gibi. Sinemanın gücü öyle etkindi ki;
“Bu şehre girmek, sanki bir film karesinin içine girmek gibiydi benim için ve işin asıl büyüsü, cazibesi ve rüyamsı kıvamın tüm sırrı buydu sanki!”
Bu yüzden bir kez daha Selim’i cebren ve hileyle de olsa (!) sinemaya yönlendirme konusundaki fikrimi kuvvetlendirdim. Ve Kerim’i. İyi sinemacılar çok şey demek çünkü. Olur mu olmaz mı, bu hayal tutar mı tutmaz mı bilemem tabii ancak denemeye ve elden geleni yapmaya değer, değil mi? Hem değil mi ki; insan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar, hem değil mi ki; güzel bakan güzel görür, hem değil mi ki; bir umuttur yaşatan insanı, o halde hayal etmeli ve çocukların önüne aş yapacak malzemeyi koyar gibi sunmalı elden gelen imkanları ve gerisini herşeyin sahibine bırakmalı.
New York’a dair yazacak tonlarca şey çıkarabilirim. Bunca eksik, gedik gezinmelerime ve içimde kalan onlarca şeye rağmen… Ancak şimdilik fotoğraflar anlatsın istedim.
.
undefined
Bunlar da ilginizi çekebilir:

Hiç yorum yok: