11 Mart 2012 Pazar

Davranış Puanlama Sistemi & Ödül Tabloları



Selim’i zapt-u rapt altına alabilmek adına, Davranış Puanlama Sistemi uyguluyorum yaklaşık 2 senedir. Daha önce de bahsetmiştim. Yaşayarak öğrendiklerimden yola çıkarak, bir gün ansızın uydurduğum ve performansı karşısında hayretler içinde kaldığım bu yöntemi düzgün uyguladığımda büyük oranda çok rahat ettim. Üstelik Selim’in kronikleşen sapkınlıklarının bu yolla kolaylıkla hal yoluna girmesi ile sırf ben değil, Selim de dahil tüm ev ahalisi rahat etti, nitekim evdeki gerginlik ve karmaşa bertaraf edildi. Yani çoğunlukla ve hastalık vs. gibi olağanüstü durumlar yoksa.
.
Başlarda ödülle kendini tutmaya çalışması makul mu diye soruyordum kendime ve çok da düşündüm bunun üzerine. Zira bir eylemi çocuk saflığıyla yapmak isterken; mesela suyla sapıtmak ve bu şekilde kendince eğlenmek isterken, adı ne olursa olsun; ödül kazanmak yahut anne ve babanın beğenisini kazanmak, bu isteğini bastırması fikri işime gelse de içime mümkün değil iyi gelmiyordu. Rahatsızdım bundan. Üstelik bir nevi yaranma güdüsüyle hareket etmesi ve buna teşvik etmek fikri itici geliyordu bana. Ama sonradan disiplinin düşündüğüm gibi kötü olmadığına hatta disiplinin öğrenilmesi gereken birşey olduğuna kanaat getirdim. Neticede biz başıboş hayvanlar değiliz ki her istediğimizi koşulsuzca ve şuursuzca ve illa ki yerine getirelim, tam aksine yaşamayı sahiden başarmak için öz disiplin gereklidir ve erken yaşta bunun kazanılması iyidir. Belki biraz zorla olsa da bu yöntem bu bakımdan fayda getirebilir, diye düşünerek belki de kendimi rahatlatarak yöntemi denemeye devam ettim. Bazen çok düzenli uygulamak gerekti, bazen es geçtim ama genelde kullandım ve işe yaradı dediğim gibi. Hasılı, Selim’in azgın zamanlarının dizgini oldu Davranış Puanlama Sistemi.
.
Uygulamaya Gelince: Dişleri sorunsuz fırçalamak, yatağında ve zamanında uyumak, oyuncaklarını toplamak, odasında vakit geçirmek, kendi başına birşeyler yapmak, kitap okumak, yeni birşey öğrenmek, dönemsel gereksinimler; misal burnunu koluna değil de mendile silmek gibi olumlu her bir hareketine karşılık 10 puan alıyor Selim. Bunlar rutin puanlar. Bir de rutin dışında olan özel puanlar var, şöyle ki; son bir senedir vermeye başladığımız haftalık 6 Lira olan harçlığını ihtiyacı olanla paylaşmak, anne-babaya yardım etmek, olumlu bir durumda şükretmek, güzel ve ümitli  düşünmek, dua etmek, dürüst davranmak, korkmasına rağmen yalandan kaçınmak, kardeşine karşı, hayvanlara ve bitkilere karşı merhametli olmak gibi rutin dışı hareketlere karşılık ise ekstra 100 puan alıyor. Yanısıra, olumsuz durumda dahi kendiliğinden şükretmek, olumsuz durumda dahi güzel ve ümitli düşünmek, alışılmadık ve beklenmedik iyilik hareketlerinde bulunmak; mesela tüm harçlığını depremzedelere göndermek istemesi, kitaplığından kitap bağışlaması, ihtiyacı olana kendiliğinden dua etmesine ise bir anda 500 puan dahi verebiliyoruz. Puanlarının toplamı 1000 yapınca, gidip oyuncakçıya bir oyuncak alma hakkı doğuyor Selim’e.  Nasılsa her an yeni bir oyuncak alma yolundayız, hiç olmazsa bu şekilde bir amaca hizmet etmiş oluyor oyuncaklar da. Ama bildiğim kesin birşey var; bu sistemin en etkin olduğu an; istediği birşeyi hedef olarak koyduğumuz an oluyor. Bu yüzden bazen oyuncakçıya gidip gezmek gerekiyor, böylece bir hedef belirlemiş ve tüm gücüyle ona asılmış oluyor. Bunun bir güzel tarafı da, oyuncakçıya her gidişi ALMAYA DEĞİL, BAKMAYA dönüştürmek oluyor.
.
Hep diyorum ya, bir çocuğu en iyi annesi tanıyabilir bu nedenle her anne kendi çocuğuna göre özel bir yöntem geliştirebilir.  Mesela Selim üzerinde etkin olan bu yöntem benim çok işime geldi, beklemediğim kadar kolay ve sıkıntısız bir biçimde işler yoluna giriverdi. Hele ki Selim’in kabus olan 5 yaş dönemi için bulunmaz bir nimet oldu benim için. Hani ‘Ceza değil, ödül verin’, derler ya, işte o öneri bu yöntemle mana kazandı bende. Yoksa gayet afaki idi o telkinler benim için.
.
Daha önce, verdiğimiz hiçbir ceza Selim’in adeta kemikleşmiş sapkınlıklarını hal yoluna sokmada başarılı olamamıştı. Üstelik ceza hem çocukta, hem anne ve babada, hem evde hasılı etraftaki herkeste ve herşeyde olumsuz bir hava oluşturuyor, bu olumsuz havadan da olumlu bir şey çıkması bence imkansızlaşıyordu. Bir yerden sonra verdiğimiz cezalar çocuğu terbiye etmekten ziyade,  anne ve babanın kendini tatminine dönüşüyordu. Bu da bende tiksinti uyandırıyordu. Zaten ismi ceza olan bir yöntemden hayır geleceğine bir türlü ikna etmeyi başaramadım kendimi.
.
Çoktandır bu güzide konuyu detaylarıyla, hatta çizelgeleriyle paylaşmak ve benim durumumda olup da bu işi zahmetsizce hal yoluna koymak isteyenler için amme  hizmeti yapmak istiyordum fakat bir türlü icraata geçemiyordum. Şimdilerde yavaştan işe girişmek niyetindeyim.  Dilerim ihtiyacı olana fikir verir ve dahası faydası dokunur.
.
.
.
Dinozorlu Ödül Tablosu
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
(Yukarıdaki linklere tıklayıp .pdf formatındaki tablolara ulaşabilirsiniz. Maddeler bizim evin haline göre yazılmıştır, siz kendinize göre maddeler ekleyebilirsiniz. Yahut Boş diye belirtilen tabloları alıp tümden kendiniz madde yazabilirsiniz)
.

Hiç yorum yok: