Hani bazı kitaplar
vardır, okursunuz ve günlerce hatta gecelerce etkisinden
kurtulamazsınız. Gündüzün meşgalelerden dolayı gidip gelen etki, gece
uykuda da rahat bırakmaz sizi. Rüyalar bölünür boyuna, uyanırsınız.
Uyanırsınız da her seferinde kitabı anımsarsınız. Üstelik bununla da
sınırlı kalmazsınız, muhtemelen ömrünüz boyunca o kitabı anımsarsınız.
Belki hece hece değil ama üzerinizde bıraktığı derin, yoğun, etkin
hisleri, kitabın bahsi geçince, derhal, ilk günkü gibi duyumsarsınız.
Nedir, ne değildir bilmezsiniz.
Derununuza değmiştir işte, içe dokunmuştur bir şekilde. Öyle ki,
hatırladığınızda, hatta biri ismini zikrettiğinde ve hatta zihninizden
ismi geçtiğinde, gözleriniz dolar nerdeyse. Bu durumda ne olduğunun bir
önemi var mıdır sizce?
Nadir bulunur böylesi kitaplar. Benim için sayıları oldukça azdır. Misalen; Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık kitabı böylesi bir kitaptır benim için. Böylesi filmler de vardır. Arizona Dream (Arizona Rüyası), The House of Spirits (Ruhlar Evi), The Barber of Siberia (Sibirya Berberi) gibi.
İşte böylesi bir etki bırakan bir çocuk kitabı ile tanıştırıldım bugünlerde. Özel insan Beyhan İslam
tarafından. Başta illüstrasyonundaki farklılık çekti dikkatimi. Ancak
uzuncaydı yazıları diye çekinerek okudum Selim’e. Derken okudukça aktı
kitap. Selim’in sıkılmış olmasından korktum, sordum; istersen sonra
devam edebiliriz. Ancak o benden de çok etkilenmişe benziyordu; devam
edelim anneciğim, lütfen! dedi. Devam ettik. Bitirdiğimizde, gözleri
manalanmış halde baktı yüzüme: Ne güzel bir kitapmış, dedi içtenlikle.
Çok güzel bir kitaptı, sahiden de.
Hikayenin kendi halinde akışı, bazen
anlatımın yazıyla kesilmesi ve illüstrasyonların görevi devralması,
ardından yazının gene kendini öne atışı, hasılı aşıkların atışması gibi
yarışmaları… Çok güzel ve çok özel bir kitap işte.
Bir tilki ile bir ördeğin hikayesi. Dahası ördeklerin. Ben vuruldum bu kitaba. Şimdi ismini ne zaman geçirsem içimden, Benim bütün ördeklerim,
içimde bir yanma ile ağlamaklı oluyorum nerdeyse. Bana has bir
gariplikten de kaynaklabilir bu şiddetli etki. Ama siz gene de okuyun bu
kitabı derim.
—————————————————————————————————————————————————————————-
Hani bazen diyorum ya, blogdan
gitmeli. İşte böylesi şeyler burada tutuyor beni. Blog olmasaydı bunca
renkli insanla tanışmayacaktım. Muhtemeldir ki Beyhan gibi özel
insanlara uzaktan bakacaktım. Şimdi olumlu tarafları düşünürken, bir iki
can sıkıcı mevzuyu ve kişiyi çok ciddiye almamalı diyorum.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder