24 Kasım 2011 Perşembe

Mutluluk Dersleri 9



Bir buhran, bir terapi şeklinde gidiyorum nicedir. Buhranım derin, terapim pek yüzeysel ve iptidai ama ümitliyim gene her zamanki gibi. Zaten uzun vadeli öngörülerim, planlarım, hayallerim yok hiç, içinde olduğum günü kurtarmak, tüm derdim. Ya da en fazla bir iki gündür peşine düştüğüm. Onun için gene Mutluluk Dersleri’nin kapısını çaldım. İyileşmeme vesile olsun 9. Mutluluk Dersleri. 9 sayısı 99 güzel isim gibi, iyilik ve güzellik getirsin dilerim. E, öyleyse Vira Bismillah diyeyim.

Mutluluk; sahtekarlıkla değil sahicilikle, riyakarlıkla değil samimiyetle ve laf olsun diye de değil elbette, aşkla, ümitle vardığında asıl dergaha, beşere değil Hakikat’e sarıldığında ve ahvalini O’na, yalnızca O’na anlattığında, ev evvela gönüle dolan ışıkla ferahlamak ve ardından bir bir kapıların açıldığına şahit olmaktır. O unutmaz bizi, biz unutmazsak, der gibi gözümün önüne koyduklarımı her geçişte selamlamaktır mutluluk.

Mutluluk; görmediğin ama yakın hissettiğin biriyle tanış olmaktır. Ve bu manidar çiçeklere her baktığında hatırlamaktır.

Mutluluk; kendime aldığım bayram hediyeleri ile bayram yapmaktır. Estetik kutuda Bob Dylan albümü, Sema Moritz’in elimde olsun dediğim Echo adlı efsane albümü, manidar kitaplar; Şemsi Tebrizi’nin Makalat’ı ve ismi ile beni çokça cezbeden, Dokuz Yüz Katlı İnsan, Bir de olmazsa olmaz bayram çikolatası.

Mutluluk; hem estetiğine, hem lezzetine vurulduğum bu şuruplar ile daha lezzetli kahvelere yelken açmaktır.

Salinger, Patti Smith, Hesse, Rumi
Mutluluk, bastıran kışla hepten kendini hissettiren Okuma Mevsimi’nin gelmesinde. Beni sıcacık köşemde bekleyen dizi dizi kitap listemi, az okuyup çok seyrediyor olsam da, yaydığı sıcaklıktan duyduğum hazdır mutluluk. Ve en büyük haz; karanlık gündüzlerime ışık ve umut veren yıldızlarımın eşlik ettiği, kahve kokularının burnuma karıştığı mutlu köşemde kitaplarıma gömülebilmektir mutluluk.

Mutluluk; banyodan yahut uykudan sonra yaydıkları eşsiz rayiha ile buram buram kokan bebelere doyamamaktır. Mümkün olsa, miski amberden öte, o kendine has kokuların kaynağı olan ensede, boyunda yaşayan bir bit olmayı dahi arzulamaktır. Ve uyku mahmurluğunda adım adım açılmakta olan hali fırsat bilip, doyunca öpüp koklamaktır.

Mutluluk; Ebru Sanatı ile coşan büyük oğulun, güzel eserlerine şahit olmaktır.  Seni çok sevdiğim için kalpli olanı sana yaptım, bunlardan biri benim, biri de senin kalbin, diyen oğulcukla, aşka gelmesidir annenin mutluluk. Ve tüm çirkefliğine, rezilliğine, kendince berbat anneliğine rağmen ‘Sevilen Anne’ sıfatına layık görülmektir mutluluk. Çok çoktur bu mutluluk!

Starbucks Koşuyolu
Mutluluk; ailecek arabada olduğumuz yağmurlu bir günde, aniden arabadan inmek yürüyüş bahanesiyle ve oturmaktır kahveciye keyifle. Soğuk havaya karışan kahvenin dumanı, içi ısıtan kahve kokusu, cilalanmışcasına parlamış kaldırımlara usulca düşen damlaların sesi ve elbette yağmurun kokusu ile temizlenen İstanbul gibi Ruhun temizlenmesine, arınmasına tanık olmaktır mutluluk!

İstiklal Caddesi
Mutluluk; sokak sanatçılarına bakakalmaktır. Hele ki bambaşka bir dünyadan, hatta bambaşka bir uzaydan gelmişçesine, kendilerine özgü haller,  görüntüler ve sesler içinde iseler.

Muffin, Cupcake
Mutluluk; gelen kış mevsimi ile eve kapandığımızda Mutlu Anlar Seremonisi yaratma adına muffinlere sarılmaktır.

Dokuz Yüz katlı İnsan Sufizm Psikoloji
Mutluluk; harikulade bir bileşime sahip olmaktır. Aradığım kitabı bulmak ve okumaya başlamak, topladığım yaprağı ayraç yapmak ve yanısıra Bob Dylan şarkılarını duymak.

Mutluluk; uzun, yıldızlı kış gecelerimde, sıcak nefeslerini duyduğum bebelerimin yanıbaşımda soluksuz uyumalarına tanık olmaktır.

Mutluluk; kış köşemde huzurla yazmak yahut okumaktır. Hele ki İlter de evdeyse, gönül rahatıyla taktığım kulaklıkla, içime dolan şarkılarla huzur bulmaktır.

Mutluluk; Turuncu Kış güneşinin değdiği herşeyi altına dönüştürdüğüne tanık olmaktır. Ve gene mutluluk; rengi, şekli, kokusu, aroması ve her meyve gibi benzersiz tadıyla, buram buram sanat kokan mandalinaya bir de bu ışık altında bakmak ve seyrine doyamamaktır.

Mutluluk; yağmurlu günlerde yaptığım yürüyüşlerde, çokça parlamış ve besbelli bundan dolayı mest olmuş yeşile bakmaya doyamamaktır. Ve meyvelerine elbette.

Jadore Çikolata
Mutluluk; Jadore Çikolata’cısında çocukların çikolatadan kendilerini kaybettiklerine tanık olmaktır. Ve İlter’in dahi Biberli Sıcak Çikolataya tam not vermesine şaşırmaktır. Bir de, şu gördüğünüz tezatı yaşamaktır mutluluk. Büyük oğul, bebek arabasında, küçük oğul zincirinden boşanmış hayvan edasıyla devamlı ortalıkta. Üstelik bir geçit törenindeymişçesine tribünleri selamlar gibi oturanları selamlası ve bitmeyen bir tören edasıyla bir aşağı, bir yukarı yapması bazen zor, bazen hoştu.

Mutluluk; çocuklardan yana el ayak çekilince, ortalık sessizleşince, haliyle, anneliğimin yaman çelişkisi ve çilekeşliği ile gözüme çekilen perde öteye gidince, ben -Mümine- olabildiğimde arta kalanlarla buruk da olsa bir bağ kurmaktır. Ve sanki ilk kez görüyormuşçasına ortalıktakileri, neredeyse kalanları öpüp koklamaktır. (Temizliğe merak saldı, heryeri, herşeyi silip en sonunda kendini ve ağzının içini dahi siliyor, evet aynı bezle üstelik)

Mutluluk; küçük mutluluklardır. 1 Selim’in okul çalışması: Kalbim sevdiklerimle dolu. 2. 1′deki kalbin içindeki resim: biz. Selim kendini biraz kenara çizmiş ama moralimizi bozmuyoruz:) 3. Sevgilimin bana aldığı sevgi çikolatası. Az ama öz. 4. Selim, bak bu kitabı Can’ın babası yazmış dediğim ve bir parça böbürlendiğim Esra’dan gelen kitaplarım.

Ve elbette şükürler olsun nice güzellik ve iyilik ile bizi çevreleyen Şükrün Sahibine.

Hiç yorum yok: