Etkiliblog‘dan
Nilay Hanım’la samimi ve bence çok keyifli bir röportajım olmuştu. Tek
sıkıntım çocukların yoğun hastalıkları döneminde yazmak zorunda kalmam
(hastalıklar 1 ay sürdüğünden ve ben de bekletmeyi hiç hazzetmediğimden)
ve üzerinde yoğunlaşamaktı. Detaylar için etkiliblog’a tıklayabilirsiniz.
1. Blog yazmak konusunda sizi en çok heyecanlandıran nedir?
Blog
yazmak konusunda beni en çok heyecanlandıran şey; dinamik bir yer olması
buranın. Etkileşimin getirdiği dinamizm beni bağlıyor buraya en çok.
Normalde de yazardım ben, ancak bunca istikrarlı yazmamıştım blog
tutmadan önce. Oysa burada bakıyorum; bazen daha az da olsa, yazıyorum
sıklıkla. Zira etkileşimin getirdiği doğallık, doğal gidişat, bunun
getirdiği keşifler çok cezbediyor beni. Yanısıra yorumlar, yorumlara
cevaplar, başka blogları okumalar derken bambaşka yerlere çıkıyor ve
aydınlanmış hissine kapılıyorum.
Hasılı,
hem yazma isteğimi diri tutmama vesile oluyor blog. Hem yazma eylemime
süreklilik katıyor. Hem bireysel ve hem de kitlesel keşfe neden oluyor.
Oturduğum yerden hayata dokunuyor gibi hissediyorum. Çünkü blog yazarken
çok da blog okuyorum. Hele anneyken ve bebek varken ve evden çıkamazken
harika bir fırsat oluyor blog yazmak ve blog okumak.
Bir güzel
yanı da, belki vazgeçmemin en büyük nedeni, bloglar vesilesiyle
normalde tanışamayacağım kadar çeşitlilikte insanla tanışmam ve bu
insanların çeşitliliği ile benim de çeşitlenmem, farklı ufuklara yelken
açmam.
2. Takipçilerinizle en çok neleri paylaşmayı seviyorsunuz?
Geçenlerde
bir yazımda yazmıştım, ben birşey öğrendim mi , aklıma bir fikir geldi
mi, birşeye heyecanlandım mı, paylaşmadan duramam. Bu yüzden benim
blogumda statik bir durum yok. Hayatımda yeni birşeyler oldukça,
birşeyler değiştikçe otomatikman blogun içeriği de değişiyor.
Dolayısıyla tek bir şey sayamam paylaşmak konusunda.
3. Bloggerlarla ilişkileriniz nasıl?
Hayat gibi
burası sahiden. O yüzden ne tümden iyi ve ne de tümden kötü
diyebilirim. Herkesle iyi olmak mümkün olmadığı gibi herkesin iyi olması
da mümkün değil. Dolayısıyla çoğunlukla iyi diyebilirim. Ama bazen de
beklenmedik şekilde kötü olabiliyorsunuz biriyle.
4. Bloğunuz için sosyal ağları kullanıyor musunuz?
Evet Twitter ve Facebook kullanıyorum.
5. Diğer sosyal ağlar ve blogları karşılaştırdığınızda blogların artıları nelerdir?
Blog
kendine ait bir dünya demek bence. Bağlılık yok, kısıtlama yok, kendine
ait bir düzen ya da düzensizlik neyse o işte. Diğer sosyal ağlarda
varolan kavramın içine sığışmaya çalışıyorsunuz. Benim gibi özgürlük
sevdalıları için vazgeçilmez oluyor blog bu sebepten.
6. 2180 takipçi ve her yazınıza gelen yorumlar… Bu etkiyi neye borçlusunuz?
Benim
hissettiğimi bana gelenler de hissediyor bence. Sanki bana misafirliğe
geliyorlar ve bir nevi sohbete giriyoruz karşılıklı. Sebep buymuş gibi
geliyor bana. Bazen iç döküyoruz, bazen gülüyoruz, bazen zırvalıyoruz
ama her ne yapıyorsak rahatlıyoruz. Yorumlar geliyor, ben onları
cevaplamaktan büyük keyif alıyorum, zira yukarıda dedim ya bazen o
yorumlardan nice bilmediğim yerlere çıkıyorum sonra konu konuyu açıyor,
bazen yorumlardan uzun uzun yazılar ortaya çıkıyor hasılı iyi
hissediyoruz.
7. Etkili bir blogda tasarımın yeri sizce nedir?
Etkili bir
blogda tasarımın yeri bence çok, çok büyük. En azından benim için öyle.
İçerik elbette önemli ama ilk intiba için tasarımın estetiği çok önemli
bence. Ardından, tasarımın yormaması ve bir bilgiye ulaşımın kolay
olması çok önemli. Yoksa bazen bakıyorum, içerik, yazı harika ama
estetik yok, düzen yok, hele karmaşa varsa mümkün değil duramıyorum
orada.
8. İyi ki başlamışım blog yazmaya dediğiniz birkaç andan bahseder misiniz?
Oğlumun
sıkıntıyla noktalanan iki kreş macerası oldu. Ve ben büyük endişeyle
okul arıyordum. O sırada Amerika’dan, hiç bilmediğim ehil bir öğretmen
uzun uzun yazdı bana. Pedagog ablasına başvurmak için telefonlar verdi.
Öğretmen arkadaşlarını devreye soktu ta oralardan ve bu vesileyle hep
dilediğim: severek sevilerek gideceği bir okul bulduk oğluma. İçimin
tastamam rahat ettiği.
Bir de
çok bunaldığım, anneliğimden utandığım zamanlardı. Çocuklarımla değil
layıkıyla ilgilenmek, olmasını gereken sıradan işleri bile yapamadığım
zamanlardı. O sırada bir başka annenin sesime ses vermesi, yetmedi
yaşadığımın normal ve her anne için olağan olduğunu söyleyip beni teskin
etmesi, yetmedi bir de kitap hediye etmesi harika hissettirmişti. Ve
iyi ki yazmışım blog dedirtti.
Bir de
yukarıda dediğim gibi, yazarken keşfeder ya insan kendini hani, bilmedik
ve bilinmedik yerlere çıkar. Ben bunu karşılıklı yazışırken de
yaşıyorum çok sık. O yüzden de yorumlara cevapsız kalamıyorum. Zira
yorumları okurken de, cevaplarken de çok büyük ve manidar keşiflere
çıkıyorum ki bu benim için çok önemli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder