Hastalıkta Sağlıkta

*Pazartesi günü Selim düşmüştü ya hani hastalığa, peltesi çıkmış gibi yattı tüm gün boyunca. Ve sıkıntıları arttıkça bağırışları da arttı. Kah mızmızlandı, kah canhıraş biçimde bağırdı, kah -ağğhh- diye inledi hasılı epeyce sesli bir hastaydı. Bu manzara içinde anlaşılan gözden kaçırdığımız Kerim pür dikkat kayıttaydı.

Selim doktora gittiğinde ikimiz başbaşa kaldık. Gitti, Selim’in yattığı yere uzandı. Sonra da yaptığı bir mahareti her zamanki gibi gözüme sokmaya çalışarak bana seslendi durdu.

-Anne, annee bak! ühühühühü hasta ol-dum ühühüh! diyerek abisini taklide koyuldu. Tabii bunun akabininde bilin bakalım ne oldu? Ertesi gün taklidini yaptığı hal gerçek oldu.

*Yaşadığımız hastalıklardan da birşeyler öğrendiğimiz kesin. Selim de birşeyler öğrendi bu hastalıktan; misalen hapşırmanın ilmini(!) yaptı. Şöyle ki;

Hastalık süresince sürekli hapşırıyordu. Ancak bir yerden sonra kendini buna zorlamaya başladı. Ah, ben gidip banyoda burnuma su çekeyim de hapşırtayım kendimi. Ah, burnumu iyice içime çekeyim ki daha çabuk hapşırayım gibi. Ve bunu başarmak için elinden geleni yaptı. Neden kendini zorluyorsun diye sorduğumda;

-Çünkü çok rahatlıyorum anne. Tam hapşırdığım sırada içimde bir sıcaklık oluşuyor. Hem de ısınıyorum. (ateşten dolayı devamlı üşüme hissini gideriyordu kendince) Ama hapşırdığım sırada ve bittiği anda, işte tam o anda, çok rahatlatıcı birşey oluyor, ama çok kısa sürüyor. Onu uzun tutmayı başaramıyorum. Bunu başarmaya çalışıyorum şimdi. (Nasıl olacaksa?)

*Yaşadıklarımlarından ben de birşey öğrendim. Evim her an daha perişan olduğunda, dayanamam dediğim kir pasağa, mecbur kaldığımda pekala dayandığımı öğrendim mesela. Ancak Derya‘dan bir önceki yazıya gelen yorum üzerine hastalık içinde ve dökülürken ben de, kalkıp temizlemeliyim evi. Öyle ki uçuşan toz kütleleri, biriken toz tığınları vs. katmerini gidereyim. Ah, kendine temizliğe yardım edecek birini bile bulmaktan aciz insan, dövün bakalım şimdi! Ne diye bunca güvenirsin kendine bilmem ki! Neyse şükür demeli! Hasılı Kanuni Sultan Süleyman’ın dediği gibi:

-Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi-