Bugün mutlu bir yazı yazacaktım, özendiğim huzurlu bloglar gibi. Blogcu Anne İtirafı'ndaki ihmallerimi azaltmaya uğraştığıma, Özlem Annemin fikrine binaen Selim'e daha çok ve daha saf zaman ayırmaya karar verdiğime, bunu da derhal uyguladığıma ve hatta belgesini bile hazırladığıma, dün yaptığım temizlikten sonra içimin huzur dolduğuna, havanın karanlık olmasını fırsat bilerek, her daim asılı duran yılbaşı ışıklarını açtığıma, Selim'in de ve Kerim'in de bu huzurdan nasibini aldığına, İlter'in yokluğuna çok takılmadığımıza dair tadından yenmez bir yazı olacaktı velhasıl hayal ettiğim. Ancak olmadı! Kimseye nazarı değmeyen, içindeki tüm potansiyeli kendine ve çocuklarına saklayan ben, nam-ı diğer Deli Anne, yapacağımı yaptım ve bu potansiyeli evime akıttım. Bir anda bıçakla kesilmişcesine değişti ortam. İlk işaret fişeğini Kerim yaktı. Kakayla!
Kerim'in altını açarken bir süredir korkudan hiçbir odada tek başına kalamayan Selim de yanımıza geldi. Yatağa çıktı ve her zamanki gibi zıp zıp toplar gibi delirdi. Yatakta trambolindeymişcesine sıçrıyor ve tepe noktasına ulaştığı an, kendini yatay atış hareketiyle bırakıyordu. Bu sırada -kime, neye denk gelirim- derdinde olmuyordu elbette ve ısrarla Kerim'e doğru uçuyordu. Kerim de ağbisinin oyununa eşlik etmenin hazzı ile gülüşüyordu. Ben de ilkin oldukça sakin, giderek daha sık ve daha belirgin uyarılarda bulunuyordum; -Selim yapma! kafa kafaya tokuşucaksınız maazallah! senin de Kerim'in de canı çok yanacak!- diye. Ama Selim her zamanki gibi aldırmadı. Tam ellerimi yıkamaya gidecekken, önce -Tok!- diye bir ses duyuldu, ardından Kerim canhıraş bir biçimde ağladı ve Selim de korkuyla bana döndü haliyle. Bense Kerim'in açıktan bir şeyi olmadığına göz ucuyla baktıktan sonra, çıldırmamak adına odadan çıktım hışımla. Bu sırada Kerim'in deli gibi ağlamasına Selim'in -bebiiiş, bir şey yok, bebişş geçtiii- diyerek konuşması ve susturmak için söylediği şarkılar eşlik ediyordu.
Biliyorum ki Selim de çocuk, biliyorum ki çok sıkılıyor, biliyorum ki şu anda çok korkuyor ve ben de korkusunu arttırmamak için tutmalıyım kendimi ama içimdeki kaynar kazan durmuyor. Başka odaya geçtim, kapıyı kapatıp yumruklamaya başladım duvarları. Öyle az buz da değil. Bir kısmına şahit oldu Selim de. Sinirlerim yatışmadı ama içeri girmek, Kerim'i almak zorundaydım, Selim de kaçıştı hemen diğer odaya. Ortalık sakinleşince önce kızgın, sonra durgun konuştum Selim'le. Ona kızdığım noktanın altını çizmeye uğraştım, beni yanlış anlamasın istiyordum zira. -Sadece kardeşine zarar verdiği için kızmadığımı, bunu zaten bilerek yapmayacağından emin olduğumu, ancak güzelce uyardığımda aldırmayıp sadece bağırdığımda dikkate aldığını ve bundan çok rahatsız olduğumu- söyledim, defalarca. Beri yandan; -belki de olur olmaz şeye sesimi yükselttiğimden çocuğun alçak sese algısının kapanmış olduğunu, sadece yüksek perdeden sesleri uyaran olarak kabul ettiğini ve buna sebebiyet vermekle onu değil kendimi suçlamam gerektiğini- düşünüyordum içimden. Velhasıl daha kızarken çelişki içindeydim ve belki de bu yüzden yeterince ciddiye alınmıyordum Selim tarafından.
Gün devam etti...
68 yorum:
Geçmiş olsun, Rabbim daha büyük kazalardan korusun :( Kıyamam ikisine de..
Dediğiniz gibi, yüksek sese alıştırıp, ardından sakin söylenilenleri de anlamalarını, tepki vermelerini bekliyoruz... Olmuyor..
Sıhhatle, Muhabbetle..
Geçen hafta anne baba okuluna katıldık eşimle. Oradaki konu bununla ilgiliydi. Çocuklar sizi bir zaman sonra çözerler. Sizin hangi ses tonunuzda yapması gerektiğini ve ciddi olduğunuzu. Hatta seminer çıkışı eşime çok söyleniyorum söylendiğim zamanlarda beni uyar dedim. Bunu hepimiz yapıyoruz malesef. Birazda deneyimlemek istiyor çocuklar ne söylersen söyle kar etmiyor. Hepimizin başında.
hem sorunu hem cevabını yazmışsın canım...
bu arada geçmiş olsun ciddi birşey olmaması güzel
Çok geçmiş olsun:(
Bi sorun yoktur inşallah, iyilermi şimdi??
Dediğin gibi sürekli yüksek sesle bağırınca alışıyor çocuk ta, sanki normal sesle izah edince anlatınca uyarı gibi algılamıyorlar. Hata bizde aslında ama her evde yaşanan sorunlar. Neyseki bizim o kadar yüksel(e)medi o kadar :)))
Geçmiş olsun Delianneciğim.
offff... gecmis olsun!
Çok geçmiş olsun. Ben hamileyken ikinciyide hemen istiyorum derdim.Herkes bi doğsun bi daha konuşalım derdi. Daha 2,5 ay oldu kızım doğalı ama şimdiden gözüm korktu. Allah sabır,güç,kuvvet versin. Sizinle paylaşacak hiç tecrübem yok henüz ama dualarım sizinle....
geçmiş olsun,benim oğlumun üztüne atlayacak bir kardeşi olmadığı için o da bizim üstümüze atlıyor,biz de korkuyorduk bişey olacak diye en sonunda kaşınn üstüne 2 dikiş atıldı bayramdan önce,çok sıkılyorlar malesef bizim gibi sokakta oynayamadkları,insan yüzü görmedikleri için,ben de üzülüyorum,ben pek yüksek sesle konuşan biri değilimdir ama benim oğlum da alçak sesle söylediğim ikazları pek dikkate almıyor,en sonunda bağırmak zorunda kalıyorum :(
ayyyy manzara n'kadar tanıdık öyle... çok geçmiş olsun öncelikle.. tıpkısının aynısı durum bizde de hakim illaki benim sesim son perdeden çıkacak başka türlü beni ipleyen yok.. sanırım bunu başlatan dediğin gibi ben oldum bilemiyorum ama ihtiyaç hasıl olmuş ki ben de başlatmışım di mi ama:))
Geçmiş olsun ... Pozitif başlayıp asabiyete dönen bir süreç yaşamışsın..Bazen çocukalrı anlamak mümkün olmuyor , belkide Selim dikkat çekmeye çalışıyordu.Her ne kadar kardeşler çok sevilse bile yinede kıskanılır mutlaka...Ben de Selim yaşlarındaydım kız kardeşim doğduğunda ve annem ona ne yapsa kıskanırdım.Daha dün gibi hatırlıyorum annem Aslı 'ya banyo yaptırmış ve giydirmişti.O kadar kıskandım ki daha öncedende birikmişlerim ile ve en önemlisi çocuk aklımın cinliği ile Aslı yı bebek arabasına koyup , kaçırdım.Giderken arabayı süremeyince dışarda oyun oynayan Rıfat ı yardımıma çağırdım.Bunları yaprken 4,5 yaşındaydım ve amacım Aslı yı götürüp piknik yaptığımız yere bırakmaktı.Allahtan Rıfat ın annesi kendi kendine gidiyormuş gibi görünen bebek arabasını farketmiş ve kulağımızdan tuttuğu gibi eve getirmiş.Canım kardeşim yanımızda kaldı ve bu bana ders olmuştu.Şimdi yaptığım çocukluğa gülüyorum ama annem hala gülemez.Umarım az da olsa sizi güldürebilmişimdir.Yine de şanslısınız , Selim sadece zıplayarak dikkat çekmeye çalışmış...Bol keyifli ve sakinleşmiş bir gün geçirmeniz dileğiyle , huzur sizinle olsun...
ah canım sevgili arkadaşım benki bu cocuklarla 15 gündür dayanamadım.seninkiler hep evde sen yine sabırlısın maşallah benimkilerde öyle sürekli hareket halindeler ve yazıyorum ya ne ararsan var Allah yardımcımız olsun, takma diyecegim ama takıyorsunki yazıyorsun olagan haller daha dur kerim bir yürüsünde bak şimdiki günleri arayacaksın sen sevgilerle sıkma ilerdeki günlere sakla kendini sevgilerle mutlu kal canım....
Çok geçmiş olsun. Aynı şey benim de başımdaydı baba hep sakin sesle isteklerini yetire getirtebiliyor bense ne yapsam olmuyordu. Tam anlattığın gibi olduğunu düşünerek daha sakin olmaya çalışıyorum. Tabi senin 2 çocuk ne diyeyim canım allah kolaylık versin.
Geçmiş olsun...Yaa bu çocuklar bizi aslında parmaklarında oynatıyorlar onlar ne isterse o...Onlara bu kozu verende biz:)))
kendımızı tutmalıyız da nasıl olacak. nasıl once guzel dılle uyarmayı ılk sıraya koyabılecez bılmıyorum....
yapmalıyız da nasıl
bununla geçmiş olsun diyeyim bende yinede çok dikkat etmek lazım kerimle selime
sevgilerimle
?? Yahu inşallah kötğ bişeyler yoktur ? :(
Deliannem şu güzel ışıkları nereden buldunuz acep?Tchibo mu ?
Satırlarında kendimi buldum. Yaşadığınızın benzeri bir çok olay geçti aklımdan. Büyük olana önce kızıp, sonra neden kızdığımı anlatmaya çalışmak... Küçüğün neden hep masum muamelesi gördüğü...(bizimkilerin yaş aralığı size göre daha az-3 yaş) Sonrada suçluluk hissi, kötü anne psikolojisi. Yok mu bunun bir çaresi...
bana senaryo çok tanıdık geldi, farklı oyuncularla oynananına çok kez tanık oldum :) geçmiş olsun ama bu çarpışma dışında herşey iyiymiş ayrıca kontrolü elden bırakmamışsın tebrikler. not : ben de öyle bi kere bileğimi incittim, duvarı yumruklarken dikkatli ol.
đerkenαя; Teşekkür ederim ve koca bir amin diyeyim:) sevgiyle
İlknur: hiç hoşlanmıyorum devamlı bizi yokladıklarını düşünmekten ve kılıç kalkan kuşanma ihtiyacı hissetmekten.. savaşta mıyız anlamadım ki? dediğin gibi bazen ne dersen ne deneyimlemek istiyorlar.. aslında hak da veriyorum denemeden öğrenmek istemiyorlar.. karmaşık bir konu.. içinden çıkamadığım.
Bahar'ım: sağol canım.. hafta başı, hayata dönüş:)
Ayla'm:)
Emine'm: iyiler çok şükür, korumuş Allah! Kerim'in biraz kızardı şakağı hepsi o. Selim de bir şey yoktu ya da bozuntuya vermemek için öyle dedi bilmiyorum:)
Fadişim sağol canım:)
Gülçinim: sen de sağol canım:)
Deli Annem her şey bir yana şu söze takıldım belki de olur olmaz şeye sesimi yükselttiğimden çocuğun alçak sese algısının kapanmış olduğunu, sadece yüksek perdeden sesleri uyaran olarak kabul ettiğini ve buna sebebiyet vermekle onu değil kendimi suçlamam gerektiğini-
Maalesef onu bunu ya da şunu bahane ederek bende yükseltebiliyorum sesimi ve çocuk gerçekten o ton çıkmadan DURması gerektiğini algılamıyor artık. Ya da o ses tonundan sonra susmazsa sonunun iyi olmyacağını algılıyor. Pöfffff. E be deli annem nerden girdin konuya :(((
Öncelikle çok geçmiş olsun
Bağırma konusuna gelince yazıların bana okuduğum bir kitabı hatırlattı
Kitapda annesi çocuğa sesleniyor
-hadi oğlum yemek hazır
çocuk arkadaşına dönüyor
-oynamaya devam edebiliriz
sonra anne tekrar çağırıyor
-hadi çabuk yemeğe dedimm
çocuğun arkadaşı hadi gidelim yemeğe çağırıyor annen dediğinde çocuk yok daha 10 dakikamız var diye cevap veriyor
anne artık delirmiş bir vaziyette
-Hemen buraya geiyorsunuz yoksa ben sizin yanınıza gelirim beni delirtmeyin diye avazı çıktığı kadar bağırır ve bunun üstüne çocuk
-tamam hadi yemeğe gitme vakti der :)))
turkan: teşekkürler.. ve Allah bağışlasın minik kızınızı.
Ben hayatta en çok şunu tecrübe ettim: çocuk işinde asla şöyle yaparım, böyle yapmam dememeliyim.. hiç ama hiç ama hiç belli olmuyor sonradan n'olcağı.. hayatta da böyle ama çocuk olayı bilhassa önceden konuşmaya yaramıyor:) insan içine düşünce anyayı konyayı anlıyor en iyi... Ama sizin için daha çok erken, en yoğun, en ürkek zamanlar.. zamanla değişir bence fikriniz.. benim de dualarım sizinle, sevgiler ve kolaylıklar.
Architect: teşekkür ederim. ve size de çok geçmiiş olsun. (mesajını aldım. ayrıca mail atacağım.)
babycakes: ahaha ihtiyaç hasıl olmuyor valla dediğin gibi.. bazen de çok fazla dalmış oluyorlar ya önlerindeki işe.. biz bağırmadan durmuyorlar, o zaman da çok üzülüyorum..
İçimizdeki karnaval: epeyce güldüm, biraz da korktum çocukların deli cesaretinde:) ama kendi kendine gidiyormuş izlenimi veren bebek arabası hayalimde canlandı ve çok güldüm:)
sevgiler size de bolca.
Selinkam: ben kendime acımıyorum çoğunluka evde kapalı kaldıkları için onlara acıyorum valla.. kah hallerini düşündükçe alttan alıyorum, kah derinlere inmeden deliriveriyorum.. iyi düşüneyim iyi olsun Selinka'm ben gene de.. kerim yürüdüğünde daha kolaylaştığını, daha anlaşacaklarını hayal etmek istiyorum gene de:) sen de sevgiyle mutlu kal canım
çok geçmiş olsun canım sen bağırmamışsın ama ben her zaman kendimi tutamıyorum bağırmazsam söz dinletemiyorum off off
yazmak rahatlatmıştır umarım... herşey normal sende sağlıklısın çocuklarda, yorma nolur kendini bu kadar...
vallahi sende peygamber sabrı var.ben cıyak cıyak bağırırdım.geçmiş olaaaaa.bidahada yaşanmıya diyelim
Ebru'cum: teşekkürler. Bizde baba da çok alttan almıyor ne yazık ki.. iyi polis-kötü poliscilik oynayalım diyorum ama olmuyor.. bir de o biraz kızsa ben hiç kızmıyormuşcasına deliye dönüyorum.. tutarsızlık alaildiğine yani:)amin ve de cümlemize..
Ballı lokmam: sağol canım.. valla çok fenalar ama gel gör ki çocuklar:)
memolinin annesi: valla bulursan bu işin sırrnı bana söyle arkadaşım.. bende genellikle tersine işliyor o sıra
Yalnızyakamoz: teşekkürler.. sevgiler.
Red Riding Hood: yok Allah'a şükür.. uzaf bir kızarıklık ve korku hepsi bu:)
valla ışıkların hikayesi uzun.. moskovada ikeadan almıştım.. gelirlen dünyanın eşyasını bıraktım arkada, ışıklarımı bırakmadım:)
Ada ve deniz: ah keşke olsa.. beni de yedi bitirdi bu vicdan muhasebesi.. bir de demişsiniz ya küçüğün devamlı masum muamelesi görmesi diye, büyüklerin nazarından hep öyle görünüyor sanırım değil mi? ne acı!
Nihan'ım: ehehe benim de ilk tecrübem değil.. lakin bağırmada kontolü epeyce elden bıraktım..
Hayal Arkadaşlarım: böyle geçecek bu çocukluk günleri belli ki.. beni korkutan yaşlanınca da onlar bağırmaz bize inşaallah.. böyle har vurup harman savuruyoruz sanki çocukları..
Liyam Azelyam:) teşekkür ederim.. yazdığın alıntı çok uygun düşüyor bize de.. ama biz miyiz buna sebep, yoksa çocukların fıtratında mı delirtme anına kadar direnme pisliği mi gizli bilemedim.
ahsen58: bağırmamışım-ı geçtim böğürdüm ben göğürdüm tüm gücümle.. sonrasında tabi...
isoon: rahatlayınca rahatlıyor muyum bilmiyorum da ertafımda a çocuğa bağrılmaz, ne ayıp ben hiç bağırmam demeyenlere rastlamadığım için daha iyi hissettim bencilce:)
Serpil'im.. yok be canım.. ben çok çirkef halime girmedim henüz burda.. ahaha şimdi senin tabanca alışverişinden sonra eve geldiğindeki dönüşümün geldi akılma.. hahha
Deli anne'cim senin yasadigi olaya benzer bizde yasiyoruz Mirzahan ziplamiyor tabiide :) Ahrar'i bagirtmak icin elinden geleni yapiyor bazen hatta dun yasadik ayni olayi, kizip odasina gonderdim, zevk mi aliyor bilmiyorum kucugu kizdirmakta :)
ciddiye alınmamanın suçunu ben de çok arıyorum kendimde Kezban'ım... dediğin gibi daha kızarken takındığımız tutum bunu etkili kılan sanırım... Alllah onlara da bize de kolaylık, sabır versin ne diim...
bu arada şekerim, çok geçmiş olsun... bu kadarıyla geçişmiş ya ona da şükür...
Deli Annem öncelikle çok geçmiş olsun Allah beterinden korumuş:( Ah bu çocuklar ne zaman söz dinleyecekler acaba ,biz her gün böylesi olaylarda 10 yaş birden atıyoruz vallaha:( O manzara bana o kadar tanıdık geliyor ki anlatamam bir de şu yatakta zıplama olayı bir türlü vazgeçiremedim acayip zevk alıyorlar dimi:)
Tekrar çok geçmiş olsun
Sevgiler..
Deli annecim, öncelikle geçmiş olsun.Şu ciddeye alınmama konusu ilginç nedense bende bazen anne olarak fazla mı yüz göz oluyoruz ve söylediklerimiz değerini kaybediyor diye düşünüyorum. Umarım bu sadece hissiyattır, aynı senin ki gibi. Ancak bir önerim olacak blogunu takip ettiğimden beri bu konuda bir yazını görmediğimden soruyorum : Selim hep evde mi anaokuluna gitmiyor mu? Belki gitse diyorum biraz olsun sıkılmasının önüne geçebilirsin.Nacizane öneri :)
Geçmiş olsun Delianne. Selimi okula göndermeyi düşünmüyormusun? Senin içinde onun içinde iyi olur bence ne dersin?
Seni o kadar iyi anlıyorum ki; ona doğruyu doğru olmayan bir yoldan öğretmeye çalışmanın verdiği iç huzursuzluğu. limitleri sonuna kadar zorlarlar, bağırmadığın müddetçe yapmaya devam ederler ve o an bağırmakta kendini yüzde yüz haklı görürken, onun gözlerine bakınca yanlış yaptığını söyleyen iç sesini bastırmaya çalışırsın...
Annelik zor zanaat valla, hep bir yanlış yapıyorum kaygısı.. Geçmiş olsun delianne, kolaylıklar diliyorum..
Çok geçmiş olsun Deli Annecim.
Çocuklar gerçekten çok sıkılıyorlar evde.Bunu değişik tepkilerle gösteriyorlar.Aslında yapmaya çalıştıkları sadece biraz dikkat çekmek.Ama insan bazen çok bunalıyor.Ona kızmamak için kendimize kızmak,bende böyle yapıyorum son zamanlarda.Sürekli hatayı kendimde arıyorum bilmiyorum ne kadar doğru...Sevgiler size
kıyamam hiç... sen de üzme kendini, bir şekilde hep yaşıyoruz böyle sıkıntıları. bu olmazsa başka türlüsü...üzme kendini.
öfkelenmek ve bunu çocuğun görmesi engellenebilir birşey olsa keşke, mesela bir şifresi olsa da ben de kullansam.sanırım her annenin ihtiyacı oluyor...
ah arkadaşım geçmiş olsun Allah korumuş...çocuk milleti değil mi hepsi aynı...benimkiler de Allah yarattı annem doğurdu demeden dalıyorlar birbirlerine...aklım çıkıyor birşey olacak diye..sen aklına mukayyet ol delişim :-)))
canım canımm kıyamam acımıştır minik kafası,selim de çok korkmuştur.asıl olan sana oldu tabii.öfke nöbetine girmen çok normal.geçecek bu günler desem hatırı sayılır bir avuntu olmaz sana.ama bil yalnız değilsin.inan 2 çocuklu tüm anneler bu tuhaf duygu medcezirlerine yenik durumda.bak bizden de bir örnek sana;ayşem daha 2 aylıktı uyutamıyorduk bit türlü .eşim tavanı deldi ,sağlam çamaşır ipine ana kucağını taktı,kız içinde.yavaş yavaş sallayıp uyutuyor sonra beşiğine alıyorduk.bir gün abisi,hem düşün 9 yaşında ama asla dokunma dediğimiz halde çocuk işte çok hızlı sallamış vıyak vıyak bir ağlama.şükür ki tam yatağın üzerine monte ettiğimizden sistemi yavrucak yatağa düşmüş.bağırdım çağırdım oturdum ben de ağladım oğlan odasına kaçtı vs.anlayacağın hepimiz yaşıyoruz,yaşayacağız.bu bitmezzz
ay kıyamam en çokta selim'in kardeşini avutma çabasına takıldım, nasılda korkmuştur. neyse sonuçta zarar gelmemiş.
Çok geçmiş olsun, büyüyecekler de bizimki de can işte,bunalmak serbest,duşta bağırmak serbest,tanıdık hikaye bu ahhhh ahhhh
Şeyma'm: Mirzahan zıplamasın zaten:) zevk alıyorlar snaki küçükle uğraşmaktan, didişmekten.. Selim'de de daha şimdiden var bu huy:)
Sibel'im: Amin, amin canım ve teşekkürler.. çok şükür diyorum ben de.. zaten sonradan Selim'e tokuşmanın nelere mal olduğunu anlattığımda; ah ben ne akılsızlık etmişim dedi eşşek!
İkiz annesi: ah şu amerikan evlerimiz olsa, bir de bahçemiz, bir de hep yaz olsa hadi olmadı bahar, bir de trambolin alsak zıplasalar da zıplasalar değil mi:)
Bir annenin paylaşımları ve Meldi: teşekkür ederim önce. Selim geçen sene son 3 ay gitti anaokula ancak o okul başka yere taşındı. ve servis vs sorunu var. oraya gönderemedik. açıkcası alelalede bir yere de veremiyorum kötü bir tecrübemiz de var bu konuda.. dolayısıyla şu andaki en sıkıntımız bu. Muhtemelen taşınma işine gireceğiz, uygun bir okul çevresi arıyoruz vesselam.
Annelilim: bazen diyorum ki yahu hiç mi onlarda suç yok, ayni ne yaparlarsa yapsn çocuktur diyorum sonradan ama iyi de ben de insanım.. kusursuz olamıyorum ki.
Annesi ve defnesi: teşekkürler , o kaygı ömür boyu sırtımızda taşıyacağımız bir yük olacak galiba..
Sevilay: ben de bilmiyorum ama doğru ya da yanlış ortalık sütlimasn kesildikten sonra ben illa ki kendime kızıyorken buluyorum kendimi.. çocuk ne de olsa diyorum
Çakıltaş: olsa keşke öyle bir şifre:)
Neşelihallerim: cümlemiz için aklımızamukayyet dileyelim:)
Sitare'm: şükür seninkini de korumuş Allah.. her an yaşıyoruz böyle manyaklıklar dediğin gibi, benimki de ne ilk ne de tek.. ve hatat bu hiçbirşey değil bazılarının yanında.. sadece sonu gelmeyen bir gün oldu, daha devam edemedim bugünlük belki yarın devam ederim.
Elif-kayra: işte ben de o avutma konuşmalarını duydukça içimdeki kaynar kazanı bastırmaya uğraştım en çok.. üzülüyor da insan çook
kaymaklı kadayıf: teşekkürler.. bitmez değil mi:)
geçmiş olsun Deli anne..
Deli Anneciğim,yine aynı şeyi yazsam,yine seni anlıyorum desem nakarat gibi tekrarlıyor demezsin değil mi?"...ancak güzelce uyardığımda aldırmayıp..." şeklinde başlayıp devam eden cümleni son noktasına kadar kaç kez kurduğumu bilsen içten söylediğime inanırsın belki.Zor,bir karar üzere olmak çok zor ama yine tepkini gayet iyi kontrol etmişsin,bravo.İyi ki çocuklara bir şey olmamış.Bu da geçer.Bir gün çocuklarla da tam bir keyif ortamı oluşur,eminim.Ama biraz zamanı var galiba.Üzme kendini,seni seviyorum...
özlem
ben o TOK sesinde (senin yazını okurken)bile burda kayıtsız kalamayıp kendimi sıktım sen olayı yaşayan olarak iyi kotarmışsın.Birde üstüne içses dinleyerek kendini bu konuda eleştirmiş ve doğru yolu bulmuşsun.vaaaaaayyyy diyorum başka bişey demiyorum .ben de çabuk sinirlenmek istemiyorum
cok guzel bir noktaya deginmissin annem,
"Sadece kardeşine zarar verdiği için kızmadığımı, bunu zaten bilerek yapmayacağından emin olduğumu, ancak güzelce uyardığımda aldırmayıp sadece bağırdığımda dikkate aldığını ve bundan çok rahatsız olduğumu- söyledim, defalarca."
benimde sik sik karsilastigim durum bu malesef, hem yataktaki treplin olayindada odum kopuyor her seferinde.. yalniz suda bir gercekki pinar kardesi olmadan once benim her dedigimi dinleyen cocuk, kardesinden ve okuldan sonra sesimi yukseltmeden hic bir seyi dinletemez olmam, ne kadar guzel guzel anlatsamda 1 dinliyosa 3 dinlemez oldu :)
BU GUNLERDE GECECEK AMA EMINIM, SABIR ANNEM :)
senin yazıların okumak inan çok keyifli.kendinle ama aslında bizimle ettiğin sohbete bırakıveriyorum kendimi seni okurken.Allah yardımcın olsun anne olmak zor belliki :) sevgilerle....
daha sakin olmak lazım falan hikaye. insanız ve sinirleniyoruz. kayu mu kayyu mu ne onun ultra soft annesi gibi olmak olabilmek imkansız.
Cok gecmis olsun. IKi cocugu bir arada buyutmek gercekten cok zormus. Allah daha buyuk kazalar vermesin.
Çok geçmiş olsun canım, çok üzüldüm =( Her nekadar söylemesi kolay da olsa kendini de çok yıpratma yani ben anne değilim tabi tam olarak içinde bulunduğun durumu anlayamam ancak duvarı yumruklaman, uff nasıl desem dikkat et kendine, Allah yardımcın olsun bol sabır versin =(
canım geçmiş olsun kuzularıma. gerçekten insan kendini bir yerden sonra tutamayabiliyor. ben de böyle durumlarda dışarı çıkıp sakinleşmeye çalışıyorum.sen yine de o tatlı huzur ortamını planladığın gibi uygulamaya koyuver:)))
belki de olur olmaz şeye sesimi yükselttiğimden çocuğun alçak sese algısının kapanmış olduğunu, sadece yüksek perdeden sesleri uyaran olarak kabul ettiğini ve buna sebebiyet vermekle onu değil kendimi suçlamam gerektiğini-
ben bu cümleye takılır dururum artık...
Selime ayrı bir sempatim var...Belki ilk yeğenime benzettiğimden belki ismini çok bi sevdiğimden belkide annesinin çok güzel yazılarından...
O da çocuk kiii...
Nerden bilsin kiii...
Olsun varsın Deli annem...Şevval le uras şimdilerde aynı...Çarpışıp ağlayınca ancak akıllanıyorlar...
Duvarları yumruklamak yerine filmlerdeki sahnelerden bir öneri: bir poşet alınır derin derin solunur karbondioksit kafa yapar sakinleşilir...
:(((
Trambolinden korkan ama deli gibi bizim yatağın üzeerinde zıp zıp zıplayan ve bunun korkusunu yaşamayan bir tane velette ben de var :((
Benim bir tarafım uç buçuk atarken ve sakin sakin anlatmaya çalışırken anlamayan, ancak sesim yükseldiğinde yada daha da yükseldiğinde beni anlayan ama yine de yapacağından eksik kalmayan bir velet yine bende de var :((
Sadece 2. bir bebek yok :)) o da olsa bilemiyorum artık :))
Çok geçmiş olsun ikisine de, bağırmak istemesekte neden illa bizi buna sevk ediyorlar anlamış değilim, hem kendileri üzülüyor hem biz.
Ama işte adı çocuk ;)
sevgimle,
Seyhan: teşekkür ederim:)
Özlem'im: buraya kadar kontrol etmiş gibi görünebilirim amma velakin yazının devamında pek de öyle değilim, bilesn:) ben de seni çok seviyorum.. ayrıca bloguna da yazdım, reca ederim beni anlatırken çocuğunuza deli anne demeyiniz, hiç olmazsa pek muhterem deli anne deyiniz:)
Sezobigo: bakma sen burdan öyle göründüğüne çook delenndim çok.. detayları yazsam burdan köye yol olur:) ana baba bacı kardaş dar gününde el olur. ayh.. sahiden delirdim.. Rahmetli Cem Karaca'nın şarkısı idi. bak gördün mü kendini tutmak da hepten delirmeye sebep olabilirmiş:)
Özlem Annem: geçsin ama çocuklar da büyüycek,bu sefer de o dert sarıyor beni..
Bir güzel çift: Amin ve teşekkürler:)
Erkİpek: :)
Gülom: amin,amin!
Mekila: teşekkürler..
Nihan'ım hoşgeldin.. olmadı canım ya, bak devamı var daha bu rezilliğin:)
Nihal'im: ah canıım demek o poşet tutmak onun için.. deniyciim bir dahakine.. bir dahaki olmaz inşalalah diyeyim gerçi.. Selim bana ne diyor biliyor musun bazen -anne kızma, dur sakin ol, derin nefes al, eveeeeet, bir daha bir daha sakinleşene kadar-
Mlke: çok üzülüyorlar ve dilerim unutuyorlardır biz de çok üzülüyoruz ama unutmuyoruz gene de iki taraf da vazgeömiyor bu tavrından.. hayrolsun sonumuz:)
sevgiler.
Merhaba,
Bir süredir yazılarınızı takip ediyorum sessiz sedasız. Ancak bu yazıya söyleyeceklerim var susmak istemedim. Anlattığınız ya da paylaştığınız diyelim her annenin yaşadığı ortak bir duygu, doğru olanı bilip bazen bunu uygulayamamak, bazen kendine hakim olamamak ve annelik = delirme hali= vicdan azabı. En azından bu eşsiz duyguyu ben böyle tanımlıyorum, yani bazen... Ama şu da var ki böylesine içten paylaştığınız ve aslında her annenin duygularına tercüman olduğunuz için bunun bir rahatlama getireceğini düşünüyorum. En azından ben okuduğumda yalnız değilmişim dedim bile.
Sevgiler deli anne :)
tekrar tekrar söyleyerek biz söz dinleme eşiğini yükseltiyoruz çocuklarda .ahh hep yapıyoruz hepimiz yapıyoruz anada atadan ne gördüysek yapıyoruz istediğin kadar gelişim kitabı oku gördüğünü yapıyor insan çocuklarımızda öyle yapacak zaten.
içine soğuk sular serptim dimi ?
Nihansu size de merhaba.. inanın aynı rahatlamayı ben de yaşıyorum, ben de yorumları okudukça vay canına- yalnız değilmişim diyorum:)
sevgiler size de.
Neval'im: serptin ki hem ne serptin.. öyle ki eyvallah dedim.. öperim
kiyamam yaa
melekler korusun onlari,omuzlarinda birer tane otursun da korusun diye hayal ederim hep.
Dun 7 bucuk gibi sadece arabamin anahtarini alip,kapiyi gum diye indirip ciktim gittim,10da dondum eve...Telefonumu bile almadim.
Artik boyle yapiyorum(koca kisisi evdeyse) :)
Ki tek cocukla ugrasiyorum....
Yeliz'im her nereye gitmişsen öyle bir dahakine beni de götür :) valla böyle gezen kocalara budur müstehak! Hem nettin bütün gün, oh la laaa!
keşke benim de ses ayar düğmem olsa. maalesef çok kızıyorum kendimdeki bu volume kontrolsüzlüğüne :(
evet, şöyle her daim çoook alçak perdeden konuşan kadınlar vardır, onlardan olsaydım ben de.. ya da dediğin gibi hiç olmazsa bir düğme.
Anne olmak zor zanaat! Geçmiş olsun...
Ben bizimkilerin arasinda bes yas oldugu halde zorlaniyorum seninkiler daha kucuk ve yas farki az. Insan sinirlerine hakim olmakta zorlaniyor. Ama gececek buyuyecekler, sik disini diyorum.
Ha gayret
Yorum Gönder