Sevgili Kaderdaşım Elif, nam-ı diğer Blogcu Anne beni sobelemiş Anaokulu konusunda. Altından kalkar mıyım bilmem ama naçizane fikirlerimi yazayım istedim ben de.
- Çocuğunuzu kaç yaşında kreşe gönderdiniz yahut göndermeyi düşünüyorsunuz? Kreşe göndermek için beklediğiniz başka bir şey var mı?
Ben çocuğun 2-2,5 yaşına dek sadece annesine ihtiyacı olduğuna inandım hep. Çocuğuna göre bu aralık ufak sapmalar gösterebilir, nitekim erken sosyalleşme ihtiyacında olan çocuklar da sözkonusu olabilir ama 2+ kriterdir benim için. Kendi adıma. Fikri sabit biri değilimdir hiç ama bu konuda ileri derecede takıntılıyım niyeyse. Başkası farklı düşünebilir elbette.
Bu süre zarfında çalışmayan bir anne olmak benim tercihimdi. Zaman zaman sevindim, çoğu zaman delirdim, -ah keşke yapmasaydım!- dediğim bir çok eylem de edindim ama geriye dönüp baktığımda kutladım bizi bu kararımızdan dolayı ve muhtaç olmadığım için de çok şükrettim. Ki Selim çok zor bir bebek olmasına rağmen, çalışmak bir kolaylık, büyük bir nimet bile olabilirken, direndim gene de, yarım yamalak da çıksam bu raunttan, gene de iyi idare ettim. Benim bu durumdan çoğunlukla hoşnut olmamdı galiba esas olan, nitekim bir başka anne çalışmazsa mutsuz olabilirdi, ben çalışmadığım için mutluydum.
Selim'in kreşe başlama evresi ise; milimetrik artışlarla oldu denebilir. Şuurlu bir eylem değildi ama belki en iyisi böyleydi. İlkin Petersburg'da bir sanat okuluna gitti 1 saatliğine, sonra oyun grubu, sonra kötü bir deneyim olan kreşe haftada 3 gün ve en son anaokuluna.
- Çocuğunuza kreş seçerken sizin için en önemli kriter nedir? Olmazsa olmaz diyeceğiniz, bu sağlanmazsa evde bakılsın daha iyi diyeceğiniz?
Bunu nasıl tespit ederim emin değilim, olsa olsa içgüdüsel olarak hissedilir; yaptığı işin ehemmiyetinin şuurunda olan öğretmenleri olmalı o kreşin. Ne denli büyük bir şeyin; bir insanın, emanetçisi olduklarının farkında olan , her çocuğun tek tek ebeveyni için ne denli kıymetli olduğunun ayırdında olan ve buna uygun davranan, müşfik öğretmenlerin olduğu bir kreştir aslolan benim için. Çocuğumun sevildiğini, önemsendiğini ta yürekten hissettiği ve buna mukabil severek gittiği bir kreş olmalı. Kısaca sevdiği ve sevildiği bir yer olmalı. Bunun yanısıra somut bilgiler önemli elbette ama iyi bir ahlak eğitimi olmazsa olmazımdır benim için. Ben çocuğumun her yarışta birinci olmasını değil, tatminkar, ahlaklı, vicdanlı olmasını gözetirim daha çok. Bir de kreşte güvenlik ihmalkarlık gösterilmeden, son derece profesyonel olarak sağlanmalı. Merdivenlerden hiç hazzetmiyorum mesela. Son okulumuzda çocuklar bir görevli kontrolünde asansörle indiriliyordu ve pek hoşuma gidiyordu.
- Türkiye'deki kreşlerde rastlamadığınız, keşke olsa dediğiniz bir uygulama var mı?
Var. Yurt dışında bebeklerin ve çocukların her gün düzenli olarak dışarıya çıkarılması ve en az yarım saat dışarda vakit geçirmelerine olanak sağlanmasına hayranım doğrusu. Rusya'daki kreşlerde -35 dereceye kadar çocuklar mutlaka bahçeye çıkarılıyordu her gün, keşke bizde de uygulansaydı dediğim bir bu var aklımda.
- Türkiye'deki kreşlerde yaygın olarak rastladığınız ve saçma bulduğunuz bir uygulama var mı?
Bazen keşke sadece yaşa göre sınıflandırmasalardı dediğim olur. Çocuğun tüm gelişim durumu dikkate alınarak hangi sınıfta olması gerektiğine karar verilseydi diye düşünürüm ama detaya inmedim bu düşümcemde daha.
- Çocuğunuz kreşe gidiyorsa, kreşe başladıktan sonra en çok zorlandığınız konu ne oldu? Henüz gitmiyorsa zorlanacağınızı düşündüğünüz?
Yemek ve öğlen uykusu en çok zorlandığım konular idi. Bir hafta kadar kuş gibi beslenmesini seyretmek zorunda kaldım. Zira okulda yemekhaneye adım dahi atmıyordu, yemekhaneye giden yolda kızılca kıyametler kopuyordu. Bir de öğlen uykusu deli ediyordu onu. Üstelik zorla uyutmayıp, -sadece dinlen- önerisine bile tahammül etmiyor, kendisi uyumadığı gibi diğer çocukları da uyutmuyor ve tam bir karmaşa oluşturuyordu. Yemek ve uyku saatleri dışında halim selim olan çocuk, bu saatler içinde ise yaban hayvanı gibi davranıyordu tamamen. Utanç içinde duvarları tekmelemesini, avazı çıktığı kadar bağırmasını seyrettim günlerce. Ama 2 hafta içinde normalleşti durum.
Bir de her çocuk gibi sürekli hastalığa yakalanması söz konusu oldu. Hatta biri bitmeden diğerine geçiş yapıyordu. Üstelik Alerjik Astım'ı vardı, hastalığı şiddetli geçiyordu epey. Giderek seyreldi hastalıklar ve aralığı artmaya başladı neyse ki.
Ve bir de okulun kurallarına üstün bir direnç gösterdi. Israrla onları delmeyi denedi. Gene hemen her çocuk gibi, bizimki biraz fazla direnç gösterdi sadece. Ders saatlerinde aykırılık ve ayrıcalık istedi devamlı. Bir kaç denemesi başarılı olunca diğer çocuklar da yoldan çıkmaya başladı, neyse ki öğretmenler ipleri ellerine alıp hal yoluna koydular hepsini.
Ha bir de; ne yazık ki oyuncak gününde gördüğü Bakugan, Ben10 kabuslarını öğrendi ve kaçamayacağımız bir şekilde köşeye sıkıştırdı bizi.
- Çocuğunuz kreşe gidiyorsa, kreşe başladıktan sonra çocuğunuzda gözlemlediğiniz en olumlu gelişme ne oldu? Henüz gitmiyorsa kreşin gelişimine en büyük katkısı ne olur sizce?
Hayatımıza ve en önemlisi onun hayatına bir düzen geldi. Yatış ve kalkış saatleri sabitlendi. Hayatta uyması gereken kurallar olduğunu ve buna riayet etmesi gerektiğini öğrendi. Kazanılan stickerlar, teşvik politikaları, her gün öğretmeni ve her akşam annesi tarafından doldurulan davranış çetelesi sebebiyle olumsuz davranışları büyük oranda düzeldi. Evde de devam ettirme çabası görülmeye değerdi. Bir de; okulda çok yorulmanın etkisiyle, başını yastığa koyar koymaz uyumayı becerdi. Bu çok, çok önemli bir nimetti bizim için.Öbür türlü uykuya geçmesi saatler sürebilirdi.
Şimdi böyle ahkam kesiyor gibi görünmeme rağmen acı bir itirafta bulunmak gerek; taşınma niyetindeyiz bir süredir ama üşengeçliğin ve kararsızlığın dibindeyiz. Bu yüzden Selim'i okula da yazdırmadık henüz. Ve bu gariban çocuk -okula gidiyor musun?- diye soran herkese -okullar daha açılmadı- yanıtını vererek hem içimizi dağlıyor hem de rezil ediyor bizi. Bu cevabı ona okullar tatilken söyledik ama o hala durumu böyle zannediyor ne yazık ki. Düzeltmeme rağmen üstelik.
Az kalsın unutuyordum: Özlem, Nihan, Yeliz, Evren, Yasemin (sen bebeğinden dolayı muafsın dilersen:), gördüm sizi, hiç saklanmayın. Sobe!!! (İçinizden bazılarına uymayabilir sorular, bazısının da canı istemeyebilir, boş geçebilir ve istediğiniz sorudan başlayabilirsiniz, süreniz başladı.. Tatildekiler dönünce yazabilir:))
5N1K; Ne, Nerede, Ne zaman, Nasıl, Niçin, Kim?
15 yorum:
bende uc yasinda baslamasi gerekir diye dusunuyorum.Mirzahanda oyle yapmistim Ahrar icinde dusunuyorum gunluk uc saatligine gondermistim dokuz bucuk 12 arasi oyun hemde ingilizce icin faydasi oldu.
Bakugan icin erken baslamis Selim Biz bu sene aldik daha oyuncagini:)
yazdım bile. şansıma rüya uyurken gördüm mimi :) bir dokun bin ah işit bir konudur bu benim için.
heh
tam da daha yeni ogretmen-veli toplantisi yapmisken nefis oldu
Ben Amerikadakini yazabilirim ancak,Tr tecrubem yok
neyse,kiyaslama olur boylece:)
Deli Anne Bakugan konusunda bizde fena sekilde köseye sIkIstIk, kreste yas gerubu olmadigindan kendinde büyük cocuklardan ögrenmis hepsini, Noel de Bakugan robotu istiyomus babasindan, bakugan robotu ne yav!!?? Hay Allah'im neler görücez daha:)
iyi bayramlar
Kainatın yaratıcısı ve alemlerin Rabbi yüce ALLAH'a sonsuz şükürler olsun. Gireceğimiz Kurban Bayramımız bereketiyle, bolluğu ile gelsin. Tüm insanlık için hayırlara vesile olsun. Kesdiğimiz tüm kurbanlar, etdiğimiz tüm dualar kabul olsun, hayallerimizin gerçek, sevdiklerimizin hep bizimle olması dileğiyle, tüm okuyucularımın, arkadaşlarımın, dostlarımın Mübarek Kurban Bayramlarını tebrik eder sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.
New York'tan: Bakugan ve Ben10 4 yaşında girdi hayatımıza.. tiksinç şeyler bir de yahu... hayır bir şey olacaksa Estetik olsun bari..hadi bakugan oyuncakları, o toplar estetik ve keyifli ya o iğrenk ben10.. bir de Selim tutturmuş dörtkol'dan alacağım diye.. kaçırdıkça kaçırıyorum bakalım nereye kadar.
Yasemin: Hızına hayran kaldım doğrusu.. Pek de güzel ayrıntılara yer vermişsin.. zevkle okudum
Yeliz: Sen iyi yazarsın tahmin ettiğim zaten.. Nereyi istersen yaz, zaten Türkiye dışında bir yerlerden de haberdar olalım istedim bu vesileyle.
Efsn: Bakugan robotu mu? Amanın duymasın bizimki.. belki burda yoktur henüz..
Işıl: sana da iyi bayramlar.
Fuat Karagöz: Sizin de bayramınız kutlu olsun.. kurbanınız ve duanız kabul olsun
Sevgiler.
MUTLU VE SAĞLIKLI BAYRAMLAR SEVGİLER:)
Valla olmayadabilir öyle bakugan robotu diye bisey ama Leon Can ister o ayri:))
anaokulu öğetmeni olarak olaya barnak basasım geldi ahada basıyom.çocuklar 4 hatta 5 yaşına gelene kadar bence gönderilmemeli.ben çocuğumu 5 yaşında gönderdim.benimle doya doya oynasın bana sarılsın beni istediği zaman koklasın istedim.yani olaya girersem konuşulacak çok şey var ama şimdilik bu kadar.
Gönül; Sana da mutlu ve sağlıklı bayramlar:)
Efsun: Eyvahlar olsun o halde, var olanların yanına bir de hayal mahsülü olanları ekleyeceksiniz yani:) Zor dostum zor.
Serpil: Oo Sen çok daha yi bilirsin o zaman. Bilsem seni sobelerdim yahu. Kimbilir ne detaylar vardır sende şimdi..
Sevgiler ve iyi bayramlar
Ben de yazacaktim fakat su aralar kres konusunda cok radikal bir degisiklik yapmak uzereyiz, onu bekliyorum. Yeni kreste biraz vakit gecirdikten sonra yazmak istiyorum. Senin yazin kresler konusunda aydinlatici olmus. -35'e inanamadim. Burada da eyalet yasasi geregi hergun disari cikarmak zorunda kresler; ama sinir -4 derece.
Iyi bayramlar bir de bu arada! Bizim Turk kahvesi icme olanagimiz yok burada, bizim yerimize de bir kahve iciver lutfen. Afiyet olsun simdiden :)
Zannımca sende de iyi bir bilgi birikimi vardır bu konuda Evren, bu bilgilerden faydalanmak için istedim yazmanı :)
İyi bayramlar sizlere de taa oralarda.. Bir gün yolum Amerika'ya düşerse ve sen de orda olursan söz iyi bir kahve alırım yanıma.. her nerde olursan postalarım sana.
Sevgiler.
Ah canim ya, cok dusuncelisin. O kadar da kotu durumda degiliz aslinda. Kahve alabilecegimiz bir yer var aslinda, alet edavatimiz yok ama onlarsiz da olur herhalde. Ama zaten gelmemize de bir sey kalmadi, 1,5 seneye oradayiz umarim :) Simdilik senin guzel yazin ve fotografin yetti bana, sagolasin. Ama bakarsin bir gun bir yerlerde karsilikli bir kahve de iceriz :) Yolun buralara duserse de mutlaka bekleriz! Sevgilerimle...
Benim de bugünlerdeki en büyük sorunum okul öncesi eğitim. Oğlum tam 3 yaşında. Tek tek gezdim okulları. Benim kriterlerime uyan hiçbir yer yok. Ha ben öyle illa yok yabancı dil olsun, yoga falan olsun diyenlerden değilim.
Çocuğum çocuk olacak , sürekli oyun hamuru, kağıt kırpma falan olmayacak . Harıl harıl dönem sonu, yıl sonu gösterisine hazırlanma olmayacak. Her gün dışarı çıkacak. Arkadaşlarıyla toprakla, çamurla haşır neşir olacak. Spor aktiviteleri olacak. Özgüvenini sarsmayan bir disiplin olacak.
En son görüştüğüm yer Türkiye çapında bilinen eş zamanlı İngilizce öğreten bir kurumdu. Saçma sapan bir sürü şey dinledikten sonra okulu gezdik. Tam çıkacakken kurum müdürünün -aklı sıra bize gösteriş yaparcasına - 3 yaşlarında bir çocukla diyaloğuna şahit olduk. (Bu arada çocuğun yanında bulunanlar: müdür, 3 öğretmen ve 2 de biz) Müdürün elinde ısırılmış küçük yumuşak bir top var. Topu tutup çocuğa gösteriyor ve “Bu durumda biz ne yaparız” diyor. Çocukta çıt yok,baş önde özellikle de bizden utanmış durumda. Arkasından öğretmeni kısık bir sesle: “Özür dileriz” diyor. Müdür de özür dilemenin anlamını açıklıyor: Bu davranışım yanlıştı, bir daha yapmayacağım. Evet, şimdi ne yapıyoruz? Çocuk: “Ösür dilerim” diyor ve hep beraber hahahaha gülüyorlar. Bunlar velileri hiçbir şeyden anlamayan insanlar olarak görüyorlar sanırım.
Aman destan yazdım yine. Kafama göre bir yer bulamazsam bir oyun grubu kurmayı düşünüyorum.
Yorum Gönder