Tüm çocuklarda vardır ya hani, bazen birden sessizleşirler. Ansızın, hiç olmadık bir cümleyle, ki genelde bir soru cümlesidir bu, canlanıp dile gelirler. Küçücük zihinlerinde ne hızla, ne düşündükleri, ne zaman, hangi konuya geçtikleri bilinmez. Zannımca düşünceler resmi geçit töreni gibi bir şey düzenlerler zihinlerinde. Zihin Geçidi öyle renkli, öyle şaşaalı ve öyle çeşitlidir ki tamamen sessizleşirler, normaldeki konuşkanlıklarının aksine. Tam bu sırada realite flulaşmış, geçit töreni berraklık kazanmıştır tahminim. Zira seslenseniz duymazlar, yarı aralık gözlerle sizde -uykuya geçmek üzere- imiş gibi bir intiba bırakırlar.
Derken birden, geçit töreninde rasgele bir düşünce bir adım öne çıkar, sanırım o sırada çocuk onur koltuğunda oturmaktadır. Öne çıkan düşünce tam çocuğu selamlarken, çocuk onu yakalayıp realite dünyasında su yüzüne çıkarır. O anda ters yüz olur mekan. Realite derhal berraklaşır, düşünceler flulaşıp yerli yerlerine geçerler. İşte bize -nerden çıktı- dedirten şey, kanımca böyle gerçekleşir. Yoksa bunca anormal çıkış, buna anormal soru nerden gelir?
Geçenlerde tam da bu duruma isabet eden bir hadise oldu. Arabada gidiyorduk. İlter'le ben konuşurken Selim enteresan bir biçimde sessizdi. Ben sessizliğini uyku haline yorarken birden ortaya atıldı. Sanırım öne atılan düşünceyi yakalamış ve bize dönmüştü yüzünü geçit töreninden.
-Baba, sen patron musun? Haydi bakalım, gene ne çıkacak altından diye kulak kesildik İlter'le.
-Değilim oğlum.
-Senin işçilerin var mı? İlter daha cevabı veremeden devam etti.
-Eğer işçilerin varsa, onların işlerine de yardım et olur mu? Sadece patron olma! Elini ve sesini kıvırarak gayet alımlı bir ses tonuyla,
-Ne de olsa sen de işçisin sonuçta. Deyip uzaklara dikti gözünü gene. Sanırım bir başka düşünceyi yakalamak üzere geçit törenine devam etti kaldığı yerden.
Hümanist, sosyalist oğlum "İşçisin sen, işçi kal" demek istedi velhasıl-ı kelam.. Bu vesileyle çok sevdiğim, dinlediğimde içimi yaran Cem Karaca'yı da anmış oldum.. Sağolasın "Selim, canım bilimsel Selim!"
14 yorum:
ben o Selim'i yerim:)
Masallah ya! Bu cocuk patron olmali bence:))
cok merhametli bir cocuk .. gelecegi cok parlak gorunuyor ..
Bence önümüzdeki sene 23 Nisan da başkan koltuğuna Selim oturmalı :)
:))) ehuheheuaha koptumm :) nasıl içine dert olduysa çocuğun :) yerim ben onu yaa :))
patron olanlar ne olmuş Allah herkese kaldıracagı mevkiler nasip etsin mutlu olacagı ve sevecegi işte başarılı olsun sevgilerle
off.. öp o kaymağı benim için!! :)
(Not: bende mimin var)
Yağmur daha çok uyumak için yatağına yattığında yapıyor bunu. Gözleri sabit bir yere bakıyor (ışıksız yatmamaya başladık gene) ve o an ne düşündüğünü anlayamıyorum. Daha doğrusu birşeyler düşünüp düşünmediği bile belli olmuyor. Gözler yarı aralık. :) Bir süre böyle bekledikten sonra pat diye bir soru soruyor. Neden bilmem bu sessizlik sonrası çıkan sorular daha bir sevimli daha bir zekice oluyor sanki. Değil mi? :) Sevgiler...
Fattosh: inşaallah.
Müge'm.. yettim gayri
Sanem: aynen katılıyorum sana, kesinlikle pek bir sevmli ve zelice oluyor o anki soruları:)
Yaruze, nihal aslı, selinkam, unicorn sizlere de sevgiler.
hadi güzel annem benim, göriim seni ;)
geldim, gördüm, gittim.. öperim
geldiN, gördüM, gittiN, öperiM ;)
bence Selim bu konusmayi babasiyla yapmadan once, bu konu hakkinda baya gecis toreni ve alt yapi hazirligi yapmis olmali, oyleki cocuklar inanilmaz bir kulak hazinesine sahipler, her ne kadar ilgilenmiyor, yahut baska seyle ilgilenir gozukselerde evin icinde gecen herseyden en az bizim kadar haberdarlar. 6 ay kadar once babasiyla yaptigimiz, benim icin baya uzuntulu bir konusmanin yankilarini Pinar'dan bir kac hafta oncesi duymam, beni hem sasirtti, hemde cok uzdu. Ve cocuklarimizin yaninda konusurken ne kadar dikkat etmemiz gerektigini, bir kez daha hatirlatti.
Allahımmm çok yaşayın emi :)))
Yorum Gönder