Bazen Selim'e direktif verirken empati yapar, berbat hissederim kendimi ister istemez. Mesela gündüz oturup oynamaya dalmışken birden "Selim hadi, uyku vakti!" dediğimde iyi de bu çocuk ya uyumayı hiç istemiyorsa, diye düşünürüm. Yemeyi hiç arzulamadığı besinleri yemeye zorladığımda da aynı şeyi hissederim. Gece türlü kıvranmalarla yatağında bir sağa bir sola dönerken, "uykum yoook, bir türlü uyuyamıyorum", dediğinde gene de uyumaya zorladığımda da berbat hissederim. Örnekleri çoğaltmak olası.
Bazen şiddetli itirazla, bazen oflayarak, bazen de uysallıkla karşılar bu direktifleri Selim de. Hayretle neden Selim'in bu güne kadar bu durumu sorgulamadığını düşünürken er ya da geç bu durumla karşılaşmayı da bekliyordum. Nitekim ilk sinyalleri vermeye başladı.
Bir kaç ay önce uyku vakti geldiği halde uyumamakta üstün bir direnç gösteriyordu gene. Yatağına uzandı uzanmasına da konuşmaya son veremiyordu bir türlü. Kah başına gelen ilginç olayları anlatıyor, kah hayallerinden dem vuruyor, uyuyamadığı için aralarda da oflayıp pufluyor neticede uykudan giderek uzaklaşıyordu. Bir ara Selimcim, uyumak için biraz susmalısın, dedim ama nafile. Derken kızgınlıkla sessizce uyumaya çalışmasını söylediğimde "Sen bu evin kralı değilsin anneeeee" diyerek ilk itirazını yaptı bana.
Bu aralar sıkıldıkça "Off, of hayat boş" repliğini kullanmaya başladı. Ordan burdan edindiği revaçtaki cümlelerinden biri bu da. Geçen gece gene uyumakta zorlanıyor, türlü opsiyonlar sunuyordu bize. Gelip salonda uyumak istiyorum, baba sen gelip benimle uyu, bir hikaye daha istiyorum, susadım, tuvaletim var, gidip kardeşimi sevicem, oyuncaklarımla oynamak istiyorum ve daha neler. Sunduğu her seçeneğe olumsuz cevap alınca da "Offf, offfffff hayat kömür" dedi son derece içlenerek. İlter de ben de meraklandık ne demek istiyor diye. Neden böyle söylediğini sorduğumuzda verdiği cevap hayatın çocuklar için de ne denli ağır olabileceğini gösterir nitelikte ve oldukça manidardı; "Yani demek istiyorum ki, hayat kapkara, kömür gibi!"
6 yorum:
ben yerim o selim'in bilmiş laflarını yaa..maaşallah canım benim
:)Selim'de laftan çok bir şey yok zaten.
ne güzel yorumlamış ama keşke şu an hayatlarının kar beyaz olduğunun farkına varabilseler. asıl kömürleşme 20 sene sonra başlayacak :))
onlara sorsan hayat çok zor, neymiş nie akşam oluyormuş, neden uyumak zorundaymışız, neden kısıtlanıyorlarmış vs. dileyelim ömürleri hep kar beyazı geçsin... sevgiler. Asya'cığa da.. ne güzel isimdir Asya.
hımm ben de hep annelik çeyrek delilik halidir derim doğurduğumdan beri. Aynı şeyi, hissetmişiz demek ki. Türker Kağan daha sözel itirazlara geçemedi.Mimik ve jestlerle ifade ediyor isyanlarını. Ben de üzülüyorum onu zorladığımda yararına olsa bile.
Yine de annelik yolunda yürümek için kabul edilmesi gereken şey çatırsak onlar, ikna edersek biz kazanıyoruz. Blogunuz, tarzınız ve fikirlerinizle sık sık karşılaşmak ümidiyle.
Ah ah, ben ne yazık ki yarıdan fazla deliliğe tekabül ettim.. sevgiler.
Yorum Gönder