4 Şubat 2014 Salı

Yolunda Giden-Gitmeyen Birşeyler, Bitmez Hayaller…



Sebepler çok; en başta freni patlamış araba gibi gitmekte olan ve beni dehşete düşürüp, güçlü bir endişeye sevk eden ülke hali, karmaşa, güvensizlik, üzüntü, kasvet, buralarda ha keza ayrı bir kasvet, bir perdesi kapanınca sevinemediğim nitekim bir diğerinin açılması an misali olacağını idrak ettiğim Selim’in travmaları, bu gerçeği görmenin sarsıcı etkisi, Kuzey ülkelerinde yaşamanın en zor olduğu zamanlar, karanlık ve kasvetten bıkkınlık, yılgınlık, güneşsizliğin azalttığı yaşama sevincim ve bir türlü bu sevinci ayağa kaldırıp diriltemeyişim, kulaklarımı ihmalim, hala Türkiye’ye gitmekten kaçışım; zira orada da tonlarca teste tabi olmak ve aylarca kalmak istemiyorum ama uzaktan doktorlardan aldığım bilgi bu yönde ve ben de bundan kaçıyorum, beri yandan İ. nin hortlayan yurtdışı gezileri, bu hafta yeniden olmayışı, ve en çok canımı sıkanlardan biri; Şubat ayında geçireceğim biyopsi. Evet en çok bundan korkuyorum, ben çok korkağımdır zaten, detayları düşünürken bayılacak gibi olurum, gerçi keşke bayılsam da görmesem birşeyi, ya da keşke bayıltsalar beni ama ne yazık ki lokal anestezi yapacaklarmış ki, hayatta en çok korktuğum budur. Bu işe karar verdikleri gün epeyce bir kan almaları gerekti benden, normalde testler için birkaç ayda bir kan veriyorum, ancak bu kez neden bilmem damarlarımı bulamadılar, benim aklıma korkudan damarlarımı kaybettiğim fikri geldi, bir de yeni bir tür iğne kullanıyorlar, şırınga değil, esnek bir iğne, ucunda hortumu var ve iğne içinize saplanmışken boyuna kolda gezdiriyorlar, benim için bir kabus kısaca. Başta dayanmaya çalıştım, zaten ne olsa çığlık kıyamet bağıran biri olamamışımdır, keşke olsam, sessiz sessiz kendimi teskin etmeye çalışıyordum, ancak işe yaramıyordu bir de baktım ki başım dönüyor, midem bulanıyor, hemşire kafasını kaldırıp yüzüme baktığı an durdurdu işlemi. O gün iki hemşire, biri bana sarılmış biri de elimi tutarken doktoru çağırdılar da olabildiği kadar narince aldılar kanı. Daha kan almada böyleyken lokal anestezi de ne olurum bilmiyorum. Zaten ben bunca korkudan dolayı doktor olmaktan kaçmıştım.
Bir de Selim faktörü var. Her zaman yeni endişeler ve korkular bulmakta usta olan Selim son zamanlarda bizden ayrı kalma korkusu yaşıyor. Muayeneye gittiğimin iki gün öncesinden başlayarak boyuna; benimle kim kalacak, ya beni okulda unutursanız, vesaire ile yedi bitirdi beni, bizi. Şimdi hastanede bir gün kalacakken nasıl bir travma yaratacak diye ödüm kopuyor. İşin kötüsü kendi adıma zaten yeterince korkuyorken bir de onun endişeleri ile uğraşmak zorunda kalıyorum ki sanırım beni en çok bu yıpratıyor. Üstelik sözlerin hiçbir tesiri olmuyor, zaten korku ve endişe öyle birşey değil mi, milyon kez de anlatsa biri geçmiyor, geçemiyor. Sözün kısası pek bir endişeliyim.
Of, amma şikayetlendim. Aslında şikayetlenmek değil, monolog da olsa bir nevi söyleşmekti niyetim. Ne de olsa en iyi burada anlatıyorum kendimi ve nispeten rahatlıyorum. Siz dilemezseniz okumazsınız nasılsa. Bir de bazen yaşanmışlıktan gelen yaşayan bir fikir, bir öneri, ya da sadece ben burdayım diyen biri ya da dualarımdasın diyen biri çok iyi geliyor.
Öyle işte, sıkıntı, kasvet içindeyken bana en iyi gelen şeylerden birine dadandım gene; Pinterest. Pinterest’te “Dreamy Story” dediğim bir klasörüm var, bana sıcak hikayeler anlatan fotoğrafları buraya atıyorum. Bir de olmazsa olmaz “Wish List”im. Görmek istediğim yerleri, şeyleri dilek kutusu gibi burada derliyorum.
Geçen Cuma Çinlilerin yeni yılıydı, kendi yeni yılımızda bir yeni yıl listesi yapamadım, laf olsun diye bile olsa iyi geliyor bana o listeler, sanki zihnimde dağınık dağınık duran nice şeyi derliyormuşum, düzenleyip yerleştiriyormuşum gibi hissediyorum. Ne de olsa katalog ve düzen insanıyım, düşüncenin dağınıklığından bile yoruluyorum.
İşte herneyse  bu yaptığım da Çinlilerin yeni yılına ait olsun. Zaten maksat iyi gelmesi, sıkıntıdan ayrılmak için bir başka şeye, hele ki olumlu, ışıklı şeylere ve hayallere dalma meselesi.
WL, Alaska, Colorado, Arizona, Tusvany Pinterest karma1-2-3-4
WL, Canada, California, NYC, Provence Pinterest karma1-2-3-4
Pinterest karma places to see, wish list, interior, road, travel,  (10)1-2-3-4
Pinterest karma places to see, wish list, interior, road, travel,  (9)1-2-3-4
Living room, leather sıfa, wood tables, velvet dream pinterest karma1-2-3-4
porch, backyard, garden, tree, porch rules pinterest karma1-2-3-4
Home, living room, karma pinterest1-2-3-4
WL, Red, Hair, Old Style, Vintage, 50s, green, h,e,gi pinterest karma1-2-3-4
Winter autumn house porch northern stove, light, WL, dining garden t pinterest karma1-2-3-4
windows, lightly dining room, map wallpapers, leather sofa, record player vintage , leica, pinterest karma1-2-3-4
yellow love pinterest karma1-2-3-4
WL, kitchen, dining room, wood table, yellow, smeg, green pinterest karma1-2-3-4
Pinterest karma places to see, wish list, interior, road, travel,  (3)1-2-3-4
WL, Alaska, Arctic Circle, Yosemite pinterest karma1-2-3-4
Kids room, kids play area, garden, wood, pinterest karma1-2-3-4

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Sevgili mümine.korkularini endiselerini cok iyi anliyorum.bende yurt disinda yasiyorum.bana yardimci olacak esimden baska hic kimse yok.üc cocugumuda sezeryanla hastahanede dogum yaptim.ikisinde türkiyeden annem geldi.ücüncüde yalnizdik.ben cocuklari düsünmekten kendimi düsünemedim.iki günde taburcu oldum.bebegim hasta oldu bir hafta hastahanede kaldik.cocuklafim evde kimsesiz kaldilar diye ömrümden ömür gitti.simdi aman bir sey olur hastahanelik oluruz cocuklari kim bakar düsüncesi en büyük endisem.zamanla anladim ki yasancak yasaniyor.biz sadece teslim olmaliyiz.tevekkül etmeliyiz yaradana.ondan baska ferahlik veren yok kalblere.sakin ol.Allaha güven.selimede gözlerinin icine bakarak onu asla birakmayacagini.babasinin onu okulda yada hicbiryerde unutmayacagini okuldan alip dana hastahaneye getirecegini ve bu sürecin cok kisa olacagini anlat.ama lütfen gözlerinin icine bak.o srni anlayacaktir.cünkü selim.