Ocak 2013- Dışarıdan bakan bir göz için son derece sığ ve sıradan hayatım:
“Kör karanlıkta kalkıp; Anne, hadi kalk, aşağıya inelim, hadi, hadi, deyip çekiştirerek uyandıran Kerim’in taarruzlarını tek gözle yanıtla, bu sırada çoktan yanımıza gelen Selim’in tekmelerini karşıla, az sonra uyan ve çocukları toparla, aşağıya in ve uyduruk bir kahvaltı hazırla, Selim’i tembihle, kaçışan Kerim’i de giydirirken kovala, bazen dayanama azarla, sokağa çık; hızla ve telaşla, okul yolunda yavaşla ve çocuklarla sohbete başla, Selim’i dualarla bırak okula; -İyi Vakitler- deyip vedalaş onunla, Dön geri; evi temizle, toparla, bu sırada boyuna mızıldanan Kerim’i oyala, beri yandan her an kendine ait bir zaman kovala, işlere ara ver; bir kahve iç biraz rahatla, Kerim’i yedir ve uyutmaya başla, şimdi bir keyif kahvesi iç ve kendine ait zamanın tadını çıkarmaya başla, -hey sakin ol heyecanlanma, herşeyi yapamazsın bir anda, hah gördün mü Selim’i okuldan alma saati geldi ve hiçbirşey yapamadın sen bunca zamanda- neyse git de Kerim’i uyandır ve hazırla, sonra da sustur ve yola çıkar o huysuzlukla, Selim’i okuldan al ve eve gelin topluca, eve gir evde çocukları oyala, kavgaya tutuştular aman hemen gir araya, oynuyorlar ama yüreğin ağzında;-Selim, ölçülü oyna, oğlum kuvvet uygulama, yavrum kardeşini boğazlama, bırak ayağını çekiştirme Allah aşkına!-Kerim, abinin kafasına araba atma, oğlum parmağını gözüne sokma, hayır o uçak değil abinin ödevi, yapma!nevinden onlarca cümle sırala, çocukları yedir, akşama uyduruk kaydırık birşeyler hazırla, çocukları yıka, akla pakla, gene kaçışanları kovala, bazen dayanama azarla, önce güzellikle ve sabırla uyumalarını sağla, ardından kırılmayan dirençlerine ve bir saati bulan yatakta kıvranma evrelerine çıldır ve azarla, sonra dayanama gene yumuşa, uyusunlar da işime bakayım diye çocukların gözlerinin içine bak, hatta yerinden bile kıpırdama, hah uyudu çocuklar, haydi yazmaya başla, hoppala uyku bastırdı değil mi ama? Haydi sen de uyu onlarla, hem birazdan uyanır Hacıyatmaz Kerim, hiç olmazsa uykunu al o zamana-”.
Evet, hepi topu bu. Bu şekilde deveran ediyor günlerim. Böyle bakınca sahiden de pek sığ değil mi? Ama değil!
Azıcık
dikkat kesilince bu bayağı günlerin içinde, içimi dolduran, gönlümü
ayağa kaldıran, ruhumu kaynatan ve dahi sıklıkla kanatlanmasına sebep
olan, duygu dünyamı coşturan ve beni yerimden sarsan sayısız güzellik
var hayatımda. Adları yok, az öncekiler gibi keskin de değiller belki,
tarifleri de zor, lakin ‘yaşandığı sırada farkına varıldığında’
eşsiz lezzetlerini yakinen duymak mümkün pek ala. Üstelik laf
kalabalığı ve üstünkörü de değil, bahsini ettiğim şey; sahici bir duyumsama.
Temmuz
2013- Selim henüz okuldayken yazmıştım bu bölümü. Dersleri
düzenleyemeden tepetaklak olmuştum ama şimdi geriye dönüp bakıyorum;
okul kısmını çıkartırsak aynen durumumuzu koruyoruz. Demek bir takım
konularda çok tutarlı bir aileyiz:)
Şimdi
blogu ve içimdeki havayı bir nevi olumsuzluklardan arındırmak ve yıkamak
niyetiyle yazıyorum yeniden Mutluluk Derslerini. Esasında hemen herkes
gibi çok sebebim var. Yeter ki kalbimin ortasına çöken sis bulutu
kalksın, gözlerim yeniden görmeye başlasın. Hele göğsümün daralmasından
sonra genişletilmesi hatta eskisinden de geniş hale getirilmesi trilyon
kez şükür ve mutluluk sebebi değil mi?
Üstelik bugün 1 Temmuz, yeni bir ay, yeni umutlar… Dileyelim herşey ehrkes için iyi, güzel ve aydınlık olsun.
.
Mutluluk; epeyce geç gelen baharı bahçedeki sayısız sürprizle karşılamakta.Çeşit çeşit kır çiçekleri ile donatıldı bahçemiz. Papatla, Lavanta, Kanola ve daha bilmediğim nice şey. Öylesine biten yabani otlar bile öyle güzeldi ki.
.
Mutluluk; hemen her gün grand tuvalet giyinen oğlumun Robocop misali dans etmesini izlemek sokakta. Üstelik Ugagaayl’la.(Gangham Style)
.
Mutluluk memleketten getirdiğim kanaviçe yastık örtülerini en sevdiğim şekilde; bahçeye asarak, karşıma koymakta.(Annemlerin dediğine göre genç kızlar artık kullanılmıyor diye el emeği göz nuru kanaviçeleri pazarlarda satıyorlarmış ucuza. İçim cız etti, keşke hepsini alsam dedim duyunca. Bu onlardan değil ama onlardan olanlar da aşağıda)
.
Mutluluk; yağmurlu bir günden sonra karşıma çıkartılan bu muazzam manzarada. Hem HD yayın kalitesine geçen İskoçya, hem de lacivertten tatlı maviye dönen bulutlar harika!
.
Mutluluk; en büyük mutluluk çocuklarımı mutlu görmek etrafta. Özellikle sokakta anlaşıyorlarsa diğer çocuklarla.(Burada da iki süper kahraman; biri Örümcek Adam diğeri ejderha. Nasıl anlaşmasın çocuklar bu durumda değil mi ama:))
.
Mutluluk; artık mevsimi kapanan Lale’lerin son demlerini yakalamakta.Çok emekleri geçti lalelerin bu sene bana. Şükürler olsun aldırana, aldıklarımla içimi yaşama sevinciyle doldurup coşturana.
.
Mutluluk; havanın az da olsa ısınmasıyla bahçenin tadını çıkartan çocuklarımın mutluluktan sarhoş olmalarında.
Su kaydırağı, su fıskiyesi, çıplak ayak, toprak ve çim, yakmayan ama ılık güneş, çocuk gülüşleri harika, harika!
.
Mutluluk; içimi yaşama sevinciyle dolduran bir başka pencere önü karesiyle olmakta.(İngiltere tarafında Chester denen oldukça güzel bir şehri tepeden gören bir pencere, pencerede günbatımı ve uçuşan perde. Çok, çok şükür beni bu karenin uzaktan seyircisi değil, bizzat içine yerleşip yaşayanı edene)
.
Mutluluk; tersini hissetsem de bazen, aslında beni ihmal etmeyen sevgilimden sık sık gelen çiçeklerde. Üstelik turkuaz renkli çok sevdiğim fincanımda kahvem, değmeyin keyfime.Çok şükür gene.
.
Mutluluk; günlerce elinden düşürmediği ve bu benim kitabım biliyor musun anne, onu almamalısın, diyerek sahiplendiği, birkaç gün ve gece birlikte yattığı Aylak Adam kitabı ile gezen miniciğimi izlemekte.
.
Mutluluk; pervanesi olduğum Cherry Blossom (Kiraz çiçeği, Sakura) ağaçlarının olduğu bir bahçede yaşamayı dilerken, komşumun yarısı benim bahçeme bakan ağacının Cherry Blossom olduğunu farketmek ve çok şükretmek bu güzelliğe. Elbette mest olmak o ağacın dibinde günlerce.
.
Mutluluk; verdiği mutluluğu ve yaşama sevinci hiç eksilmeyen Çamaşır Seremonilerimde.
.
Mutluluk; hem de çıldırtan çifte mutluluk benim için; arkada henüz astığım mis kokulu çamaşırlar olduğu halde, çiçeklenmiş elma ağacının dalları arasında oturmak ve mest olmak bu vesileyle. Çok, çok şükretmek gene elbette.
.
Mutluluk; kibrit kutusu gibi masalsı evlerin olduğu yolların içinde keyifle ve olağanlıkla yürümekte. Ve bu olağanlığa olağanüstü biçimde bakmak her seferinde.
.
Mutluluk; kısa bir ayrılık sonrasında eve geri döndüğümde, bahçemdeki iki elma ağacının henüz tam çiçeklenmeden, pembe tomurcuklu halini görmek ve heyecandan öleceğimi zannetmekte.
.
Mutluluk; elma ağacının hemen arkasındaki çitlerin aralarının aldıkları sabah güneşinin etkisiyle altındanmışcasına hatlar oluşturmasına şahit olmakta.
.
Mutluluk; evde kendimce, nostaljik ve minik köşecikler oluşturmak ve bu köşeciklere baktıkça büyük haz duymakta.En sevdiklerim; kurşun kalemler, defterler ve işte bahsettiğim el emeği kanaviçe örtülerden biri. Canım ablamın ve annemin hatırası.
.
Mutluluk; uyuyunca tam bir meleğe dönüşen melodiğimin yüzüne düşen o minicik sarı buklesine bakmaya doyamamakta.
.
Mutluluk; dışarıda sık yağan yağmurlar varken içeride taze demlenmiş sıcak çayın keyfine varmakta.Şükürler olsun bize en büyük rahmetini sevdirecek iklimi, ortamı ve şartları sunana.
.
Mutluluk; sıradan bir market alışverişinden eli boş dönmeyen baba ve oğlun getirdikleri bu güzel güllerle içimin sıcacık olmasında. Sıradan bir zamanın sıcacık bir hal alıp sıradışılaşmasında ve kalıcılaşmasında.
.
Mutluluk; sokakta abinden ayrılma tembihlerimi dinlemezken pencereden uyarı alan veledin karizması bozulmuş olacak ki; -don’t do that! (bunu yapma) deyip bana ihtar verdiği anda:)
.
Mutluluk; çok büyük mutluluk; artık fotoğraf çektirmekten hiç hoşlanmayan ve fotoğraf çekmeye sevdalanan büyük oğlumun yakaladığı habersiz anda çekilmiş bu fotoğrafta.Bu fotoğrafta mutluluk var, aşk var, sevgi var, iç geçmesi var, huzur var, hüzün var, içinde olmadığı halde bilimSelim var, miniciğim var…
.
Şükürler olsun en boğucu anda bile iyi
giden sayısız nimeti verene. Şükürler olsun düştüğümde beni asla yerde
bırakmayan ve her defasında elimden daha kuvvetle tutan Rabbime.
Şükürler olsun sevildiğimi hissettirene ve kendisini sevdirene. Şükürler
olsun verdiği sayısız şeye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder