27 Haziran 2013 Perşembe

Dönmek İstiyorum Arkadaş!


 

Evet sanırım dönmek istiyorum artık. Zamanlama kötü ama belki de zahirde kötüdür zaman kim bilir?

Aylardır alıyorum veriyorum, kah şahlanıyorum, kah çöküyorum. Bazen bir parça daha idare edecek telkinler, çözümler buluyorum, bazen bu yolla bir kaç zaman daha gidebiliyorum, bazen soranlara verecek cevap bulamıyor, hele bir durun elbet vakti gelir diyorum ve kendimi de bu yolla teskin ediyorum ama İ. yi teskin edemiyorum, zira o bilmek istiyor bense bilinmezlik içinde kıvranıyorum, oysa sürekli düşünüyor ve bekliyorum, neyi bilmem, birşey var ve ben onu bekliyorum, garip bir teslimiyet, hani bazılarının ettiği dua -içinize ilham edilsin- tam onun gibi birşey; sanırım kabul oldu; gitme, dönme isteği doldu içime.


Ne zaman buraya dair bir çözüm düşünsem içim rahat etmedi, hep büyük bir eksik, hep koca bir yarık vardı.  Bir türlü burada kalmak içime sinmedi. Hele ki süresiz kalmak ya da daimi hiç düşündüğüm birşey değildi. Belki de daimi kalış pozisyonu (İngiltere’de süresiz kalma imkanı) doğduktan sonra netleşti fikrim, böyle de tersine teper bende işler. Gitmek istiyorum şimdi.

Aylar önce İ. ye Kanada teklifi geldiğinde ben hadi giyelim diyorken, İ. ise bir değişiklik daha istemiyorum, gidersek Türkiye’ye gidelim diyorken, şimdi tam tersi oldu. Ben gidelim ve bir daha yer değiştirmeyelim diyorum Türkiye’den. Nasıl oldu, neden oldu tam bilemesem de dönmek istiyorum arkadaş!
mardin urfa yolu delianne (9)
Zalımsın Hayat! Benim gibi azılı bir değişken bünyeyi dahi dize getirdin. Sabit kalmaktan bahsediyorum şimdi.
Yok girmem ben bundan gayri senle kapışmaya. Daha da gelmem buralara! :)

Hiç yorum yok: