Evet sanırım dönmek istiyorum artık. Zamanlama kötü ama belki de zahirde kötüdür zaman kim bilir?
Aylardır
alıyorum veriyorum, kah şahlanıyorum, kah çöküyorum. Bazen bir parça
daha idare edecek telkinler, çözümler buluyorum, bazen bu yolla bir kaç
zaman daha gidebiliyorum, bazen soranlara verecek cevap bulamıyor, hele
bir durun elbet vakti gelir diyorum ve kendimi de bu yolla teskin
ediyorum ama İ. yi teskin edemiyorum, zira o bilmek istiyor bense
bilinmezlik içinde kıvranıyorum, oysa sürekli düşünüyor ve bekliyorum,
neyi bilmem, birşey var ve ben onu bekliyorum, garip bir teslimiyet,
hani bazılarının ettiği dua -içinize ilham edilsin- tam onun gibi
birşey; sanırım kabul oldu; gitme, dönme isteği doldu içime.
Ne zaman
buraya dair bir çözüm düşünsem içim rahat etmedi, hep büyük bir eksik,
hep koca bir yarık vardı. Bir türlü burada kalmak içime sinmedi. Hele
ki süresiz kalmak ya da daimi hiç düşündüğüm birşey değildi. Belki de
daimi kalış pozisyonu (İngiltere’de süresiz kalma imkanı) doğduktan
sonra netleşti fikrim, böyle de tersine teper bende işler. Gitmek
istiyorum şimdi.
Aylar önce
İ. ye Kanada teklifi geldiğinde ben hadi giyelim diyorken, İ. ise bir
değişiklik daha istemiyorum, gidersek Türkiye’ye gidelim diyorken, şimdi
tam tersi oldu. Ben gidelim ve bir daha yer değiştirmeyelim diyorum
Türkiye’den. Nasıl oldu, neden oldu tam bilemesem de dönmek istiyorum
arkadaş!
Zalımsın Hayat! Benim gibi azılı bir değişken bünyeyi dahi dize getirdin. Sabit kalmaktan bahsediyorum şimdi.
Yok girmem ben bundan gayri senle kapışmaya. Daha da gelmem buralara! :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder