30 Kasım 2012 Cuma

İskoçya’da Geçen Sonbahar: Neşeli ve Şen Parklar



Demiştim hani, elimde binlerce fotoğraf var. Çok güzel yerler, çok güzel şeyler var fakat zaman dar. Tek tek anlatamıyorum herbirini. O yüzden kaldığım yerden; yani İskoçya’da geçen Sonbahar‘dan devam ediyorum. Hem böyle topluca olmasının da başka bir keyfi var. Hele ki klasörleme ve kategorileştirme meraklısı bünyeme çok iyi geliyor böylesi.
.





Edinburgh’da yer alan Butterfly & Insect World’e gittik. Selim’in kendini çok kötü hissettiği ve bizim de onun için pozitif birşeyler yapmak istediğimiz zamanlardı. Hayvanat Bahçesi mi, Akvaryum mu, Doğal Tarih Müzesi mi, Yoksa Kelebek ve Böcek Dünyası mı diye sorduk, sanırım diğerlerinin benzerlerini gördüğünden ve böcekleri de pek sevdiğinden Butterfly & Insect World’e gitmek istedi. Güzel ve güneşli bir gündü, Edinburgh’a doğru yol aldık ve sonunda oraya vardık.
Ben sandım ki gidip de camekan ardından izleyecektik kelebekleri lakin işin aslı öyle değildi. Girişte bir alışveriş bölümü vardı, önce oradan bilet aldık, bilumum oyuncaklar ve hediyelik eşyalar vesaireler vardı. Bir ara baktım sadece hatları görülen kelebeğimsi birşey uçuyor etrafta, aa ilginç bir oyuncakmış, diye geçirdim içimden. Sonra Butterfly & Insect World’un giriş kapısına geldik, kapıyı açtık ki, Aman Allah’ım o da ne, elim kadar kocaman ve çeşit çeşit kelebekler öylece uçuyorlar açıkta, tepemizde, etrafımızda. Meğerse dışarıda gördüğüm de içeriden kaçan bir Cam Kanatlı Kelebek’miş ve sahiciymiş. İşte ortadaki ta kendisi. O kadar şeffaf, o kadar güzeldi ki. Uçtuğu zaman sadece çizgiler görünüyordu üstelik.
İçeri girdiğimizde ben, Selim, Kerim panikledik hemen. Kimbilir belki İ. de panikledi de, cengaverlik yapıp belli etmedi. Ortam Amazon Ormanı gibi yapılmıştı ve çok, çok sıcaktı. Ben ufak bir tur atıp, Kerim korkuyor bahanesine de sığınarak kendimi karşıdaki güzel ve güneşli parka attım. Selim içeride saatlerce kaldı, defalarca mola verip yeniden içeri girdi çıktı. Ve sonra ben bir tur daha attım zira Selim bir sürü şeyi bana da göstermek istiyordu. Yılanları, bukalemunları, kaplumbağa ve kurbağaları vesaire. Derken ilerlerken İ. nin eline bir kelebek kondu. Sonra bir tane daha. Görenler dönüp dönüp bakıyor ve fotoğrafını çekiyordu. İ. pek bir havalandı, görseniz öyle bir coştu ki gitti yılanlara dahi sarmalandı. O tuttu, çocuklar yanına sokuldu.
İçeride çok fotoğraf çekemedim zira sıcak-soğuk yapan makinamın lensi buharlaşmaktan bir türlü kendine gelemiyordu. Üstelik harika kırmızı ve gece mavisi renginde kelebekler de vardı, gerçi onlar pek hızlıydı. Ama böylesi bir yere yolunuz düşerse gidin derim.
New York’taki Doğal Tarih Müzesi’nde -Live Butterfly- temalı bir gösteri vardı, ona gitmek istemiştik ancak yer kalmamıştı, kısmet Edinburgh’aymış meğerse. Şükürler olsun yolumuzu düşürene.
.
İşte Butterfly & Insect World’un karşısında böyle bir park vardı. Sanırım şimdiye dek gördüğüm en neşeli ve şen park burasıydı. Birbiriyle arkadaş anneler bir bankta toplanmış hem sohbet ediyor hem birşeyler yiyorlar, iki kızkardeş hiç kaybetmedikleri neşeleri ve sımsıcak gülüşleri ile oyunlar oyunuyorlar, hatta birbirleriyle öyle iyi anlaşıyorlar ki kimseye ihtiyaç duymuyorlar, salıncakta sallanan küçük bebeğe bir anne çekincesizce ve her uçtan duyulur bir sesle şarkılar söylüyor ve park bu güzel şarkıyla doluyor, kızıl saçlı kız koşarken kızıl saçları ve elbisesi rüzgarla uçuşuyor çok güzel bir manzara oluşuyor ama bu kız oluşturduğu güzelliğin farkında bile olmuyor, çocuklar hem göğe uzanmış, hem de toğrağa eğilmiş alçak mı alçak yapraklarıyla onlara çadır olan ağacın altına girip neşeli kahkahalarını atıyorlar, cıvıl cıvıl oynuyorlar, Kerim dahi oraya girdiğinde başını eğiyor ve muhtemeldir ki kendini epeyce iri hissediyor, bazı çocuklar ağaçlara tırmanıyor, Selim dükkandan aldığı yarasa ve Kırmızı Ağaç Kurbağasını canlıymışçasına dallara asıyor ve uzun süre bunlarla meşgul oluyor, Kerim yapraklarla türlü oyunlar oynuyor, bir ara kafasından aşağı yaprak dökme oyunu oynuyor, oynuyoruz ve bundan çok büyük keyif alıyor, Selim bir ara Butterfly & Insect World’e giriyor, bir ara çıkıp parkta koşturuyor ve yerlerde silindir gibi yuvarlanıyor, çok eğleniyor, onu mutlu gördükçe biz mutlu oluyoruz ve ne kire ne pasağa aldırmıyoruz, acıkınca parkın karşısındaki gurme markete giriyoruz ve burada gördüğümüz en güzel donutları alıyoruz, bugün keyifli ve sevdikleri şeylerden yesinler istiyoruz, yanımıza son derece müşfik bir anne geliyor iki kızı ile, üstelik 70′lerden fırlamış gibi, oturup huzurla suşilerini yiyorlar, anne açıyor gazetesini okuyor bir yandan da bizimle sohbete girişiyor, üçüncü girişte Selim kamerayı kuruyor ve ilk belgeselini çekiyor hasılı bu park  bugün bize iyi geliyor. Şükürler olsun bize iyi geleni bizden iyi bilene ve verene.
.
Ve işte İskoçya’nın türlü parklarından manzaralar. Botanic Garden (Ahsen’ciğim neredesin hep seni andım:)), Kelvingrove Park, Peel Park, Woodhead Park, Edinburgh Parkı vesaire…
Ve gene bitmez bu hikaye.. Daha pek çok devamı var.. Şükürler olsun ki varlar…

Hiç yorum yok: