4 Ocak 2011 Salı

Annelik Kibri

Kibir, en sevdiğim günahtır.*
Selim'in okul işi yılan hikayesine döndü. Önce uygun okulu tespit etmek, ardından okulun olduğu lokasyonda ev aramak, yerleşmek, kim bilir o sırada satılığa çıkarttığımız evin satılması ile bir kez daha taşınmak zorunda kalmak ve daha yazmaya bile üşendiğim türlü belirsizlikler, bezdiren karasızlıklar ile kilitlenmiş durumdaydım bir süredir. Sadece sağlıksız bir biçimde günün rutin akışını takip ediyor, yaşamak için elzem olanla yetiniyorum. Sevimsiz bir donmuşluk ve salıvermişlik hakim beynime ve dahi bedenime. Sanki tüm bu olaylar, mutlak surette benim belirlediğim sırada ilerlemesi gereken ve birbirinden asla ve kat'a ayrılmaz, güçlü bir zincirin parçalarıymış gibi davranıyorum. Ne bu sıkı zincire yeni bir halka ekleyebilmem, ne halkaların yerlerini değiştirmem  ve ne de bu zincirden vazgeçmem mümkün görünüyor. Varsa yoksa bu kısır zincir!


Basit gibi görünen bu sinir bozucu durumun üzerine bir de Emziren Anne Embesilliği eklenince, kaskatı kesilmiş halde, oturduğum yerde oturuyor, bulanık ve donmuş zihnimin beni bu keşmekeşten çıkarmasını bekliyorum. Derken önce Sevdiğim bir Anne'nin tatlı sözleri ilk uyanışa vesile oluyor; 'Sen yükünü yükle, gemini teslim et sahibine' dedi. Ardından bir başka Sevdiğim Anne hayata geçirilebilir akılcı bir fikir veriyor, -ilkin  'Oyun Ablası' bul- diyor Selim'e. Birden zincirin halkaları gevşiyor, kurumuş beynim gevşiyor, bedenimdeki kaslar gevşiyor ve nihayetinde ruhum gevşiyor. İçinde olduğum puslu hava, bulanık görüş açılıyor, aydınlanıyorum. İçinden çıkılmaz ve yerinden oynatılmaz, asla ve kat'a  ayrılmaz sandığım zincirin halkaları gözümdeki birincil değerlerini yitiriyor vesselam.

Biz Modern Anneler (!) hem kitaplar deviriyor (!), her uzmanı önemsiyoruz, zırva olsun olmasın her tür bilgiyi ayran budalası gibi ağız bir karış açık  dinliyoruz yani bir nevi devamlı eksik gedik görüyoruz kendimizi, hem de küstah ve itici bir bilgiçlik, bir kibir içersinde oluyoruz. Yukardaki tabloya bakınca uzaktan,  kendimden ne kadar çok şey beklediğimi, kendimi ne de çok şey sandığımı görüp tiksiniyorum bu  aşağılık tavrımdan.  4 kişilik ailemin hayatını devam ettirebilmesi için gerek ve yeter şartın benim sevimsiz ve aslında kilitlenmiş zincirim olduğunu zannediyorum. Zayıflığımı, acizliğimi, küçüklüğümü unutup büyükleniyorum. Ailem hakkında herşeyin en iyisini bildiğimi sanıyorum, hem de bu zavallı halimle. Hem donmuş, uyuşmuş beden-ruh-zihin üçlemesi ile hem de iki çocukla delirmenin eşiğine gelmiş, belki de çoktan delirmiş halimle. Oysa -sen yükünü yükle ve gemini bırak sahibine- hepi topu bu yapmam gereken.

Annelik kutsal derler ya pek iyi, pek ala ama bazen geliyor maskaralık boyutuna. Ne sanmıyoruz ki kendimizi; çocuğun ne, nasıl, ne zaman, ne kadar yemesi gerektiğini, ne zaman uyuması, ne zaman kalkması gerektiğini, ne zaman işemesi, ne zaman kaka yapması gerektiğini, ne zaman oynaması, ne zaman durması gerektiğini, ne zaman okula başlaması, ne zaman çalışması gerektiğini,  ne zaman sevmesi, sevilmesi gerektiğini, hatta ne kadar sevmesi gerektiğini en iyi biz biliyoruz. 5N1K biziz! Yani ne, nerede, ne zaman, nasıl, kim sorularının cevabını verecek tek biziz. Haşa! Esasında pespaye olan ama çok matah sandığımız annelik bilgimiz; koca bir -hiç-ten ibaret. Bir kere -Biz çocuklarımızın sahibi değiliz. Sadece emanetçileriyiz.- İkincisi kendimizden bile haberdar değiliz ki. Kibrimiz ve küstahlığımız ve belki okuduğumuz iki üç adet kitap, ordan burdan edindiğimiz bir iki faaliyet, dinlediğimiz bir iki söz ile kendimizi -hamdım,yandım, piştim- kıvamında sanma gafletindeyiz. Kendimizden bihaber iken nasıl oluyor da tüm aile adına en doğru kararı verme yetkinliğinde ve gücünde sanabiliyoruz kendimizi?  Çoğunlukla öyle şaşırıveriyoruz ki, babayı da hizaya sokmaya çabalıyoruz. Hem kendine, hem çocuğuna nasıl davranması gerektiği hususunda talimatlar veriyoruz, kimi zaman ölümüne savaşıyoruz. E ne de olsa biz herşeyi biliyoruz. Gaflet ve dalalet oysa içinde olduğumuz.

Yukardaki örnekte olduğu gibi hayatın esası yerine koyduğum sıralama ve bilmişlik zırvam, bir söz ve bir öneri ile oldu alabora. Oysa Kerim doğmadan doktorumuz bize şunu önermişti; kardeşi gelmeden önce Selim'i ya anaokula yazdırın yahut oyun ablası ayarlayın. Kaskatı kesilmiş zihnim çözümsüzlük çemberinde dolanırken,  herşeyi bildiğini, herşeyin çözümünü kendinde  bulacağını sanarken varolanları bile kulak arkası etmişim. Şimdi oyun ablası işi halloldu.. Gerisi çorap söküğü gibi gelir ümidim... yeter ki -ben herşeye yeterim, herşeyi bir ben bilirim- diyen Annelik Kibrine kaptırmayayım kendimi.

Hem varsın okul da seneye kalsın a canım! Ucunda ölüm yok ya! Hem bir sene daha oğlumla sıksıkı olurum, başbaşa! Kim bilir seneye o geminin asıl sahibi ne limanlar çıkarır karşımıza. Ben küçük zihnimle dünyayı kurtaran kadın pozlarından kurtarayım kendimi en evvela.


Bu vesileyle, Halil Cibran'ın bloglar sayesinde tanıştığım şu şiirini keyifle yazayım istedim;


Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

*Şeytan'ın Avukatı filminde Şeytan'ın sözü.

78 yorum:

Unknown dedi ki...

Deli Annem, cok haklisin dediklerinde, ama eimizde olan birsey yokki, onlari kendimizden cok seviyoruz. Gercekten dogru, onlarin sahipleri gibi hissediyoruz. Bu baglamda, buradakiler haklimi acaba? Cocuk 18 ine gelince hadi kendi hayatina.

Ipek dedi ki...

O anac ruh ve etrafindaki herkese hukmetmeye calisma istegi bende de mevcut maalesef. Bazen kendimi esime annelik yaparken buluyorum: Montunu giy, bunu ye onu yeme, vs. Anne olunca nasil olacagim bilmem.. Ama butun bu hissiyatlar iyi niyetten ve sahiplenme duygusundan kaynaklaniyor. Ilgisiz ve basibosluktan iyidir yine de bence, o yuzden cok da rahatsiz olmamak gerek deli anne :)

Yelish dedi ki...

Okulu icin tasinmak kismini okuyunc bir kez daha hayran kaldim sana ama sonlara dogru cozuttun yahu:))))
Tabi ki uykusu,kakasi ,yemesi vs hepsini ele alacagiz,her sey onlar icin
koyverme kendini
eeen guzelini yapiyorsun arkadasim
Selimin Dino kardesleri geldi bugun bu arada :) Bir suru Dino karti oldu ,hepsinin adini ezberleyecek,sozlu yapacagim !
:)

ONLARUYURKEN dedi ki...

okudum...
hayırlı sabahlar
bugün çok güzel olacak(inşaallah)

Nehire dedi ki...

Yazınızı ilgi ile okudum,şiir ise harika.Teşekkürler,sevgiyle kalın...

KEO dedi ki...

doğru tespitlere ne denir!eminim her modern anne kendinden birşeyler bulacak okurken...

Filiz dedi ki...

Arkadaşım selim'in okulu için taşınmm bile gerekebilir yazmışsın, çevrende iyi bir okul bulamıyorsun sanırım, sonuçta kreş olucak belki servisle kısa mesafeli bir yere gönderebilirsin sen ev taşıma işini ilkokul dönemine bırak bence :) kızma ama rahat batmasın otur yerinde :)diğer yazdıklarına gelince ya biz anneler hep mükemmel anneler olmak istiyorum, sanırım burda çıkıyor bütün sorunlar.

Işıl dedi ki...

ŞİİR SÜPERMİŞ

tosbagalar dedi ki...

Ben de var aynı durum sanki her işi ben düşünmeliymişim. Bırak biraz da babaları düşünsün... Ama olmuyor imkanı yok her detay bizden geçer.

nihalasli dedi ki...

Mukemmel bir yazi olmus.
Sen deli numarasi yapan bir akillisin:)
Anne degilim ama hissettigim bazi seyler var anneleri gozlemim uzerinden ve o kadar guzel ozetlemissin ki ..
3.4 paragraflarin uzerine baska ne soylenebilir..
Burda Turk bir ailenin 3 ya da 4 yaslarindaki oglu trafik kazasinda yasamini yitirdi..Ondan sonra dusundum emanete bu kadar neden baglanilmamasi gerektigini..
Halil cibranin ellerine saglik.
Bu yazini favorilerime ekliyorum ;)
Sevgilerimle
Hayirli saglikli basarili umutlu mutlu bir yil diliyorum..

Selen dedi ki...

:) Kendine yuklenme, bence duyarli her anne ayni once cok-bilmislik, sonrasinda da hicbir sey bilmemezlik ve yetersizlik duygusu dongusunden geciyor. Nasil bir anne olmam gerektigini cocuklarimdan ogreniyorum ben. Yeter ki onlarin isteklerine, ihtiyaclarina saygili ve duyarli olup, gereken dersleri alabilelim.

Su yazi belki rahatlatir biraz, onlarin ihtiyaci olan seyler cok basit aslinda:
http://magicalchildhood.wordpress.com/2010/08/31/what-should-a-4-year-old-know/

Adsız dedi ki...

Deli annecim, ne güzel yazmışsın. annalik kibri bazen farkında olmadan bizi sarıyor, birinin gelip dışarıdan dürtmesi gerekiyor. Bak ne güzle sen dürtülmüş kendine gelmişsin.Daha nice böyle dürtülmeyi bekleyen.

seyabb dedi ki...

Bu kadar içten ve samimi de olunmaz ki canımmm:)Seni okuyunca aaa ben ben diyorum.Herkesin yaşadıklarını ama yazmaya cesaret edemediklerini yazıyorsun.Oyun ablası bulmanıza sevindim.

annelili dedi ki...

Ahh be delim, bizim sıkıntımız bu değilmi? herşeyi kontrol altına alabileceğimiz gafletine düşmek.
Bazen beyin uyuşur ve düşünemez. Gördüğü sadece sorunlardır. Neyse sen uyuşukluktan çıkartmışsın beynini. Gerisi Allah kerim...

Fatma dedi ki...

Şu anda elinde bir sürü anahtar olan anne Fadiş der ki:
Oyun ablası işine sevindim, eminim Selim'in hoşuna gidecek. Halil Cibran da güzel söylemiş. Arada bir bu şiiri okumak lazım:)

anne kaleminden dedi ki...

şiire bayıldım... off off var tabi biraz kibir, sıyrılmak gerek :)

İlknur dedi ki...

Anneliğimizi delilik boyutlarında yaşıyoruz gerçekten. Her ayrıntıyı düşünmek, her şeye vakıf olmak istiyoruz. Dediğin gibi birazcık rahat olsak, oluruna bıraksak, tevekkül etsek sorun çözülecek kendiliğinden. İnsan en çok sevdiğiyle değer verdiğiyle imtihan olurmuş. Benim büyük imtihanlarımda Almina'yla oldu. Bu bağlılık halini ne zaman üzerimden attım çocukta rahatladı bende. Onların bize emanet olduklarını hiç akıldan çıkarmamak gerek gerçekten.

Selim abladan memnun kalır umarım. Sende rahatlarsın böylelikle. Öperim hepinizi sevgilerimle :).

İrem dedi ki...

deli anne çok güzel bir yazı olmuş. Henüz anne değilim ama her şey mükemmel olsunu şimdiden istiyorum. İnanmazsın şimdiden kendimi okul düşünürken buluyorum :)

O gün bir arkadaşım "çocuk oldu mu mükemmel olmayı unut herşeye yetişemezsin eğer yapmaya çalışırsan hiç birşey halledemezsin kimseye faydan dokunmaz" demişti.

Bu arada şiir süper.

gülgün dedi ki...

insanların birbirini kalıbı kalıbına anlaması ne kadar mümkün bilinmez ama çoğumuz aynı yollardan geçmiş anneleriz. yazıyı okudukça "yardım iste" deyip durdum içimden. Hayatı birey olarak yaşamaya alışmışken, hele de serde kendi işini kendi görmek alışkanlığı varken iki kişi oluyoruz, üç oluyoruz, dört oluyoruz... ve hala her yere herkese yetişmeye çalışıyoruz. ta ki kendimiz olmaktan çıkana kadar. neyse, çözüm bulunmuş allahtan. sevindim:)

sevgimle

Unknown dedi ki...

hımm demek okçu burada yaradan oluyormuş.. sezen, onno tunç'a hitaben yazdığı bir şarkısında okçunun önünde saygıyla eğil diyordu da bir mana verememiş merak etmiştim :)Sayende çözdüm..


delirik annecim, sanırım biz eve kapanıp kalan annelerin ortak sorunu bu kilitlenme durumu..

çalışan anneler arada bahçeye çıkıp soluk alıp oksijenle dolduruyorlar beyinlerini..biz tenefüslerde bile hep okuldayız hep okulda..

kızım daha geçen sene doğdu bilgilerim taze olması gerekirken bir çok şeyi unutmuşum,oğlumda yaşadığım şeylerde sorunun kendisine takılı kalıp gözümün önünde duran çözümlere kör kör bakıyorum çoğu zaman..

bahar gelsin, güneş çıksın,çiçekler açsın şöyle derin bir nefes alıp kendimizi dışarlara atalım bak kalmıcak dert tasa diyorum sana..

Nil dedi ki...

sen harika bir yaysın ve emin ol selim hedefine hiç şaşmadan ulaşacak.
okçunu da okunu da çok seviyorsun. ve ne yapıyorsan bundan yapıyorsun. Ey sahip silkelen :)

Doğa'nın Maması dedi ki...

deli anne; çok yerinde ve doğru tespit doğru yerden bakmışsın kendimi gördüm yazıda.. elline sağlık ;:)

"PRETTYCOOL" dedi ki...

okudum...

okudum...

okudum...

daldım...

düşündüm...

daldım...

düşündüm...

iyi geldi;)

sevgiler deli anne...

oytunla hayat dedi ki...

acilen o sorulara benimde yanıt vermem gerekiyor offffffff... Ben düşünmeye gidiyorum ;)
Öpüldün güzelim..

uğurlu gelecek dedi ki...

nasılda doğru yazdıkların nasılda gerçek.. paralıyoruz kendimizi. birazcık oluruna akışına bıraksak fenamı. sakinlesek.. herşey güzel olsun..

Asahhara dedi ki...

Okul koşturma sorunlar :s bitmezzzzz bir türlü. En güzel dileklerimle her şeyin senin adına iyi olmasını istiyorum. Sevgilerimle.

İkiz Annesi dedi ki...

Oyun ablası bulmana sevindim.Yalnız değilsin hepimiz bir şekilde kendimizi hırpalıyoruz.Annelik kibri değil de hep bir şeyleri halletme iç güdüsü sanırım.Ama genelde de öyle olmuyor mu eşlere şunun yapılması gerek demeden hangisi kendiliğinden yapıyor.Hep biz düşünmek biz organize etmek durumunda kalıyoruz her şeyi.Onlara sadece plana uymak kalıyor.Çocuklar konusunda da elimizde değil be Deli Annem..

Deli Anne dedi ki...

Gülom: Yo, bahsettiğim salıvermek değil tamamen. Ama kendimizi herşeye muktedir sanmak, ailenin sahibi gibi görmek beni rahatsız eden. Sevgiyi başka şeyle karıştırıyoruz.. Ordakiler gibi 18 dedin mi bırakmak ı-ıh 40 sene uğraşsak da yapamayacağımız şey bence.. ayrıca yapılmamalı da.. hayatlarının sonuna kadar en büyük destekçileri ve yakınları olmalıyız ama ayar kaçmasın! istiyorum ve diliyorum.

Acai_berry: iyi niyetliyiz canım ona ne şüphe.. ama iyi niyetle yapılan herşey iyi neticelenmiyor ne yazık ki. maraziyete dönüşmeden kesebilsek keşke! derdim bu aslında:)

Yelizim: bileceğiz akadaşım, 7/24 içiçeyiz ama o bilmiş bilemelere gıcık oluyorum ben. Selim'e evden çıkmadan diyorum ki tuvalete otur, birazdan gelir tuvalaetin mesela.. hayır her gün böyle olması o gün de öyle olacağı anlamına gelmyor ki.. çocuk yok diyor bense ben bilirim edalarında, burnum havada otur sen diyorum mesela.. kibir dediğim bu mesela. Bazen bildiğimi sanarak komutlar veriyorum ya da dinlemeden hüküm veriyorum, çok biliyorum ya o kadar eminim kendimden, sonra Selim bir anlatıyor ki rezili rüsvay oluyorum.. hiç bilemmişim halbuki..

Dino kartı ha.. içine doğmuş gibi çocuğun bu sabah ne dedi biliyor musun? Anne hani bi teyze vardı dinoları benim gibi çok seven, biz bir gün onlara gideim, ingilizceyi de tam öğrenelim, ordan da dinozor müzesine gideriz.. gel yap sözlünü bakalım geçecek mi:)

Onlar Uyurken: inşaallah:)

Nehire: siz de sevgiyle kalın.

Deli Anne dedi ki...

KEO: Egoya ağır da gelebilir dediklerim. kabullenmeyebilir de annelik egosu dediklerimi:)

Filiz'im:taşınmam şart zaten.. önümüzdeki sene her türlü sebepten taşınmam gerekecek zaten.. kreş falan olmuyor artık anasınıfına gitmesi gerek artık seneye.

Işıl:)

Tosbağalar: teftiş kuruluyuz.. öyk başka işimiz yok sanırım:)

Nihalaslı'm: sana da hayırlı, sağlıklı, huzurlu ve başarılı bir yıl diliyorum.. emanete bağlanmamak mümkün değil, mal ve evlat dünyaya bağlayan şeylermiş ya hani.. fıtratta var. ama arada dürtsek kendimizi hiç fena olmaz hani.. bir de sahip sanmasak keşke.

Selen: Çok fazla büyütmesek, çok şey sanmasak ya kendimizi.. yoksa biz de çok şey öğreniyoruz onlardan.. biz somut şeyler öğretiyoruz da onlardan öğrenecek öyle güzel soyutlamalar var ki.. bakacağım linke.. sevgiler.. teşekkürler

Bir Annenin paylaşımları:Ben de dürtülsem de birşey değişmiyor, kafamı çevrip bilmişliğe devam edebiliyorum.. pöf!

Kardeşim: yazdıklarımı her an uygulayabilsem keşke!

Deli Anne dedi ki...

Annelilim: "Bazen beyin uyuşur ve düşünemez. Gördüğü sadece sorunlardır." işte tam da bu mesele.. çıkmışsam da bir şey olmuyor esasında, dedim ya kafamı çevirsem aynı çirkinlik sarmalıyor... tümden silkinmenin bir yolu olsa keşke!

Fadiş: dilerim o anahtarlardan biri yenie vin anahtarı olur hayırlısı ile ve içine sinerek.

Nihan'ım: :)

İlknur'um: çok güzel özetlemşsin arkadaşım, tekrar tekrar okudum..

Selim'in o macerasını da yazacağım, yakinen şahit olabiliriz:)

İrem: ahaha Allah selamet versin diyeyim sana o zaman.. beri yandan okul olayı öyle büyük muamma ki evlenmeden düşünsek yeridir yani..

Gülgün: kendimiz olmaktan çıkıyoruz, demişsin ya.. o işte evet.. sevgiler.

Deli Anne dedi ki...

Anne: Okçu-kısmını sevdim ben de.. haberdar oldum sayende..

inşallah dediğin gibi uyuşmuş beyinlerimiz oksijeni yiyince kendine gelir de normale döneriz.

Küçük Mucizem: İnşaallah dediğin gibi olur, inşaallah.. ayrıca haşa:)

Doğa'nın maması: hepimiz aşağı yukarı aynı haldeyiz de kimi kabulleniyor kimi bahaneler altına sığınarak aslında egosuna kaptırıyor gibi geliyor bana:)

Prettycool: sevgiler:)

Oytunla hayat: hadi güle güle.. yolun açık olsun arkadaşım:)

Uğurlu gelecek:amin:)

asahhara: amin.. bil mukabele.. sevgiler.

İkiz Annesi: bence biz atak davrandığımız için tüm sorumluluk bize kalıyor.. herşeyde öyle değil midir, sen sırtlanırsan çekilir etrafındakiler.. eşlerin de çekinik olması normal bence.. aşırılık konusunda bence çekidüzen vermeliyiz kendimize ama ne mümkün!

annesiningülü dedi ki...

modern, herşeye yatebilen eş-anne olmayı bir süre önce bıraktım
şimdi elimden geldiğince herkesden ufak yardımlar alıyorum
hiç gocunmuyorum. böylesi daha bi mutluymuş canım. boşuna kasmışım kendimi :)

Selim için çok sevindim :)
oyun ablası çok şanslı olacak gayet akıllı bir çocuk olacak karşısında

Ebru dedi ki...

7 senede tam 4 defa taşındım. Hepsi çocuk içindi (toplamda 10) her yıla bir taşınma neredeyse çok zor ve yorucu biliyorum.
Senin biraz nefes alman lazım aile büyüklerinden sana yardımcı olabilecek kimseler yok mu 10-15 gün gelebilecek?
Çok kısıtlı bir sürede yazıyorum üzüldüm de :(( Geçecektir canım hepsi en az hasarla atlatmak önemli.
gelirim yine iyi ol tamam mı:)

Gulcin dedi ki...

Deli Anne,

Gunaydin ne guzel yazi olmus. Sanki biraz da agir olmus :)

Bakiyorum Deli Anne yine kendine yuklenmis de yuklenmis ama umitvar da olmus. Senin yazilarinda en sevdigim iste bu, bir sekilde umitvar olmasi. Sagol!

Ben anne degilim. Annelik, cocuk bakimi, baska annelerin cocuklarina nasil davrandiklari hakkinda agzimi bile acma hakkini kendimde gormuyorum.

Ama bu anlattiklarini annelikle ilgili olmasa da ben de yapiyorum Deli Anne. Sanki hayatimdaki hersey benim kontrolumde olmazsa huzur bulamiyorum. Halbu ki bize yardim edilmesine izin vermek belki de isin sirri. Bana bunu yeniden dusundurttun sagol! Ben simdi biraz dusuneyim :)

Sevgiler

Zeugma dedi ki...

Merhaba:)
Blogunuz çok güzel..
Yazınızı keyifle okudum. Ve ben Supermother gördüm her bir cümlede :)

Sevgiler...

Çiğdemmm dedi ki...

Ne sanmıyoruz ki kendimizi; çocuğun ne, nasıl, ne zaman, ne kadar yemesi gerektiğini, ne zaman uyuması, ne zaman kalkması gerektiğini, ne zaman işemesi, ne zaman kaka yapması gerektiğini, ne zaman oynaması, ne zaman durması gerektiğini, ne zaman okula başlaması, ne zaman çalışması gerektiğini, ne zaman sevmesi, sevilmesi gerektiğini, hatta ne kadar sevmesi gerektiğini en iyi biz biliyoruz. 5N1K biziz! Yani ne, nerede, ne zaman, nasıl, kim sorularının cevabını verecek tek biziz.

bu paragraf ürkütücü bence !! Umarım böyle olmam diye sürekli dua ediyorum annem ve bir kaç yakın arkadaşım bilir. Çünkü bu durum küçükken anlaşılmasa da evlat ergen olup, bağımsızlığını ilan edince evladı anneden UZAKLAŞTIRAN ve maalesef daha da ileride müstakbel gelinleri kendinden soğutan bir durum. Tecrübe konuşuyor :))

Ayla dedi ki...

Herkese ,herşeye yetme güdüsü, herşeyi ben yaparım duygusu çoğu annede var galiba(yorumlardan onu anlıyorum)Bir süre sonra insanı fiziksel ve zihinsel olarak yorar bu durum, kalitesiz bir yaşam başlar(aynı robot gibi).Ama kısa ama uzun kişiden kişiye göre değişir bir zaman sonra bazı konularda havlu atmaya başlar anne yani mecburen atar yaşamaya başlamak ve nefes aldığını hissetmek için.Onun için oyun ablası çok iyi bir fikir bencede.İnşallah çok güzel zaman geçirir Selim ablasıyla.Allahtan kolaylıklar diliyorum sana.

Ayrıca şiire de bayıldım.

Buse dedi ki...

Her annenin hikasiye benzer olsa da farklı be Deliciğim. Ben hiç bir zaman her bir işi ben yaparım, yeterim demedim. Öyle bakıcı-yardımcı kadın gibi hayellerim hiç olamadı yine de, parasal mevzular sebebiyle. Ama şöyle hafta da 15 te biri temizliğe yardıma gelse süper olurdu :) Neyse, benim hikayemdeki asıl fark bu yetememe hallerinin sadece modern zaman kadınlarının uydurması olduğunu düşünen eşim. Gerçi bir parça bir çok erkekler aynı şeyi düşünüyor sanırım.
Hatta bir kısım hanımlarda yanı şeyi söylüyor. Diyorlarki annelerimizin zamanında çamaşır makinesi bile yokmuş onlar bu kadar şikayet etmezmiş. Etmeye halleri mi kalırmış mı ki etsinler bu bir, fiziksel yorgunluk varsa insan zaten kafasında olmadık fikri şişirip şişirip duramıyor bu iki, zaten onlar ev hayatına bizden daha alışıkmış bu üç, .... Yok daha fazla uzatmayacağım :)
İnşallah ablanızdan memnun kalırsınız. Dua ile...

Unknown dedi ki...

Çok güzel yazmışsın , okuduklarımın üstüne söyleyecek bir şey bulamadım.Tüm anneler aynı kaygıalr ile mükemmelin peşinde koşuyor , en iyisi ile uğraşırken de kaybettiği zamanın telafisi olmuyor .Ellerine ve kalbine sağlık.
Oyun ablası bulmana sevindim , umarım dilediğin gibi olur , memnun kalırsın , Selim de sever oyun ablasını.Sana kolay gelsin arkadaşım , sevgilerimle

zuzuların annesi dedi ki...

Sevgili Deli Anne,kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş derlerya bence gayet uygun bir çözüm olmuş oyun ablası...Umarım Selim de sever ve iyi anlaşırlar...
Annelik ile ilgili yazdıklarına gelince...Bir şey bilmediğimiz kısmına yürekten katılıyorum zira çoğunluk doğaçlama annelik yapıyorum ben...Malum kitaptakiler teoride kalıyor çokça...Ve bana göre çocuk/çocuklar belirliyor bir yerde anneliğimizin yeterliliğini.
Sakin,sorunsuz kuzu gibiyse çocuklar ne kendimizde eksik buluruz,ne de eşimizde...Ama eğerki problem yaşıyorsak çocuklarda o zaman vur başını önce taşlara,sonrakitaplara,sonra
pedegog/psikolglara.
Sonu yok bu işlerin...%100 müşteri memnuniyeti de yok...Birazda
oluruna bırakmak ve küçükken bizim peşimizden fırlatılan anne terliklerinin değerini anımsamak gerek...
Sonuçta ne olursa olsun,onlar için biz hep en mükemmeL anne olacağız yeterki içinde sevgi barındırsın Anneliğimiz.
Ve son olarak;
'Çocuklarımız bizim çocuklarımız değil....'
öyle olsalar,böyle davranmazlardı?:PPP
diyerek kaçıyorum,
sevgiler,selamlar sana:)

sevilay dedi ki...

Canım bak ne güzel yükünü yüklemişsin gemine herşey hallolur Allahın izniyle.Rabbim sağlık versin...Oyun ablası bulmana da çok sevindim inş selim mutu olur,sende huzurla seyredersin...

Adsız dedi ki...

ne kadar 'farkında' bir yazı olmuş..ve yazmak o kadar güzel ki.yani zamanın bile kıymetlisinde doğmuşuz be deli annecim.bir anda bi dünya insana ulaşabiliyor ve paylaşabiliyor fikir alabiliyoruz..
bu mükemmellik sanırım Türk kadının genlerinde var.yani ben anne olsam aynen senin yazılarında dile getirdiğin gibi olurdum .zaten şimdiden bile hayatım bu yönde.bi her yere yetişme,herkesi memnun etme,onlar adına da karar alıp onları da hizaya sokma'sıkıntılarını taşıma' merakı..
anne olarak yazdığın bu yazı emin ol anne olmayanlara da ulaşmıştır.
doğruya doğru..
inşAllah bundan sonra güzel olur herşey..

Deli Anne dedi ki...

Bahar'ım ve Ebru'm ve Gülçin'im yardım konusunda benim diyeceğim şudur: boşa koysam olmuyor, doluya koysam dolmuyor mu ne, öyle bir söz vardı.. benim alacağım yardım ancak profesyonel yardım olablir ancak.. yani illa ki para girmesi lazım araya.. yoksa öyle anneanne, babanne, dede vs. yok bizde.. olsa ben de yırtıcam yüzümü can havliyle -imdat-diye bağırıcağım ama:)

Zeugma:Ben de dün Halil Cibran'ın şiirini ararken rastlamıştım size:)

Supermom aman diyeyim.. ya da ordan öyle görünüyorsa da şu kadarını söyleyeim.. düşüncede, vicdan azabında öyleyse bile eylemde berbat haldeym.

Sevgiler.

Çiğdem:umarım ben de öyle olmam! umarım böyle olmadığını sanan ama böyle olanlardan da olmam! umarım böyle olmadığını kendinden de kaçırıp gizli baskı kuranlardan da olmam! olmuyorum diyeyim:)

Ayla'm:cümlemize kolaylık versin Allah. hepimizin her zaman ihtiyacı var:)

Deli Anne dedi ki...

Buse'm: az önce bu konuyu yazdım bir kez daha düşündüklerimi söyleyeyim.. eskilerin çamaşır, bulaşık makinaları yokmuş ama düşünüp dertlenmeleri de yokmuş.. fiziksel yorgunluk katlanılabilir bence ama zihinsel yorgunluk helak ediyor insanı.. Ve insan ruhsal yönden iyiyse bence her türlü iyidir, hastalanmaz bile bence.. eskiler çocukları salarmış sokağa, akşam eve gelen çocuk it gibi aç, kuru ekmeğini de yer, erkenden de uyurmuş.. öyle çocuk psikolojis felan nerde.. o yüzden ben baz almıyorum onları:)

İçimizdeki karnaval: Yarın başlıyor oyun ablası, inşallah dediğin gibi iyi olur hepimiz için. 1,5 haftadır görüşmelerimiz vardı.. hayırlısı.


Zuzuların Annesi: seviyorum seni okumayı.. dolu dolu yorumlarını. teşekkür ederim böyle içten, böyle samimi yorumların için:) sevgiler kucak dolusu.

Sevilay: Sağol arkadaşım bir kez daha.. iyi ki varsın blog, iyi ki varsınız blog dostları:)

Balpare: inşallah hepimiz için en iyi ve en güzeli olur.. sevgiler:)

Buse dedi ki...

Mümineciğim, ben aslında şey demeye çalışmıştım, beceremedim. Her insanın taşıyabileceği yük limiti farklı, o nedenle kimseleri hatta kendimizi bile baz almadan dinlemek lazım şikayet edeni. Sen de amma nazlısın, şükür etsene haline, ay vahim durumdasın, vs lafını yapıştırmadanönce.

Bu arada bacım işin zor :) Bu kadar yoruma nasıl yetişip de cevap verebiliyorsun :)
Öpüyorum sevgili delim.

derbay dedi ki...

fii tarihinde daha hamile modundayken yazmıştım bende böyle bişey. Hormonlarımız sağolsun işte, hamileyken bilmiş anne tribi, doğurunca 'ben züpperim' tribi, büyütürken 'baaak ne kaddan okuyorum, bilgiliyim' halleri.... bitmiyo yani. Bazen frenliyorum bende kendimi ama sonra karşıma mongol bi insan çıkıyo ve onca zaman içime bastırdığım herşeyin birden pıtır pıtır dökülmeye başladığını farkediyorum. Aslında farkındasızlıklar bir başkasının içinde yeni farkındalıklar doğuruyor. Hiçbirimiz stabil, steril, rafine anneleriz aslında belki. Ama şu kadın olmanın verdiği o bastırılamaz şey işte; her zaman her konuda... ".. Ben daha.."...

gönlüne sağlık, geçmiş olsun

stop

Yelish dedi ki...

Ilk defa sana katilmadigimi sanmistim ki yanilmisim deli annem
Sen Selimden bahsediyorsun,bes yasinda bir minik adam .Haklisin,sonuna kadar katiliyorum gene
Ben bizim sut danalarina gore dusundum bir an :)))
Operim cokk

Deli Anne dedi ki...

Buse'm: ben bu ara seni yanlış anlamaya meyilliyim, Allah sonumuzu hayretsin.. Genelde çok uykusuzum bu ara, hastalık ve yorgunluk var.. bulanık görüşüm gene .. ondan sanırım.. Ama korktum şimdi sana bir şey demeye, çok da seviyorum seni.. maazallah birden birşey olacak diye korktum aramızda:)

Derbay: senin de gönlüne, eline sağlık.. teşekkürler.. :)

Yeliz'im: bak Buse'yle bu ara sık sık yanlış anlıyoruz birbirimizi sebep ben, maazallah senle de başlamalayım.. seni de çok seviyorum hem:) öperim ben de..


sevgiler herkese

nihansu dedi ki...

Aklıma ne geldi? "Su akar yolunu bulur" Çocuklar da öyle ve çocuk büyütmek de.. Bazen biraz akışına bırakmak gerekiyor sanırım.

cem dedi ki...

o zaman sezen aksu' nun halil cibran' ın bu şiirine atıfta bulunduğu ''hala haber bekliyorum senden'' şarkısını da şiire eşlik ettirmeni tavsiye ediyorum ben...

okçunun önünde saygıyla eğil
bi selam gönder gittiğin yerden

Adsız dedi ki...

Tüm bu karmaşa,bu derin düşüncelerin sonu hep çocuklarımız sadece çocuklarımız içinya eninde sonunda buluruz en doğru yolu,sevgiler....

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Deli Annem; şimdi hani hava hafifçe bir maddedir ya, soluk alıp verdiğimiz,ağırlığını hissetmediğmiz, ama al bir balonu eline, şişir tüm nefesinle, en sonunda ne olur hadi söyle bana "balon patlar" değil mi? üzerimize yüklenmiş aslında hafif gibi gelen nice maddi manevi ve ruhani sorumluluğun altında bence patlamadan balona üflediğin havayı biraz sızdır dışarı, aynı duyguları yaşadım bir kaç yıl önce, çok çok zor atlattım ama şimdi geriye bakınca, herşeyin de tam olması gerekmezmiş diyebiliyorum, biz bir kahve içebilseydik ahhhh ahhh damdan düşenin halinden damdan düşer anlar yapardım sana.çok çok sevgiler.sinem

ganfi dedi ki...

çocuğu için tüm düzenini bozup taşınmayı göze alan anne haa kendimi gördüm:)ama sonra oğlum servis diye tutturunca kaldık yerimizde bayılarak servisle gidip geliyor !bencede azıcık sabret ama çocuğuyla kafayı bozmuş anne baba olmanında gerekleri bu sanırım...şiir muhteşem..

Deli Anne dedi ki...

Nihansu:bırakmalı ya, akışına bırakmalı:)

Gereksiz Adam: Bu şarkıdan haberdar değildim ama yukarda Anne de bundan bahsedince haberdar oldum.. şimd de sen ekleyince tam oldu :) fizy kapalı yoksa eklerdim şarkıyı, güzel de olurdu.

Ayşen: amin ve inşaallah.. sevgiler.

Sinem'cim: yapıyorum bak pöff pöff! :) sevgiler canım

Zeugma dedi ki...

Halil Cibran ve ben nerede ve nasıl kesiştik merak ettim şimdi :))

Deli Anne dedi ki...

Zeugma: inanın ben de bilemedim.. bilirsiniz birşey araştırırken kayboluyor insan google içinde.. ve bir anda nerden bilmem siz çıktınız karşıma:)

OZLEM ANNE dedi ki...

oyun ablasi :) eminim sevecektir selim, sonunda istedigi gibi yonlendirecek, dinazorlastiracaktir da...
ya ben olsaydim acaba;
ablaya karismazmiydim soyle dene yada soyle yonlendir diye...:(
ayni ortam icinde burnumu sokmazmiydim illakine :(
abla huyuna gitse, adil deilsin gitmese cok zorluyosun demezmiydim acaba icimden :(
sanirim 2 yaslarinda oyun ablasina benden evet te , 3-4 yaslarindan sonra cocugun degisik bir ortamda yasitlariyla bulunmasi ve oynamasi gelisimi ve ozguveni acisindan daha yararliymis gibi geliyor.

Deli Anne dedi ki...

Özlemim müdahale edilebilir elbette, sonuçta bakıcı gibi değil ki mesele.. ben de yanlarında olacağım.. o yüzden çok da deşinmedim şöyle olsun, böyle olsun diye. Selim sosyal bir çocuk, dışarı ortamı onun için çok daha bulunmaz bir fırsat olur buna şüphem yok, ama bunun için kendimi öldürmeme de gerek yok. Olmuyorsa uygun olana en yakın çözümü değerlendirmek zorundayım. çünkü öbür türlü daha kötü.

Bir de bence çocuk 3 yaşına dek zaten pek ihtiyaç durmuyor başkasına. Asıl ihtiyaç 3 ten sonra başlıyor. o yüzden 3 ten sonra kreş falan cazip geliyor bana..

Zaten seneye anasınıfına başlayacak, ha 6 ay eksik ha 6 ay fazla. Bu arada biz de makul bir okul, ev vs buluruz inşaallah.

şimdi kitap bakıyordum ona.. evden eğitim yapalın gitsin Erkin koray misali :)

OZLEM ANNE dedi ki...

Canim annem, yok ben seninle durumun icerisinde hemfikirim.. daha onceden selimin okula gittigini ve okulun tasindigini hatirliyorum .. cevrende iyi bir okul olmadiginida biliyorum..bunun gecici ve en iyi cozum oldugununda farkindayim, yanlis anlama...
benimkisi genel bir yorumdu ve kendimi elestirmemdi aslinda.. oyun arkadasi veya ana okulu diplomali bir ogretmen dahi olsa benim tercihim ev ortaminda birebir deil herzaman disarda yasitlariyla bir egitime gitmesinden yanadir diye 3ve 4 yas uzerinin ...yoksa oyun arkadasini 2 yasina uygun bulmam, hem annenin yukunu azaltmasi acisindan evde, hem 2 yasinda bir cocugun disardaki egitim icin erken olmasi bakimindan, evde gorecek bakim ve oyunun kendi kucuk dunyasi icerisinde ve annesinin cevresinde daha olumlu olacagindandir.

Hem selim icin hemde senin icin cok iyi olacagindan cok eminim.
iyi geceler.

architect dedi ki...

bana öyle geliyor ki sen çook okul ararsın deli annem,umarım Allah gönlüne göre verir ama 4-4 lük içine sineni de yoktur bu işin bilesin..ütopyanda bahsettiğin gibi insanların yaşadığı bir site biliyorum çekmeköyde,nasıl hoş insanlar ,hiçbirinin yakını yok ama birbirlerine nasıl yetiyorlar,hayran oldum,uzak olmasa ben bile gidip orda oturucam hani..

Aygül dedi ki...

Delişim sorun senin deği sadece bende de aynı şeyler:( Bence-şahsım adına konuşyorum- tevekkül eksikliği var. İşleri halledelim diye yapmamız gerekeni yapıp işleri ASIL SAHİBİ'NE bırakmıyoruz bırakamıyoruz.Haddimizi aşıyoruz bazen. En azındn ben her işi beceririm becrmeliyim havasındayım. Neden beceremezsem ACİZ Mİ olurum, yoksa bana beceriksiz mi derler.Bence ben küçüklüğümün farkında değilim:( Yazını okuyunca kendime geldim ve uzun zamandır her şeyi sırtlandığımı farkettim. Düşünsene bir biz Emin doğdu doğalı daha bir kere 3-4 saatliğine bırakıp keyfimiz için bir yere gittik.Ondada Hüs'ün burnundan getirdim.Neden? Çünkü çocuğuma en iyi ben bakarım.Babannesi,anneannesi yada bir başkası benim kadar iyi bakamaz diye saçma sapan düşüncelerim oldu. Ama şimdi eşimin teklifi olan yardımcı fikrini değerlendirmeye karar verdim.Neden yıpranalım? Neden evlatlarımıza daha sağlıklı bir anne olmayalım? Çünkü her şeyi sırtlanırken bir tarafımız ister istemez eksik kalıyor. İnsanız en nihayetinde. Doğa üstü varlıklar değiliz ki hem bedenen hem ruhen her şeye cevap verelim.Ben Tevekkülsüzlükte buluyorum sorunu.Kal sağlıcakla.Ne çok yazdım :)

KEO dedi ki...

Biliyorsunudur gerçi ama aktivitelerimiz.blogspot'u tavsiye ederim oyun ablasına fikir olsun diye;)

Unknown dedi ki...

Datlum bak gene söylüyorum, sen deli değilsin, normalsin:) çoğumuz aynı evrimi geçiriyoruz, anne olmadan önce 'en süperi olucam iddiasıyla, uzmanları taklit etme, yaşadıkça da herşeyin boş olduğu, en doğrusunun iyi hissettiren yöntemler olduğunu idrak etme. şimdi bu ikinci evredesin, bir de yorgunsun, kafan yorgun o kadar...
benim deneyimlediğim çaresi de yanlız kalabilmek, kendin için bi şeyler yapabilmek...
garip ama gerçek... geçmiş olsun...

sarkaç dedi ki...

Zor çok zor. Ortasını bulmak çok zor.

Nihal M. dedi ki...

genel cerrah bir bayan arkadaşım doğumdan sonra nasıl gidiyor annelik diye sorduğumda aynen şöyle demişti;
''Ameliyat yapmaktan kat be kat zor... Takıldığım yerleri doktoruma değil anneme soruyorum ...''
oyun ablasını hiç düşünmemiştim buralarda olmadığından sanırım...bakıcı aklıma gelmişti benimde demişmiydim Kezban döneminde hatırlamıyorum...
İyi gelir Selime ...
Halil Cibran da süper olmuş...

Sitare dedi ki...

kontrol delisi diye bir terim var delişim duydun mu hiç:)tıpatıp uyuyorsun haberin olsun.önce bu halet-i ruhiyeden sıyrıl,oyun ablası olayına geç bile kalmışsın.inş selime ve sana iyi gelir.okula yakın olmak çok iyi bir fikir.benim de her daim arkasında olduğum mevzudur.öyle ki ilk-orta-liseyi zaten evin çevresinde okumuş olmamın yanında fakülteye bile yürüyüş mesafesindeydim.
bebişler büyüyecek yavaş da olsa.bazen gün oluyor kafamı duvarlara vurasım geliyor.ilk çocukta onca sıkıntı yaşadım neyime gerekti 2.si diyorum.sonra topluyorum yine kafayı.ahanda şimdi bile makineye atılacak bir yığın çamaşır,oğlanın performans ödevleri,akşama pişmesi gereken köfte-patates-pilav üçlemesiii...
yalnız değilsin ,içiçeyiz,hepimiz tek kişiyiz,öpüldünn.

Anne ve Bebisi dedi ki...

Ne zaman ki kocami taklit etmeye basladim, hayat kolaylasti :)

Sorulan sorulara cevabim; bilmiyorum, gormedim...

Ortadaki bir soruna yaklasimim; amaan hayirlisi, sabah ola hayrola; dur bi film var mi tv'de, izliyeyim..

Yapilmasi gereken bir ise yaklasimim da; amaan simdi dursun, yarin cuvala mi girdi oldu..

her sey cok kolaylasti :)) Bence kocalarinizi taklit edin hanimlar, uzerinize bi tembellik, bi bencillik ama ayni zamanda bi tevekkul cokecek, cok rahatlayacaksiniz :)

Cafe Pepela dedi ki...

Balım,yüreğine sağlık!..
İfrat ve tefridi elden bırakmamalı inşaAllah.Rahman c.c her daim yüreğimizde olsun.Mevzu üzerine söylenecek nice kelam var.En derin duam,anneliği hırs ve nefsimizin,türlü vesveselerin esaretinden kurtararak,hakkıyla ihya edebilmek / içimize çekebilmek / en doğal ve en tatlı haliyle yaşayabilmek.Seni okumayı / gönlüne dokunmayı / hissetmeyi çok sevdim:) Kalbi selamlarımla

Esin dedi ki...

Deli anne,yazdıklarına katılmamak elde değil biz eğitimli annelerin en büyük handikapı bu sanırım,oku oku çocuğunu öyle yetiştir.Her şeyi öğrenmeye çalış herkesi ve her şeyi yönetmeye çalış.En iyi şekilde yetiştirmeye çalış neye göre ve kime göre en iyi,belirsiz.
Ama hayat öğretiyor bazı şeyleri bazen acı tecrübelerle.
GAliba en doğrusu akışına bırakmak herşeyi.Zaten herşey kendiliğinden oluruna varıyor.Bir bakıyorsun ki bazen en baştan beri yol oymuş ,sen saçma sapan bir şekilde yolunu değiştirmeye çalışmış bazı şeylerin,değiştiremediğin gibi bir de boşuna yıpranmısşın...
Artık isim vererek dua bile etmez oldum :)hayırlısı diyip çıkıyorum içinden.
Ne biliyorum ki doğru hakkında...

SEZOBİGO dedi ki...

BENDE İSTİFA EDİYORUM DİYORUM HİÇ BİR ŞEYE KARIÇMAYACAĞIM RAHAT OLACAĞIM IM IM IM........... HEP YAP YAPICAM EDİCEM AMA RAHAT EDEMİYORUM EVET DEDİĞİN GİBİ KİBİR BİR ANLAMDA HERŞEYİ PLANLAMA ,ELİNİN ALTINDA TUTMA AMA YAPAMIYORUM BE DELİANNEM EVET KİBİRSE KİBİR İÇİM RAHAT ETMİYOR .SENİ OKUYUNCA ASLINDA HEM BEBEME HEMDE HERŞEYİ DÜŞÜNME CABAMDAN KENDİME HAKSIZLIK YADA ADINA NE DENİRSE ONDAN ETMİŞ OLUYORUM AMA BAŞKA TÜRLÜSÜ DE BENİM İÇİME SINMIYOR.
BU ARADA DAHA ÖNCE SORMUŞTUMYA NASIL YETİŞİYON DİYE İNŞALLAH HADDİMİ AŞMAMIŞIMDIR.BİZİMKİSİNİN UYKUSU OLMADIĞINDAN VE EMERKENDE ELİ ELİMİ DEYDİRDİĞİM HERŞEYE ATMASINDAN YAPAMIYORUM .YOKSA PİS YAZARIM BİLİRSİN:)(ŞAKA ŞAKA)

New York'tan dedi ki...

Mukemmel olayim demiyorum ama elimden gelenin en iyisini yapmaya calisiyorum Deli annecim :) bence okula baslasa ikinizde rahatlarsiniz tabiki beraber vakit gecirmek ayri ama sabahtan aksama kadar hep onunla ilgilenmen lazim, evde sIkIlmasin, aktivite yapalim sunu yapalim bunu yapalim derken yorulursun sahsen ben su an Ahrar'i krese goderip denemek istiyorum yapabilcek mi bakalim :)

Nihan dedi ki...

canım biraz sen yükün altına girmeye devam edeceksin. koyvermek yok. tabi biraz kendi beyin sağlığın için geri de çekil. ama bu fedakarlıkların getirisi harika olacaktır. o zaman içine hiç olmadığı kadar huzur çökecektir. aslına bakarsan yazdıklarında kendimi bulduğum zamanlar o kadar çok ki. ben de iyi ki seni tanımışım. zeki bir kadın olduğun cümlelerinden ve kelimelerinden belli oluyor.tatlı kuzularımı öp.onlar sana emanet ama aynı zamanda senin hazinelerin.

Deli Anne dedi ki...

Özlemim: öperim canım, anladım seni:) şartlar isteklerle örtüşmüyor işte..

Architect: Derdim 4-4 lük okul aramak değil ya burdan öyle gibi görünüyor mesele uzayınca. aslında devlet mi özel mi derdim de var..

o site nire ayrıca.. çekmeköy de okullar da var sanırım yakınlarda

Aygül'üm.. ne iyi etmişsin de yazmışsın canım ve ne de doğru demişsin.. kendimizi öyle bir kaptırıyoruz ki işte bir anda kral oluyoruz.. Okçu'yu çıkarıyoruz akıldan.. Yardımcı fikrini hemen hallet bir de bebek olmadan bence.. çok yararlı olur.. hem de ailecek ruhsal açıdan da yorulmazsınız.. dilediğin gibi biri çıkar karşına inşaallah.

Keo:bilmiyordum valla.. çok teşekkür ederim..

İsoon: bu ne yaman çelişki annem, dermanımız belli ama uygulamak realitede ne mümkün!

Sarkaç: zor ki ne zor valla.. ne yana gitsem sapkınlık!

Nihal'im: pek doğru demiş doktor arkadaşımız:) Bakıcı işi de olabilir aslında bakalım bir başlayalım da hayırlısı.. bakıcı işi zor bir de ya.. uygun birini bulmak uzun uğraş istiyor.. maddi manevi.



Keo:

Deli Anne dedi ki...

Sitare'm: kontrol delisi değilim en azından hastalık derecesinde olanlardan değilim çok şükür.. hatta diyebilirim ki çook çok anneye göre fazla gevşeğimdir.. Benim bahsettiğim başka birşeydi aslında. her normal annede olan kendini kaptırma hali. hatta anneyi bırak her insanda var olan kendini herşeye yeter sanma haline idi sözüm.. Yani okçu-yu unutup yayı herşey sanma hali.. öperim

Anne ve Bebişi: kesinlikle bayıldım bu dedğine.. sen konuş arkadaşım hep ya:) o bilmiyorum var ya, muhteşem birşey.. bilse de, bildiğimi bilse de bilmiyor her türlü ahaha.. selim de geçenlerde bilmiyorum dedi bildiğine delirdim hepten.. Seviyorum akılcı fikirlerini.. akıl vermeden fikir vermeni diyeyim:)

Pepela'm: Canım.. seviyorum seni, gönlünü, sözlerini dinlemeyi.. can kulağıyla dinliyorum seni bilesin..

Esin'im:çok güzel yazmışsın canım.. haklısın.. isim vermeden duaya ben de giriyorum çoğunlukla.. düşünüyorum ben neyin iyi olacağını nerden biliyorum ki bu kadar kesinlikle, adres ve isim vererek istiyorum, utanıyorum, hayırlısı diyorum.

Sezom:ahaha yazarsın arkadaşım.. bir de arkadaşım geçen birilerine konuşurken farkettim ki ben hiç ama hiç tv izlemiyorum.. yetişmemin bir sebebi de bu sanırım.. öperim ve tavsiye ederim :)

Şeyma'm: Dua et bize nolur? Senn duan makbuldur eminim. Yazamadıklarım var buraya, detaylar var kafamı şişiren.. okul sırf okul derdi değil.. başka kırk türlü şey var dile getirilmeyen..

Ahrar yapar inşallah gibi geliyor bana.. ne de olsa ilk çocuk da değil, sosyaldir muhtemelen ki cin gibi gözüküyor fotolardan:)

Nihan'ım: Hazinelerimize iyi bakmamak var işin ucunda ama bak gene kaybettim kendimi, herşey elimdeymiş gibi havalara girdim.. su yolunu bulur diyeyim ben de biraz ucundan koyvereyim ama kendimi, ruhumu.. öperim ben de .. oğlunla fotunu bekliyorum hala.

Aylin Siliğ dedi ki...

Deli anne sadece kendimden birşeyler bulmadım yazında, kendimi buldum. Bazen bir yabancı ne kadar güzel resmini çiziyor yaşadıklarının ve hissettiklerinin. Teşekkür ederim bu yazın için, seni okurken yaptıklarım, düşündüklerim ve kendi kibirim yüzüme vuruldu. Ben bir anlamda rahatladım çünkü artık içinde bulunduğum durumun ne olduğunu dışarıdan çektiğin fotoğrafta gördüm. Bunu eşime de okutacağım ve harfi harfine bunları yaptığımı ve bazen ona da eleştirel davranarak bunu gösterdiğimi sayende söyleyeceğim ve inanıyorum ki yine bu sayede bir anlamda özür dileyeceğim.

Deli Anne dedi ki...

Aylin: merhaba, teşekkür ederim bu denli samimi yorumlar için.. Yazarken kendime kızarak yazdım çoğunlukla ama size bir parça faysadı dokunduysa ne mutlu, ne mutlu bana! hiç düşünmediğim şeydi, mutlu oldum epey:) sevgiler.

AYK dedi ki...

sevgili deli anne,

bu postun modern annelerle ilgili kısmından itibaren kopyalayıp eşime gönderdikten sonra bana gönderdiği cevabı aynen mail atıyorum. Bu bizim ailecek yazınıza yorumumuzdur:)

"İNAN TEKRAR TEKRAR OKUMAKTAN SANA CEVAP YAZMAK AKLIMA GELMEDİ… BU YAZI GÖNLÜMDEKİ KOCAMAN YARAYA VE BAĞIRA BAĞIRA HAYKIRMAK İSTEDİĞİM AMA BİR TÜRLÜ SİNİRLERİME HAKİM OLUPTA KELİMELERİNİ TOPARLAYAMADIĞIM YÜREĞİMİN SESİNİN YAZIYA YANSIMIŞ HALİ. KİM YAZDIYSA NE DERLER YÜREĞİNE SAĞLIK. BU YAZIYI HİSSEDEREK VE İNANARAK GÖNDERDİĞİNDEN DE HİÇ ŞÜPHEM OLMADIĞI İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM...

Deli Anne dedi ki...

Sevgili ayk:) ailecek teşekkür ediyorum size o halde.. beni okumaya değer bulmakla kalmayıp bunca yorumladığınız için.. Ne diyeyim mahçup oldum.. sevgiler ailecek hepinize..