Selim'in özgüveni çok yüksektir. Biraz yapısal, biraz da benim ona abartılı tutumumdan kaynaklanan bir haldir. Nitekim bebekliğinden beri ziyadesiyle önemsedim hislerini, anlatmaya çalıştıklarını. Konuşmaya başladıktan sonra söylediklerine pür dikkat kesildim. Öyle ki hangi ortamda olursa olsun, kim konuşursa konuşsun, Selim konuşmaya başlamışsa, benim için diğerleri birden flulaşır ve sadece Selim'in görüntüsü ve sesi netlik kazanır. O konuşurken herşey ve herkes figüran olur adeta. Dolayısı ile dinlenilmeye çok alışıktır, öyle pasif dinleyici de değil bahsi geçen, aktif dinleyici ister karşısında. Son demlerde, bebekle birlikte artan yoğunluğumdan eskisi gibi bir durum geçerli değilse de Selim o hal üzerine kaldı bir kere.
Şimdilerde dinleyelim ya da dinlemeyelim, arkamız dönükken bile derdini anlatmaya kararlı. İçtenlikle dinlemediğimizi bilse de bizi konuşmanın içine çekene dek sorular sorar ve cevap bekler. Cevap gelmezse asla ve kat'a susmaz, ta ki ayılıp cevabı veresiniz. Üstelik laf olsun diye cevap verdiniz diyelim, anında yakalar ve "Sen ne demek istedin?" der yahut "Sanırım sen başka bir şey anladın." diyerek silkinmeye vesile olacak cümleler kurar. Çarşıda, pazarda satıcılarla, onunla ahbaplık kurmaya çalışanlarla, hemen muhabbete girer, ve ola ki konuşmaktan aciz bir satıcı, meymenetsiz bir taksici ya da herhangi birine denk gelmişse vay o kişinin haline! Aynı soruyu takılmış plak gibi defalarca sorar, araya girerek çekip ayırmanız gerekir o ortamdan. Bir de yetmezmiş gibi, bir türlü tonunu düşüremediğimiz ses tonu ile; "Anne galiba bu amca biraz mutsuz!" ya da "Baba, sanırım bu amca biraz huysuz!" yahut "Anne, bu amca ne kadar da kaba!" yahut da "Baba, sanırım bu teyze uykusuz kalmış, o yüzden böyle huysuz!" diyerek bence haklı, beri yandan utandıran cümleleri sarf eder aşikar biçimde. İşte o yüzden Selim'le bir arada olmaktan kaçınan insanlar olur. Analizleriyle insanı utandıran bir yapısı vardır.
Geçenlerde apartmanda oturan, selam vermediği gibi selamı da almayan, son derece meymenetsiz alt komşuya rastladık binadan çıkarken. Ben daha önce pek çok kez karşılıksız selama maruz kaldığım için, bu kez sessizce geçip gidecektim ki yanından; gayet insancıl ve sıcakkanlı bir biçimde -merhaba- dedi Selim adama. Adam hiç duymamış gibi posta kutusunu incelemeye devam etti. Selim bu vazgeçer mi? Tekrar -merhaba- dedi sesini daha da yükselterek ve yaklaşarak. Adam gene aldırmadı. Selim biraz bekledikten sonra bana döndü ve "Anne, bu amca ne kadar da kabaymış, oysa bir merhaba diyebilirdi!" diye öyle olağan bir şekilde dile getirdi ki durumu, adam kafasını devekuşu gibi hepten gömmek zorunda kaldı posta kutusuna. Ben de -öhm-belki de duymamıştır!- kurtarma cümlelerine hiç girmedim, zaten doluydum bu marazi adama; "Aferin benim medeni oğluma, sen selam vermekle, en iyisini yaptın, karşındaki alır almaz kendi bilir!" diyerek, isterse duysun isterse duymasın dedim inadına.
*Adam sağır değil bu arada.
*Adam sağır değil bu arada.
34 yorum:
selim bizim alt kattaki nursuz amcaya da selam versin please
Ahaha.. olur seve seve verir.. Hadi yaşı geçkinler yapabiliyor böyle, onu da anlamam ama, bizimki gençten bir adam üstelik.
SELİM'i medeni davranışını için ve kendine olan özgüveni için kutluyorum.aferin selim sen çabuk büyü. senin gibilere ihtiyacı var bu memleketin.
Aferin Selim'e... Uykusuz teyze tarifi de güzel olmuş bu arada.. :)
Akasya Ağacı: O da büyüme derdinde zaten.. hoş kuzeni diş düşürünce 7 yaşından pek ürktü ama :)
Kiraz'ım: ahaha o konudaki tecrübeyi de benden edindi ne yazık ki..
Eğer duymakla ilgili bir sorunu yoksa ki olsa sanırım haberin olurdu; komşu tam öküzmüş ha!
Süper ya! Seviyorum çocukları her zaman ve her yerde doğruyu söylüyorlar. Kral çıplak hikayesi gibi.
aferim selim'e en çok bu yanlarını seviyorum çoçukların oldukları gibiler, yapmak istediklerini yapıyorlar, bizim gibi ne derler ne düşünürleri yok :) o uyuz adam hiç mi utanmadı acaba :)
Bundan sonra verilen selama karşılık verir belki kaba şey! Tabii Selim bir daha ona "merhaba" derse. :)
Aslısın: yo, yo değil elbette.. altta küçük puntolarla yazdım, şüphe kalmasın diye kimsede:)
Defne naz: ben de bazen seviyorum bazen de ürküyorum.. egoya sert de gelebiliyor dedikleri.
Beyza'nın annesi: pek karşılaşmadık sonraları,ama eşimin dediğine göre ona selam veriyormuş.
Sanem: vermiş galiba baksanıza:)
Ne kıl insanar var ya, Allahın selamını almaktan bile aciz bir millet olduk çıktık, yazıkk... :((
Selime aferin tabiii, öperimm..
çocuktan al haberi derler ya... bence o bey takkesini alıp önüne bir düşünsün :) çocuktan medeniyet öğrenmesi lazım. anlamıyorum ufak bir çocuğa selamı çok görenler nasıl bir çocuklukları vardı acaba... Aferin Bilim Selim'e annesi. öptüm onu bir kere daha
adam asosyaldir belki, hastalığı ileri derecededir ve insanlardan korkuyordur. yoksa neden selam almasın...
(sizin ufaklıktan çok adam dikkatimi çekti nedense.:))
cidden kaba insanlar var...aferim selime ...
deli annem hep böylemiydi selim? utandığı çekingen dönemleride olmuşmuydu?Hatırlıyormusun?
süper bi çocuk şu selim. çok seviyorum ben onu.
manyak adamın derdi ne olaki ben de çok sinir olurum iyi etmiş Selim:)
Mlke-Btkn, Bahar'ım: Allah hepimizi ıslah etsin ne diim:)
Gereksiz adam: hehe, sende henüz çocuk olmadığı için direkt adamın yerine koydun kendini belki de.. aslında empatiye uğraştım ben de bir süre.. bazen olur ya insanın canı sıkkındır cevap veremez, bazen anı anını tutmaz insanın, bu tür şeyler gözümün önünden geçti ancak tekrarlanırsa ve bilsen ki mesela yönetici ile muhabbet edebilen bir adam.. sen de olursun kıllanan adam:)
Nihal'im: Küçükken utangaçlık gösterdiği kısa bir dönem oldu.. bir de bazen utangaçmış gibi yaptığı zamanlar.. ama genelde girgin.. ben küçükken çekinirdim çok büyüklerden, o sebepten biraz abartmışım galiba girişkenliğini arttırma çabasını.. sebep o belki de:)
Yasemin: ben de seni seviyorum valla.. son postunu okuyunca hepten sevdim.. yazıcam daha kafamı toplamayı bekliyorum:)
Nazmiş Teyze: Bilemedim ki ben de.. gereksiz adamın dediği gibi asosyal olabilir, nevrotik olabilir, şizofren de maazallah benim bu yazıyı yazdığımı görmüş olabilir, peşime de düşebilir ayghhh!
Ahh işte bir detay yakaladım düşünürken alt komşu deli annecim. böyle tipler vardır sorun çözümünü selam vermeyerek çözmek isterler. Selim'e söylenmesi gerekenin en güzelini söylemişsiniz bence.
Yani cocugun verdigi selam niye alinmaz onu anlamam halbuki tebessum bile sadaka dinimizde, kaba insanlar ,ayni Selim'in dedigi gibi :)
Buranin sevdigim ozelliklerinden birisi de insanlarin birbirine selam vermeleri , bu ozellige aliskan olan arkadasim Tr'e gittiginde yolda karsidan gelen bir teyzeye selam vermis O da ne oldu bir yerden tanisiyormuyuz demis :)
Ozguven cok guzel bir sey kararinda olursa.Biz de bu duyguyu babamla besledik sanirim;)
Kardesim de rahatlik ozguven ve konusma istegi bir arada olunca bazen komik seyler cikiyor ortaya.Bir gun taksideyiz o kucuk bende pek buyuk sayilmam.Taksiye o zaman tek basima ilk binislerim.Kardesim basladi adama adini ve onun hakkinda bir seyler sormaya.Alttan durtuyorum "hani sus biraz " diye.
"ya abla memnun olmak istiyorum " dedi hihii:) Tanismak memnun olmak onunda hakki,hakli:)
Adam cok sevdi bizimkini inerken araba kokusunu kardesimin ceketine sikma jesti (!) bile yapti hihi
aferin Selim'e, hep boyle acik solu olsun :) Sizde cocugun sorularina cevap verin :)
Bravo selime,cuk diye oturtturmuş lafı, işte çocukların bu açıksözlülüğüne bayılıyorum.Benim tontalakta cevap alana kadar bırakmaz kimsenin peşini bu konuda Selim abisine çok benziyor, herhalde büyüyünce onun gibi laflar edecek.
Apartman toplantısında yaşadıklarımızı ilişkin tam bu konuyla ilgili bir yazı yazacaktım, orada Eray bir kişiye abisi diyor adam ilgilenmiyor ama nasıl inat ediyor konuşmak için belki 20 kere abisi dedi .Kendisine efendim denildikten sonra başlayacak konuşmaya ama bir türlü efendim denilmiyor.20 kere dediği için artık ben gerildim kimsenin konuşmalarına dikkat edemiyorum sadece ikisini izliyorum ama pes etmek diye birşey yok Erayda(duymaması imkansız erayın bir eli adamın dizinin üstüne nerdeyse burun burunalar)Biliyorum ben oğlumun huyunu kaç saat olursa olsun hiç önemi yok efendim lafını duyana kadar saatlerce abisi der. Adama dedim ki abisi diye size ses leniyor galiba size birşey diyecek dedim müdahele etmek durumunda kaldım.
diyalog harika! ısırırım ben o selimi yaaa
helal olsun Selim'e.. siz ana -oğul pek bir alemsiniz :)
bu kaba adam a iyi bir ders olmuştur. eşinize selam verip yöneticiyle falan konuştuğuna göre kadınlara ve çocuklara bir antipatisi var diye düşündüm ben de...
Yoksa sağır mı ki diyecektim, ufacık notunu gördüm. Aferin Selim'e.
eşine selam verip sana vermiyorsa ama yinede cocuga selam vermeli,ben tr de evimde kaldıgımda biliyorlar yalnız kaldıgımı ya. bir komşumuz cok saygılı eşim yok diye asönsere binmez oyalanır hani ama cocuklara mrb der cok saygılı bir biçimde konuşurken böyle yüzüme malık malık bakmaz cok edeplidir.bende ona saygı babından sadece mrb derim. bir komşumuz biz cocuklarla sıgmaya calışırken o hop hemen atlayınca izin filan istemeden insan rahatsız oluyorki,oturdugum yerde daireler tek katlı sadece 6 aile yaşıyoruz düşün yani bende ailem tarafından sabahları günaydın,mrb demek.cok önemliydi komşularımıza filan hiç konuşmadan gecmezdik.fakat yıllar gectikce o adetler kalkmış anlaşılan kolay gelsin dersen biri iş yaparken tuhaf tuhaf yüzüne bakıyorlar ama olsun genede ben söylerim.selim gibi tutamam gibi kendimi.ah selim kendinle cok ugraşman gerekecek hayatın getirdikleri karşısında.sevgilerle deli annem...
Ay ne kadar tanıdık,Bilge' de öyle konuşur da konuşur herkesle, yanıt alamazsa sinir olur. Bu arada ben yazını okurken Selim' in fotoğrafını gördü "vav süperman gibi olmuş, ben de olsam ya" dedi. Bu arada kim miş bu Selim, niye süperman olmuş, nerde yaşıyormuş soruları ard arda sıralandı:))
İki kızve iki erkek: aynen dediğin gibi.. oysa olumsuzluk kendine olumsuzluk getirir insanın.
Şeyma'cım: Valla sözümona inançlıyız, şu minicik, kolay ve en evvela kendimiz için faydalı sünneti uygulamaktan bile kaçıyoruz. Ama gel gör ki yabancılar çok daha duyarlı selama. Alişte bir yerden tanışıyor muyuz diyoruz.. yazık valla.
Nihal'im: ne büyük bir jestte bulunmuş adamcağız :)
Taze annecim.. biz de cevaplamak istiyoruz ama bir yerden sonra zıvadan çıkıyor insan..
Ayla: sizin o abisi gibi bizim de bir kaç olayımız oldu. sanırsın adam sadece sağır değil kör de, hissiz de.. niye kaçınırlar bir efendim demekten.. eskiden varmış ya çocuk adam yerinekonmazmış o kafadakiler bunlar heralde..
Lupinin annesi:)
Bir annenn paylaşımları :)
Nihan'cım: hadi kadınlara yaptı diyelim ama çocuğa... anlamak zor.
Bahar: pek sağlıklı :)
Selinka: Edebinden yapana benim de hürmetim sonuz.. tabi selam vermek edepsizlik değil ayrıca, aksine verilmeli.. Asansör olayında ben de takıntılıyım.. böyle sapa sağlam insanlar, sıkış tepiş atılmıyorlar mı, bebek arabasını ittirip, br de zavallı Selim'i sıkıştırıp.. neyse ki orda atlıyor hemen "off, ne çok sıkıştırdınız beni, açılsanıza" diyerek
Harikaymış =) Aferin Selim'e. Ben bile yazıyı okurken sinirlendim adama.Ama Selim gerekeni yapmış, sizin içinizi de rahatlatmış, kendi içi de rahatlamış =)
Sevgiler
Bilge ve annesi: ahaha Bilge'ye de ki o Selim değil, annesi ordan burdan bir foto bulmuş :)
Mekila.. valla ne yalan söyleyeyim rahatlattı epey içimi ehehe
ohhh ağzına sağlık Selim'imin....
Hiç bu hazırcevaplılığı bitmesin minnoşumun :)
Yorum Gönder