21 Kasım 2013 Perşembe

Sonbahar Projeleri 1: Sonbahar Sandığı




Önce yaprakları toplamaya başladım birer ikişer, sonra kırılmış ince dalları, derken büyüttüm işi; koca koca sopaları, kozalakları ve türlü meyvelerini ağaçların. Bütün bunlarla ne yapacağımı bilmiyordum; yaprakları ortalığa serpiştirdim, oraya buraya iliştirdim, dalları da boyamayı hayal ettim. Bir sürü boya aldım ama taşınma, yorgunluk, bitmez hastalıklar girince araya ekstra enerji isteyecek bir işe girişemedim. Dalları bir vazoya koydum; baktım sonuç böyle bile harikaydı. Bir süre ben onlara baktım, onlar bana… Epeyce uzun bir süre bakıştıktan sonra doğal olarak fikirler düşmeye başladı aklıma. Belki sizin için çok cazip olmayabilir ama beni müthiş derecede cezbetti yaptıklarım.
İşte ilk proje: Sonbahar Sandığı
Sonbahar Projesi 1  hazine sandığı (2)Adına Sonbahar sandığı dediğim bu sonuca ulaşana dek, doğal gelişen epeyce denemelerim oldu. Eldeki bir sürü yaprağı koyacak yer kalmayınca bir sandık hayal ettim. Bu sandığı da çok zaman önce almıştım, öylece orada duruyordu. İçine yaprakları yerleştirdim. Kozalakları ve ince dalları ekledim. Marketlerin, mağazaların Christmas dolayısıyla her yana doldurduğu çıldırtıcı süslerden almıştım, onlarla ne yapacağımı bilmiyordum, zira neticede ben ağaç süslemiyorum.
Ağaç süsleme işi de tam bir polemik konusu benim için. Ağaçları çok seviyorum. Onlarla kurduğum her türlü yakınlıktan çok hoşnutum ancak bunu doğal geliştikleri zaman seviyorum. İncık cıncık süslemeleri ve süsleri de seviyorum. Ancak ne olursa olsun; ağaç süslersem kendimi pis bir özenti, süslemezsem de fazlaca hevesli biri gibi hissediyorum. Ağaç süslemek demek; bana ait olmayan, içime sinmemiş, çok yüzeyde duran, suni ve itici birşeyi yapıyor olmak demek. Taklit ki hiç sevmediğim birşeydir, taklit olacak benimkisi ve neticesi de büyük ihtimalle kendimden iğrenme ve kendim kendime itici gelme olur. Ya hep, ya hiççiyimdir zaten, ucundan tutunma, ilişme, iğreti hissetme halini kabullenemeyişim de bundan. Bu yüzden bu işin doğallıkla ve geleneksellikle yapıldığı süslenmiş ağaçlı evleri  seyretmek ve onlara dair sıcacık hikayeler türetmek çok daha zevkli şu an benim için. Her neyse sandığa döneyim.
Sonbahar Projesi 1  hazine sandığı (1)Bu sandık fikri aklıma düşünce, daha önce satın alırken alırken; evi gene çerle çöple dolduruyorsun, boş yere eve eşya topluyorsun, diye içimi kemiren düşüncelerin ve gene o iğreti halin, almazsam gözümü arkada bırakan hislerin yerini doygunluk aldı. Artık biliyordum onlarla ne yapacağımı. Aldım, Sonbahar Sandığıma rastgele koydum herbirini ve bence çok güzel oldu.sonbaharın hazine sandığı by delianne
Örgüden yapılmış, içime sıcaklık veren ve sürekli çocukluğumu çağrıştıran türden kumaşlar; İskoçya’nın meşhur ekosesi: -Tartan-dan, Tweed ‘den yapılmış, üzerleri güzel mesajlarla dolu kalpler ve küreler doldurdum. Bir de bulduğum sırada kalbimin yerinden söküleceğini sandığım; Dünya kürelerini ekledim.
Sonbahar Projesi 1  hazine sandığı (4)
Tahta sandığın iç kapağından hoşlanmıyordum ve kapağı birşeylerle  kaplamak istedim. O sırada aklıma hep gözümün önünde durmasını arzu ettiğim magnetlerim geldi. En sevdiklerimi yapıştırdım ve sonuca bayıldım. Ki ben çocukluğumdan beri derlemeyi, toplamayı, kendime göre dağınık-düzenli karmalar, kolajlar yapmayı çok severdim hala da çok severim. Dinlenirim adeta bu türden işlerle uğraşınca.
Sonbahar projesi 1 delianneSonbahar projesi 1 delianne1
Bunlar da ilginizi çekebilir:

Hiç yorum yok: