17 Eylül 2013 Salı

Bir Takıntının Hikayesi ve Reggae Masa Trendi




Buraya geldiğimiz ilk zamanlardı. Ev eşyalarımızın el elzem olanlarını almıştık. Hatta lüzumsuz alışverişler dahi yapmış ve belirlediğimiz finansal limiti de aşmıştık. Bunu yaparken de bildiğimiz en kestirme yoldan yani IKEA’dan yararlanmıştık. Derken TKMaxx adlı mağazanın bizim evin yakınında devasa bir şubesini bulduk. Sıradışı, az bulunur, detayı klasik kendisi modern türden çok fazla şey var burada. En önemlisi eskiye dair çok şey var; misalen beni çocukluğuma ve anneciğime götüren emaye tencereler, kaplar, kovalar, ablalarıma götüren kutular, kolonyalar, aksesuarlar ve birbirinden nadide parçalar. Giysiler, ayakkabılar vesaire de var ama benim pek ilgimi çekmiyorlar.
Bir de mobilyalar var bu mağazada. Daha önce çok da dikkat kesilmediğim.  Ta ki mobilyalardan biri tüm albenisiyle beni kendine çekene kadar. Ve ben O’nu karşımda narin ve nazenin halde arzı endam ederken görene kadar.
.
O evet: komodin mi, konsol mu ya da başka birşey mi tam emin olamıyorum ama bende adı belli: Renkli. İki çekmeceli, bacakları çocukluğumdan kalma türlerden, bombeli ve kıvrımlı, kulplar eskiye dair gene ve kendisi çizgi çizgi renkli.
.
Renkli, gözgöze geldiğimiz anda daha çekimine aldı beni. O nazenin duruş, klasik ve çekici hava, ama aynı zamanda çizgilerle verilen modern ve ayrıcalıklı eda derhal dikkatimi çekti. Etrafında şöyle bir döndüm, hoş dönmesem de gördüğüm şeyden yeter derecede memnundum. İ. ye baktım; alalım mı, dedim. Çekinceliydim zira İ. aldığım bunca ıvır zıvırdan sonra muhtemeldir ki bu küçük ve pahalı parçaya meyletmeyecekti. Lakin beklediğim gibi olmadı İ. de beğendi. İ. beğendi beğenmesine de Renkli’yi hemen alıp eve getirmek de olası değildi, bagajımız tıka basa doluydu, İ. bu yüzden çemkiriyordu ve ben de ısrarcı değildim, aslında belki de elzem değil diye almaktan da emin değildim, o sırada çocuklarla da karmaşa içindeydim.
Bıraktık ve eve geldik. İçimden de dedim ki, ben sıradan bir konsol alırım, çizgi çizgi boyarım, bir de işlemeli porselen kulplar almıştım, onları da takarım, aman dert değil.
Ancak mağazadan uzaklaşıp eve yaklaştıkça Renkli’ye olan çekimim ters oranda arttı. Ondan uzaklaştıkça O’nu daha çok hatırlıyordum. Eve geldiğimde hatırlamaktan öteye geçmiş, basbayağı özlemeye başlamıştım. Derken hayallere kapıldım, alıp da sol karşıya koyacaktım, orada pek güzel duracaktı, üstüne de bilmem neler koyacaktım hasılı neredeyse her detayı hesapladım. Sonra İ. ye anlattım, İ. de sabah gidip alabileceğini söyledi ve bir nebze ferahladı içim. Gene de sabahı zor ettim.
İ. söz verdiği gibi sabah mağazaya gitti. Ben de mutlu bir bekleyiş içindeydim. Bir süre sonra beni aradı:
- O şey satılmış ve bir tane daha yok! dedi.
İçime bir fenalık hissi geldi ki sormayın. Birilerine söylenmeye ihtiyacım vardı ve ben de hızlı davranmama destek değil köstek olduğu için, çemkirerek bana engel olduğu için ve beni anlamadığı için İ. yi suçladım. Beri yandan şunu da çok iyi hissediyordum; nasibim değildi besbelli. Kabullenişe geçtikçe sakinleştim ve eğer nasibimse gene bulur beni, dedim. Dedim demesine de gözümde canlandırdığım o yere bakakaldım epeyce. Ama içimden bir ses de sürekli -Renkli sana gelecek, Renkli sana gelecek- diyordu. Garip bir duyguydu.
O günden sonra Cumartesi sabahları ilkin o mağazaya uğrar olduk, zira o sabah yeni mallar geliyordu. Lakin aylar geçti Renkli’den eser yoktu. Bu mağaza öyle birşey ki bir maldan bir tane geliyor ve bir daha aynısı bulunmayabiliyordu.
Önce Renkli’yle yeniden karşılacağımıza dair büyük ümidim vardı ancak giderek ümidim azaldı. Bir gün başka güzel bir komodin aldık, eve de getirdik, aslında pek de güzeldi ama ı-ıh olmuyordu, Renkli gibi durmuyordu. Toplayıp geri götürdük. Ve ben o hayalimdeki yere hiçbirşey koymadım, koyamadım.
Bu sırada Pinterestte bir şeye rastladım: renkli plastik bantlarla mobilya kaplama. Çok umutlandım. Ve ilk denemeyi beyaz yemek masamıza yaptım.
.
.
Bu uyguladığım epeyce kolay ve temiz bir yöntemdi ama Renkli’yi bantlarla oluşturmak olacak şey değildi. O kıvrımlar, detaylar kötü bir sonuç verip iğrenmeme dahi sebep olabilirdi. Sonra IKEA katalogunda kumaşlarla kaplamayı gördüm, kumaşları da aldım ama ı-ıh bu da uyduruk olacak diye vazgeçtim.
.
Derken bir haftasonu TKMaxx’te indirim başladığına dair mesaj aldık telefona. Hadi gidip bakalım, dedik. Benim baktığım reyonlar belli; ışıklar, süsler, kırılan müzik kutumun yerine koyabileceğim birşeyler, çocuk giysileri, mutfak reyonu, tablolar, kalem kağıtlar, ıvır zıvırlar vesaire. Bir de illa ki bir göz atarım mobilya bölümüne. 
İlkin mobilya bölümüne çıktım, komodin ve konsolları gördüm, içlerinden bazılarına sıcaklık hissetmeye zorladım kendimi, sözümona Renkli gibi yakınlık kuracaktım, ancak nafile içim hiçbirine ısınmıyordu. Sonlara doğru ilerledim, çocuklar oyuncak reyonuna gidip geliyordu, bir an Kerim’e bakayım deyip kafayı uzattım ki; ta-taaaaaam: Renkli tam karşımda duruyordu. Doğrusu bunca sakinliğine içerlemedim değil Renkli’nin ama çok uzatmadan yanına gittim. Malum öyle güzel ki birileri kapıp götürebilirdi. Bu sırada Selim elinde bir oyuncak bana aldırmaya çalışıyordu ama benim için o sesler vızıltı halini almıştı. Gittim, Renkli’yi bir güzel okşadım, sevdim; bir yandan da içimden ihi, ihi sesleri yükseliyordu, Selim vızıltıyı kesti ve bana dikkat kesildi. En son Renkli’yi okşadığım ve pür ciddiyet -Seninle yeniden karşılacağımızı biliyordum- dediğim anda Selim’in hayretten açılmış gözleri dikkatimi çekti. Toparlandım. Sanırım bir an dünya üzerinden ayrılmışım. Etrafta görevli yoktu, derhal İ. yi aradım. Aramız da epeyce gergindi ama buna aldırmaya niyetim yoktu. Bu sırada Renkli’nin yanından bir milim dahi ayrılmıyordum zira onu bir kez daha kaçırmak istemiyordum. İ. geldi, görevliyi getirdi ve aldık çok şükür Renkli’yi.
Şimdi hayalimde canlandırdığım o yerde duruyor öylece. O memnun yerinden, ben zaten memnunum kendisinden. Sanki o gelince oda yerine oturdu, sıcaklığı arttı. Evet delice birşey ama bazen oluyor böyle işte.
Şükürler olsun basit ve adi isteklerimi bile dikkate alıp değer verene ve isteğimi yerine getirene.
.
.
Bir de hazır sırası gelmişken, eskimiş mobilyalar için, yahut renklendirmek istedikleriniz için iyi bir yöntem olan, renkli plastik bantlarla (Elektrik kablosu bantları olur ya  hani ) kaplamanın diğer fotoğraflarını koyayım.
.
Sehpalarda iyi durabilir benim yemek masamın her detayında renk olduğu için biraz abartılı oldu (hatta Reggae Masa oldu bence:)), sonradan Selim’e canımın sıkıldığı bir gün hepsini söktüm, terapi gibiydi pek iyi geldi. Masamda bant izleri kaldı ama denemeye değerdi.
.
.
Diyeceğim o ki; evine renk katmak isteyenler için son der

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Ahahaha, çok hoş yau! Canlandırma yaptım hemen.