Kasım 2012
Selim ödev
yapıyor, Kerim ilgisizlikten çıldırıyor. Ne yapsam abisine bulaşıyor.
Ben de kızıyorum en son ve ağlıyor. Sonra da dönüp abiye naz yapıyor:
-Abiiiii, öghgmgmmg (anlamsız ağlak nazlanma sesleri) , abi öghngmg ?!!!
-Ne var Kerim, n’oldu?
-Bişhey var, anneden bişey var, deyip sahte ağlamaya başlıyor.
.
.
Aralık 2012
Incredibles
(İnanılmaz Aile) filmini Selim çok seviyor, Kerim de seviyor. Ancak
filmin sonunda Jacj-Jack (Cekcek) ‘in ateş topuna dönüşme sahnesinden
ödü patlıyor ve mümkün değil orayı izlemiyor. Ve muzır Selim de ne zaman
Kerim’i kaçırtmak istese Cekcek kozunu kullanıyor, işe de yarıyor ve
Kerim derhal koşarak ortamı terkediyor. Ancak gün geliyor roller
değişiyor.
Birgün
Selim kendine ait oyuncakla mutlu mesut oynayan Kerim’e şiddetli bir
müdahalede bulunuyor. Kerim oyuncağı bırakmamak için canhıraş şekilde
çırpınıyor, doğrusu bir süre iyi de kuvvet uyguluyor ancak en sonunda
direnci kırılıyor. Malum biri 30, biri 13 kilo. Ama o an nasıl oluyorsa
oluyor, sanırım melekler imdadına yetişiyor, Selim oyuncağını eline
geçiriyor ama yere de yapışıyor üstüne bir tane de Kerim vuruyor. Ve
dönüyor abiye doğru:
-Hıh! Canın yansın! Cekcek OL! (Yanmak her türlü yanmak işte:))
..
İskoçya’da gene soğuk bir gün. Kerim yüzünün ve ellerinin üşümesinden hiç hoşlanmıyor. Sonra aniden güneş çıkıyor ve sanırım ısınmaya başlıyor :
-Teşekkür ederim güneş, benim ellerimi çok sıcak yapmışsın!
.
.
Bazen
ağlayarak dert anlatmaya çalışıyor. Zaten karma olan dili hepten
seçilmez oluyor. Bazen daha beteri oluyor. Ağlamanın en şiddetli, en
krizsel ve en histerik anında birşeyler anlatıyor ve anlaşılmayı
bekliyor. Böyle zamanlarda bir iki denemeden sonra kızmaya başlıyorum:
-Düzgün konuşsana Kerim, böyle hiçbirşey anlamıyorum!!
-Hık hık… Çok ağlayınca füzgün konuşamıyorum anne,.. hık mıkk gıkk… ağladığım için… birazdan geçer… hı hı..
İşte bu esnada alıp da onu içime sokmak istiyorum.
.Bazen de bunun intikamını alıyor benden oğlum. Olur da kızmışsam:
-füzgün konuş anne!
.
.
Bir süre
sessiz kalan Kerim’i aramaya başlıyorum zira anneler bilir ki bir
çocuğun sessizliğinin ardındaki şey genellikle felakettir. Tedirgince
sesleniyorum :
-Keriiim, nerdesin?
Ses yok, ama takır tukur seslerden anlıyorum ki banyoda ve sessizce çıkıyor oradan.
-Kerim, banyoda mıydın?
-Evet anne, özül dilelim.
-N’apıyordun orada?
-Ben de bilmiyorum.
Benim için
hayatın şifresi gibi oldu bu cümle daha doğrusu çocukların zihnini
çözmek isterdim ya bu da onun şifresi gibi. Bilmiyorlar ne yaptıklarını,
yapıyorlar işte sadece.
..
Mayıs 2013
Birşeyi
ısrarla ister mesela. Hele Selim’in oyuncakları sözkonusuysa bazen
diretir bazen yılgınlığa düşer. Gene de umudunu tümden köreltmez. Ya da
olmayacak şeyi ister.
-Anne bunu alabilir miyim?
-Kerim’cim o senin için uygun değil!
-Lütfen anne?
-Olmaz yavrum.
-Sonra verirsin anne, işallah mı? (inşaallah mı?)
-İnşaallah yavrum, derim ve oradan gülümseyerek uzaklaşır.
.
Önceki gün
kendinde olan ama Selim’de olmayan bir oyuncağıyla oynuyordu. Selim
normalde kandırmayı başarır elindekini almak için. Ancak bu kez Nuh dedi
peygamber demedi. Ve ardından ekledi:
-İşallah sana da alırız abi!!!
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder