Bugünlerin
bana öğrettiği çok şeyden biri bugün öğrendiğim. Aslında bildiğim ama
bildiğimin henüz farkına vardığım birşey: Saflığı Korumanın Güçlüğü.
Bir işe
başlıyoruz mesela, safiyane, halis niyetlerle ve belki küçük ümitlerle.
Derken iş büyüyüp de, küçük ümitlerimizin çok ötesine geçtiğinde, biz
de, çevremiz de, çevremizdekiler de değişiyoruz birlikte. Ne yazık ki
negatif yönde.
Bir işe
başlıyoruz mesela, mikro hedefler niyetiyle ama işler makroya doğru
ilerlerken, beraberinde hırsı da sürüklüyor peşinden. Yanısıra başta
makro düzeyde olan saflık, giderek mikroya yaklaşıyor hırs büyürken.
Saflıkla doğru orantılı, hırsla ters orantılı olan yürekse hızla
küçülüyor ve küçüldükçe katılaşıyor. Zira dizginleri hırs ele alıyor.
Bir de Hırs, yanına Hamaset kardeşini alıyor ve akıl dediğimiz o mübarek
şeyi kendisine peşkeş çekiyor. İşte o zaman kıyımlar başlıyor, işte o
zaman şuur kaybı, akıl tutulması ve çirkinlik başlıyor.
Her zaman
böyle olması gerekmiyor ama oluyor işte. Üstelik sırf iş dünyasında
değil, basit girişimlerde bile bu böyle. Buna bir yere kadar
aldırmıyorum. Zira farkettim ki, ne çok büyük arzularım var, ne de
büyüklerin yanında olma arzum. Farkettim ki, ben büyüklenenlerden
kaçtığım gibi büyüklerden de kaçıyorum.
Bunlar
bugüne dek bildiklerim. Bilmediğim ve beni şaşırtan şey ise; bugünlerden
öğrendiklerim. İyilikte bile bu çirkin değişim var! Birine bir yardımda
bulunmak isterken, büyük yahut küçük, o yardım büyürse ve namı da
duyulur ise saflığı korunamıyor iyiliğin bile. Güç ve ün tutkusu, hırs
ve hamaset duygusu iyiliği bile gölgeleyebiliyor hatta iyiliğin önüne
dahi geçebiliyor. Zira diyorum ya, akıl hırsın ve hamasetin güdümüne
giriyor. Amaç; -SEN- iken, -biz-e ve hatta -ben-e dönüşüyor, ki, bu çok
acıklı! Daha da acıklısı, ortamın karmaşaşı ve gerginliği içinde
farkında olmadan bu yumağın içine girmek ve o yumakta yuvarlanırken
kendine yakalanmak duygusu.
Evet
iyilikte yarışılmalı ama yarışırken birbirinin gözünü de oymamalı. Bu
sebeple, benim için bir kenara çekilip, yapılacak birşey varsa sessizce
yapma zamanı! Değil mi ki, beşerden birşey beklemeksizin, sadece O’ndan
bekleyerek karşılığını duyurmaktı maksadım, gene o yoldayım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder