10 Şubat 2011 Perşembe

Uğultulu Tepeler!

Bazen sebebini bilmeden içine düşerim bir huzursuz halin. Yere, göğe sığamam böyleyken. Pencereleri açarım alabildiğine, nefes alabileyim diye. Sıcağa tahammülsüzleşirim, derhal giysilerimi inceltirim. Gider sık sık yüzümü yıkarım, sabunla bolca. Ancak rahatlarım tüm gözeneklerim iyice ıslanınca.  Aşina olduğumdan olağan saydığım bu durum, olağan  mı tümden bilmiyorum. Tek bana mı has, onu da bilmiyorum. Benim gibi hisseden vardır elbet, yahut öyle umuyorum.  

Bu akşam tam da böyle hissediyorum. Ve dahi uzunca bir süredir huzursuzum. Sebebini bilmediğimi sandığım, geçiştirdikçe katlanarak ardıma kattığım, kirli bir yığınla yaşıyorum. Öteliyorum aklıma düşenleri. Bir şey yokmuş gibi davranıyorum. Oysa ben beni benden kaçırmak konusunda başarısızım.  Bunu hep göz ardı ediyorum. Birikintiler ötelenemeyecek kadar çoğalınca, normal saydığım  bu  anormalliğimin farkına varıyorum anca. Ardından kıvrım kıvrım kıvranıyorum.



Tek tek peşime takılanları zor ayırdetmek. Soruna köklü bir çözüm  gerek. Ki onun adı da  benim literatürümde; Gitmek! Sıkı bir biçimde gitmek hem de! Ivır zıvır ne varsa bırakıp ardında, tıpkı eşya gibi,  yahut kirli bir elbiseyi çıkarıp atmak gibi, gitmek, çok uzaklara! 

Yerleşik olmayı sevmedim ben! Sahiplenmeyi, sabitlenmeyi sevmedim! Sabitlendikçe saplantılı isteklere bürünmeyi sevmedim. Eşyaya odaklanmayı sevmedim. Her an gidebilecek gibi olmanın verdiği dayanılmaz hafifliği sevdim. Biriktirmeyi sevmedim ben. Giderken eşyadan azade, kusursuzluktan azade, her şeyim tastamam olsun saplantısından azade olmayı sevdim. Oturduğum yere yerleşmeyi sevmedim ben. Yerleştikçe daha, daha istemeyi sevmedim. Bu kablo niye görünüyor, bu duvar niye dökülüyor, eşyam neden eskiyor diye dertlenmeyi sevmedim ben. Ne ki, stabil ve steril bir hayatın tekdüzeliğini sevmedim. Değerli eşyalar istemeyi sevmedim ben. Gözümden sakınıp da onları, gönülden düşmeyi sevmedim. Ivır zıvır biriktirmeyi sevmedim. Dolaplarda çoğalan giysi, hatıra, evrak, oyuncak yığınlarını sevmedim. Zor kapanan kapakları, çekmeceleri sevmedim.

Bir kaç valize sığan eşyayı sevdim ben. Bir kaç valize sığan hayatı. Hatırayı gözönündeki bir kaç parça kağıtta değil zihinde tutmayı sevdim ben. Kokuyla, müzikle canlandırmayı. Yeni bir şehrin kalbine girmeyi sevdim ben. Yanısıra eski şehri özlemeyi. Eski şehre kavuştuğumda, şehirden ziyade yaşanmışlıkları özlediğimi farketmeyi sevdim.

Göçebe ruhluyum ben, divane ruhluyum ben. Belki bir yörük kızı, belki avareyim ben. Derviş olmayı arzulayan berdüşüm ben. Yıllar var ki ehlileştiremediğim bir yabanlığa sahibim ben. -Bak 2 çocuklu bir annesin, orta yaşlı, kal olduğun yerde!- diyemedim. Kendimi dizginleyemedim. Kal desem, hepten yaban hayvanı oluveririm, bilirim. Ne varsa katar önüme, toz duman içinde geçip gidebilirim bırakıp herşeyi öylece. Beni iyileştiren ordan oraya göçmek, onu da bilirim. Gene -Chocolat- filmindeki gibi gitmeyi haber veren rüzgarın uğultusu uğul uğul esmekte zihnimde. O büyük gitme arzusunu bastırıp gidememenin getirdiği huzursuzluk içindeyim,  hem de çok uzun süre. 



Chocolat - Soundtracks

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Uğultulu Tepeler - Bir başka Juliette Binoche filmi.

94 yorum:

New York'tan dedi ki...

Hani facebook da begen isareti var ya senin yaziya da bas parmagimi kaldirip begeniyorum :)

Basligi gorunce deli annem de kitapdan bahsedecek heralde dedim ama yanilmisim :) ben begenmemistim de ondan :)

ulay dedi ki...

Ne guzel filmdir chocolat... Bak juliette binoche bile kaldi be deli annem, sabitlendi sonunda. Sen de bi mola versen sonra guzel olmaz mi kaldigin yerden devam etmek? Ben de aksine kisa kisa ayrilislar sonrasi bile mutlaka hasret kalmis olurum evime. Biriktirdiklerim, dopdolu cekmecelerim huzur verir bana. İnsanoglu ne tuhaf, ne cok cesitli

mine dedi ki...

ah deli anne huzursuz ruhlu anne ne desem bilmem ki : )

dilek dedi ki...

ah be Deli Anne'cim...Şimdi ben sana değiştiremiyeceklerinle cebelleşme, akışına/oluruna bırak desemde boş, Topla valizini/hayatını düş yola desem de......Sen zaten hayatın sana verdiği/verecekleri ile yolunu çizmeye devam edeceksin.araya da sabır, sükunet, dua serpiştireceksin...sevgiyle:)

Unknown dedi ki...

Ah deli annem, ilk tek basima kanadaya geldigimde aynen boyle hissetmisdim. Ben bir ulkeye ait olamam demisdim. Ne hayaller, ne istekler.... Dunyayi gezecektim... N'oldu, takildim Koroglu'nun pesine slklstim kaldim bir kuzey ulkesinde, evden bile cikamaz oldum.

Unknown dedi ki...

kendini didikliyorsun...sorguluyorsun, hesaplaşıyorsun..tehlikeli buluyorum ben bu didikleme hadiselerini.fazla dalma bence..

Fulya dedi ki...

Nereye, otur oturduğun yerde.. Zaten içsel olarak çok uzaklara gitmişsin.. Şimdi çabuk dön 

Fulya dedi ki...

Nereye, otur oturduğun yerde.. Zaten içsel olarak çok uzaklara gitmişsin.. Şimdi çabuk dön 

Açalya dedi ki...

Hiç şaşırmadım böyle bir yazıya...senden beklediğim bir yazıydı (kırk yıldır tanıyorum ya seni hani)

Meyra dedi ki...

annelik bu kadar iç sesin birbirine karışması olmamalı:(( ahh deli anne biyere gitme sen yaz güzel güzel biz okuyalım sende huzura eriş 2 miniğinle;)

elif-kayra dedi ki...

Şuanki ruh halime nasılda iyi geldi, neyse masanın üzerindeki yığınla evrak beni bekliyor ve hayata geri dönüyorum.

Fatma dedi ki...

Delişim, senin mail adresin yok mu canım bana bir gönderiversen, mailleşsek:)
Bu arada akıllı arkadaşım senin hislerini zaman zaman pek çok insan yaşıyor, ben de yaşadım, bırakıp gitme isteğini ama bunlar gelip geçti her zaman, sendeki sık sık depreşmeye başladı haksız mıyım? Tabi sana ne oluyor diyebilirsin, bunu da anlarım. Kelin merhemi olsa kendine sürer diyeceksin, ben profesyonel yardım aldım ve bundan memnunum. Hatta şu sıralar tekrar bir profesyonele danışayım diyorum. Bu gitme isteğinin depreştiği zamanlar zihinsel olarak fazlasıyla verimli olduğun zamanlar oluyor ama iş normal hayatı yaşamaya gelince tekliyorsun, en azından bu bende böyle oldu.

ELİF dedi ki...

İnsan kendini nasıl da bağlıyor bir yerlere, birşeylere, sonra da bir telaş özgürlüğüm nerde diye...Olmuyor, olamıyor deli annem, bunu biz yapıyoruz,cendereye sokup hayatlarımızı, sıkılınca da kaçma derdine düşüyoruz....Kaçma isteği daha da zorlaştırıyor hayatımızı, biz daha da çok kaçmayı düşünüyoruz..Kısır döngünün içinde hiçbiryerlere gidemiyoruz............

Deli Anne dedi ki...

Şeyma'm: Senin için koymaya çalışayım:)

Fragolam: Juliette Binoche nasıl yaşar bilmem ki canım arkadaşım.. Benle aynı hisleri paylaşmasını da beklemem zaten.. Filmlerini bilirim az çok ve oyunculuğunu severim. Bir de müşfik ifadesini..

Dediğin gini insanlar çok çeşitli.. zaten kimine sorsan evinden asla ayrılmak istemez, stabil ve statik yaşamak ister, kimi de benim gibi kapıda bekler. ......fıtrat meselesi.. bizim genlerde vardır bu:)

Mine: : Daimi huzur diye birşey bulmak var mıdır ki dünyaa arkadaşım.. Bilmiyorum ama hep huzurlu ruh var mıdır? Bir ben miyim perişaaaan:)

Dilek: Birinin dur yahut aman git demesiyle olacak iş değil zaten.. Direktif alınca hepten sıkıntı basar hem beni:) Demişsin ya: dua ile.. sükunet ile mümkünse.. en güzeli.. sevgiler.

Deli Anne dedi ki...

Gülom: Koroglu'nun peşine ha:) Geçer canım, Cihan büyür, değişir çok şey. Beraber gezersiniz o zmana dünyayı.. hem çok uzağa gitmeye de gerek yok, okula başladığında bile değişirçok şey.. Daha çoooooooooooook gençsin:)

Özüm: O yarı ömürde didikledim ben kendimi.. bir şeycik olmaz inşaallah.. alışkınım ben.. ara ara dalarım dibe, ay uf aman daraldım der, somurturum, ara ara çıkarım yüzeye; oh şükür ne güzel der, gülümserim.. Hatta bunlar çok anlık da gelebilir başıma:)

Hme bence gitme istediği didikleme olan şey değil.. içimde hep olan birşey.. fıtrat misali..

Fulya: Döndüm örtmenim! :)

Deli Anne dedi ki...

Açalya'm: niye acep beklediğin bir yazıydı? Hisdaş mıyız yoksa:)

Meyra: Söz konusu anne ben ve benim gibilerse karışır sesler.. Sahi bir ben miyim ki böyle.. siz hissetmez misiniz huzursuzluk sebepsizce? Gitme isteği tamam o herkeste olmayabilir.. yukarda dedim ya stabil, statik yaşamı sevenler olabilir ama huzursuzluk geçmez mi durduk yerde içinizden?

Elif-kayra:Evrak dedim dertlendim ya sana ne demeli:) kolaylıklar

Deli Anne dedi ki...

Fadiş: gönderiverdim gayri hesabına:) Yok Fadişim pek çok insan aynı hisleri yaşamıyor bence, bazısı yaşıyor benim anladığım:)

Elif: Çok haklısın, bile bile bağlıyoruz kendimizi sıkı sıkıya sonra da bağladıklarımızdan kaçmaya uğraşıyoruz. Ola ki kaçamadık o zaman da bunalıyoruz.. Ama sanki hepimizde olmuyor bu. Bazı insan mutlu mesud yaşıyor bağarıyla bazıları vahli hayvanlar gibi kuduruyor..

Meyra dedi ki...

huzursuzluk geçmezmi hiç ara ara yoklar tabikide benide durup dururken:( ben sadece annelikten dolayı huzursuz olduğunu düşünmüştüm bir an..yanlız değilsin tabi hepimiz yaşıyoruz bu durumları.anne değilim belki anlayamama sebebim bundandır:( sevgiyle kal deli annecim;)

eylemyiğit dedi ki...

Gitmek benim de hep içimde var da stabil bir eşe sahibim:(

Deli Anne dedi ki...

Annelik evet zaman zaman katmerleyebiliyor boğulma hissini tıpkı zaman zaman sevinci, coşkuyu katmerlediği gibi.. Yoksa değişen çok birşey yok bence:)

Sevgiler benden de koskocaman

ÖZLEMCE dedi ki...

ahh deli annem benimde gidesim var..beni bağlayan çocuğum ,işimde yok.doğduğumdan beri aynı yerdeyim:((gel gör ki saplandım olduğum yere.bağımlı olmaya bağımlı olmuşumm

Özlem dedi ki...

Bana da oluyor bazen. Kapıyı çekip, basıp gidesim geliyor, arkama bakmadan, geride kalanları düşünmeden... Ama olmuyor. Önceden de çok sık bırakıp gidemezdim, sorumluluklarım var derdim. Ama o aradaki kaçıp gitmeler bile rahatlatırdı beni. Belki de çekip gidebileceğimi bilmenin verdiği rahatlıktı daha fazla dayanmamı sağlayan. Şimdi sorumluluklarım daha daha arttı. Çekip giderken peşimden sürüklemem gereken bir ufaklık var artık. Çekip gidemiyorum kafama göre. Onun yerine biriktirip biriktirip eşime patlıyorum. O da bana patlıyor. :) Öyle idare ediyoruz şimdilik bakalım. :)
Bu dellenmelerin çözümünü bulan olursa bana da haber versin lütfen! :)
Of, çok uzun oldu..

Sitare dedi ki...

gitmeleri sevdim ben
çakılı kalmaya inat etti hep ruhum
düzensizlikteydi düzenlerim
sevmelerim dahi arsızdı
bir gün gideyazdım
bir gün kalakaldım
ben olmayı sevdim en çok
biz olmak yıl yıla vurduğunda
hüznü boğdu ruhumda
bizliklerle özgür kılamadım geçişken halimi
benleşemedim
durdukça direndikçe zaman mefhumuna
sevgileri çoğaltmak
evet en çok da
sevgilerimi çoğaltmak
durağanlıkta zor geldi bana
şimdi
çakılı kaldığım son duraktayım
eteğime yapışık binlerce ödev
bunalmakla nefese almak aralığındayım
oysa annelik dediğin
ne de kutsal bir görev
***
delişim yazın bana bu şiiri yazdırttı.bir an yüreğimi kabarttın be şeker anne.ne hoş kadınsın sen ya.gidesen beni de al.unutma:)

Sibelbek dedi ki...

Senin gibi göçebe ruhlulardan müthiş anneler, dişi kuşlar çıkıyor ya zaten... senin gibi ruhlular dünyayı güzelleştiriyor... öperim... :)

yeliz dedi ki...

sen de film delisisin di mi? bannerdaki resimlere bakıp bakıp iç geçiriyorum. chocolate çok hain bir filmdir. 1 küçük kavanoz nutella kaşıklaya kaşıklaya izlemiştim. çok zararlı çoookk

Deli Anne dedi ki...

Eylem: Stabil ha:) bir de steril yaşamseverse vay haline:)

Özlemce: Bazen öyle kalakalıyor insan.. misal ben dışarı çıkacağım çıkamıyorum her adım ağır ve güç geliyor bna.. aslında o adımları aşsak iyi ki kaçmışım, gitmişim diyeceğiz eminim ama.. işte...

Özlem: Gidebileceğini bilmenin rahatlığı ile gidemedik şiimdi gidemeyeceğimizi bilmenin rahatsızlığı ile kıvranıyoruz işte.. Ama ben topluca gitmeyi kastettim bu kez.. Külliyen çünkü.. evi barkı bırakayım ama başka bir ülkeye konayım..

Bulursam ilk sana haber vereyim ben de o zaman:)

Deli Anne dedi ki...

Sitarem: cansın sen! Geliversen benle hiç hayır demem bilesin.. hatta çeke çeke de götürebilirim:)

Sibel'im: Canıııımmm bak bana kendimi iyi hissettirdin.. öyle olduğuna inanmadım ama inanmak istedim.. bunca sıkıntı güzel birşeye alamet olsun istedim yazdığınla.. öperim çok çok:)

Yeliz: Severim çok severim de izlemiyorum uzun süredir.. aklımda ne filmler var da çok uzağım.. eskiden listeler yapar filmcilere giderdim, siparişler verirdim.. hey hat! şimdi eskide kalanlarla yetinmekteyim..

BAYKUŞ GÖZÜYLE... dedi ki...

Bu ruh halinize yoldaşlık yapacak bir Julıet Bınoche filmi geldi aklıma ,bilmiyorum izlediniz mi? ''Aslı Gibidir'',tavsiye ederim.
Kendinize iyi bakın,gitmek yerine kaldığınız yerin güzelliklerini görmeye çalışın...Sevgiyle...

mine dedi ki...

işin şakası tabii yahu ben de çocuk yok öyleyim : )

Ada Deniz dedi ki...

keşke kısacık zamanlar için de gitme şansı tanınsa. İnsan yenilenir birazcık...

Nil dedi ki...

deli annem bize dağ havası , dağ evi, dağ insanları lazım. Gösterişten uzak, sade yalın bir hayat. çekecen oksijeni içine dolacak ciğerlerin hayatla. ev sade, iş sade, çocuklar sade... gidelim mi heidi'nin dağlarına??

Adsız dedi ki...

biliyormusun o filmi ayni hislerle izlemistim. sahane bir film cok güzel. ama o filmi izledikten sonra bir dolu cikolata yemistim:) cok istah acici.pek gelir banada gitmeler.ne yapalim ruhumuz göcebe olsun bizimde:)

Gulcin dedi ki...

sadece vay be!
icerige dair cok sey soylenebilir Deli Anne, kalmanin sahip olmanin guzelligine dair falan. Ama musadenle ben yaziyi cok sevdim. Sadece onu soyleyecegim bu sefer. Cok guzel anlatmissin cok! Sanirim nerede yasadigi belli olmayan bir insan olarak ben de senin okuduklarini sindirsem iyi olacak.
Eline saglik bayildim yaziya
vay be!

ps: ama yine de yerlesik duzen de guzeldir degil mi :)

bozbek dedi ki...

Bende kaçsam gitsem, valizinin bir köşesine beni de sığdırsan... Mesela ılık bir ilkbhar sabahına başka bir şehirde, o şehrin kendine has kokusuyla uyansak....

Sütobur dedi ki...

Delicim gitsen de kalsan da, sen o akil degirmeninin arasina ögütecek bisey koymazsan( is -dosyalar-yetisecek projeler-falan filan) hep kendi kendini ögüteceksin ...Sen evde oturup cocuk bakmak icin fazla zeki ,fazla dolusun bitanem...ha mükemmel cocuk yetistiriyosun orasi ayri ,ama senin gibi piril piril düsünen ve de bunu yine pürüzsüz yazabilen bir yetenek eve tikilinca ,böyle buhranlar gelir elbet...
en ufak bir iltifat yok yazdiklarimda ..gercekler böyle..yalanim varsa kazayla 3.ye gebe kalayim...o kadar ciddiyim yani...öperim ..

İkiz Annesi dedi ki...

Bu aralar aklımdan geçeni okuş gibi yazmışsın bazen öyle daralıyorum ki bir gitme sevdası düşüyor içime.Sanki çıkıp gitsem normale döneceğim her şey normale dönecek...

Recep Altun dedi ki...

Merhabalar,

Kurallar, kanunlar, ananeler, töreler, bizim gibi insanları sıkar. Bizler bir yere ait olmaktan ve bir yere çakılıp kalmaktan sıkılırız. Hele bir de bu çakılı kaldığımız yerlerde sorunlar ve sıkıntılar varsa, firar etmek için tam zamanıdır.

Sade bir yaşamın peşindeyim. İnşallah birgün arzuladığımız bu mekanı keşfeder ve kalan ömrümüzü oralarda sağlıklı ve huzurlu bir şekilde tamamlarız.

En Güzel'e emanet olun ve sağlıcakla kalın.

Deli Anne dedi ki...

Baykuş gözüyle: J.Binoche filmleri de öyle çok ki.. bahsettiğiniz filmi biliyorum ama izleyemedikelrimden o da.. dikkate almalıyım :) teşekkürler bilgi için.. sevgiler.

Minem:)

Ada ve Deniz: hem ne yenileniriz:)

Küçük Mucizem: aman biz bu kafayla, daha doğrusu ben, ordan da sıkılırım.. içie metropol karmaşası girmiş bir kere, nereye gitsem bu keşmekeşliği de özlüyorum çünkü..

Betülüm: Ben çikolata çok severim ama nedense çok gfazla görünce de midem bulanır.. Bu filmde de öyle hissetmiştm..

Unknown dedi ki...

gitmek,bana biçilen yada benim biçimlendirdiğim hayatın ortasındadır hep.En sıkıştığımda fiile dökeceğim anda ayağıma takılan zincirle(çocuk-aile-sevdiğin adam " maddi şeyler değil"engellendiğm)sendeleyip hop oturuyorum yere.
bir iki hüngür şangır ağlama .ohh rahatladım diyorum(ama bu sefer kendimi rahatltıyorum:) -seni değil )yada kalmak için sebep sıralıyorum sıralıyorum ki yaşadığım ana dahil olabilmek adına.yoksa hep gidecekmişim gibi savsaklıyorum bulunduğum hayatı.buda ömrümden calıyor be delim

Deli Anne dedi ki...

Gülçinim: :) Senin de gönlüne sağlık canım.. Biz senle körlerle sağırlar birbirini ağırlar misali.. sen beni övüyorsun ben seni ahaha.. Benzeşiyoruz ya ondan seviyoruz aslında..

Sen şimdi yerleşik düzene geçsen bu sefer seferi olmayı özlersin.. Bana yerleşik düzen 1 sene çok iyi geliyor.. 2 sene çok fazla geliyor.. öyle birşey işte:)

Bozbek:Off.. içim gitti.. Ilık br bahar sabahı ha.. yeni bir şehire uyanmak.. bayıldım..

Sütobur: Kimsin:) Karmaşığım sen misin? Ay öyle bir yazmışsın ki öpeceğim alnından, elelrinden. De bana kimsin:)

Deli Anne dedi ki...

İkiz Annem: Ben şu sıra külliyen gitmekten dem vuruyorum ama anladım ki kısa kısa, kesik kesik gitmeler değil derdim:)

Yaz Blogcu: Merhaba, hoşgeldiniz.
Ne güzel yazmışsınız, doya doya okudum. İnşaallah diyorum ben de duanıza.. Ve siz de En güzel'e emanet olun, sevgiler.

Sezom: söyle terapistim:) Bu sefer kendini terapiye almışsın bak :) öpüyorum canım.

Unknown dedi ki...

arada gidiyor gibi yapıp ruhunu mu kandırsan acaba ? Arada gidiyor gibi yapıp Haydarpaşa yı mı solusan acaba ? Kalsan bile gitme egzersizleri ile yörüklüğünü mu sustursan acep , bilemedim.Vardır bir çıkar yolun , sen elbet bulursun arkadaşım.Arada ruhun gıdasını da vermek lazım..Onlarsız olmuyor :)

Nihal M. dedi ki...

çok güzel filmdir çok bi güzel...
başka bir yazında daha duymuştun sen o uğultuyu zaman zaman yokluyor desene???
gitmek çoğu zaman iyi gelir biz gibi bedenlere ama çocuklar için de travmadır diye düşünürüm hep :((
o yüzden biz de gidemeyecek gibiyiz yüklücene çoğalıp buralarda konaklayacağız zaman zaman valiz açıp kapatacağız ...
çikolata yedim yedim bitirdim hiç bir zaman o filmin üstüne yenmiş çikolatanın tadını başka bir zamanda bulamadım...

Defne Soysal dedi ki...

Çikolata filmini ben de çok beğenirim.Uğultulu tepeler Emili bronte kitabı değilmiydi.Filmini de izlemiştim sanki. Yazdıklarınızı okudum.Zaman zaman yaşadığı hayattan, fazla sorumluluktan bunalıp değiştirmek isteriz yaşamımızı. Omuzlarımızdaki sorumluluk ne kadar fazlaysa, özgür olma isteği daha ağır basar. Oysa siz özgürlüğü kafanızda yaratamazsanız, mekan değiştirmek hiçbir işe yaramaz. Gerçekte özgür olmayı, insan olarak doğmanın getirdiği bütün genel yargıları yeniden yargılayan, kalıplardan, inançlardan ve benzeri düşünceleri savunanlara başkaldırabilmeyi ve onları yıkma yürekliliğini gösterebilen insanların elde edebileceği bir güç olarak düşünüyorum ben. Çünkü benim anladığım anlamda özgürlük yer değiştirmek değil, beyinlerdeki örümcek ağlarından kurtulabilmektir. Sevgiyle DS

Mehlika Yıldırım dedi ki...

sevdiğim filimlerdendir kendisi, ahh ah gitmek, ben de hep sanki ne zaman istesem bagajında hazır bavulla, ruhumu dinlendirecek müzikleri ile bir arabanın her an elimin altında olduğunu ve ne zaman istersem atlayıp yol nereye giderse ben de oraya gidip ruhumu kafamı rahatlatabileceğimi sanırım, ama hayat ama gerçekler...

Burcu dedi ki...

Şahsen ben hiçbir yere gitmem ne gidecem bana ne.. Benden gitmek isteyenler gitsin!! :)

Mrsgul dedi ki...

Ben her zaman ailemden uzakta yasadim bisekilde. simdi ben lodnra'da onalr turkiyede. Uzaktan ozlemeyi ve uzaktan sevmeyi seviyorum ben. Iliskilerimde de insanlarla hep mesafe vardir bisekilde. Ben koymam aslinda kendiliginden gelisir oylece.Uzun sure ayni insana ve ayni mekana katlanamadim gitti nedense. Bogar beni kalabalik insan topluluklari, fazla temasli, dokunmatik arkadasliklar, iliskiler..ne bileyim ben boyleyim iste. Nedense senin yazindan ben bunlari cikardim. Cikolata filmini de cok severim, kendime yasadiklarima benzetirim..Bak ben de simdi 6 senedir sabitim oturuyorum totomun ustune :))

elifinmutfagi dedi ki...

deli annem;
bundan 3 yıl önce 3 bavulla bakü'ye yerleştim,2 yıl sonra 3 bavulla geldim.yakın zamanda 3 bavulla Almaata'ya yerleşme ihtimalim var,ve inan bende bundan yoruldum.tr'de birşey alacagım,eşya alıcagım,düzen kuracagım,ya gidersem?

gittiğim ülkelerde de daha büyük sorun,mobilyalı evleri adam etme,"yuva" haline getirme çabaları beni daha çok yoruyor...ama yinede seni anlıyorum...

hep deriz ya,kıvırcık saçlı düz saçlıyı kıskanır,düz saçlı kıvırcık olanı:))o hesap...

resimli günlük dedi ki...

Ah anlıyorum seni canım.Ama gittiğin her yere kendini de götüreceksin,kafandakileri de,kalbindekileri de...Zaten bildiğin bir şeydir,ben de aslında önceden biliyordum ama geçen okuduğumda yine çok etkilendim.Dur sana da yazayım."Tüm nimetleri bu dünyada mı bitireceksiniz?" Ah dedim sürekli huzur,mutluluk bilmemne peşinde olan ben,niye sürekli huzurlu olmak zorundasın ki?Allah'ın sevgilisi bile Allah için çalışırken ne sıkıntılar yaşamış.Senin ayrıcalığın ne ki,hiç sıkıntı çekmeyeyim istiyorsun?Lafı uzatmayayım,sen beni anlamışsındır ;)

Kusura bakma Mümineciğim ya,buraya yorum yazmaya diye geliyor kendi halimi,sıkıntılarımı anlatıp anlatıp gidiyorum.Bir şey var sende,benim gibi ketum birini bile çözüveren bir tılsım.
özlem

deren dedi ki...

bu arada elifinmutfagi:deren ;)))

ilknur malcı dedi ki...

hmmm...
bende hiç böyle olmadım.hiç farklı bir şehirde yaşamadım hayalini bile kurmadım.eşyalarımı da çok seviyorum.sevmediklerimi atıyorum. bende insanları sevemedim hayatımdaki müsfetteleri sevemedim :((( paket yapıp bir yerlere postalanabilseler keşke

büşra dedi ki...

ne izlesek ne izlesek derken, seni okuyunca chocolat seyredelim dedik.Ne de güzel filmmiş ..

gülay dedi ki...

O var yok dinlemez gitme isteği benim de aklımı çeliyor bir kaç zamandır.
Hayali bile huzur veriyor desem anlarsın ne hissettiğimi;)

denizanasi dedi ki...

her sene bir kere ben de gitmek isterim. nereye. neden. nasıl sorularını düşünmeden.. yapar mıyım.. yok.. yine otururum k..çımın üstüne...

MAVİANNE dedi ki...

Huzursuzluğunu belki de yine yüzünü şöyle bir yıkayınca atıvereceksin,
Belki de bir süre bu durum devam edecek
her ne ise başımıza gelen daha sonra feraha çıkınca halimize şükretmek için diye düşünürüm ben

annelerde olur haliyle bu huzursuzluk
geçici olması güzel
anormal de olmalı arada insan
hep süper anne olmak yoruyor bizleri

sevgilerimi gönderiyorum sana

sevilay dedi ki...

Gitmek; edkiden çok kullanırdım yani çok eskiden.Ailemden ayrıldığım ilk gün anladım ki gitmek bir işe yaramıyormuş benim için.
Şimdi tek bir gitmek var sıkıldığımda orayı düşlüyorum.İnş düşlediğim gibi yaşarım orda.Tüm insanların kaçınılmaz sonunun olduğu yerde.
Özlemişim canım seni.

Deli Anne dedi ki...

İlknur'um: ahhaha ilahi! kandırayım kendimi diyorsun.. yutar mıyım acep? Yutarım belki de kafam çok dolu bugünlerde ne de olsa:)

Nihal'im: Gelip yokluyor o uğultu sık sık beni canım arkadaşım..

Ben de bazen bu gitme isteklerimin ve gerçekleşince bunlar; çocuğa haksızlık olduğunu düşünürüm.. Ama sonra dedim ki göçebe yaşamak fena da bir şeyd eğil aslında. Çok tamah etmez o zaman eşyaya, mala belki de.. Bırakıp gitme alışkanlığı kazanmış olur.. Yanındaklerin kıymetini bilir.. ama şu da bir gerçek ki çocuklar tekdüzeliği seviyor.. travma da mümkün.. bilmiyorum.. karışığımçok

Defne: Klasiktir bilirim nereye gitsen kendini götürürsün, nereye gitsen hep aynısın.. lakin benim derdim biraz daha başka.. kaçmak değil.. eşyadan, stabil, steril, sabit olmaktan kaçınma.. ben kendimi biliyorum çok kalınca herşeyim tastamam olsun isterim.. ama gönlüm bundan rahatsız.. o yüzden bırakıp gidebilme hürlüğüm olsun istiyorum ve bunun benim için en iy yolu devamlı göçebe olmak.

Sevgiler size de:)


Mekilam: imkan varsa gitmeli, zorlamalı kapıları bence.. bak ittiriyorum ben.. ımghhh ıghhh:)

Deli Anne dedi ki...

Burcu: sen kalmayı seçenlerdensin demek ki, diyorum ya fıtrat meselesi:)

Banurose: o ruh hali ile 6 senedir oturuyorsan şahane arkadaşım :) Sanırım bebek geldikten bir süre sonra uğultular çalınır senin de kulağına.. ben en çok o zamanlar değişim istedim çünkü:)

Elif'in mutfağı: ahaha aynı benim misal:) bir yere tam yerleşmeyince, şunu alayım dersin sonra aman ya gidersem, deyip boşlarsın.. konforsuz bir yaşamın olur haliyle.. hep iğreti.. aslında zor gibi gelse de o kadar da lükse alışmamak iyi be canım..

Özlemim: Özlemim aslında biraz da o sebepten gitmeyi istemelerim. Yoksa benimd erdim sıkıntım var kaçayım kusursuzluğu, müthiş uyumu, müthiş huzuru bulayım dedğil.. belki yazdıklarımdan yanlış anlaşılmaya sebep oldum, iyi ifade edemedim.. Ama bence devamlı gidebilmek zaten rahatı kaçıran birşey.. rahatsız bir durumdur hayatı ayakta geçirmek zira. Ben diyorum ki, kendimi biliyorum, yerleştikçe biriktiyorum öte beriyi, aynı zamanda daha daha istiyorum.. ama istiyorum ki ben bunlardan vazgeçeyim.. bir çırpıda.. o yüzden -benim için- en iyi çözüm gitmek, gitme ihtimali ile yaşamak daha doğrusu:)

Bu arada teesseüf ederim ağlama duvarı yaptın bloğumu ahaha

öperim Özlemim.. benim için o kadar iyi ki bu gelmelerin.. yorumlara cevap yazdıkça, okudukça ufkum genişliyor, kendimi iyi hissediyorum emin ol.. Ben derman aramak için yazmıyorum zaten.. paylaşıyorum.. sen de paylaşıyorsun.. bundan ötesi var mı:)

Deli Anne dedi ki...

Deren:)

İlknur: sen yerleşmeyi seven insanlardansın demek ki, Burcu gibi.. dedim ya yaradılış meselesi.. zaten herkes gitmeyi arzulasa nolurdu dünya:)

Büşra: ohh, iyi olmuş:)

Gülay: Anladım inan.. ben bazen şu halimle ne hayallere dalıyorum bilsen :)

Denizanasi: kimi zaman Gülay'ın dediği gibi hayaller yeter, kimi zaman yetmez gidersin gerçekten.. belki vakti gelmemiştir sadece..

Deli Anne dedi ki...

Mavianne: bazen yüzü yıkayınca geçer, bazen diretir huzursuzluk.. ama devamlı sürmez zzaten.. :)

Sevgiler.

Sevilayım: ben de özledim seni be canım.. ve inşaallah düşlediğin yere gidersin, gitmekle kalmaz yaşarsın da.. öperim

Sevdiye dedi ki...

Gittiğin her yere kendinide götürüyorsun...çakılıp kalmış olma fikri huzursuz ediyor insanı,istediğini yapamıyor olmak sanırım.En azından Ben'de öyle,bir şeyi yapmamam için "yap" denmesi yeterli öyle bir muhalif bünye benim ki:) bu sebepten arada uzaklaşmak iyi geliyor,iyidir iyidir...

OZLEM ANNE dedi ki...

sunun surasi yaza ne kaldi.. hersabah gunesle uyanacagimiz sicacik gunler cok yakinda annecim... canini sikan, seni daraltan, belirsizlik icinde olan... ruhunu ve kafani ferahlatacak hersey,insallah yazla birlikte cozum bulacak....:)optum.

Kiraz Çekirdeği dedi ki...

Deli anne'cim; Bırak çocukları bana hadi git şöyle doya doya gez her yeri, sırtında bir çanta, istemezsen onu da alma... Yürünecek yolları olsun, durulacak durakları... Saati belli olmayan otobüsleri... Bol bol gez dön sonra olur mu? Ufaklıkla evet de Bilim Selim'le çok uzun süre yapamam, sürekli hatalarımı bulur mükemmelliyetçi bakış açısı ile... Zorlanırım, çabucak git çabucak dön...:)

neselihaller dedi ki...

sana da mı gitmeklik bastı...bana da gelir o hal sık sık...biraz bekleyince geçer sanırım ama geçmez işte kolay kolay...

Unknown dedi ki...

bende birakabilir miyim :) Hemende maydonoz oldum konuya :))

Kıllanan Anne dedi ki...

Kıllandığın an basıp gidicen!

mesed hanım. dedi ki...

İnsan bir müddet huzursuz olduğunu hissedince gelecek güzel günlerin hayalini kurabiliyor.
Ama huzurlu olunca da bekleyeceği başka bir şey olmuyor.

böyle, tuhaf...

Deli Anne dedi ki...

Sedo Kız: O pek muhalif bünyeden bende de var ne yazık ki.

Hem Tebdil-i mekanda ferahlık vardır, değil mi mirim:)

Özlemim: Yazlıkta olunca, ferah ortamda yaz ne güzel değil mi? Ama binaya tıkılı kalınca ı-ıh... Ama güzel düşünelim, güzel olsun değil mi? Güzel günler göreceğiz çocuklar diyelim, inşaallah!

Kirazım, canım... Öyle bir samimiyetle yazmışsın ki bir an hayaller aleminde bir yolculuğa çıktım bile.. pür telaş olsa da geniş caddeler, ferah duraklar, ılık bir hava, küçük ir çanta .. ım pek gzeldi..:)

Gülçin'im: sen gidiyorsun da kesmiyor demek:)

Deli Anne dedi ki...

Gülom: ben topluca gidelim diyorum zaten , küliyen bir gidiş.. öyle ben gideyim kısmı gerçekçi gelmeyince iyi hissettirmiyor:)

Kıllanan anne:)mümkün olsa keşke!

La luna bir yer: bu dünyada aranıp da bulunamyaan ve boş yere araan şey: rahat demiş ya büyüklerden biri (aslında cümle böyle değildi, sözün sahibi kimdi ondan da emin değilim.. ne ayıp!)

o misal üzre halimiz!

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Sol göğsümün tam üzerinde hani kalp mi ne vardır orada bir devenin ayağı var sanki günlerdir, ee yetti tabi huzur dedim, devamlı huzur hali diye bir şey elbet yok ama bari biraz sürekli oluvereydi. Sebebin ne desen belki bir dolu şey belki de hiç bir şey.offffff boşver işte deli annem yalnız değilsin yine bil yeter.

ONLARUYURKEN dedi ki...

hayırlı sabahlar süper anne, burdaydım her bir cümleni okudum.
"Tek tek peşime takılanları zor ayırdetmek. Soruna köklü bir çözüm gerek."
cümlene takılı kalıp gidiyorum.
sen ve sevdiklerin allaha emanet ol

zuzuların annesi dedi ki...

Sevgili Mümine'cim,ah be güzelim ne olacak bizim bu sıkıntılarımız?
Yürek darlıklarımız?
Tipik bir;'GİDELİM BURALARDAN DAYANAMIYORUM'sendromu yaşadığın ve benim çok yakinen tanıdığım!:(
Yine nasıl güzel kurmuşsun cümleleride yine nasıl acıtan köşesinden yakaladın yüreğimi haberin yok...Ve bilir misin
aslında gitmekten ziyade gidecek yerinin olmaması daha acıdır insanın:(
Seviyorum seni deli kadın,sevmeye gerek duymadan seviyorum hem de.
Çekmeceleri düzenlemeye geleyim mi?Birlikte kapatabiliriz belki?

bilge ve annesi dedi ki...

Dün kanalların birinde gördüm Çikolata filmini, defalarca seyretmişliğim var, dün görünce aklıma sen geldin, Deli Hatun seni, çınladı mı kulakların?

Oglak Kizlari dedi ki...

Mümine,

Sen hiç Buket Uzuner okudunmu?? Bir göz at kitaplarına. Seni memnun edecek gibi gözüküyor. Ben çok severim Uzunerin kitaplarını.

Bilgili anne Çiğdem

Unknown dedi ki...

bunu yayınlamasanda olur
öncelikle kandilin mübarek olsun

sonra sevgilier günü kutlu olsun

sonra niye yazı yok bugün 4. gün

bakıyorum fıldır fıldır geziyorsun
geziyorsun deyince sanki bir mahallede oturuyoruzda her evin penceresi açık ordan geçerken kimle oturmuş sohbet ediyorsun görmüşüm gibi geliyor.
gerçi banada uğradın bir kutlama için ama özlettin kendini,uzatma arayı.çocuklarda birşey yoktur umarım ve de öperim
sevgiler arkadaşım
hani bir kaç gün terapiye gelmedinde iyimisin diye yoklayım dedim:)

dilek dedi ki...

gitmiş olamazsın dimi?????? Nerelerdesin? İyimisin?

Deli Anne dedi ki...

Asayiş Berkemal! Kendi bloguma yazasım yok sadece.. Komşularda gezesim var çok.. Serserilik, zevzeklik yapasım var bolca..

Ebru dedi ki...

Yap yap bu günlerde ben de bol bol zevzeklik yapıyorum iyi geliyor:)
Kandilin mübarek olsun canım.

Sitare dedi ki...

dayanamadım ben de geldim tekkeye:)ee naber ,ne var ne çok:)
sevgili zamazingosunu salla kandilin kutlarım daha ziyade:)öperim şekerim.

Adsız dedi ki...

Kandilin mübarek olsun deli anne:)

Peri dedi ki...

ben de soracaktım nerelerdesin diye :)) fazla açma sen arayı deli annem, hevesle bekleyen okuyucuların var :)

yaruze... dedi ki...

Valla bende merak ettim seni,evine ziyarete gideyim dedim,vardır mutlaka bir haber.
İyisindir umarım.Selim'le Kerim'de tabi.Aman iyi olun haa.Merakta bırakmayın.
Senden mahrum bırakma bizi huuuuu delişim...
Kandilin mübarek olsun bu arada.
Öperim çooookkk

nihalasli dedi ki...

Ne guzel bir kul'sun sen o zaman ..

Ayla dedi ki...

Neyse asayiş berkemal yazmışsın:)5.gün olmuş yazmayalı sadece merak etmiştim

Zeugma dedi ki...

Hey, nereye gideceksin bea!
Otur oturduğun yerde..
Şu yazdıkların dönem dönem herkesin başına gelir. Baharın etkileri sende erken başlamış da olabilir...
Öneri olarak:
-Ne yap et günde 1 saat yürüyüş yapmaya çalış..
-Relax bitki çayları iç...
-En hafifinden klasik müzik dinle...
-Bulduğun boşluklarda mizah dergileri, komedi filmleri falan izlemeye çalış..

Daha bir sürü var böyle..
Velhasıl..Üstüne üstüne git bu duygunun... Ok?

Gulcin dedi ki...

Deli Anne,

evet sanirim meraklaniyorum biraz. Ama iyi oldugunuzu okumak guzel. Gez dolas gel, gorduklerini yaz o zaman sen bize.

Sevgiler sana ve miniklere...

Sitare dedi ki...

sen insanı çatlatırsın.hala mı uğulduyor tepeler:))
yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlaarrrr
hatta bin milyon merdivenli evler hiçç yapmaaasınlaaarr:))

Nil dedi ki...

Dünden beri bekliyorum bekliyorum post yok. hayırdır inşallah dedim ve geldim. Meğer deli annemin canı yazmak istemiyormuş. Neyse tek derdin bu olsun arkadaşım. yoksa başka türlü şeyler düşünmeye başlamıştım.Arayı açma ama olur mu? Çok özletme kendini. Öptüm muck muck

Deli Anne dedi ki...

Sinem'im: Bildim, bildim ben o hali.. pek iyi bildim hem de..

Onlar uyurken: Çok seviyorum yorumlarını.. samimi ve gerektiği kadar.. fazlası yok.. yoksa da birşey okudum gidiyorum diyecek kadar öz! Sizler de Allah'a emanet olun!

Banu'm: Ah çekmece dedin bak, sıkıntı bastı içimi.. İyisi mi sen gel çekmeceleri düzenleyelim, sonra ben geleyim senin güneşli yeşil bahçende dinleneyim. Dur ama ayıp oldu böylesi şimdi:)

Bilge ve annesi: Çınlasa da Selim ve Kerim'in çığırtkanlıklarından duymamışımdır:)

Çiğdem: okumadım sanırım canım ya!

Deli Anne dedi ki...

Sezom: ahaha niye yayınlamayayım a canım:) öperm.

Dilek:) Gitmedim, yalnız imkan olsa -Ya Allah- deyip gidermişim onu gördüm:)

Ebrum: canım senin de geçmiş kandilin kutlu olsun. Pek iyi geldi ayrıca zevzeklik bana.. tazelendim bak:)

Sevgim: Ah canım ne tekke ne tekke:) tekke sahibinin kendine bir damla hayrı yokken.. üstelik onu bunu bunaltırken:) Senin de kandilin kutlu olsun bir kez daha.. öperim ben de..

Pluie: Geçmiş kandiliniz kutlu olsun sizin de efenim.. hayırlara vesile olsun..

Peri:) çok teşekür ederim.. bu yorumun da manası kalmadı son posttan sonra lakin içim rahat etmiyor gene de..

Deli Anne dedi ki...

Gönülüm: çok manalı değil dediğim gibi bugün bu yorum gene de yazmadan edemiyorum cevap.. Şükürler olsun sorun yok.. Geçmiş kandilin kutlu olsun canım arkadaşım.. öperim ben de..

Nihalim aslım: he heyt! keşke ...

Aylam: öperim:)

Zeugma: çok güzel müzikler buldum dinledim bu dönemde.. işe yaradı sahiden.. lakin yürüyüş çok çok iyi bana.. yapmam gerek de nasıl?

Sevgiler:)

Gülçinim: yettim yettim gayri:)

Sevgim: yettim yettim gayri diyorum sana da canım arkadaşım..

Küçük Mucizem: yazasım yok derken yazamıyordum sahiden.. öperim çok

Adsız dedi ki...

Gitmek isteyipte şahlanan o yan, gidemediğinde bedeni ruha dar getirtir.

O tuhaf huzursuzluğun bir an önce geçmesi dileği ile...

Muhabbetle.

didem dedi ki...

Yok yalniz degilsin. Dedigin gibi kipir kipir olma, yerinde duramama hali bende de olur. Kaynarim yani:)
Sen bayagi bir ozgurlugune duskunsun. Burcun ne? Yay mi?
Yine hislerini cok guzel ifade etmissin. Uslubuna bayiliyorum.

Deli Anne dedi ki...

K.C.S: amin amin.. sevgiler size de:)

Didem'im: Ah arkadaşım yay ya.. yani sanırım.. bizim doğum günleri şüpheli de.. ama tipik yay özellikleri vardır bende.. Ve sen de kıpır kıpırsın bak yarışların birini bitiriyor bir diğerine başlıyorsun:)

sevgiler