4 Kasım 2010 Perşembe

Gidelim Buralardan!

Birbiri ardına, fotokopiyle çoğaltılmış izlenimi veren günlerin tekrarından, sabaha uyanmanın  ferahlığını atlayıp, karanlık duygulara kapılmaktan, acziyet içinde kahvaltı hazırlamaktan,  şükürden ziyade şikayete odaklanmaktan, ve bunun getirdiği  alçalmışlıktan, bir dolup bir boşalmaktan, kendime saydırmaktan, ahmaklığımdan, günleri hep geçecek edasıyla hoyratça harcamaktan,  çığrından çıkmaktan, çocukları harcamaktan, hemen arkasından büyük bir utançla pişman olmaktan, sıkıntıdan abuk sabuk onlarca şeyi mideye doldurmaktan, yetmezmiş gibi pastalara saldırmaktan, bunun verdiği derin vicdan azabından, hem beklentiyle yaşayıp, hem giden günlere ağlamaktan, velhasılı kelam arabesk yavşaklığı(!) gibi kendi yavşaklığımdan usandım ve çok yoruldum fazlasıyla. Herşeyi eski ve kirli bir elbise gibi çıkarıp, hatta mümkünse kiloları da aynı şekilde, olduğu yerde bırakıp, ters yüz olsun isterse, bırakıp gidesim var. Asla ve kat'a valiz toplama,  onu bunu der top etme derdiyle uğraşmadan, ardıma bakmadan, dörtnala kaçasım var hem de.  Çocukları da sığdırıp karpuz gibi koltukaltıma kaçtıkça kaçasım var. Bittabi  yeni, ak pak, parlak bir elbise edinesim var  bu kaçış sırasında.


Petersburg'dan döneli 1,5 yıl kadar oldu. Eski evi içindeki eşyalarla aynen bırakıp, yeni eve geçtik. Alt kata. Yeni evde hiç hazzetmediğim boya, badana, usta dertleri bitti. Uzun uğraşlar sonucunda tüm eşyalar yeni gelin çeyizi gibi döşendi. Ancaaak; o zaman önemsiz gözüken şeyler şimdi 2.bebekle hayati önem arz etmeye başladı. Evin asansörsüz oluşu, site içinde olmayışı, ön tarafa bakmaması, benim aydınlık ev hasretimle uzaktan bile ilgisinin olmaması, Selim'i okul servisine bebekle ve merdivenle indirip bindirme sıkıntıları, bir de evin önüne kurulan çarşamba pazarı ile işin daha da zorlaşması vs derken evden taşınma ihtiyacı doğdu.  Ev aramak, hatta önce semt aramak, ev bulmak, bakım yaptırmak, koltukların beyazından bir an önce kurtulmak, taşınmak, yerleşmek, Selim'e okul ayarlamak çok güç geliyor bana. Hele ki bu deli ve azgın zamanlarda. İlter'e sorsan "Neyi bu kadar düşünüyorsun, evden eve nakliyata vereceğiz, olup bitecek! Ben bir günde taşırım evi, sen dert etme!", ah erkekler yok mu, herşey ne de kolay onlar için.. Ve ah biz kadınlar, ne de zor herşey bizim için.. Detayları düşünmekten hasta edebiliyoruz kendimizi. Şimdi Kaçak Ruhum oturup da bu dertlerle uğraşmak istemiyor, ne ki daha günlük ihtiyaçlarımı bile gidermekten acizken. Kaç git diyor, bir bez parçası bile saklamadan kendine, al günlük çantanı çık git diyor. Ve bu yönde çalışmaya sevk ediyor beni.. Chocolate filmindeki gibi gitme vaktini bildiren rüzgarın uğultusunu duyuyorum bir süredir zaten. De hadi kalk ruhum, gidelim buralardan Takılalım bir deli rüzgarın peşine, nerde akşam orda sabah.. Zaten sen Deli anne, anca ruhunla gidersin buralardan, gerisi yalan.



foto:devianart

52 yorum:

Nihan dedi ki...

canım benim,sen bana gel.iki kahve içeriz.konuşuruz.güleriz
sıkma canını bu dönemler geçecek hep.sık dişini azıcık.dişleri çok sıkıyor olsak da boşver takma.ferahlıklar dilerim:))

ece ve annesi dedi ki...

taşınmak çok iyi gelecek diye düşünüyorum...
ev çok önemli, insanın psikolojisini etkiliyor...

ben de son zamanlarda evden acayip soğudum,
taşınmalı diye diye, benimkisi istanbuldan taşınmalı fikri... bekliyor...

sevgiler...

öznur-ata dedi ki...

canım benim yaaa...siz kaçıp gelin buraya..misafirim olun..cidden..biraz kafa dinleriz sıpalar uyurken :)))soraa düşünürsün hayatın getirdiklerini..ya da düşünürüz birlikte ...

Filiz dedi ki...

Gerçekten zor zamanlar ama alıp başını, kaçıp gidemiyor anneler, erkekler ne varki taşınmakta derler ama biz biliriz neyin içinde neler var, nerelerden neler çıkar birde oğlunuzun okul işi bana görede en zoru bu allah kolaylık versin size,sabırlar diliyorum sevgiler...

Unknown dedi ki...

1.paragraf bana çok ama çok tanıdık,arada girip girip pasifloralara sığındığım zamanlarımı anımsattı.
Kolaylıklar,sevgiler kocaman :)

Fatma dedi ki...

Kolaylıklar dilerim. Kaçmak isteriz ama kaçmayız, kaçamayız.

Deli Anne dedi ki...

Nihan ve Öznur teşekkür ederim bu deliyi evinize konuk etme konusunda gösterdiğiniz cesaret için:) Hiç düşünmez misiniz, delidir ne yapsa yeridir, aman neme lazım, gelmesin hatta öte gitsin diye:) şaka bir yana sağolun varolun arkadaşlar.

Ben biraz sıkıntı dozu yüksek günler geçiriyorum galiba, her neyse benim tarafımdan da abartılıyor gibi geliyor bana.. sanırım hormonlarım da büyük katkı sağlıyor buna.. Bir iyi bir kötü arasında salınıp duruyorum boyuna.. olan çocuklara oluyor işte.. koca gene iş gezisinde.. neyse inşallah önümüzdeki hafta biz de onunla olacağız.. en azından yemek, temizlik derdi olmayacak. Sevgiler.

Unknown dedi ki...

Canım,
Ben de paylaşmak istiyorum ödülümü seninle ,kabul edersen ?

New York'tan dedi ki...

Sonunu dusununce tasinma isi cazip gorunuyor senin acindan , ve seni anliyorum ben 6 sene icinde 4 ev degistirdim Ny'da bu evimden cok memnunum 5 senedir buradayim, yani insanin evinde huzur bulmasi cok onemli, Ailen yardima gelir insallah tasinma isini kolayca halledersin .

Nihal M. dedi ki...

yaşadıklarının analizini yapıyorsunya buna bayılıyorum... sorun şudur çözüm şu... çözüm kaçış bile olsa...
ama o filmden çıkıp durmaksızın çikolata yiyiyşim var benim...o uğultuyu durup dinlemekle geçiyor bir süre zaman hıı?? yanlış alarm deyip bekliyorsun...
sevgiler...istersen buralara kaç gel o kadar yavaş ki hayat adapte olmayanı dövüyorlar...

nihalasli dedi ki...

Canim oncelikle masallah diyorum cok yazabilitesi ve anlatabilitesi olan bir insansin:)blogu boylece hazirlamak kolay degildir.Ellerine saglik;)
Ikincisi ben sikinti durumlarinda shrekteki esek gibi derim:) "KAcalim gidelim dort nala heyyyyyy" :) tavsiye ederim cok rahatlatici.Kolay gelsin..

resimli günlük dedi ki...

Bu taşınma işine olumlu yönlerinden baksan bu kadar zor gelmez belki.Hani daha istediğin gibi,yaşaması daha kolay bir ev hayali mutlu ederken,taşınma esnasında düzenlediklerin,attıkların,temizlediklerin belki o yeni hayat özlemini bir parça gerçekleştirir.Gitme Chocolate'deki kadın gibi,lütfen...
özlem

Sanem dedi ki...

Nereye kaçıyoruz be deli annem. Nereye gidiyoruz? Ahh ne güzel olurdu. Şöyle bir süreliğine. Hey gidi hey!

coraline dedi ki...

cok guzel bir yazi olmus,bircok anne boyle hissediyor cogu zaman ama pek azi bunu boyle acikca yazabilir.yuzlesin boyle kendinizle,iii gelir

Deli Anne dedi ki...

Özgür; teşekkür ederim tekrar:)

New York'tan: zor be ya taşınmak dii mi? Biz de Selim dünyaya geldikten sonra önce boyuna kaynaştık hemd e ülkeler ve şehirler arası.. o kadar yıldım ki tatil için bile valiz toplamaktan çekiniyorum.

Nihal; Sizin oralar nereler hakkaten merak ettim? slow city mi bir nevi? :)

Nihaslasli; ahahaha o eşeğe bayılırım gerçi biraz fazla yüzsüz ama olsun :)

Özlemim; Son zamanlarda ordan oraya,burdan oraya gidip gelmekten zaten pek de kişisel bir şeyimiz yok evde.. anca bir kutu atılabilir şey çıkar.. ben bunalımda olabilirim zate.. yoksa taşınma benim için böyle büyüttüğüm bir şey değildi hiç ömrüm boyunca..

Sanem; ahaha oturuyoruz oturduğumuz yere, Secret yapacağım ben, buraya da yazacağım, çıkacağım bu kasvetten inşallah..

Coraline; acaba iyi mi gelir yoksa daha da dibe çeker mi? aslında yapılabilse olumlanmak çok daha iyidir, belki içindekileri dinlemeyip, itmek elinin tersiyle.. insan kendini çok dinleyince illa ki bunalacak bir şeyler bulur bence derinlerde..

sevgiler herkese.

İlknur dedi ki...

O kadar çok benzetiyorum ki seni bana yada beni sana :). Ve ben tüm bu şeyleri tek çocukla çalıştığım halde düşünüyordum. Taki bu fotoğraf kursuna başlayana kadar. Kafayı dağıtmalı azıcık dinlemeli insan kendini ama şartlar olgunlaşmadan olmuyor ki. Taşınmak zor iş seni biraz rahatlatabilirde veya kendini dahada kötü hissedebilirsinde. Biz yinede tebdili mekanda ferahlık vardır diyelim güneş alan bir ev içinide aydınlatır belki :))

Deli Anne dedi ki...

İlknurum haklısın bir şekilde 1 saatliğine bile olsa kendine ait bir şey yapmaya ihtiyaç var. ama işte dediğin gibi şartların da olgunlaşması lazım ve de benim hepten delirmemem lazım:) öperim

derbay dedi ki...

Ruhumuzu bile kaçıramayız ki biz. Hormonlarımız sağolsun, kaçarkende kaçtıklarımızı beraberimzde götürür iki vitrin gösterir getiririz...

sevdim yazılarınızı... sevgiler

Deli Anne dedi ki...

Derbay, hoşgeldin. "kaçarken kaçtıklarımızı da beraber götürür iki vitrin gösterir getiririz." kısmı nedense pek acıklı geldi bana.. sevgiler.

mine dedi ki...

başlığı okuyunca içimden kocaman bir HADİ ÇABUK dedim : ) biz de gitmek istiyoruz hayırlısıyla bu evden ama diyorum ya hayırlısıyla
günlük telaşlar için şükredip,hemen başlamak lazım işlere ne kadar çabuk biteceğine hayret ediyor bazen insan
sürekli şikayetle hiç yol alınmıyor çünkü, bozulan sinirlerse çabası : )
sevgiler, kolaylıklar

Ada Deniz dedi ki...

bence biz kadınlar zorlaştırıyoruz her şeyi. Sonuçta olacaksa olacak. Sıkınca kendimizi daha da büyüyor -çoğalıyor işler. Ben de öyleyimdir çünkü. Üç adım sonramı hesaplamak isterim. Hesaplarım bozulursa sinirlenirim. Çocukları sabah okula götürmeden önce bir kaç işimi halletmezsem sanki yetişmeyecek gibi sıkılırım. Oysa tüm gün benim.
Aslında erkekler gibi olmak bazende boşvermek lazım. Kafaları ne kadar dinç baksana.

fatoş dedi ki...

bu kadar yazıdan bu mu çıktı eleştirileri almayacağımı umarak :))
ne güzel bir filmi getirdin aklıma be deli anne, çok sağol. şimdi film müziklerini dinletiyorum ruhuma, akşam da gözlerim banyo yapacak ekran karşısında...

Ayla dedi ki...

Son dönemde aklımdan geçen tek kelime KAÇMAK. Artık onsuz olmuyor dediğim oğlumu alıpda bir süreliğine ama yani sadece sarj edene kadar arkama bile bakmadan ayaklarım totoma vura vura koşmak ve kaçmak istiyorum.Keşke hayat erkeklerin düşündüğü kadar basit olsa.

pinar dedi ki...

deli annem eger esinin isi hollanda taraflrina duserse bende gelirim yardima walla:)bence eger bulabilirsen site ici yada mustakil bi ev bul cok rhat edersin ins canim yaa cok zor iki cocukla inip cikmak:(

Deli Anne dedi ki...

Mine: ikimize de kolaylıklar o halde:)

Ada ve Deniz: çook haklısın.. küçücük şeyleri büyüte büyüte perişan ediyoruz kendimizi de ve haliyle etrafımızdakileri de.. olmuyor ki erkekler gibi de.. bazen evi bırakıyorum kendi haline, öyle ki tozlar uçuşuyor yerlerde, artık, pes eder, "hanım, hanım etraf pis hadi temizleyelim" der diye bekliyorum mmesela, bakıyorum umrunda değil, en fazla uçuşan tozu bir peçeteyle alıp yola devam... sonunda ben dayanamayıp girişiyorum gene. çook farklıyız çok.

Deli Anne dedi ki...

Lupinin annesi; ohh mis mis... yazının kasvetinden uzak bir yere dokunmuşsun ne güzel..

Ayla; senin yazdıklaırn büyük oranda benim de hissettiğim gibi bir kaçmak.. hatta ben öyle ki ülke değiştirmek istiyorum..
Sevgiler.

Deli Anne dedi ki...

Pınarım, canım; körlerle sağırlar brbirini ağırlar olurdu, sen yardıma gelsen:) oralara taşınırsak haber verrim sana gayri.. artık dönüşümlü gider geliriz yardıma birbirimze...olmadı çocukları tokuştururduk gezerdik beraber:)aman hayali bile güzel..

Janset Acar Akkoyun dedi ki...

Bence yeni evin hayalini kurmakla mesgul et kendini sadece...tasinmak oyle de boyle, stres olsan da olmasan da bir sekilde halloluyor sonucta. Cok guzel bir yere tasinacaksiniz, simdiki sikintini da hatirlamicaksin bile, soz ;))

Adsız dedi ki...

ev taşımak mı??? yok yok bence deli anne bu durumda kalkışma, biraz sık dişini... ama sıkarkende içini daraltma :)

meldi dedi ki...

Çocukluğumda yıllarca komşuluğun pek olmasıdığı insan ilişkilerinin zayıf olduğu bir yerde oturduk. Sonraları bir sebepten beylikduzu taraflarında bir site dairesinde oturdum ailemleir süre. Oranın sıcaklığı yıllardır aklımda. çocukların birbirine emanet edildiği. Hanımların günlerde toplanıp bir sürü değişik projelere imza attığı bir yerdi.(öğrencilere yardım, çocuklara kendi çaplarında yaz okulu,vs...) Kapıdan çıkar çıkmaz çam ağaçlarıyla karşılaşmak ayrı bir zevkti. Oranın tadı damağımda kaldı diyebilirim. Şu anda o taraflarda ev almak için uğraşıyoruz. bence ev ve çevresi önemli çok önemli...

neval dedi ki...

aman kardeş otur oturduğun yerde bir de taşınma telaşı çıkarma haşat olursun depresyon rüzgarları üfül üfül zaten

balböcükleri dedi ki...

kuzu kasma kendini.banada olur böle bazen.depresyonumla tatnınırım blog aleminde:)lahmacun bana iyi geliyor:)bol lahmacun üzerine tıka basa tatlı:)şimdi en sevdiğin şeyi yap.gerekirse çocukları birine bırak eşinle birlikte yanlız yapabileceğiniz bir şey yap ne bileyip romantik bir film izle vs vs.sonra hala kendini kötü hissediyosan katıla katıla ağla.bu kesinlikle iyi geliyor.ama bence sen bu bayramı bahane edip biyerlere tatile çık.buna benimde ihtiyacım var

Tuğra'nın Annesi Emine dedi ki...

Günlük çantanı da al bize gel, şöööylee uzun uzun oturalım konuşalım. Benimde ne çok ihtiyacım var bir bilsen :)

Adsız dedi ki...

ya kardeşim seni benden iyi anlayan olmaz herhalde sıkma gercekten bazen koltuga oturup hayal eder gercekte bu yaşadıklarım belkide hiç yaşanmıyor sen neden cıldırıyorsun belkide rüyadasın diye kendime telkin veririm.sende sakinleş lütfen bitecek birgün herşey güzel olacak sevgilerle canım benim.

Buse dedi ki...

"Neyi bu kadar düşünüyorsun, evden eve nakliyata vereceğiz, olup bitecek! Ben bir günde taşırım evi, sen dert etme!" Aynı sözler sevgili kocacım tarafından bu yaz başında bana da sarfedildi. Benim çıkardığım sonuç : Ay bu erkeklerin hepsi aynı!!!! Yalnız aramızda kalsın bence bazen çok haklı oluyorlar. Ne bu pireyi deve yapma hallerimiz :(

karmaşıksarmaşık dedi ki...

1 haftadir böbrek tasi nedeniyle, evin bütün düz duvarlarina ,("Exorcist" filmindeki kiz gibi) ,tirmanmaktayim...felsefeyi birak , gel yanima ,annesi uzakta ,zavalli, hasta arkadasina yardim et...öperim....

Banuca dedi ki...

Merhaba Deli Anne... Satırlarını okudukça yüzüme bir gülümseme geldi, hayatımın bilmem kaç keresinde herşeyi arkada bırakıp kaçma planları yaptığımı hatırlamaya çalıştım :)) Sorumluluklar ve hayat şartları önüme engeller çıkarttıysa da bu kaçmaları birkaç kere başardım... En sonunda dağa kaçtım :))Herşey sonunda olacağına varıyor çoğu zaman, iyisimi sen biraz akışına bırak...

Deli Anne dedi ki...

Janset, ne güzel bakış açın, pozitif şeyler düşündürtüyorsun.. gülümseme belirdi yüzümde ister istemez okurken.. sevgiler.

Bir annenin paylaşımları; çok zor iki şeyi bir araa istiyorsun:)

Meldi; öyle yerlere ihtiyacımız var tam da.. kalabalık, samimi komşuluk vs. ama merkeze yaklaştıkça uzaklaşıyor insanlar..

Neval; hem ne üfül üfül, üflü geçtim böğür böğür o rüzgarlar :)

Deli Anne dedi ki...

Serpil; ahahah lahmacun mu, bana tatlı iyi geliyor genelde ne yazı ki, çok lazımmış gibi:)

Emine; evine bir deli sokmak istediinden emin misin? :)

Selinkam; evet belki hepsi yalandır yaşadıklarımın, bunların hiçbiri yok, belki ben de yoğum... özledim selinkam.. gitme artık

Buse, biz fazla büyütüyoruz onlar da fazla küçültüyorlar sanki:)

Deli Anne dedi ki...

Ah karmaşığım vah sarmaşığım, keşke gelebilsem valla, bizi bizden gayrisi anlamaz asla.. de çok uzaktasın be canım ya, sana mail yazdım bu arada.

Banuca; En sonunda kaçmışsın ya, ne güzel.. hangi dağa kaçtın söyle de ben de yanındakine kaçiimm:)

NzN dedi ki...

biz 2 kişi bile ev taşı, usta-pasta işleri ile uğraş vs derken çıldırma noktasına geldik. adam evde zona döküyor misal...
2 çocukla insanın gözünde nasıl büyüyordur kim bilir? ama öyle ama böyle sonuçta geçiyor. hep bu kısma odaklanmak ve bıkmadan usanmadan milyon defa falan bile olsa tekrarlamak gerekiyor bunların geçeceğini...
ben kurtuluşu o yönde buldum ve rahatım. eksiklerim kaldı ama umrumda bile değil artık!! ama aynısını sevgilim yapamadı misal. zona bile döktü adam:)
sen sakın ha yapma kendine öyle şeyler :)
diyorum sana ver bebeleri 1-2 saatliğine bana sen at kendini sokaklara ama akşama gelmeyi unutma sakın ha!!

defne naz dedi ki...

Dönem dönem bana da oluyor. Alıp başımı gitmek istiyorum. Aslında evde bahane , işte bahane gitmek istediğim ben oluyorum. Ben, benden kaçmak istiyorum. Ama her zaman değişiklik iyi geliyor.
Ben senin için ortam değiştirmenin iyi olacağını düşünenlerdenim. Dış ortam iç huzur için gerçekten önemli. evet taşınmak zor iş ama geçici bir süreç bir kaç günde halledebilirsin.Sonunda istediğin gibi bir ortama kavuşursun. Ama aynı ortamda bulunarak kendine daha çok eziyet çektirirsin. Tabi bu benim fikrim. Kendin için en doğrudsunu her zaman yine kendin bilirsin. Hoşçakal.
Bu arada bizim buralar da çok güzel her yer site, temiz hava, sessiz sakin. Pendik - Uydukent bende beklerim.

Janset Acar Akkoyun dedi ki...

Yaa bi de ben senin her yorum yapana tek tek usenmeden cvp vermene hayran oldugumu belirtmeden gecemicem..ben de herkese cvp vermeye dikkat ediyorum genelde ama bana gelen yorum sayisi post basina sifirla bir arasi oldugu icin sayilmaz sanirim ;))
Helal olsun sana Deli Anne!!!

Deli Anne dedi ki...

NzN: oho ben de hemen ciltten infilak ederim zaten.. gene kaşıntılar, kızarıklıklar, sivilceler, peydahlanıyorlar birer birer.. bilmiyorum ben de nedeyim.. bakalım güzel düşünmeli çok, dediğin gibi taşınmanın bir ki öte adımını düşünmeli devamlı.. sevgiler..

Defne Naz: ne güzeldir oralarda siteler, muhabbet de vardır kimbilir komşular arasında, canım çekti valla.. amma velakin bize maslak civarı bir yerler gerek

Janset; :)

annesiningülü dedi ki...

düşüne düşüne büyütüyoruz herşeyi kafamızda :( ah biz kadınlar
gel bizim taraflara
beraber büyütürüz çocukları :D
hem bana bir deli gerekiyor... akıllılarla olmuyor :)

bilge ve annesi dedi ki...

Bugünlerde hissettiğim ama dillendirmediğim duygulardan bahsetmişsin, gel bana demeyeceğim ban ya da başkasına gitmekle geçecek bir şey değil biliyorum, mevsimdendir diyorum geçiştiriyorum. İçimde dallar yeşermek istiyor belki, çiçekler açmak istiyor.Ama aynaya bakınca kaktüs gibi hissediyorum tombik ve dikenli, bırak ilgi alakayı su bile istemeyen çoğu zaman. Ay ne dertliymişim değil mi. Noktayı koyuyor, sevgiler yolluyorum nasıl olsa geçer diye düşünüyorum.

Deli Anne dedi ki...

Bahar; sen de fena deilsin delilik konusunda:) nerde sizin taraflar, bu aralar önerilere çok açığım acziyetten :)

Bilge'nin annesi, sevgili hisdaşım, duygudaşım gel sarılalım birbirimize (çok geldi içimden) :)

annesiningülü dedi ki...

beylikdüzü desem. gelsen keşke :)

Adsız dedi ki...

keşke ben de şimdi,şuanda kaçıp gitsemmm...
erkekler için hayat ne kadar kolay,bazen inanamıyorum ne kadar rutin yaşıyorlar.. duygusuz hatta:))
ben de kaçmak istiyorum,oğlumu cebime sokup anahtarsız çekip kapıyı çıkmak.. ağlamak çareymiş gibi hep ağlamak.. nefret ediyorum hayattan:(

Deli Anne dedi ki...

Bahar; beylikdüzü, siteler, muhabbet, ferahlık hissi uyandırıyor bende.. Amma velakin işlere uzak.. insanın işinin oralarda olamsı şans bence.. keşke gelebilseydim.. Kah güler kah ağlaşırdık karşılıklı :)

Deli Anne dedi ki...

Sevgili Ayme'cim: "oğlumu cebime koyup, anahtarsız çıkmak" ne iyiymiş bu:) gene de nefret etmesek hayattan desem kendi adıma, kızmazsın inşallah..

Adsız dedi ki...

hiç kızar mıyım:)) ama hayatta hayat olsun sevdirsn kendini:)hayat bazen insanın içine içine bağırıyor ''ben iğrencim,seni üzerim,hırpalar,pataklar,yangınlara atarım '' diye.. o zamanlar nefret ediyorum ben de:)) keşke ben de bu kadr deli olmak yerine,güçlü olabilseydm..