22 Ekim 2010 Cuma

Dinozor Kralı

Ben10, Ben10 Alien Force, yetmedi Ben10 Mania, Bakugan, Secret Saturday, Hero 108 vs. gibi  birbirinden sevimsiz filmin ve bunların yarattığı çılgın dalganın önünde üstün bir direnç göstererek set kurmuştur Deli Anne bugüne dek. Deli bir anneden beklenmeyecek bir istikrarla üstelik. Ama şimdilerde ne ara ortaya çıktığını bilemediği öyle şiddetli bir dalgayla karşı karşıyadır ki, ona düşen şöyle sessizce bir kenara çekilmek ve hatta selamlamaktır bu dalgayı. Dinozor Kralı adlı çizgi filmdir bahsi geçen. 3 yaşından itibaren arabalarla, herkesçe bilinen hayvanlarla, alelade oyuncaklarla ilişiğini kesen ve dinozorlar, ejderler, timsahlar, köpekbalıkları ile yatıp kalkan Selim'e bu filmi yasaklamak eziyetin de eziyeti olur hem. Ve de çok güç elbette.

Zira bu film ortaya çıktığından beri her gün, şafak sökmeden daha, istisnasız şu ritüel gerçekleşir; 

Bekarlık günlerinde gibi gece 02:00 civarında yatağa giren ve son iki saatini Kerim'in debelenmesiyle, uyku ile uyanıklık arasında geçiren hem Deli, hem Budala Anne derinlerden birinin kendisine seslendiğini işitir,
- Anne... Anneeeee!! 
Deli Anne sesi duyar ama cevap verecek şuurda değildir henüz. Hatta şuursuzluğun dibindedir. Derken ses çoğalarak kulağına çalınır gene Deli Anne'nin.
- Anne... Anneeeee!! Dinozor Kralı... 
Deli Anne nispeten uyanışa geçmiştir. Ancak kelimelere hala çok uzaktır, dudaklarından sadece ünlemler dökülür;
- Hı, ha, ne?  
- Anne... Anneeeee!! Dinozor Kralı... Dinozor Kralı'nı kaçırdım mı? Yataktan zar zor doğrulan Deli Anne buğulu gözlerle saate bakar ve
- Hö! Selim, saat 6 daha, uyusana, çok var daha Dinozor Kralı'naaaghh!!! Nitekim Dinozor Kralı 08:30 da başlamaktadır. 
- Anne saate bakcam ben, bir de JoJo'ya, diyen Selim çoktan yatağından inmiş Tv-ye doğru yol almaktadır.

Selim'in bir daha uykuya geçemeyeceğini ve birşeylere dalmazsa kendisinin ve Kerim'in  burnundan getireceğini de çok iyi bilen Deli Anne "Bir şey tamamen kötü olamaz,  içinde illa ki iyi birşeyler de barındırır!" felsefesini uydurur uyku arasında ve kendini akladığını sanarak -tamam- der. Yarım yamalak uykuya geri dönmeye uğraşır. Ancak iç kıvranmaları devam eder ve bunlara cevap vermek mahiyetinde yeni uydurmalar yapar. İç konuşmalar baş gösterir derken. 

-Ne diye kıvranıyorsun, çocuk saati bile öğrendi bu vesileyle.
-Hadi be, işin kolayına kaçıyorum, rahatıma bakıyorum desene sen şuna!
-Şuna bak hele! Sen ne demek istiyorsun bana? Çocuğumu düşünmüyor muyum yani? Hem bak sadece o değil, artık bu film sayesinde oturup saatlerce oynamıyor mu dinozorlarıyla?
-Ve sana gün doğuyor değil mi? 
-Aman, biraz kendimi düşünsem ölür müyüm? Hem bu film diğerleri gibi zararlı değil bana kalırsa.
-İnsanlar savaşmıyor tamam ama dinozorlar dövüşüyor boyuna. 
-Sen de çok didikliyorsun be budala kadın! Off, dert anlatılmaz sana.

Bu sırada henüz uyumuş olan Kerim de çoktan uyanmıştır. Deli Anne'ye de uyanmaktan başka yapacak şey kalmaz.

8 yorum:

annelili dedi ki...

Seni ikinci çocukta gevşetmediyse üçüncüye ihtiyacın var demektir. Düşünecek zamanının kalmaması lazım anlaşılan. :))

Deli Anne dedi ki...

annelilim; gene söylüyorum; seviyorum yorumlarını:) ben bu delilikle üçüncü beşinci diye devam etmezsem bu işe iyidir zaten. Ya hepten koyveririm ya da hepten oynatırım :) öperim.

annesiningülü dedi ki...

ikinciyi yapsakmı yapmasakmı diye düşünürken... iyi oldu okuduğum :)
allah bağışlasın yavrularınızı :D
az birazcık seyretmesinden bişicik olmaz galiba :)

Deli Anne dedi ki...

Bahar; eğer kesinlikle tek çocuk istiyorum diye bir düşünce yoksa kafada o sorular boyuna gidip geliyor galiba. İçinden de kolay çıkılmıyor. En iyisi akışına bırakmak :)

Allah senin de yavrunu bağışlasın, hepimizinkini ve de.

yasemin dedi ki...

bundan sonra mottom:

aman biraz da kendimi düşünsem ölür müyüm?

gerçi hep böyle yaşamaya çalışıyorum cem doğduğundan beri ama bu cümleyi kafama kazıdım; bilmiyorum, çok hoşuma gitti.

bu arada, burayı yeni keşfettim. bitmek bilmez emzirme seanslarında blogunu okuyorum ve çok gülüyorum.

sevgiler

Deli Anne dedi ki...

ahahah yeni mottomuz olsun hatta :) ben de emzirirken okuyorum bol bol blogları, o yüzden yorum yazmaktan acizim. geceleri de anca buraya bişiler yazıyorum.

sevgiler.

Selma - DUSBAHCESI dedi ki...

Bizim evdede olacakmi acaba boyle maceralar:) Ikinci simdi yolda ya, birden gozumun onune canlandi bu bahsettigin sahneler....

Guzel dileklerin icin ayrica tesekkur ediyorum. Hollandadan sevgiler.

Deli Anne dedi ki...

Düşbahçesi: ya böyle ya buna epeyce yakın bir şeyler olur elbet, hayırlısı ile:)

Sevgiler