3 Ekim 2010 Pazar

Alerjik Astımlı Çocukla Yaşam

Selim'in Alerjik Astım hastalığı var. Malum çağımızın hastalığı. Mevsim geçişlerinde ve kış aylarında bizi yere seren bir meret. Üstelik Rusya'da iken bu denli şiddetli değildi. Ne zamanki İstanbul'a temelli dönüş yaptık, ondan sonra perperişan oldu Selim. Temiz havayla doğrudan ilgisi olduğunu sanıyorum. Zira Moskova ve daha ziyade Petersburg bol karlı ve yeşillikli bir yer olduğu için havası İstanbul'a göre çok daha temizdi. Bir de sanırım anne sütü alması da etkendi o dönemde hastalanmayışında. Nitekim anne sütü alerjik belirtileri ötelermiş. Rusya'da ilk hava değişikliğinin ardından ciddi bir hastalık geçirmedi Selim ancak 15 günlük Türkiye tatillerinin tamamının zehir zemberek geçtiği çok oldu. 


Geçen kış Domuz Gribi abartısı vardı malum. Bu hastalığın, Selim'in hastalığının ve benim de hamileliğimin korkusuyla ilaçsız ne yapabilirim'in peşine düşmüştüm. Bu zamanlarda her sabah Selim'e pekmez ve fındık+ceviz+badem+bal karışımı veriyordum, mesir macunu kıvamında.  İşe yarıyordu zannımca, zira Selim bütün kış hastalanmadı. Bu macunun tek handikabı; Selim'in enerjisi tavan yapıyor ve zaptedilemez duruma geliyordu. Öyle ki Selim zeminde yürümeyi unutmuş, koltuk üsterinde koşar, zıplar, hoplar olmuştu. Hepsine razıydım, yeter ki hastalanmasındı. Selim bu işkenceden ilacı aldığında kusmaya başladığında kurtulabildi ancak. Ne yazık ki ilkbahardı ve okula da başlamıştı. Zamanla berbattı. Selim hastalandı elbette. 2 gün okula gidiyor 3 gün yatıyordu devamlı. Ve ciğerleri sökülürcesine, geceleri uyutmamacına öksürüklere boğuluyordu. Aylarca ilaçların biri bitmeden diğerlerine geçiyorduk. Kullandığımız ilaçlardan biri Singulair idi. Faydalı olmasına oluyordu da, Selim bu ilaçla deliye dönüyordu adeta. Uyuyamıyor, aksileşiyor, öfkeli, sinirli, kontrol edilemez, kesinlikle söz dinlemez oluyordu. Öyle ki ben "imdaaaat" diye çığlıklar atarak dört dönüyordum evde. Üstelik hamile idim. Sonradan durumu farkettik de ilacı kestik ve kısa bir süre sonra normale döndü Selim.

Bir kaç hafta önce, Selim'den ilk korkunç işaretleri alınca, endişeleri bertaraf etme yoluna girdim. "Yoktur birşey, yoktur, geçer." diye avuttum kendimi. Öncü belirtileri kessin diye çoğu zaman işe yarayan arı sütü  ilacı Propolsaft'ı verdim hemen. Normalde işe yarardı. Ancak gelen kuvvetli bir dalga idi belli ki. Öncü ilaçlar işe yaramaz oldu. Kuru öksürükler giderek şiddetini arttırdı taa ki gece uyutmaz olana dek. Ardından da kuru öksürük yerini gümbürtüye çevirdi. Selim'in yüzü sarardı, gözaltları karardı ve dudakları bembeyaz kesildi. Oldukça sağlıksız dolanıyor ortalıkta velhasıl. Gene ilaç bombardımanına başladık. Ve gene yan etkilerini unuttuğumuz Singulair'e de başladık. Bir kaç gün önceki delirmelerimin kaynağı büyük oranda o imiş meğerse. Selim gene çıldırdı, gene uyumaz, uyutmaz oldu. Üstelik İlter gene yurt dışında. Üstelik tık sesine zıplayan bir bebek de var evde. Gece Selim öksürük krizlerine tutuluyor-bebek ağlıyor, bebek ağlıyor-Selim uyuyamıyor, sabaha dek aşıklar gibi atışıyorlardı vesselam. Bana da zombilik düşmüştü. Ve kabus dolu günler bu gecelerin ardından. Gündüz de öksürük krizine boğulan Selim kah bebek uyanmasın diye kafasını yastıklara gömüp öksürüyor, kah "Ayy, ne zaman bitecek bu gıcık!" diyerek şikayetleniyor, kah teslimiyete geçiyordu. Derken doktor ilacı anımsatınca, uyanıp kestik derhal. Şimdi tam aksine uyku veren Zyrtec'e geçtik. Öksürük krizleri azaldı. Uyku süresi uzadı Selim'in. Gece huzursuzluğu da geçti çok şükür.

Rus kadınlarının adeta görev bilinciyle yerine getirdikleri bir şey vardı, hayranlıkla izlediğim. Çocukları günde 2 kez, kar kış demeden dışarıya çıkartır, pislik, çamur, çöp, sokak köpeği, kedisi aldırış etmeden herşeye temas etmelerine izin verirlerdi. Üstelik doğumdan itibaren başlarlardı bu ritüele. Biz modern (!) Türk anneleri ise aşırı hijyen takıntısı, aşırı koruma içgüdüsü ile doğaya karışmadan, temastan uzak bir ortam içinde zemin hazırlıyoruz alerjiye. Hele ilk çocuklarda tam sapıtık oluyor insan. Ben de Selim de herşeyi kaynat, aman yere düştü sakın verme, sterilize et vs. ile bozmuştum. 2.çocuk bu yüzden keyif oluyor, "Amaaan canım n'olcak, deyip yere düşen dişliği alıp veriyorum nerdeyse. Çocuğun mikropla karşılaşmasına izin vermek gerekli bence. Ve bünyenin bu mikroba alışmasına. Görmemişlik yapıp zavallıları hastalıklı yapmasak keşke.

Şimdi "Her işte bir hayır vardır." teslimiyetinde olmak kalıyor geriye. Zira alerjiyi çocukluğunda geçirenlerin büyüdüklerinde alerjiye yakalanmaları az bir ihtimal imiş. Üstelik çocukken olan geçiyor yaş ilerledikçe de, büyüyünce yakalandınız mı ölene dek kurtulamıyorsunuz. Bir tez daha var ki; alerjik astım geçiren çocukların yetişkin olduklarında kansere yakalanma riski büyük oranda azalıyormuş. İnşaallah bahsedildiği gibidir. Güzel düşüneyim, güzel olsun.

Bir not daha; sigara diye kıvranan ben, içemeyişimin en büyük nedeni; yanlış rol model olmak değil; sigara dumanının alerjiyi tetikleyen en büyük etken olmasıdır.

13 yorum:

noyumberry dedi ki...

Geçmiş olsun canım:) Benim kızımın da küçükken alerjik astımı vardı..Neler çektim neler..
çok şükür tamamen geçti diyebilirim..belki iki senede bir yada daha seyrek oluyor..doktorlar 7 yaşından sonra geçer dediler ve öyle de oldu..
kesinlikle tozdan ve kuru ortamdan uzak durması şart.(sigara dumanı yasak diye sigarayı bıraktımdı).odasına kışın kaloriferin üzerine su dolu bir tasa buğuseptil koyabilirsiniz..(kızımın doktorunun tavsiyesi idi)Birde kurtarıcım olan VENTOLİN adlı şurup..Öksürük şurubu değil..Bu şurup alerjik astımdan dolayı öksürürken
boğazımızdaki düz kaslar dikilirmiş onları yatıştırarak sakinleştirirmiş..hala zaman zaman
bu ilacı veririm..doktorunuza danışarak kullanabilirsiniz..Tekrardan geçmiş olsun..
Sevgiler..

Deli Anne dedi ki...

Teşekkür ederim Noyumberry. Evet, ilkokul çağlarında geçmeye yüz tutuyormuş Allah'tan. ventolin şurup, sprey, flixotide sprey ne varsa kullanıyoruz ama halen iyileşemedi oğlum. Dün nispeten iyi diye seviniyordum gece gene öksürük krizlerine girdi. Dr. bir başka makina türü bir şey vereceğini söyledi. Maskeli felan sanırım. Göreceğiz bakalım.

Sevgiler sana da.

Ecehan dedi ki...

Ben iki kızımla da aynı şikayetleri yaşıyorum (11 ve 9 yıldır) Eve soğuk buhar makinesi aldık, ventolini nebule şeklinde buharlaştırarak veriyoruz ağız ve burundan. Okul ortamında (Flixolite'i çok nadiren, hava çok tozlu ise ve polen varsa) mutlaka olmazsa olmaz Nasonex'imizi kullanıyoruz. Ayrıca her gece yetmadan önce bal-tarçın karışımını 3 tatlı kaşığı yediriyorum, sıkıntılarımız bu sayede çok azaldı.

Deli Anne dedi ki...

Ecehan; merhabalar. 11 ve 9 yıldır geçmiyor mu bu meret hala? Oy anam oy!!!Ben ilkokul çağlarında etkisini yitirerek geçiyor sanıyordum ve rahatlıyordum bir nebze.

Biz de ventolin vs buhara geçtk. Flixotide'ı da bıraktık. Bir de Selim daha okula da başlamadı, başlarsa nolcak bilmiyorum. Bir de Rinocortaqua var .. var da var. Bal-tarçın.. hımm..

Cümle çocukları kurtarsın Allah ne diyeyim.

Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Kızım 17 yaşındave yıllardır astım hastası.Bazen şiddetli bazen hiç oralı değil gibi geçirdi.Ama bundan daha beter olanı Hemen hemen herseye alerjisi olan bir çocukla yaşamdır. Egzamaları olduğu için metal,altın,gümüş hiçbirşey kullanamıyor.Pantalonun düğmelerini söküp ahşap düğmeler ekliyorum. Kaşık çatal daima tahta.Yastık yüzü mısır pamuğu,çorapları organic.Ne bileyim ve hala uğraşıyoruz.Bazen çok yorgun düşüyorum.Yediklerine bile dikkat ediyoruz.Kafasına göre ekmek arası, simit ,tost ıvır zıvır yiemiyor :( Geçmiş olsun miniğime annesi. Umarım şimdilerde iyidir .

Deli Anne dedi ki...

Ooo, size de çok geçmiş olsun ve kolay gelsin. Haklısınız, çok yorucu oluyordur. Kızınız için de zor.. Allah yardımcınız olsun. Bizimki henüz iyileşemedi..bir gece öksürüğü azaldı diye sevinirken ertesi gece yeniden başlıyor. geçer inşaallah diim..

sevgiler, kolaylıklar

NİHAN dedi ki...

geçmiş olsun... alerjik astım benim sahip olduğum bir alerji... ama ben bilinçli değilim... bana alerji yapan şeylerden ne kadar uzak yaşarsam o kadar geçme olasılığının yüksek olduğunu bilmeden hatta alerjik astımım olduğunu bilmeden yaşadım birkaç yıl öncesine kadar. 1 sene boyunca öksürük sebebiyle uyku uyumadım, nefes alamadım, reflu dendi o dendi bu dendi eh sçgara da içtim... meğer astım atakları geçiriyormuşu... 4 gece hastanede yatınca öğrendim! bilinenin aksine alerjiler çok hijenik olunduğu için başlamazlar tam tersi ne kadar uzak duruluyorsa o kadar çabuk geçerler. bünye alerjikse istediğiniz kadar (genlerle gelen bişey ailenizde vardır mutlaka) kar kış demeden gezin, istediğiniz kadar hijenik olmayın olan şey çıkıyor, genler ağır basıyor. diğer taraftan katılıyorum bu kadar hijenik olmaya gerek yok, pimpirik olmaya çocuğa ve çevreyesıkıntıvermeye gerek yok, ayrıca kar kış demeden çıkmak gerek çocuk soğua dirençli olsun, alışsın tıpkı mikroplara alıştığı gibi. bağışıklık sistemi de güçlensin... ben kedi tüyünden, polenden,hava kirliliğinden, tozdan kaçamadım ama şimdilerde hem bebek olduğu için hem de plazada çalışmadığım için hepsinden uzağım ya nefesim de daralmıyor... selim e çok geçmiş olsun, evinizde sigara içirmeyin, eşyaların kokusu bile beni tetikliyor, elleri sigara kokan biri de, hatta kıyafeti kokan biri de...

Deli Anne dedi ki...

Can Ali'nin annesi; çok teşekkür ederim. Elinize de sağlık, uzun uzun yazmışsınız. Öncelikle geçmişler olsun size. Dediğiniz gibi benim ailemde alerji var. Ortaya çıkması anormal değil yani. Bir de Selim 3,5 yaşına kadar Rusya'da idi. Sıklıkla da dışarı çıkartırdım burdakinin aksine. -18 dereceye kadar dışarı çıktık 2-3 günde bir soğuk havalarda. Orda böyle kudurumadı hastalığı hiç. Artık İstanbul'un havasından mı, yoksa 4-5 yaş civarında tavan yaptığından mıdır nedir, çıldırmış durumda elerjisi şimdi. Evde sigara içilmiyor zaten. Bir tek baba dışarda 1-2 tane içiyor.

Sevgiler.

gülgün dedi ki...

Merhaba,
Aynı yollardan geçmiş bir anne olarak (moral olur belki diye) iki kelam edeyim istedim.
Büyük kızım yedi yaşına girdiğinden beri astım atakları sona erdi. Şimdi küçükle uğraşıyorum ki o ayrı bir alem. İnek sütü alerjili. Buna da şükür deyip keçilere yükleniyoruz şimdilik:)

Bir kaç yazınızı okudum bu sabah. Yazım diliniz ve anlatım tarzınız bence çok güzel.

sevgimle

Deli Anne dedi ki...

Merhaba Gülgün, hoşgeldiniz.

Allah size de, bize de ama en çok çocuklarımıza kolaylık versin.. Ve şifa.. şükür ki geçiyormuş dediğiniz gibi.. bizde sonbahardan beri nebülizatör aktif devamlı.. bir gün olmazsa 2.gün mutlaka çalışıyor.. neyse çok şükür tedavisi var ve geçici..

teşekkür ederim güzel sözlerinize..

sevgiler benden de..

Ayşe Naz'ın Annesi Şeyda dedi ki...

Merhaba.. Bizde de aynı dert var.. Singulair kullanıyoruz.. yan etkileri oluyor diye okuyunca acaba diye düşünmeye başladım şimdi.. Singulair kullanmayınca da uykusuz geceler hepimizi bunaltıyor.. Bizi geçtim de yavrucum sefil oluyor.. Sonunda hastanede yatmaya varıyor... Zyrtec te aynı türden bir ilaç mı? Kullanmasam bir dünya ilaç kullanıyosun, Kullansan yan etkiler.. Her doktor ayrı birşey söylüyor şaştım kaldım.. Allah başka dert vermesin.. İnşallah hepsi kurtulur bu dertten..

Deli Anne dedi ki...

Singulair her bünyede aynı yan etkiye sebep olmuyor.. Selim'in algıları çok kuvvetli ondan bence.. yoksa başka çocuklarda hiç duymadım böyle bir hal.Zyrtec'i Selim bir yıl boyunca hep kullandı nerdeyse ama doktor onu pek vermiyor şimdi bilmem neden.. çok çaresiz kalınca verdi en son .. singulairi kestik zaten biz.. nebülizatör kullanıyoruz nerdeyse her an.. çok şükür çok iyi geldi.. Allah dermensız dert vermesin.. çok şükür geçici bunlar..

CeRoXiMo dedi ki...

Öncelikle geçmiş olsun diyerek başlıyorum. Ben de bir astım hastası olarak neler çektiğinizi anlayabiliyorum, ama özellikle Selim'in çektiklerini, o nefes alamama, hırçınlık, bulantılar, uykusuzluk, dünyadaki en kötü hastalık gibi gelir atak saatleri. İnşallah büyüdükçe atar üzerinden bu illet hastalığı,karakterine yansımadan, sinir sahibi olmadan. Ben 27 yaşımdayım hala atamadım ne yazık ki ne astımı ne sinirini . (sık rastlanan bir durum değil devam etmesi, ama piyango bana vurdu)

Bağışıklık sistemini güçlendirici aşılar mevcut doktorunuzla görüşün isterseniz, benim astımım bu aşılarla hafiflemişti. Bir de hava çok büyük etken, İstanbulda yaşarken rutubetten dolayı her ay hastanede sabahlarken Eskişehirde (rutubet çok az) bulunduğum 4 yılda sadece 3 kez gittim hastaneye.

Hep yanlış bilinen bir şey var ki allerjenlere maruz bırakmak bağışıklığı arttırmıyor, aksine sürekli tetikleniyor ciğerler, bronşlar.

Öneri bombardımanı gibi oldu ama ne yapayım:( Bir de ventolin vb. spreylerden sonra mutlaka dişlerini , dilini fırçalatın ya da gargara yaptırın (kesinlikle yutmamalı) , bu iş uzar da devamlı kullanmak zorunda kalırsa ,ilaçların ses tellerine hasar vermesi ya da nodül oluşturması söz konusu.

Çabucak bitmesi ve unutulması dileklerimle.