15 Ekim 2010 Cuma

2.Çocuk Ütopyası

Selim'de çok zorlandım ben. İlk çocuk acemiliği, etrafımda deneyimli birilerinin olmayışı, Selim'in yapısal zorluğu birleşince ortaya dramatik durumlar çıkıyordu sık sık. Doğduğu ilk geceden itibaren başlayan, kolikle devam eden korkunç ağlamalar, süt yetmezliği ile 4.aydan itibaren başlayan yememezlik hali, sese, kokuya, ağrıya aşırı duyarlılığı, tarifsiz diş sıkıntıları ve buna eşlik eden inanılmaz bir uyku direnci, ki gece 2 den itibaren uyanır, sabaha dek uyumaz, uyutmazdı, uyusun da ne olursa olsun diyerek ayakta sallamayla gelişen kendi kendine uyuyama hali ve devamlı sallanma isteği, her an terlemesi ve buna bağlı olarak sık hastalanması vs. ile zor günler, gecelerdi. Etrafımdakilerin deyişiyle 10 çocuk bakmış kadar oluyordum Selim'le. Geçti çok şükür.


O yüzden Selim'in bebekliği ile geçen bir yıl hem hayatımın en uzun süren yılıdır, hem de o harala gürele içinde geçen, kayıp bir yıldır benim için.  Bütün enerjimi Selim'in işlerine adadığımdan onu doyunca sevmeye fırsat bulamadığım ve bunun için epeyce hayıflandığım bir yıldır. Oysa başkalarının çocukları için bile deli olurdum ben, etrafta bir bebek bulsam saatlerimi onla geçirirdim hiç düşünmeden. Kendi özçocuğuma kendimi veremiyordum bir tek. Çocuklarla ilişkimi görenler her daim "Senin çocukların çok şanslı olacak!" derlerdi. Dedikleri gibi olsaydı keşke! Şimdi farkediyorum ki Selim'le ilişkimiz büyük oranda ciddiyet, az miktarda keyfiyet ve samimiyet üstüne kuruluydu. Oysa başka çocuklarla tam tersi geçerliydi. Bu yüzden de eğlenceli idi, eğlenceli idim ben de. Ve gene o yüzden Selim'de eğlenceli  biri olmaktan ziyade anne sorumluluğunun alabildiğine hakim olduğu sıkıcı biriydim. Acıklı bir durum!

Bazen Selim'in başka birinin çocuğu olduğunu düşündürtürdüm kendime zorla. Hiç bir işle uğraşmadan onun yanına sokulur, gevşemeye çalışır ve başka bir gözle bakmaya çalışırdım ona. Gözlerinin içiyle gülen, sevimli, ilgili, tadından yenmeyen, yanında olmaya  can atacağım bir bebek olurdu Selim böyle bakınca. Ama gel gör ki, ilacı, kakası, çişi, uykusu, maması vs. derken şöyle bir sakinleşip de onunla yeterince hasbihal edemiyor, sevişemiyordum doyasıya.

İşte bu dönemlerde kulağıma çokca çalınan, "İlkler hep zordur, ikinci bebekler çok daha sakin ve kolaydır." söylemlerini saklı tuttum içimde. İkinci bir bebeğimiz olursa şayet, bunun çok daha kolay olacağına, öyle kolik, uykusuzluk, aşırı duyarlılık, yememezlik, süt yetmezliği yaşamayacağıma çok derinden inandım. Üstelik bu bebekle daha sakin, daha tecrübeli olacağımdan tadına da varacaktım bebek büyütmenin. Ve ötesini berisini çok da düşünmeden ikinci bebeği beklerken buldum kendimi. Yani oldukça ütopik bir girişimdi benim için. Selim gibi bir çocuğu büyüten bir annenin başka bir çocuk düşünmesi tek başına ütopya değil midir zaten? Üstelik  benim koşullarımda; yardımsız ve desteksiz. Hangi mantıklı anne bundan sonra 2. çocuğa cesaret edebilirdi?

Yapısal olarak böyleyimdir ben. Bir işe başlarken detaylı planlar, ince hesaplar yapmam, paldır küldür işin içinde bulurum kendimi.Tezcanlılığım hayatın her aşamasında aynı şekilde işler. Evliliğim de böyle oldu, ilk çocuğu istemem de, Moskova'ya yerleşmemiz, ordan Petersburg'a geçişimiz ve ordan gene İstanbul'a gelişimiz de, şimdi kaçmak için fırsat arayışımda. Mesela hiçbir tatilime planlayarak gitmemişimdir, hepsi anlık olmuştur.  Bazen iyi gelir böylesi, kararsızlıkta kalmam ama hayati durumlarda başıma iş açtığı da olur bu halin.

Dolayısı ile ikinci bebeği beklerken pek rahattım. Ta ki doğuma bir ay kala doktorumuzun endişeli konuşmalarını dinleyinceye dek. Bu konuşmanın bir faydası oldu Selim'i acilen okula yazdırdık, büyük oranda dikkati dağıldı, evde bana nefes alacak alan kaldı, kendi eğlendi ama onun dışında benim endişe kavramıyla tanışmama neden oldu bu konuşma. Öteki türlü paldır küldür işin içine girecektim. Benim umudum, ilkin dualardaydı, ikincisi de Selim'in aklı başında bir çocuk olduğuna dair duyduğum inançtaydı. Bir de ;

"Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır." ve
"Dostum sen düşünceden ibaretsin. Gül düşünür gülistan olursun, diken düşünür dikenlik olursun."

felsefesini yürekten hissetmemdi. Korkunç anlar yaşamadım çok şükür. Arada dellenmek zaten olağan benim için. Ha bir eksik, ha bir fazla.

28 yorum:

nihalasli dedi ki...

Cok keyifli yazmissiniz cok keyifle okudum:)Sanirim o kadar zorluga ragmen yazarken okurken sizde keyif aldiniz;)
Ilk cocuklar icin biraz deneme yanilma donemi diye dusunuyorum her ne kadar cocuk sahibi diilsemde ama gozlemlerim bu yonde.Ilk ciddi olma istekleri mesafeyi koruma istegi ya da sevginin patlamasi cok sevgi gosterileri hep ilk cocukta gibi..
Ikincisi gelince ayar tutmus ne diyim ;)belki ucuncusunde daha baska bir deneyim olacak:)

Deli Anne dedi ki...

O zaman pek bir dramatikti halimizde şimdi bakınca evet, trajikomik sayılabilir:)

İlk çocuklar gerçekten de deneme yanılma meodu ile yetiştiriliyorlar. Diikkat hep onlarda oluyor, bu hem yi hem kötü çocuk için. Aslında genelde kötü:) 2.de ayar kısmen tutmuş oluyor, dediğiniz gbi. Ben de bu kendini apansız salıverme durumu varken 3.ye de girişirim diye korkmuyor değilim:)

Sevgiler.

resimli günlük dedi ki...

Benim oğlum da çok zor bir bebekti.Doğumdan sonra 1,5-2 yıl nereye bastığımı bilmedim desem yeridir.Şimdi bana da diyorlar ikinci kolay olur diye.Ama bunu diyenler birincide de kırkı çıksın rahatlar,6 aylık olsun kuzu gibi olur,1 yaşından sonra bir şeyciği kalmaz diyenlerle aynı kişiler olduğu için bana hiç inandırıcı gelmiyor söyledikleri nedense.Seni cesaretinden ötürü tebrik ediyorum Deli Anne :)

Deli Anne dedi ki...

ah ah, bilmez miyim o halleri? yerde miyim, gökte miyim belli değildir hani.

Deli cesareti benimkisi ancak :)

sevgiler

Adsız dedi ki...

demekki o yüzen annelerimiz bizler için sen kıolaymı büyüdün derlerdi. hala da derler. şimdi ebeveyn olunca anlıyor insan . kolay gele..

Deli Anne dedi ki...

Ya ya aynen öyle Syrakusa :) Sevgiler.

Nihal M. dedi ki...

çok güzel yazmışsın tatlım...
aynen birincidende al benden de o kadar ama ben kesinlikle ikinciye cesaret edemiyorum...tek çocukla kaldık gibi:)))
sevgiler

Müge dedi ki...

Birinci çocukla (Selim muadili bir oğlan) 13 ay uykusuz kaldıktan sonra, tam uyumaya başlamıştık ki, 18. ayda tekrar bebek beklediğimi öğrendiğinde sevinen bir mazoşist kadınım ben de :))))

Deli Anne dedi ki...

Nihal; teşekkürler. Zaten biraz düşünmekte fayda var:)

Deli Anne dedi ki...

Müge; ahaha hem iyi hem kötü böyle bir sürpriz de ama.. Yani düşünülerek girişilecek bir durum değil, ama içine düştüğünde belki ben de olsam içten içe sevinirdim. Toptan delirip, sonra akıl sağlığını koruyabilirsen, toptan selamete çıkmak sözkonusu olabilir:)

New York'tan dedi ki...

Seni okuyunca ben cok rahat gecirmisim diyorum o donemleri yani cevremdekilerde oyle diyordu :)
yani uyku problemimiz gazimiz olmadi, yeni anne olmus bir arkadasim var dun konusuyoruz sikayetci durumdan, aglayan bir bebegi var ben kolay olacak sanmistim istifa etmek istiyorum dedi bana :))

Müge dedi ki...

Evet toptan delirip bi avazda büyüdüler :)
Şimdi biri 17, biri 15 (kız)yaşında.. nasıl tatlılar! darısı başına ;)

Deli Anne dedi ki...

New York'tan; Allah'ın sevgili kuluymuşsun o halde, maaşallah diyelim. Her yerde söyleme, gözü kalan olabilir:)Arkadaşına da kolaylıklar diliyorum.

Müge; oh maaşallah... büyütmüşsün artık ne güzel.. teşekkür eederim, hayırlısıyla inşaallah.

modafobik dedi ki...

Her şeyin düzelmesine sevindim, bak zamanla her şey :)

pinar dedi ki...

evet ya ikinci bebek gercekten daha kolay saanki ben daha cok buyukle ilgilenirken o da arada kaynayiveriyor gibi bi his var icimde:)ve bende desteksiz buyutenlerdenim ve cook zor:( okuyorumda babanneye biraktim anneme biraktim yazilarini arkadaslarin agzimin suyu akioooo:):Pbugunlerde gecicek ins tam delirmeden:)iyi geceler

Deli Anne dedi ki...

Modafobik; ne güzel isim :)

Pınar; Arada kaynayıveriyor hissi de bir yandan kemiriyor insanı di mi? bu annelik avıdan başka birşey değil mdir, ne tuhaf ya.

Valla dediğin benim için de çok doru, anneanne babanne meseleleri yani. .ne büyük rahatlık, güvendiğin ve seve seve baktıklarını bildiğin birilerinin yanına bırakabilmek. Neyse bunda da vardır bir hayır inşaallah. Dua edelim sevabı daha çok olsun.. ah bi de delirmesek..

sevgiler. iyi geceler

Müge dedi ki...

Kaynamaz kaynamaz merak etmeyin.. sadece 1.den daha yoğun yaşamadığınız için öyle geliyordur size.. tek tavsiyem bol bol öpüp koklayın :)
aynı anda her bir kolumda birer çocukla gezdiğim günlerimi düşündükçe hem gülümsüyorum, hem de 'her şey zamanında' diyorum ;)

Burcu dedi ki...

Merhaba.. İlk kez uğgeldim blogunuza, yazınız çok içten ve çok tanıdık. Zira 2 çocuklu kısma kadar, "Selim" kelimesi yerine "Arda" kelimesini koysam, ne bir eksik, ne bir fazla cümle olur yazınızda kendi yaşadıklarım için.. Bencilce gelecek size belki ama, benim yaşadıklarımın aynısını yaşayan birilerinin olmasını görmek nedense içimi rahatlattı :) Bencil miyim ben???

Deli Anne dedi ki...

Müge; inşaallah kaynamaz dediğin gibi. de öpüp koklamaya bile vakit kalmıyor bir de büyüğü gözlerini dikti mi suçlu gibi geri çekiliyor insan.

Burcu; hoşgeldin o halde.. Bencilce değil de tanıdık geldi epey, ben de kendim gibi birilerini görünce Allah'tan korkarak sevinirim içten içe:)

Unknown dedi ki...

bENIM cihanimda kolik. Cok zor gunler gecirdik hala da gecirmekteyiz. Valla bende ayni durumdayim. BUrada kimseciklerimiz yok bi esim birde ben, insan aile yardimini cok ariyor boyle bir zamanda. Allah kolaylik versin. Yine de ikinciyi yapmissin :) ben 5 yil sonra dusunuyorum.

Deli Anne dedi ki...

Taze annecim, bebek 3 aylık olmuş ya, artık kolik gün be gün azalma eğilimine girmiş demektir.. yani zoru atlatmışsınız. 90.güne kadar şafak saymıştım ben, o güne dek zirve yaparmış.. yaşarken çook zor çokk ama geçiyor da bir yandan ve şükür ki ciddi bir sağlık sorunundan ağlamıyorlar.. Ben 2.bebekte kolik olmasın diye dualar ettim, kendi halinde bir bebek oldu (şimdi değil ne yazık ki) ama onda yoğun bakımlar, kalp riski (çok şükür temiz çıktı) felan çıkınca esas sağlığın değerini anladım. Allah sizlere de yardım etsin. Zordur bir başına bebek büyütmek.. ama bir de iyi tarafından bakalım; karışan eden, abuk sabuk konuşan yok :)

Unknown dedi ki...

Dogru cok hakllisin. Bende azaldigini dusunuyordum ama sanki 3 gunden beri koliklige geri donduk. Cok agliyor yine uyumama basladi. Ve gazzz!! Ahhh o gazz yok muu hic cikmak bilmiyor :) Belimm agriyor artik. Bende insan evladiyim :)
Tabi karisan eden olmamasi cok iyi, bide surekli basimda buyukler olsa, sunu yapma bunu yap, deseler fittirirdim. Annem 2 ayligina geldi, onunla bile anlasamiyorduk. Cocugu sanki alaskadaymisiz gibi giydiriyordu, yazin sicaginda :) Cocugun vucudunda kirmizi kirmii seyler cikti. Cok komikti ben soyuyordum, annem giydiriyordu. Bu arada gecmis olsun. Ama ne guzel 2 bebekten oldu. Ben ikinciyi hamileyken hemen dusunuyordum simdi, anca okul bitince. Universite, iki cocuk, koca bebek(esim), ev isleri falan filan birlikte goturemeyecegimi anladim.

Deli Anne dedi ki...

Ahaha.. valla çok haklısın.. özellikle şu giydirme konusu nedense çok derttir eskilere.. bana da çok kızdılar gelenler.. giydir giydir diye.. neymiş insanın yürürken estirdiği rüzgardan hasta olurmuş bebek.. bazen inanırım eskilere; tecrübeleyle sabit dye.. ama bu giydirme konusunda ikna edemediler beni. ilk bebeğimde giydir giydir dediler aklıma geliyor.. ev korkunç sıcak, çocuğu giydirmişiz bir de yataktan alırken battaniyeye sarıyoruz.. bu arada ben sıcaktan hiz hazzetmem ve emzirme ile o sıcaklık çıldırtıyor beni.. hatırladıkça krize giresim gelir.. Dr.a dedim bizim bebek çok terliyor, napmalı... dr. da çok giydiriyor olmaasın dedi... ahaha.. çok ne kelime:) Kolaylıkalr diliyorum sana booool bool.. okul da var bir de üstelik.. sevgileer

Unknown dedi ki...

Demekki biz yeniler eskilerle bu konuda cok satasiyoruz. Bazen esimde onlarla birlik oluyor. Yok neymis annesi 6 cocuk buyutmusv:) Valla kim ne derse desin, Canadada yasiyorum. Kisin -46'yi buluyor hava, ben bu ciocugu surekli soguktan sakinirsam yarin okula basladiginda hastaliikli, zayif bunyeli birsey olur. Cunku birda okulda hep disariya cikariyorlar. Zorunlu.
Sevgiyle kal deli anne :)) Guzel isim

Deli Anne dedi ki...

Ben Rusya'da yaşarken Selim'i dr.a götürdüğümüzde, çocuğu günde 2 kez mutlaka dışarı çıkarın dedi. Zaten öylesi soğuk ortamlarda daha çok dışarı çıkarmaya dikkat etmek gerek bence, zira evler çok sıcak, dışarısı tam tezat.. çocuğun bünyesinin o soğuğa illa ki alışması gerekiyor.. Yoksa dediğin gibi gelsin hastalıkalr ondan sonra.. Rusya'da kreşlerde -35 dereceye kadar dışarı çıkarılıyord çocuklar. bence de zorunlu olması gereken ciddi bir konu.. send e sevgiyle kal taze anne:)

Unknown dedi ki...

Dusundumde, Cihan'i hazirlamisim, stroller,ina koymusum, cikiyorum. Tabi kaldirimlar kar icinde birden Vahap onumuze cikiyor. Cikarsan bosarim seni :))
Gercek haa!! Gecen gun disari cikmak istedim kar yagiyor dedi. Bende ne yani ayilar gibi kis uykusuna mi yatacagz dedim :) sanirim butun kis bizi eve kapatmayi dusunuyor...

Deli Anne dedi ki...

ahahah ahahha... eyvah eyvah.. o kadar dert etmese keşke.. hakkaten napcaksınız, oranın mevsiminin çoğu soğuk değil mi? Aslında çocuğa temiz havadan daha iyi gelen ne var? hem uyutuyor, hem direncini arttırıyor.. Biz Rusya'da iken Selim hastalanamazdı ne zaman TR'ye adım atsak hastalığa boğulurdu.. ve orda hemen her gün dışarı çıkardı..

Unknown dedi ki...

Dunden beri baskaldirmaya basladim :)
Hatta su anda vahapin butun demelerine ragmen evin icinde zibinlikla dolastiriyorum. Ve disariya cikaracagim gunde gelecek :) Bide ben cok duydum cogu kisi cocugunun Turkiyede hastalandigindan sikayetci