13 Şubat 2013 Çarşamba

Siyah Göl



Siz hiç ‘Siyah Göl’ gördünüz mü? Ben gördüm. Nefesim kesildi onunla karşılaştığımda. Ha ağladım ha ağlayacaktım güzelliği karşısında hatta. Muhtemeldir ki tek başıma olsam ağlayabilirdim de oralarda.
Normalde derhal fotoğraf makineme davranan ben, doğru dürüst fotoğraflayamadım bile bu gölü gördüğümde. Elim ayağıma dolandı, nabzım hızlandı, çok heyecanlandım, neredeyse kalbim duracaktı. Bir süre aklımı kaybetmiş de olabilirim zira anlık hafızasını yitiren biri gibi, bir ileri bir geri gittim, hem yanına gitmek istedim, hem gidemedim, aramızdaki birkaç metrelik mesafeyi rüyada gibi; bitmez bir ağır çekimdeymişim gibi hissettim. Hasılı epeyce garipleştim.
Hani Shine filmi vardı. Orada çok başarılı bir piyanist olan David Helfgot’ın hastalığının nüksetmemesi için piyanodan uzak durmasını salık verirdi doktorlar da, David Helfgot uzak tutulurdu piyanodan. Derken bir an piyano ile karşılaştığında heyecandan ne yapacağını bilemezdi, kendi kendine birşeyler mırıldanır ve hareketleri anlamlasızlaşıverirdi; yanına gitmeyi çok ister ama gitmekten de çekinirdi, bu sırada bir ileri bir geri gider, hareketleri epeyce garipleşirdi. İşte tam da öylesi bir halin içindeydim.
Tarifi yok, kelimeler güzelliği karşısında çok cılız, çok zayıf ve çok aciz. Fotoğraflar bile aslının yanında öylesine ucuz bir kopya gibi ki. Görmek gerek!
Hani diyorlar ya; İskoçya hep yağmurlu. Hep yağmurlu değilse de bol bulutlu. Ben o gün yola çıktığımızda keşke güneş olsa diyordum içimden ancak nereden bilebilirdim ki bol bulutun ve kapalı havanın böyle mükemmel bir güzelliğe sebebiyet vereceğini. Çünkü güneş olsa bu göl olamazdı böyle.
“Tam aksine o gri havanın, hatta neredeyse başımıza dek inmiş bulutların ve göle silüeti düşen çam yeşili ağaçlı dağların etkisiyle oluşmuştu bu eşsiz manzara!”
Bazı yerler siyah elmas gibi, bazı yerler koyu lacivert Safir taşı gibi, bazı ışık alan yerler ise parlak gri Hematit taşı gibiydi. Evet, evet mücevher gibiydi bu göl. Üstelik çarşaf gibi dümdüz uzanıyordu su. Yanında yemyeşil bir çimenlik ile. Ne diyeyim enfesti! İskoçya’nın eşsiz güzellikli Loch Lomond bölgesinde ilerlerken bir anda sağımızda beliren ama dikkat etmezsek de çarçabuk gözden kaçıverecek enfes bir güzellikti. Zira iki gün sonra döndüğümüzde güneş ve dehşetli bir rüzgar vardı ve bu göl gene güzelse de o haline göre pek bir sıradandı.
Merak edenler için aşağıya fotoğraflarını koyuyorum ama çok titrek elle, ürkek ve şaşkın bir yürekle çektim hepsini. Bu yüzden iki kez aslının ucuz bir kopyası gibi oldu hepsi.
.
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (13)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (9)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (1)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (2)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (3)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (5)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (4)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (6)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (9)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (10)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (7)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (15)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (11)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (8)
Loch Lomond - Beautiful Scotland - Black LAke - Black Loch Deli Anne (14)
.
Yeni yerler ve eşsiz güzellikler gördükçe içimdeki gezgin ve avare ruh iyice abdala dönüşüyor. Biraz da aptala aslında. Aklıma yazdığım her yeri hemen görmek istiyorum. Rabbim bana gösterecek onları da hissediyorum. Sadece huzurla, sağlıkla ve kolaylıkla tüm o yerleri ve kimbilir daha hazırlanan nice mizansenleri -görmek- için dua ediyor, ümit ediyor, sabrı da katarak yanıma herbirinin vaktinin gelmesini bekliyorum.
Dünya güzellikle dolu. Evet aslı olmasa bile ve bunlar asıl güzelliğin zayıf ve basit bir kopyası olsa bile, beni götürdükleri ile, içime düşürdükleri ile, beni yakınlaştırdıkları ile, kalbimi yumuşatan yol hikayeleri ile gitmelere giderek daha meftun oluyorum. Selim’den sebep büyük değişimlerden biraz ürperiyorum ve bu yüzden kısa gitmelere yüzümü çeviriyorum. Belki de böylesi daha kolay ve iyi.

Hiç yorum yok: