Gitmeye
çok az kaldı. Geri sayımlardayız. Önümüzdeki hafta eşyalarımızı alacak
taşıma şirketi. Her işi onlar yapacak ama gel gör ki gene de birçok şeye
çekidüzen vermek lazım. Dolap içleri karmakarışık, oyuncaklar desen
almış başını gidiyor, mutfak eşyaları, küçük ev aletleri temizlenmeli,
buzdolabı; ki o başlı başına bir mevzu benim için, düzenlenecek kitaplar
ve filmler, gidilecek doktorlar, yapılacak ıvır zıvırlar, eksikler,
kapatılacak faturalar, fazlalıklar, alınacaklar, yıkanacaklar, göndermek
üzere ayrılan eşyalar; çok utanıyorum ama itiraf da edeceğim: hala
göndermediğim iki hediye: Şebnem’e ve Ayda’ya. Bir de köy okulu için
beklettiğim kitaplar ve oyuncaklar vesaire… Zaman az, yapılacak iş çok!
Ama ümitsiz değilim, en azından kitapları ve oyuncakları hallettim. Bir
de dişçi ve bir kısım doktor işlerini. Günlerdir sabah çıkıp akşam
giriyoruz eve. Bu yüzden gelen mailler, yorumlar öksüz kaldı gene. Ve
sanırım uzun bir süre bu eksiklikle gideceğim. Affedin!
Bu süre
zarfında Selim’in evde, Kerim’in de devamlı surette dibimde olduğu
gerçeği var bir de. İzmir’de zaten okul ayrılığına alıştı, bir daha aynı
şeyi yaşamasın ve hem de zaten limoni olan haliyle hastalığa boğulmasın
diye okula göndermedik Selim’i. Mart ayı boyunca, çocukların kesintisiz
süren ağır hastalıkları öyle korkuttu ki gözümü nerdeyse ömür boyu
çocukları okula göndermeyeceğim. Bu yüzden evde iki çocukla
cebelleşiyorum işlerle. Evde bolca gümbürtü var bu sebeple. Ve zorluk!
İlginç gelişmeler oldu bu sürede, özellikle doktor görüşmelerimizde:
—- Selim
gözlük taktı. Şirinler filminde en çok Bilgin’i seven ve okuldaki
oyunlarda devamlı Bilgin seçilen Selim sahiden de bilgin oldu bu
haliyle. Ne yazık ki miyopu+astigmatı+göz tembelliği varmış. 2 sene
önceki ilk muayenede miyoptan ve astigmattan bahseden doktor* göz
tembelliğinden hiç bahsetmedi. Ve ne yazık ki bu sürede ilerlemiş göz
tembelliği. Bundan böyle yıllarca düzenli olarak kontrole gitmesi
gerekecek. Şimdiki duam; gözlükle geçecek bu hafta bir nebze iyileşmenin
olması ve göz kapamasına gerek kalmaması. (Lütfen içinden gelen dua
etsin, gıyabi dua çok makbuldur nitekim)
Ah bu ehil
olmayan doktorlar!!!! Bundan sonra doktor görüşmelerinde kayıt cihazı
taşımaya niyetliyim, ki daha sonra hak iddia edebileyim. Şimdilik tek
yapabildiğim Allah’a havale etmek böylelerini.
—– Selim
ilk dişçi muayenesini oldu. Neyse ki bu kez göz ve diş için kendi
doktorumuzdan öneri aldım da öyle gittim. Gittiğimiz yerdeki doktor* ilk
muayenede tamamen sohbet etti Selim’le ve müdahale yapmayacağım dedi
dökülmeye yüz tutmuş dişlerine. Ki fobi oluşmasın diye. Selim çok
keyiflendi bu muamele ile ve ben dişçiye gitmeyi çok sevdim dedi.
“Ehil olanı araştırmalı gerçekten doktor işlerinde. Önüne gelene gitmemeli. Buna bir kez daha kanaat getirdim. Bir küçük ihmal ömür boyu hasara neden olabiliyor. Hasar basit olsa bile sürekliliği ile hayat konforunu fena halde dibe çekebiliyor!”
——
Hipotiroid hastalığım için bu kez başka doktora* gittim. Çok da iyi
ettim. İzmir’de Fadiş’le sohbetimizde de bu konu geçti. Tiroid hastaları
destekleyici ilaçlar almalı diye. Bana da bu konuda yazan çok kişi
vardı, ben o unutkanlıkla o tavsiyeleri de unuttum, ihmal ettim ne yazık
ki.
“Şu bir gerçek ki; Tiroid hastalığında, salt tiroid ilacıyla, tiroidiniz normal değerler arasına girebiliyor ancak negatif etkileri devam ediyor; Asabiyet hali, sebepsiz ve durdurulamaz gerginlik, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ya da yağlanması yani dengesizlik, halsizlik, yorgunluk, ani çöken bitkinlik, unutkanlık vesaire.”
Bunlar
günlük hayatı berbat edebilen etkiler tabii. Meğerse bunların sebebi
tiroide bağlı demir ve B12 eksiliğindenmiş en çok. 5 yıldır gittiğim
hiçbir doktor bana bundan bahsetmedi. Üstelik öyle rastgele doktorlara
da gitmedim sözde. Birinde Memorial’a pek çoğunda Medipol’e gittim.
Sözümona Endokrinoloji bölümüne. İşte ehil olmayan ve öylesine işini
yapan doktorların ettikleri. Bu 5 yılda sırf önüne geçilmez
asabiyetimden dolayı çocuklar neler çekti? Nasıl ödeyecekler bu hakların
bedelini bilmiyorum ki.
“Bazı meslekler var ki iş olsun diye, öylesine yapılmıyor, yapılmamalı!!! Doktorluk ve öğretmenlik gibi. Gönülden, severek, insan hakkı, kul hakkı gözeterek ve empatiyle, kendini karşısındakinin yerine koyup düşünerek yapılmalı!”
Ancak ne mümkün, böylesine iş yapanların öyle az ki sayısı.
“Üstelik mesleğinin hakkını vermeyen doktorlar yüzünden, hakkını verene de septik yaklaşılıyor.”
Bilmiyoruz
ki kim dürüst, kim değil. Misal, Selim’in kordon dolanması yaşadığını
ve illa sezaryen olmamı söyleyen doktordan hala şüpheliyim. Hala emin
değilim, doğru mu dedi, yoksa muayenehanede bekleyen hastalarını
bekletmemek için tez elden bu külfetten kurtulmak mı istedi? Ya da
Kerim’de test sonuçları için beni acilen hastaneye çağıran ama bir damla
bilgiden de mahrum bırakan ve hamile halimle, Selim’le, İ. de yokken
evde, apar topar ağlaya zırlaya hastanaye gitmeme neden olan doktora ne
demeli? Ya da birkaç ay önce, Zona olan annemi izin verse direkt Safra
ameliyatına alacak olan doktora ne demeli? (Annem için de dua edin,
n’olur?)
Normalde
bu türden sert şeyleri yazmamaya özen gösteriyorum. Ancak bu kez amme
hizmeti gibi gördüm bu işi. Ben tecrübe ettim bu olumsuzlukları ne yazık
ki, okuyan yaşamasın diye. Bence sayıları pek az olan iyi doktorları
anlatmak ve tanıtmak gerek. Ki belki iyileri, iyilikleri çoğaltırız.
(Aslında kötüleri de deşifre etmek gerek ama isim vermeye razı gelmiyor
gönlüm gene de)
*İhtiyacı olanlara doktor isimlerini verebilirim.
————————————————————————————————————————————————————————-
Bir de
görüşmek istediğim ama görüşemediğim onlarca blog arkadaşım, gerçekten
vakit bulamıyorum. Zamanın bunca az kaldığını hesap edemedim ve zamanı
yettiremiyorum. Çok üzgünüm! Bu yüzden son bir görüşmeyi sanırım
ayarlayamayacağım. Ancak -11 Mayıs 2012 Cuma saat 10.30′dan
itibaren Şişli Cevahir Meydan Starbucks 2. katta- gerçekleştirilecek
olan 8 . anne – baba blogger buluşması-na gitmeye çalışacağım. 2
çocukla nasıl olacak bilmiyorum ama çok kısa bir süreliğine de olsa
gitmeye çabalayacağım. İnşaallah bu kez muvaffak olurum. Zira Mart
ayındakine gideyim derken 1 ay süren ağır hastalığa girişi yapmışlardı
çocuklar. Maazallah!
————————————————————————————————————————————————————————–
Bu
çemkirik yazının üstüne Şirince yolunda gördüğüm güzellikleri ekleyeyim,
negatif havayı bertaraf etsin diye. Bereketli Ege topraklarının,
bereketli ve endamlı Zeytin ağaçları eşlik etmişti bize yol boyunca ve
neredeyse neon yeşili çimenleri, ağaç gölgesinde kır çiçekleri.
.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder