10 Mayıs 2012 Perşembe

Gitmeye Yakın Doktorlardan Öğrendiklerim, Blog Buluşması ve Şirince Yol Fotoğrafları



Gitmeye çok az kaldı. Geri sayımlardayız. Önümüzdeki hafta eşyalarımızı alacak taşıma şirketi. Her işi onlar yapacak ama gel gör ki gene de birçok şeye çekidüzen vermek lazım. Dolap içleri karmakarışık, oyuncaklar desen almış başını gidiyor, mutfak eşyaları, küçük ev aletleri temizlenmeli, buzdolabı; ki o başlı başına bir mevzu benim için, düzenlenecek kitaplar ve filmler, gidilecek doktorlar, yapılacak ıvır zıvırlar, eksikler, kapatılacak faturalar, fazlalıklar, alınacaklar, yıkanacaklar, göndermek üzere ayrılan eşyalar; çok utanıyorum ama itiraf da edeceğim: hala göndermediğim iki hediye: Şebnem’e ve Ayda’ya. Bir de köy okulu için beklettiğim kitaplar ve oyuncaklar vesaire… Zaman az, yapılacak iş çok! Ama ümitsiz değilim, en azından kitapları ve oyuncakları hallettim. Bir de dişçi ve bir kısım doktor işlerini. Günlerdir sabah çıkıp akşam giriyoruz eve. Bu yüzden gelen mailler, yorumlar öksüz kaldı gene. Ve sanırım uzun bir süre bu eksiklikle gideceğim. Affedin!
Bu süre zarfında Selim’in evde, Kerim’in de devamlı surette dibimde olduğu gerçeği var bir de. İzmir’de zaten okul ayrılığına alıştı, bir daha aynı şeyi yaşamasın ve hem de zaten limoni olan haliyle hastalığa boğulmasın diye okula göndermedik Selim’i. Mart ayı boyunca, çocukların kesintisiz süren ağır hastalıkları öyle korkuttu ki gözümü nerdeyse ömür boyu çocukları okula göndermeyeceğim. Bu yüzden evde iki çocukla cebelleşiyorum işlerle. Evde bolca gümbürtü var bu sebeple. Ve zorluk!
İlginç gelişmeler oldu bu sürede, özellikle doktor görüşmelerimizde:
—- Selim gözlük taktı. Şirinler filminde en çok Bilgin’i seven ve okuldaki oyunlarda devamlı Bilgin seçilen Selim sahiden de bilgin oldu bu haliyle. Ne yazık ki miyopu+astigmatı+göz tembelliği varmış. 2 sene önceki ilk muayenede miyoptan ve astigmattan bahseden doktor* göz tembelliğinden hiç bahsetmedi. Ve ne yazık ki bu sürede ilerlemiş göz tembelliği. Bundan böyle yıllarca düzenli olarak kontrole gitmesi gerekecek. Şimdiki duam; gözlükle geçecek bu hafta bir nebze iyileşmenin olması ve göz kapamasına gerek kalmaması. (Lütfen içinden gelen dua etsin, gıyabi dua çok makbuldur nitekim)
Ah bu ehil olmayan doktorlar!!!! Bundan sonra doktor görüşmelerinde kayıt cihazı taşımaya niyetliyim, ki daha sonra hak iddia edebileyim. Şimdilik tek yapabildiğim Allah’a havale etmek böylelerini.
—– Selim ilk dişçi muayenesini oldu. Neyse ki bu kez göz ve diş için kendi doktorumuzdan öneri aldım da öyle gittim. Gittiğimiz yerdeki doktor* ilk muayenede tamamen sohbet etti Selim’le ve müdahale yapmayacağım dedi dökülmeye yüz tutmuş dişlerine. Ki fobi oluşmasın diye. Selim çok keyiflendi bu muamele ile ve ben dişçiye gitmeyi çok sevdim dedi.
“Ehil olanı araştırmalı gerçekten doktor işlerinde. Önüne gelene gitmemeli. Buna bir kez daha kanaat getirdim. Bir küçük ihmal ömür boyu hasara neden olabiliyor.  Hasar basit olsa bile sürekliliği ile hayat konforunu fena halde dibe çekebiliyor!”
—— Hipotiroid hastalığım için bu kez başka doktora* gittim. Çok da iyi ettim. İzmir’de Fadiş’le sohbetimizde de bu konu geçti. Tiroid hastaları destekleyici ilaçlar almalı diye. Bana da bu konuda yazan çok kişi vardı, ben o unutkanlıkla o tavsiyeleri de unuttum, ihmal ettim ne yazık ki. 
“Şu bir gerçek ki; Tiroid hastalığında, salt tiroid ilacıyla, tiroidiniz normal değerler arasına girebiliyor ancak negatif etkileri devam ediyor; Asabiyet hali, sebepsiz ve durdurulamaz gerginlik, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ya da yağlanması yani dengesizlik, halsizlik, yorgunluk, ani çöken bitkinlik, unutkanlık vesaire.”
Bunlar günlük hayatı berbat edebilen etkiler tabii. Meğerse bunların sebebi tiroide bağlı demir ve B12 eksiliğindenmiş en çok. 5 yıldır gittiğim hiçbir doktor bana bundan bahsetmedi. Üstelik öyle rastgele doktorlara da gitmedim sözde. Birinde Memorial’a pek çoğunda Medipol’e gittim. Sözümona Endokrinoloji bölümüne. İşte ehil olmayan ve öylesine işini yapan doktorların ettikleri. Bu 5 yılda sırf önüne geçilmez asabiyetimden dolayı çocuklar neler çekti? Nasıl ödeyecekler bu hakların bedelini bilmiyorum ki. 
“Bazı meslekler var ki iş olsun diye, öylesine yapılmıyor, yapılmamalı!!! Doktorluk ve öğretmenlik gibi. Gönülden, severek,  insan hakkı, kul hakkı gözeterek ve empatiyle, kendini karşısındakinin yerine koyup düşünerek yapılmalı!”
Ancak ne mümkün, böylesine iş yapanların öyle az ki sayısı.
“Üstelik mesleğinin hakkını vermeyen doktorlar yüzünden, hakkını verene de septik yaklaşılıyor.”
Bilmiyoruz ki kim dürüst, kim değil. Misal, Selim’in kordon dolanması yaşadığını ve illa sezaryen olmamı söyleyen doktordan hala şüpheliyim. Hala emin değilim, doğru mu dedi, yoksa muayenehanede bekleyen hastalarını bekletmemek için tez elden bu külfetten kurtulmak mı istedi? Ya da Kerim’de test sonuçları için beni acilen hastaneye çağıran ama bir damla bilgiden de mahrum bırakan ve hamile halimle, Selim’le, İ. de yokken evde, apar topar ağlaya zırlaya hastanaye gitmeme neden olan doktora ne demeli? Ya da birkaç ay önce, Zona olan annemi izin verse direkt Safra ameliyatına alacak olan  doktora ne demeli? (Annem için de dua edin, n’olur?)
Normalde bu türden sert şeyleri yazmamaya özen gösteriyorum. Ancak bu kez amme hizmeti gibi gördüm bu işi. Ben tecrübe ettim bu olumsuzlukları ne yazık ki, okuyan yaşamasın diye. Bence sayıları pek az olan iyi doktorları anlatmak ve tanıtmak gerek. Ki belki iyileri, iyilikleri çoğaltırız. (Aslında kötüleri de deşifre etmek gerek ama isim vermeye razı gelmiyor gönlüm gene de)
*İhtiyacı olanlara doktor isimlerini verebilirim.
————————————————————————————————————————————————————————-
Bir de görüşmek istediğim ama görüşemediğim onlarca blog arkadaşım, gerçekten vakit bulamıyorum. Zamanın bunca az kaldığını hesap edemedim ve zamanı yettiremiyorum. Çok üzgünüm! Bu yüzden son bir görüşmeyi sanırım ayarlayamayacağım. Ancak -11 Mayıs 2012 Cuma saat 10.30′dan itibaren  Şişli Cevahir Meydan Starbucks 2. katta- gerçekleştirilecek olan 8 . anne – baba blogger buluşması-na gitmeye çalışacağım. 2 çocukla nasıl olacak bilmiyorum ama çok kısa bir süreliğine de olsa gitmeye çabalayacağım. İnşaallah bu kez muvaffak olurum. Zira Mart ayındakine gideyim derken 1 ay süren ağır hastalığa girişi yapmışlardı çocuklar. Maazallah!
————————————————————————————————————————————————————————–
Bu çemkirik yazının üstüne Şirince yolunda gördüğüm güzellikleri ekleyeyim, negatif havayı bertaraf etsin diye. Bereketli Ege topraklarının, bereketli ve endamlı Zeytin ağaçları eşlik etmişti bize yol boyunca ve neredeyse neon yeşili çimenleri, ağaç gölgesinde kır çiçekleri.
.
Bunlar da ilginizi çekebilir:

Hiç yorum yok: