19 Şubat 2011 Cumartesi

Bana Dövüş Kulübü Gerek!

Tadım yok, nahoşum! Sapkınım şu sıralar, durdurulamaz bir biçimde hem de. Haksız yere çıldırıyorum habire evimdeki sabilere. Kendimi alıp bir temiz dövesim var. Gene ve gene ve gene! Bazen sinirli olduğum zamanlarda kendimi uzaktan seyrediyor ve gördüğüm çirkin manzaradan tiksiniyorum. Kendimden çok ötelere kaçmak istiyorum ama nafile bir çaba olur biliyorum! Oturup içimdeki yaban hayvanı ile anlaşmaya ve onunla yaşamaya çalışıyorum. Ya hep, ya hiç-çi bir bünye için pek zordur oysa elindekine razı olmak ve yetinmek. Yetiniyorum ve bu halle daha da çekilmez oluyorum.

Zor zamanlardan geçiyorum. Daralıyorum, bunalıyorum. İçinden çıkılmaz karar aşamaları, yalnızlık, sanırım tiroitten kaynaklanan gel gitler, hadsiz asabiyetler, zorluk derecesi gün geçtikçe artan rutin işler,  eksikler, gedikler, yetişememe, normalleşememe, şartlara kızgınlığım, insanlara kızgınlığım, dünyaya kızgınlığım hatta eriyen buzullara, hunharca katledilen foklara, balinalara, yunuslara, patlayan bombalara, masum insanların katline, bu haberleri olağanlıkla dinleyebilmeye, bir iki üzülüp yemek yemeye devam etmeye, lay lay lom gülebilmeye, silahlar altında yaşayan çocuklara bir iki ah vah edip de -ah çocuğum brokoli yemedi, vah organik beslenmedi- demeye ve daha nice  eyleme ya da eylemsizliğe kızgınlığım, içimde zor yatışan, ama kolay tutuşan yangını körüklüyor habire. Nietzsche gibi hepten delirmekten korkuyorum.


Ama en kötüsü işler ne zaman güçleşse tüm hıncımı çocuklardan ve bilhassa Selim'den almaktan sebep, kendime kızgınım. Üstelik nicedir bunu kanıksamış olmaktan ve üzerinde düşünmeye dahi değer bulamamaktan dolayı çifte kızgınım kendime. Gücüm dünyaya yetmediğinde, gücümün yettiğine kızmakla gösterdiğim acziyetten dolayı çok kızgınım kendime!!! Bırakın dünyayı komşuya kızsam  önce Selim'i paylıyorum. Üstelik ilk onu kollamam gerekirken, ben onu harcıyorum hemen. Sebep? Bana muhtaç olması mı? Beni bırakıp gidemeyecek olması mı? Çok acıtıyor içimi bu düşünce!

Kızıyorum haksız yere ve odana git, diyorum. Sakin değil, bağırmanın son raddesinde. Odasına gidiyor, bazen didişiyor benimle. Daha da kızıyorum, sindirmeye çalışıyorum. Bana dönüp diyor ki; "Sen bana kötü davrandın, nasıl ben ceza alıyorsam sen de almalısın. Sana 5 gün haber izlemek yok! Puan da yok!" Eskiden bu durumda koyverip gülerken artık gülmüyorum, daha da kızıyorum. -Seni sevmiyorum!- diyor ve ağlayarak odasına gidiyor. Bana söyleyebileceği en yaralayıcı cümleyi sarf ederek içimi yakmaya çalışıyor. Tıpkı benim onun içini yaktığım gibi. İçim yanıyor. Neyse ki yanıyor. Ortalık sakinleşiyor ve -Beni bağışla!- diyorum. Bağışlıyor elbet. Gönlü geniş, peygamber ahlaklı oğlum Selim. "Bir şey olmaz anne, ben de haksızlık ettim sana!" diyor. Etmedin, diyorum, sarılıp öpüyorum, etsen de çocuksun sen, diyorum. "Seni seviyorum anne!" diyor, "Sesin böyle yumuşakken kalbim duracak gibi oluyor, hatta ağlayacak gibi oluyorum!" diyor. "Seni sevmiyorum derken de kızgınlığımdan söyledim" diyor. Ve önemli değil bana yaptıkların, yani o kadar da önemli değil diyor, beni daha da acıtıyor. Maalesef gün mutlu sonla bitmiyor. Bu hikaye devr-i daim ediyor kısa sürelerle. Ben hastalıklı tipler gibi bir kız, bir yumuşa, bir bağır bir özür dile sarmalında çocukları haşat ediyorum. 

Korkunç bir ana tanıklık ediyorum bir süredir; insan koyverdikçe koyverdiği çirkeflikler alışılageliyor, kanıksanıyor. Ki en çok bu acıtıyor beni. Eskiden daha çok  kendimi düzeltmeye çalışır, onarmaya odaklanırdım kötü zamanları. Üstün bir çabayla daha aza indirgerdim kızgınlıklarımı. Şimdi giderek tonu artıyor sesimin, davranışlarımın ve yabanlığımın. Ve giderek daha az umursuyorum hoyratlıklarımı, daha az vicdan azabı çekiyorum, daha olağan geliyor kabalıklarım. Daha az düşünüyorum üzerinde sertliğimin, adaletsizliğimin ve en önemlisi, neden ve niçinlerin. Bugün sesimin sınır noktasını keşfettim mesela. İğrençti. Öylesine iğrençti ki başıma korkunç ağrılar girdi. Ben benden kaçamazken, ben dahi kendime dayanamazken bu çocuklar n'etsindi? Nereye gitsindi? 

Bir Fight Club bulmalıyım kendime. Kendimi ıslah etme yöntemlerim tükendi. Usulca konuşmalarım, kendimi adam yerine koyup dert anlatmalarım beyhude.  İçerdeki yaban hayvanını ehlileştirmek  adına tek yöntem kalıyor geriye; kendine şiddet! Edward Norton misali kendimi duvardan duvara atmalı, savurmalıyım bedenimi. Ki içimdeki yabana iyi bir gözdağı verip pes dedirtebileyim. Bir daha yapmasın! Kıymasın kuzularıma! Hele ki kara kuzuma hiç kıymasın. Bir daha yapmasın! Yaparsa tekrar ağzının payını vereyim. Bir Fight Club bulmalıyım kendime.

79 yorum:

Feride dedi ki...

gel sen arada beni döv..
Ben de sesimin sınırını keşfettim ve ne kadar manyaklaşabildiğimi gördüm.. bu manyaklıklarımın yavrumu manyaklaştırmasından ise feci tırstım.. alt tarafı elindeki keçeli kalemi koltuga sürmüştü, ne vardı ki, silinirdi, belki geçer belki geçmezdi.. ondaki tesiri geçmiştir umarım ama bendeki gerek manevi gerekse fiziki olarak devam etmekte... karar verdim artık kendime ceza vereceğim. normal oktavın üzerine çıkan her ses tonunda ve "çocuk bu elbette yapacak" denilen durumlar karşısında her ona kızarak haksızlık ettiğimde nefsime en agır gelen şeyle terbiye edeceğim, bu ateş dilli ejderhayı.. zira görüyorum ki el kadar bebeye söylendikten sonra sarılıp özür dilemek pek de agır gelmiyor nefsime.. belki gelir sana itiraf eder, kendimi sana dövdürtürüm bilmiyorum.. bu belki zor gelebilirdi. neyse kelin merhemi olsa deyip derdimi dökmüş olayım.. gece gece damarlıydım zaten, tam üstüme geldin beyaw..

sweetheartela dedi ki...

YSnin tabiriyle "piss anne" ne ağlattın beni gecenin bu saatinde :((

Mrsgul dedi ki...

Canimsin! bu tahammulsuzluk ben de ozkan'a karsi var. sinir oluyorum cogu zaman, yuzune karsi birsey diyemiyorum, kapaniyorum banyoya, kendi kendime soyleniyorum karsimda O varmis gibi. Ama sadece ben konusuyorum, O susuyor. Basrolde ben varim. O filmin tum kahramanlari benim..adamin hic biseyden haberi yok. SOnra icim bosaldigi zaman cikiyorum disari, hic bisey olmamis gibi devam ediyorum hayatima. Sakinlestigimi fark ettim sonralari. Ben kendimi boyle islah ettigimi fark ettim..xx

Anne Karınca dedi ki...

Bu yazıyı alıp, kopyalayıp olduğu gibi koyasım geldi bloguma. Bu kadar mı net ifadelerle anlatır bir insan kendini. Bu kadar mı benzeşen değil de bire bir aynı duygular ve ortamlarda bulur insan kendini. Son zamanlar da senden başkasının blogunu okurken neden hızlıca okuyup çıktığımı ama senin bloga geldiğim zaman, her bir cümleyi tekrar tekrar okuduğumu daha iyi anlıyorum. Sen bana beni ve yüzüme vuramadıklarımı anlatıyorsun.

1- Delisin melisin ama seviyorum seni :)
2- Burcunu merak eder oldum.
3- Şifremi versem de benim yerime de yazsan bloguma. Nedeni! Beni benden daha iyi anlatan yazıların...
4- Bir gün; ne zaman olur bilmem, böyle devam ederse eğer diyaloglar, misafirim ol isterim.
5- Kendine iyi bak, iyi bak ki en azından bahar geldiğinde çiçek açalım..

Sevgiler Selma

Açalya dedi ki...

Ne diyeceğimi bilemedim, Selim'in söyledikleri, şu yazıyı okuyan kim olursa olsun yüreğini dağlardı. Dante'ye kızdığımda "anne sen bana kızınca ben üzülem" yada "anne sen bana bağırınca bebekler uyanar" (bir kere o bağırırken öyle demiştim) dediğinde aynı şeyleri hissediyorum.

Fight Club'a gelince,
Yok mu oralarda kick box kursu neyin? Kendini tekmeleyemezsin ama belki tekmeletirsin.

Tuğra'nın Annesi Emine dedi ki...

Pofff...içim kabardı valla.Kuzum sen biraz inzivaya çekil, bi süre kendini dinle, ama uzun bi süre..
Yazık kuzularına da, pişmanlık kötü oluyor sonrasında.
Ama şu gerçekten kötü...''Sebep? Bana muhtaç olması mı? Beni bırakıp gidemeyecek olması mı?''
Ne kadar doğru bir cümle...
Sen şimdi al iki kuzunu da yanına, şöyle sarıla sarıla, koklaya koklaya uyu...iyi gelicek emin ol...

Fulya dedi ki...

Anneler ne kadar hoyrat olursa olsun bilir cocuklar sevildigini ve hoyrat annelerin cocuklari hayata daha guclu durur yildiramaz korkutamaz onlari baskasi.. Uzulme hep zarar degil bazen faydasida var.. Bu yasta ogrediyor kriz yonetimi, ofke kontrolu, gucu..

Adsız dedi ki...

Günaydın deli anne:)
Geçici bir dönem olarak görmeye çalış ve kendini çok yıpratma.
<her şeye yetişmek zorunda değilsin ve yetişme de.
Çocuklarınla yaşadığın anın tadını çıkar.Ömrümüz bir nefes,bir saat sonrası için garantimiz yok.Doya doya yaşamaya,sevmeye bak.
Önceleri senin gibiydim ama hata etmişim.
Sen hayatın peşinden koşma,o senin peşinden koşsun be delim.

Bol tebessümlü,tatlı,huzurlu hafta sonları diliyorum.
Karamı öpüyorum;aşkım ya:)

mine dedi ki...

bol hareket,zihinsel bereket ve sukunet olur mu acaba ? düzenli sipor mesela...

Gulcin dedi ki...

ah deli anne! Ne desem bilemedim ama okurken cok duygulandim gercekten. Yuklenme ama bu kadar kendine nolur. Malum cocugum yok onlarla boyle anlarla basa cikmak cok daha zor goruyorum, okuyorum. Sanirim ben de yasayacagim benzerlerini o zaman ise yarauacak mi bilmem bilemem ama simdi cok sinirlenince muzik acip dansediyorum iyi geliyor inan. Yani basta manyak miyim ben diyorum tabi, boyle danslar bir sacma oluyor ama iyi geliyor. Bir de oyun. Bilmem sever misin? Ama taslar atiyorum, toplar patlatiyorum vs. Bir de disari cikip kossam daha iyi ama olmuyor wii de kosuyorum. Cok mantiksiz durdugun yerde kosmak ama sinire iyi ne yapayim.

Herkesin boyle hallerle basa cikma yontemi farkli elbet ama hani belki dedim... Sen uzulme deli anne. Uzulme kendin icin. Bir de onlar icin. Gecer gider bu haller, uzulme sen lutfen. Bir gulumsemen siler herseyi, yeter ki sen iyi hisset, iyi ol.
Guzel bir hafta sonu olsun
Sevgiler

neval dedi ki...

evet alışkanlık iki ucu pis değnek iyiye de alışıyoruz ,kötüye de.
lakin kendine nedir bu kadar haksızlık,hepimizin geçtiği bir süreçten geçiyorsun. zordur değişmek,herşeye yetişip hem de sabır taşı olmak ,insanlara haksızlık etmemek.neticede nefis var,kendine zaman ayırmak isteyen.
kısır döngü bu, kendine kızdıkça çocuklara patlıyor
çözüm ,kendine özel zaman .bak nasıl mutlu mesut koşacaksın yavrularına.

Adsız dedi ki...

Selim'in sözleri içimi çok tuhaf etti... Şunu fark ettim davranışlar nasıl olursa olsun Selim ile arandaki bağ çok kuvvetli.

Dilerim bu ruh halinden bir an önce sıyrılırsın.

Sevgiler.

Adsız dedi ki...

Ah Deli Anne'cim, hepimiz yapıyoruz böyle kontrol dışı şeyler. Sesimin sınırının iğrençliğini ben de keşfetmez olaydım. Bağırmak çok çok kötü. Ve fakat benim de kendimi en çok kontrol altına almaya çalıştığım, son zamanlarda nispeten becerdiğim ama hala yol kat etmem gereken bir alan bu.

Hep birlikte terapiye gidelim, bağırmayan anneler olalım.

guguk kuşu dedi ki...

kendine yaklaşımın çok yanlış evet hataların olabilir ama kedini asman gerekmiyor. bir insana bu kadar yüklenilirse patlak vermesi kaçınılmaz.
1-mutlaka yardım al (yardımcı, annen vs vs)
2-yardım alamıyorsan, yapacağın işleri sınırla günlük zamanının büyük çoğunluğuna çocuklarınla eğlenmeye ayır
3-günde yarım saat kendine ayır
4-lütfen en önemlisi şuanki çıkmazını ve bu çıkmazın sana yaptıklarını eşinle paylaş.

annesininmimosu dedi ki...

bütün annelerde az yada çok oluyor galiba bu durum sevgili deli anne.dozu ile ilgili ise karakterlerimiz rol oynuyor..
kendim içinde diyorum bunu.biraz terapiye ihtiyacımız var.öfke kontrolü ile ilgili.
ama sonu tatlıya bağlanıyor-bağlanmak zorunda-..aynı durumdayız bu aralr.umarım çabuk çözüme kavuşuruz..
sevgiler

Ebru dedi ki...

Selim'in söyledikleri insanın içini çok acıtıyor.Ne desem bilmiyorum ki çok üzüldüm. Troid için ilaç filan kullanmıyor musun? emzirme nedeniyle. Çok kolayca telaffuz ediveriyoruz ama insanın dengesini fena sarsan bi rahatsızlık. Güçlü olma rolü insanı fena halde geriyor ve yoruyor.

Adsız dedi ki...

bu ruh halinin aynisini arada yasarim bende.sonuc esim tarafindan gazete okumamakla cezalandirilrim.cünkü icimdegelecek icin umutsuzluk koca bir cözümsüzlük denizi olusur simsiyah.dahasi esimin bence duyarsizligina esim nezzinde tüm dünyanin duyarsizligi aslinda nasil bu kadr rahta uyuyabiliyoruz vs. diye uykulari zehir eden ben:) biz nasil bir hayatin esigindeyiz her seyi herkezi birakip diyar diyar gezip elimizden ne geliyorsa yapmali bir yerlere yetisebilmeli. sebebini sonradan cözdün kendimce bu kadin hayallerini yari yolda birakip bir koca bir cocuk sahibi oldu. cünkü bu kadinin icinde orta okul lise caglarindan beri greenpeace ci mi olsam diyen hala kücük bir kiz cocugu var. belki bir ergen. o ergen iste arada cemkirip hirslanip cikiyor ortaya. sesinin desibeli cok cok nadir yükselen ben kendime tahammülsüzlesiyorum o ara. ama inan geciyor. gecmemeli diyor icindeki bir ses ama geciyor. gecmezse hayat gecmiyor cünkü. en kisa zamanda gecmesi dilegiyle...

Adsız dedi ki...

bu arada sizin icin bir cözüm olabilirmi bilemiyorum ama selimde cok anlayisli bir cocuk ona sakin bir ortamda zor bir dönemden gectigini ve icindekileri anlatsan eminim seni anlayisla karsilayacaktir. tecrübeyle sabit inan.

Nil dedi ki...

Nus ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir mi diyorsun deli annem?

Bence gel seninle ses tellerimizi ve dilimizi aldıralım. Nefret ediyorum kendimden, volume ayarım kaçınca :(

Sevdiye dedi ki...

troit denen illet bende de azdı bu aralar,beter sinir yapıyor beter,yetmezmiş gibi taşıyamayacağım kadar yük!Herkes kızdırmakta beni herkes,nefret halindeyim bu aralar,dün gece sinirimi Kurabiye'ye kustum,uyumadığı için bir güzel bağırdım ve ağlayarak uyudu,ben de...kalktığımda baş ağrımdan beter bir vicdan azabı,ikisi zonklatmakta bedenimi,nasıl sakin ve mülayim olunur nasıl?keşke öfkemi bütün dünyaya kusabilsem de Kurabiye'me öfkemin gölgesi bile yaklaşmasa,çıkış yolu bulursan ne olur bana da söyle,sanırım ben bir uzman yardımı alacağım.

Adsız dedi ki...

selimin söyledikleri karşısında en bile ağlayacaktım.çocuklar bazen yanlışlarımızı görmemize neden oluyorlar kızgınlığımız aslında duyduğumuz vicdan azabından kızgınlığımız aslında kendimize çok güzel dile getirmişsin bende bir kaç ay öncesine kadar delirmiş vaziyette önüme geleni paylar vaziyetteydim.bazı şeyleri çözemiyorsan bir bilene "danışacaksın" şimdi her ay düzenli daışıyorum rahatım.troid sorunu bendede vardı aşırı sinir stres uyku yapıyordu.ama ilaç tedavisiyle onuda aştım.allah çocuklarımıza sabır bizede bol bol merhamet versin..

Adsız dedi ki...

selimin söyledikleri karşısında en bile ağlayacaktım.çocuklar bazen yanlışlarımızı görmemize neden oluyorlar kızgınlığımız aslında duyduğumuz vicdan azabından kızgınlığımız aslında kendimize çok güzel dile getirmişsin bende bir kaç ay öncesine kadar delirmiş vaziyette önüme geleni paylar vaziyetteydim.bazı şeyleri çözemiyorsan bir bilene "danışacaksın" şimdi her ay düzenli daışıyorum rahatım.troid sorunu bendede vardı aşırı sinir stres uyku yapıyordu.ama ilaç tedavisiyle onuda aştım.allah çocuklarımıza sabır bizede bol bol merhamet versin..

hayat simdi guzel.. dedi ki...

kiyma lutfen selime!selimi uzme annesi ya,git canak comlek felan kir ama kirma korpe kalpleri:)

saka bir yana ama bizim iflah olmaz nefislerimiz,ofkelerimiz yuzunden cocuklar gereksiz darbeler aliyor ve bu vakitlerde aldiklari her darbe de ergenlik caginda gun yuzune cikacak.o zman geminin su aldigini farkedecegiz ama telafisi oldukca yorucu olacak. o yuzden acilen dingil bir ruha ermek cin eller duaya kaldirilmali...

İkiz Annesi dedi ki...

Canım Müminem sevgili Deli Annem etme eyleme yapma kendine de kuzularına da.Sen ki bilim Selime "Kaşıkçı Elmasım" diyen yere göğe sığdıramayansın.Selimi de , Kerimi'de ne kadar çok sevdiğini bilirim.
Bu aralar yoğun günler yaşıyorsun bu da yıpratıyor seni kolay değil.Yaptıklarımıza özür bulmak değil ama bizim yaşadıklarımız da maalesef kolay değil senin de dediğin gibi kuzularımız belki de bizi hiç terk etmeyeceğinden en net tavrımızı onlara gösteriyoruz sanırım.Keşke etrafımızdakilere bunu uygulayabilsek belki biraz daha az sinirli olurduk.

Selimciğin sözleri dağladı yüreğimi kuzum çok anlayışılı bir o kadar da bilgili.
Çok varma kendi üzerine biraz sakinleş ve eğer gerçekten gerekliliğine inanıyorsan bir uzmandan yardım al istersen.Ve eşinle mutlaka paylaş belki de içindekileri göremediğinden sana yardımcı olamıyordur.
Elimden gelen birşey olacaksa dertleşmek istersen mail adresimi biliyorsun her zaman dinlemeye elimden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışırım canım benim.
Sevgiler.

Seyr-ü Sefam dedi ki...

Satırlarınızı okurken içinde bulunduğunuz duygu seli bana çok tanıdık geldi..

Siz vicdanının sesini susturmayan; hatalarını tesbit eden ve inanıyorum en kısa sürede çözüme ulaşacak güçte ve gönülde bir annesiniz..

Siz hakikaten iyi bir annesiniz..
Selim de maşallah subhanallah çok edepli ve olgun bir evlat..

Ben henüz anne değilim ama anne olursam da sizin kadar cici ve başarılı bir anne olabilir miyim meçhul :)

Hayat koşuşturmacasında tabi tutulduğumuz sınavlar aynı..

Yaşamak bir sanattır..
Tıpkı ip üstündeki cambaz gibi..
Sınavlara tabiyken de huzurlu ve hayatın keyfini çıkartarak yaşayabilmektir püf noktası..

İnsanız neticede aciziz..
Sadece gözümüzün görebildiği kadarını görüyor, elimizin uzanabildiği yere kadar uzanabiliyoruz..

Bütün yükü tek başınıza omuzlamak zorunda değilsiniz..

Maddi ve manevi destek alabilirseniz daha yaşanabilir olacaktır hayat hepiniz için düşüncesindeyim..

Rabbimizin işlerinizi kolaylaştırması, sıkıntılarınızı ferahlatması ve bitmek tükenmek bilmeyen bir huzurunuzun olması duasındayım..

Selametle..

Sitare dedi ki...

canım arkadaşım.yürek dolusu sarılmak isterdim sana ve son damlaya dek ağla derdim bağıra bağıra.buradan diyorum ancak.iyice ağla.ve düşün ne yapabilirsin.mantıklı,akla yatan nasıl bir yol seni huzurlu kılacak.bir düşün.kendi iç huzurunu kaybetmişken çoluğun çocuğun başında 24 saat full time anne olsan ne yazar.gönül yazar:)yok be ya o bile yazmaz:)bir anlık bile güldüysen Nietzsche bozuntusuyla denk tutamazsın kendini.aklın fikrin yerinde çok şükür.ama bunaldın.hepimiz gibi .belki senin biraz daha çok.genel okumuş anne profilinden öteye geçen bir hal mevcut sende.zeka,pırıltı,hayata dair minik ayrıntıları yakalama,felsefe ,sanat ne ararsan fazlasıyla mevcut damarlarında.hal böyle olunca sıradanlaşamazsın sen çokları gibi.kabına sığamadığın gibi çürürsün de.yolları bulmak,cevaplara ulaşmak ancak senin yapabileceğin bir iş.artan sinirsel katsayılarınla muhteşem yazılara imza atmayı bırakıp bu kaostan nasıl çıkarıma odaklan.gerekirse uzaklaş.gerekirse çocukları uzaklaştır.yeter ki bir evin içinde deli anayı bırak deli danalar haline gelmeyin.uzun oldu şişirdim kafanı.sen anladın ne demek istediğimi.paran pulun küplere dolmayacak kadar çok olsa da bazen annelerin de iş hayatına mecburi girişler yapması gerekir.hele ki bu kadar birikim sahibiyse.öptüm kocaman...

Umut dedi ki...

Kaç gündür aynı çıkmazın içinde hissediyorum kendimi. Şu fight club işini beraber mi yapsak? Sen bana çaksan bir iki okkalı , ben de sana! Kendimize gelir miydik o zaman... Bağırırken boğazımın acıması bile durmamı sağlamıyor inan. Oluyor işte bazen, olmuyor değil. Üzülüyorum sonra, özür diliyordum, bir kaç zamandır onu da yapmıyorum. Ben bunaldım yalnız başına bir şeyler yapamamaktan sanırım. Yakında kursa başlıyorum, Üsküdar'a gelip gidicem pazar günleri. Şu tekneye binmek beni çok rahatlatacak onun hayalini kurmaya başladım şimdiden. Bu çocuklar ileride bizden nasıl bahsedecekler merak ediyorum. Nasıl bir çocukluk yaşadıklarını anlatacaklar.

esra-emir aydin dedi ki...

insanın 1 kez bağırmaktan sesi kısılırmı?
kısılır...
yavruya nasıl bağırdıysam (ben bile korktum) ve 2 gün sesim kısıldı.ses tellerim o kadar acıdı ki...Allah'tan bu dünya aldın cezanı dedim.
bende saçma sapan herşey için yavruya yükleniyorum.ne olcak bu halimiz delianne???
*yazı yine yıkılıyor.

Adsız dedi ki...

DeliAnnecim siz çok çok iyi bir annesiniz.kendinizi hırpalamayın.hepimizde oluyor bu gelgitler.insan olmanın gereği.biz de annemle didişiyoruz çoğu zaman.küs kalamıyoruz.Anneler ve çocukları arasında olmazsa olmaz şeyler.karşılıklı anlayış ve sevgiyle her şey halloluyor.sevgilerimle.

oytunla hayat dedi ki...

offfffffffffff şiştim be deli annem :((
aynı şeyi dün akşam be düşündüm şu çenemi nasıl tutup en ufak şeyde hırlamayabilirim acaba diye... Yapıyorum sonra pişman oluyorum hep yavru ceylan misali gözlerimin içine içine baktığında.
bak yine içime sızı düştü :(

Elifin Terazisi dedi ki...

Çocuklar küçükken yaşadıklarımı bana anlattınız sanki, galiba bu tünelden hepimiz geçiyoruz.

Oglak Kizlari dedi ki...

Merhaba,

Insan hep sevdiklerini paralarmış. Bu tecrübe ile de sabit bir konu.

Ne yaparsanız yapın ama 3+ yaş çocuğunuzu gece yatağına mutsuz göndermeyinde bir başka yerde okuduğum bir cümle.

Defne den sonra kızma daha sıkı sarıldığımda bir gerçek.

Hayat. Herşey oluyor. Çocuk söz konusu oluncada pişmanlık, kötü annemiyim soruları çoğalıyor.

Değiliz Müminem değiliz.
Hayat işte. Daha az bağırayım dedikçe daha çok, daha az kırayım sevdiklerimi dedikçe daha çok kırıyoruz.

Hakkaten bul kendine bir fight club, düş kendi yakandan.

Bilge anne Çiğdem

Deli Anne dedi ki...

Feride'm:ahhaha bence biz anneler arasında bir dövüş kulübü kuralım.. genel yorumları okuduğumda bu kanıya vardım.. bir temiz döveriz birbirimizi, eve bi gideriz ki perişan.. o halde artık ne öfke kalır ne sinir.. pestili çıkmış vaziyette misler gibi konuşuruz çocuklarla herhalde:)

İnsan düşününce ne önemi var diyor bir parça duvarın ama yaşarken o anı olmuyor işte..

Esra: :( ama biliyor musun ben ne zaman çok bunalsam, ağlasam, kıvransam vicdan azaplarında ertesi gün daha iyi oluyorum. Daha dikaktli davranıyorum. Biraz da insancıl tarafım çalıştığı için memnun oluyorum sanırım.. Belki de üzülmek kötü birşey değil..

Banu'm: İşte o anda ortamdan ayrılmak çok faydalı ama çocukları bırakıp gidemezken o fikir işe yaramıyor. Yoksa ben kendimi biliyorum bir parça uzaklaşsam hemen koşa koşa geliyorum sevdiklerimin yanına..

Deli Anne dedi ki...

Selma'm: canım... Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.. Burcu'm sanırım yay.. sanırım diyorum çünkü doğum tarihinden emin değilim. Benimkini alıp kopyalayabilirsin mevzu değil:) Misafir olmaya gelince görüşürüz inşaallah diyelim.. Ve evet baharla birlikte rengarenk çiçek açsın ruhumuz dilerim.. sevgiler öperim:)

Açalya'm: hüzünlü başlayıp Açalyaca bitirdin ve güldürdün ya, iyi ki varsın.. kendimi tekmeltirim ha ahah kesin öyle olur zaten olur da gidersem aahha

Emine'm: Evet canıma rkadaşım ya, sanki onlara sarlıp sıkı sıkı, uyuynca beraber silinyor kötü izler ama bende pek silinmiyor, onlarda silinir dilerim..

Fulya'm: Canım ya, bir umut serptin içime.. ama inşaallah bu umuda güvenip de hoyratlığıma aldırmazlık etmem.. teşekkür ederim

Deli Anne dedi ki...

Sıradan bir balık: Ben yorumu yazana dek akşam olduğundan iyi akşamlar diyeyim:) Çok teşekkür ederim güzel ve yüreklendirici sözlerin için. Sana da güleryüzlü, huzurlu bir hafta sonu diliyorum.. sevgiler çok çok:)

Mine'm: çok haklısın canım ya.. Aslında spor her türlü gerek bana. İyi fikir, değerlendirmeliyim.. teşekkürler.

Gülçinim: Mine'nin fikri çok mantıklı geldi bana, seninki gibi. Bir şekilde hareket lazım o öfkeyi pis bir enerji şeklinde dışarı atmak için.. eskiden olsa çıakr yürür de yürürdüm ama şimdi bebelerin yanında kalmak zorundayım.. evde spor da çok bayabilir çocuklarla ama.. Kerim çok meraklı zaten..


Kafayı salimleyip uygun yöntemi bulmalı, bulmalı, bulmalı:)

Sana da çok güzel bir hafta sonu olsun, o pencerenden görünen dereye de selam söyle..

sevgiler benden de..

Nevalim: Mantıklı ve akıllı bir kadınsın vesselam.. ve realist.. kendimi deliliğin çukurunda hissediyorum bazen.. olumsuz birşey söylendiğinde ise kör kuyuya dönüşüyor onun için.. yorumlara bakıyorum; olumlu söyleyen, teselli veren daha çok işe yarıyor. Zaten ben burada öğrendim ki eleştiri pek de matah birşey değilmiş.. uzun mevzu bu.. fırsatım olsa da yazsam keşke..

Öperim canıma rkadaşım

resimli günlük dedi ki...

Mümineciğim,bence sana dövüş kulübü değil,Selim'e bir anaokulu gerek.Bu konuda düşüncen nedir bilmiyorum ama bence hem ona hem sana yarım günlük bir okul çok iyi gelecektir.

Bir de yazmadan edemeyeceğim,üzücü şeyler yazmışsın ama öyle güzel yazmışsın ki hayran olmamak mümkün değil.Bu yeteneğini daha neşeli konularda kullanman dileğiyle :)

kuzunun annesi dedi ki...

Bende sinirlendiğinde sesi yüksek çıkan tarafım sanırım . Allahtan cogunlukla eşimde evde oluyor ki Elayı sakinleştirsin .
Bende bahar gelsin , Eloş daha cok dısarıda oynasın yorulsun ve aksamları daha cabuk uyusun dileklerindeyim . Bizim kilir nokta aksam uykuları oldu bu ara.

Unknown dedi ki...

Ah deli annem, insan en yakin bildiklerine hep yapiyor bunlari, bende hep vahapa bagiriyorum, kiziyorum, kusuyorum, azarliyorum. Samar oglanina dondu adamcagiz. Sana soyle ya da boyle yap diyemem, cunku bende yapamiyorum, ama bildigim tek sey bunlarin da gelip gececegi, selim seneye okula baslayacak, kerimde buyuyecek. Sen de sadece kerimle ilgileneceksin. Daha iyi hissedeceksin kendini. Ben dun arkadasima gittigimde onu farkettim. Evde tek cocuga bakma rahatliligi cok baska birseymis. Gercekten rahat oldugumu anladim. Dayan deli annecim, az kaldi ;) ama yazin Ilter sizi maaile guzel bir tatile gotursun :)Tabi tatil konusuda kotu, cevre bikinili kizlarla dolu :(

Berceste dedi ki...

Incu ben kocaaaa yazidan bir organik kismina takildim kaldim :) Yapabiliyor ve digerlerini durdurabiliyorsan, engelleyebiliyorsan, acizlere yardim edebiliyorsan et, kim tutar seni. Ama GDO meselesi, organik meselesi elinin altinda, gozunun onunde, goz gore gore yapmamak benim harcim degil. Bir hatirlatayim dedim ;-)

MAVİ TUTKU dedi ki...

Çok güzel bir iç döküm..imzamı atsam..içimdeki buruklukla sussam aslında ne kadar çok şey demek istediğimi anlarsınız değilmi....

neval dedi ki...

ahh deli annem ,üzdümse seni affet. halet-i ruhiyeni gözönüne alıp umut dolu cümleler kurmalıydım,realist değil. yine de ne kadar kibar ifade etmişsin asil arkadaşım.

Deli Anne dedi ki...

K.C.S: Ümitvar konuşmalar beni çok mutlu ediyor.. teşekkür ederim.. sevgiler size de:)

Elif'im: canım arkadaşım ne metot buldun bana da söyle gayri..

ahaha aklıma fikir geldi: terapi grubu kuralım,
-merhaba ben deli anne
grup: merhaba deli anne
-ben bağıran bir öküzüm. Hem de yavrularına bağıran öküz. (Nemo da ki köpek balıkalrının balık yememe terapisi geldi gözümün önüne)

Valla faydası olur mu olur..

o işe yaramazsa dövüş kulübü kurarız.. ahaa saç saça baş başa..

Guguk kuşum: 4 numara üzeinde çalışıyorum ve fekat eş beylerin uygun zamanı olması gerek. Onun kendine has bir çemberi var arada kapıalrını sımsıkı kapatıyor bu ara da öyle:)

Yelish dedi ki...

yapma arkadasim.
sonra izleri kaliyor hep onlarda
Bunaldin ,daraldin neden yaptigini anliyorum ama haftada bir gun izin sart sana , bak bende cok ise yaradi.
Bir gun cik gez bara git,yuruyus yap , bakim yaptir.her ne olursa olsun o bir gun iznini kullan.
Simdi bir gun iznin benimle tamam mi ? kafa dagitalim beraber :))

dilek dedi ki...

İnsanın doğasındamı var acaba? Öfkemizi hep en yakınımızdakinden belki acizden çıkarıyoruz...O'nun hiçbir suçu günahı yokken...Daha nöbetin başı gece gece ağlattın beni.Nasıl biter bu gece bilmem. Yazıda Hem kendimi hem Kaan'ı okuduğumdan belki de...durdum düşündüm de destek olacak hiç bişey yazamıyorum...Kelin ilacı olsa...........Sabır sadece sabır. Son zamanlarda çığrımdan çıkmadan saniyeler önce derin bir nefes alıyorum bir parça kendimdeysem sanırım işe yarıyor....
İstanbuldan olsaydım arada sen beni döverdin , bende seni. iyi gelirdi:)

Deli Anne dedi ki...

Annesinin mimoşu: İnşaallah arkadaşım,inşaallah çözüme kavuşuruz.. sevgiler sana da:)

Ebrum: :( Benim de hatırladıkça içimi yakıyor o sözler.. biraz da benim zaaflarımı farkettiğinden yaralayacakalrınıd a biliyor ama o da gene çaresizlikten, benim manyaklıklarıma çözüm geliştiriyor işte .. Tiroid için ilaç kullanıyorum ama o da 3 ayda bir değişkenlik gösterebiliyor.. benim doktor kontrollerim aksıyor.. ve sanırım gene kaydı ayar bende.. halimden anlıyrum çünkü.. gene gitmem gerek velhasıl..

Betülüm: Amin canım, inşaallah geçer!!! Tavsiyen için şunu diyebilirim: Selim'e anlatıyorum canım, anlıyor, anlayışlakarşılıyor, ama bu bile çoka cı veriyor bana, anlayışla karşılamasa, ben anlamam dese daha mı iyi ne.. çocuk o daha, anlayışlı olması gereken bend eğil miyim? bilmiyorum :(

Küçük mucizem: heee köteğe geliniz.. Diyorum ya dövüş kulübü kuralım aramızda dövüşelim saç saça baş başa:)

Deli Anne dedi ki...

Sedo Kız: Bence tirodi düzenlemekle işe başlamalı.. Çünkü dikkat ettim ne zaman onda bir kayma olsa iflah olmaz bir sinir peydahlanıyor bende.. Farkına varıyorum hareretimin ama aasla durduramıyorum kendimi.. Terapiden önce onu düzenlemeli vesselam.

Çocukça yaşamak: Sedo kıza dediğim önce önce içerdeki tiroid sorununu çözmek gerek.. ama bu meret de öyle birşey ki duruyor duruyor gene kuduruyor.. sabit kalmıyor.. Yardım alma konusuna gelince sağlam bir doktor olmadıkça ben biraz katıyım o konuda.. çoğu hastalık hastası yapabiliyor insanı.. benimkendi görüşüm tabi.. İyi gelen gitmeli yoksa.. sevgiler

Her bebek bir melek: ay ben ister miyim kıymayı? Sizden çok benim içim yanıyor, kavruluyor hatta ona kızdığımda ve bilhassa sonrasında.

Evet canım ya dua, bir de tiroid tedavisi..

Ve bir dua daha: Allah onlara büyük küçük ne olursa olsun zarar vermemize zin vermesin.. ne bizim, ne başkasının.. hayırlısı ile.

Deli Anne dedi ki...

İkiz Annem: Canım... aklımdasın:) sevgiler kocaman.

Seyr-ü sefam: Ya hu ne güzel insansınız! Yani iyi anne olduğuma dair söyledikleriniz için değil ama genel olarak olumlu koonuşmalarınız, olumluya döndürme çabanız ve gönül gözünü açmaya yönelik yazdıkalrınız çok etkiledi beni. Allah razı olsun. Yine diyorum: işte bu yüzden diyorum ki ya hayır söylemeli, ya da susmalı! zira söylediğiniz bir hayır belki beni bambaşka bir iyiliğe götürecek.. götürdü de.. bakış açımı değiştirdi.. Sağolun, varolun..

Sitarem, canım arkadaşım, kaderdaşım, hisdaşım ve geyikdaşım ehue.. Bir cidileşiyorum okurken seni bir gülüyorum:) İyi ki varsın, iyi ki burdasın.. ben de öptüm kocaman..

Umut: Ay, canım ya:( ben diyorum önce bir terapi grubu, o olmazsa dövüş kulübü.. yukarda dedim saç saça, baş başa sonra kalkar sarılırz birbirimize ahahah... sen ne kursuna başlayacaksın..bir söyle hele, belki ben de katılırım:)

Esra: Pöf!!! ay nolcak bu halimiz? Böyle yaban hayvanı haller nereye kadar? Ayrıca bu çocuklar bağırmanın son raddesine de alıştılar diyelim, ya sonra? Sırada ne var? korkutuyor burası beni.. maazallah!

Kamikazem: Canım... Çocukta yara kalmasın derdim ama onda kalmasa bile bende epey kalacak gibi izi bu günlerin.. İnşaallah onalra zarar vermesin de.. Sevgiler benden de kocaman.

Oytunla hayat: ay o sızı.. o sızııııı.. çok acı çook

Elifin terazisi: inşaallah hasarsız atlatırız diyeyim.. :(

Deli Anne dedi ki...

Bilge annem: gece yatağına mutsuz göndermemek herhalde tutunduğum tek dal benim de .. yalnız geçen gece onu da kırdım ne yazık ki:( istemeden.. Kerim'i uyuturken uyumuş Selim öylece.. çok fena oluyorum düşündükçe.. gittim uyandırmaya uğraştım nerdeyse.. sevdim,, öptüm, yanında bekledim.. bir ara uyandı.. dualar ettim hissettsin yanımda olduğunu diye..

Fight club yapayım da gelin siz de:)

Özlemim: yok canım sadece anaokulu çözüm değil.. biliyorum.. onu da bulacağım inşaallah da.. bana gene de bir düzelme gerek.. önce trioid tedavisi gene.. adından bir anne terapi grubu sonra dövüş kulübü..

öperim canım:)

Kuzunun annesi: uyku çook çok önemli ama.. her iki tarafın huzuru için gerek ve yeter şart nerdeyse.. İnşaallah düzelir Eloş'un uykusu, bizim huzursuzluğumuz ve asabiyetimiz.. Ve ne mutlu eşin dengeyi sağlayan taraf olmuş.. o çok önemli.. bizde maalesef ben çığrından çıkınca eşim daha çok ayaklanıyor (her zaman olmasa da)

Gülom: Ben de tek çocuğa laf ederken ikileyince görürsünüz dyenleri anlıyorum ama yanısıra çocuklar üçleyince dörtleyince birşey olmuyor mu sanki..

bikinili kızlar ha ahaha.. üstelik ben alabildiğine dombili.. karmaşıksarmaşık var, bilir misin bilmem.. onun bir yazısı vardı, Michelin gibiyim diyordu ahaha o misal:)

Deli Anne dedi ki...

Bercestem: ahaha algıda seçicilik misali.. Bana ruh gıdası bedenden daha elzem gelir ama gel gör ki ben ikisini de çorba etmiş vaziyetteyim:)

O.K.A: Ben de bir sıcak tebessüm edeyim size.. anladığımı belirten kenar çizgilerimden.. sevgiler:)


Nevalim: canıma rkadaşım, üzülmedim, lütfen endişelenme.. Realistlik de gerekli ama sen realist olayım derken boğmadın meraklanma.. inan olumsuz birşey değildi hissettiğim ve yazdıkalrım.. rahat ol:)

Yelizim, İstanbul'lum, Jetlagım:) bir gün hakkımı bekletiyorum canım heyecanla..

Dilek'cim: bak çıkarayım seni o moddan: gel dövüş kulübüne başlıyoruz.. saçlarımızı da uzatıyoruz ki eşitlik olsun, elimizi attık mı dolayabiliyoruz:) birbirimizi yamultup teşekkür ediyor ve sarılıyoruz birbirimize.. sonra süt dökmüş kedi gibi eve gidiyoruz:)

Sevgiler

architect dedi ki...

deli annem,yorum bile yazamyorum artık ama yalnız değilsin diyeyim sadece,üzme kendini fazla diyeyim,bir çözüm bulursan bize de anlat diyeyim..bendeki hipertroit,hormonlar 5 senedir normal ama sinir baki mi kalıyor nedir,bana genelde çok sakinsin derler ama gel de bana sor,öptüm çok..sen kesinlikle iyi bir annesin,kendine çok haksızlık etme,sadece sesini fazla yükseltmemeye çalış,Selimin en çok nesine sinirleniyorsun mesela,o konuya çözüm bulmaya çalış,ben en çok yemek yedirirken ve uyuturken sinirleniyorum ama en çok uyuturken yani uyutamazken,bir gün yazıcam bloğa,çok yıpranıyorum gerçekten,bazen sırf bu sebepten uykuya mutlu gitmediği oluyor Canın :( Allah affetsin ve ıslah etsin bizleri..

ilknur malcı dedi ki...

evet kötü durumlar kötü deli anne.sen kaçtır bu durumu yazıyorsun ben de okuyorum ama hiç iyi bir durumda değilsin.sen kendine dur diyemiyorsan bir başkası demeli.dur ve bugünlerin tadını çıkart.ölümü düşün .birşeyler yap işte.bak şimdi sana antidepresan bile yazabilirim.

Unknown dedi ki...

Valla deli annem artik ard arda cocuk yap sonradan rahat edersin diyenleri sallamiyorum. kafayi yedikten sonra napayim o rahatligi hem ben karar verdim. CIhan tam ana okulu duzeyine gelsin 2.yapacagim. O rahat ben rahat... Gerci burda kres rahatliligin da var ama olsun.

Unknown dedi ki...

delim öncelikle bu durumları kanıksamış olsan böyle kurçalamaz,yazmaz,vicdan yapmazdın.sen anlık bağırmalarını-durumlarını bile kabul etmezken alışkanlıkda neymiş.
bak bir izleyici kısmına(bu arada benimkine bak gülümsersin:))800 devirmiş 1000 gidiyorsun.burda sadece yazıların için olan yüzlerce kişi ,yeri geliyor yüzlerce yorum alıyorsun.bu demek ki senin ile ortak düşüncesi ,durumu olan yüzlerce(bu görünen kısmı birde burdan haberi lmayan eminim milyonlar)insan-kadın var.
sen bulunduğun ortama fazlasın delicim.senin asıl sorunun bu galiba.
iyi ki bu blog var .kendinle hesaplaşmanı en azından sesli yapabiliyor ,dert anlata biliyor ve de(elimiz ulaşmasada sana)moral bulabiliyorsun.
daha uzatırdım ama dişim ağrıyor:(
öpüldün

Deli Anne dedi ki...

Hatice'm: bana doktor dedi 3 ayda bir kontrol edelim tiroid hormonu.. çünkü stresle bile değişir düzeyi.. sanırm benimki aydan aya değişiyor:) tutmadı bir türlü bende.. dereotu yiyeceğima rtık sabahları.. işe yarar inşaallah..

Diğer mevzuya gelince: zor dostum zor!

İlknur: ben durup durup şahlanıyorum bu konuda.. Ama biliyor musun farkettim ki; sadece farketmek değil, sadece düşünmek değil de yazmak işe yarıyor bende.. açığa çıkıyor farkında olmadıklarım ve ertesi gün daha ehlileşmiş buluyorum kendimi:) kısa sürüyor etkisi ama needelim bu da birşey değil mi?

Gülom: milletin gazına gelmemek ve o gazı baz almamak gerek! ben bunu anladım. Kendine göre, kendi yaşayışına göre karar vermek gerek. O bile şaşırtabiliyor insanı ama en azından başkasını suçlamamış olursun o zaman ehe..

Sezom: bknz. İlknur. Yazmak iyi geliyor canım terapistim.. bir terapi de bu şekilde oluyor:) ve evet buraya yazmak, paylaşmak, bir olanlarla birlik olmak duygusu kesinlikle iyi geliyor bana..

ve geçmiş olsun canıma rkadaşım.. Diş ki zordur ama sen atlatırsın inşaallah.. Öperim çok

architect dedi ki...

troit için tere tohumu ve ısırgan tohumunu ezip bala karıştırıp yemiştim ben ama dediğim gibi hipertroit,aktara bir sor istersen belki hipoya da iyi gelir :) 3 ayda bir kontrol yaptıryordum ben de ama 1-2 senedir boşladım,yakn zamanda yaptrmayı düşünmekteyim..bu troit depresyonu,depresyon troiti tetikliyor sanırım :(
dere otunu hep söyülüyorlar tv.de falan,iyi gelir belki dediğin gibi.

guguk kuşu dedi ki...

seninde kapılar var, unutma:D

Umut dedi ki...

İlgini çekerse, ben yaratıcı dramayla ilgileniyorum, Üsküdar'da Yaratıcı Drama Derneği var. Hamileliğimden önce başlamıştım, hamileyken de bir süre devam edebildim fakat domuz gribi korkusuyla yarım bıraktım. Şimdi bebek de büyüdü abiyi ve kızı babaya bırakıp pazar günleri kaçıcam. İnanılmaz eğlenceli bir süreç bu. Yaratıcılık mı? diye korkmayasın çok rahatlatıcı ve eğlendirici bir kurs. Eğer devam da edersen 6 kur sonunda eğitmen olabiliyorsun.

Sevim Çifcibaşı dedi ki...

ahh be müminecim beni yine can damarımdan vurdun.düşünüyorumda ne zamandan beri bende aynı çıkmazın içindeyim debelenip duruyorum resmen (gerçi benimki biraz daha zor bi durum anlatsam )adımı saatli bomba diye değiştireceğim zira ne zaman nerde patlayacağım belli değil olmadık şeye kızıp sınirleniyorum.ayrıca sen fight club kur ben seve seve gelirim

Adsız dedi ki...

oofff deli anne, gorunen o ki hepimiz deli anneyiz :))
ben de hamileligin verdigi zorlukla daha da tahammulsuz oldum ve el kadar cocuga neler yapiyorum! Hem cok uzuluyorum hem de ofkemi kontrol edemiyorum. Surada doguma birkac gun kaldi, ondan sonra beni de dovebilirsiniz :)

EV GÜNLÜĞÜ dedi ki...

güzeel kardeşim deli annem < inan bana yalnız değilsin yaşadıkların hepimizin yaşadıkları ben senden bir adım öndeyim benim oğlan 18 yaşına girdi sonrasını görebiliyorum inan bana tahmin ettiğin gibi değil bende oğlum ve kızımı büyütürken aynı sorunları yaşadım hele oğlum burnumda ince bir sızıdır niye mi çünkü ben ona bu gibi sorunları yaşatırken küçüktüm 16-17 yaşlarındaydım sen yaptıklarıyın farkındasın ben onları fak bile edemiyordum bu yüzden akıl başa geldimi vicdan azabı katmerli oluyor ama sana gene söylüyorum hiç tahmin ettiğin gibi anneden nefret eden yada üzüldüğü için sorunlu çocuklar olmuyorlar üzülme hayata daha dik ve gerçekçi yaklaşıyorlar patırtı gürültüye alışık olmaları aslında bir yöndende iyi sen sağlığına dikkat et içine sindir su akar yolunu bulur

EV GÜNLÜĞÜ dedi ki...

yorumlarda tere tohumundan bahsetmişler sakın sakın çok sevdiğim bir ablam zayıflamak için yedi o mereti öldü hiç tavsiye etmem ama sabahları yenen dere otu çağre gibi sanki nodüleri küçültüğüne yakın akrabamda şahit oldum sabahları aç karnına genede tabiki doktora sor

Unknown dedi ki...

dereotunu bana da dediler, dereotunun o ince saplari midede sisiyormus ve tokluk hissi veriyormus. Ama be hic denemedim.

Deli Anne dedi ki...

Haticem: ben 3 aya yakın yedim dereotunu o mu iyi geldi, yeni dozajlar mı bilemedim ama ortalama içine gitmişti tiroid o dönem.. bir kez daha dneeyeeğim..

guguk kuşu:)

Umut: valla ilgimi çekti. Üsküdar'da nerde sahiden.. ben de üsküdardayım zaten.. bir fotoğrafçılık hevesim de var ama bir de dil kursu. oho bende hayal çok

Annesinin kuzusu: sayımız artıyor arkadaşım, ben diyorum önce anneleri ehlileştirme terapisi o işe yaramzsa dövüş kulübü:)

Deli Anne dedi ki...

Deydam: ilahi! doğumdan sonra hemen dövmeye geliyoruz o halde:) Senin durumunda normal be canım.. çok zor oluyor o günler.. Allah yardımcın olsun.

Ev günlüğü: çoooooooook teşekkür ederim.. ben ya hayır söyleyin ya susun, derken bunu kastediyorum işte.. ümitvar konuşmalar yapacaksak yapalım yoksa susalım. Zira etkileniyoruz iyiden yana iyi, kötüden yana kötü. Ben ki çabuk etkilenirim. Bana dese ki biri bu çocuk böyle gidersekaçar senden, kaçacağına öylesine inannır, umutsuzluğa düşerim ki, çocuğun kaçmayacağı varsa da kaçırtırım. Oysa dese ki geçicidir, iyileşir günler.. inan içimde çiçekler açar.. iyileşirim.. ben bu yüzden eleştiriyi sevmez ve kabul etmez oldum. Düşündüm insan eleştirecekse kendini eleştirsin, aciz kulun biri diğerini eleştirse nolur ki? uzun mevzu.. Diyeceğim o ki, yüreğime su serptin.. Allah razı olsun.. sevgiler.

Deli Anne dedi ki...

Ev günlüğü: iyi oldu uyardığın ben dereotunu duymuş ve uygulamıştım. Zannımca işe yaramıştı da. Doktora sorduğumda dene demişti ama ilaçlarını ihmal etme.. o şekidle kullandım ben de..

Gülom: iştahı da kapatıyor inan. Biraz çiğne ağızda sevimsiz bir tat oluşuyor ve yemek yemek istemiyorsun.

ÇokBilmiş dedi ki...

ev günlüğü'ne tam olarak katılamayacağım. Ben de sinirli bir anne ile büyüdüm. geçirdiği ameliyatlar neticesinde 33 yaşına menapoza girdi annem. Ben de 12 yaşındaydım. Gözünün üstünde kaşın var der bağırırdı bana. Sonra da özür dilerdi. Çok zor günleri benim için. Annemde nefret mi ediyorum? Hayır, elbette onu seviyorum. O zaman için elinden başka bir şey de gelmezdi, biliyorum. O zaman da farkındaydım bunun. Ama çok çok zor dünlerdi benim için. Aynısını kızıma yaşatmamaya kararlıyım.
Elbette geçer bu günler ama çocuklarınızın yaşadığı o zor günleri unutacağını zannetmeyin lütfen. Benim nacizane tavsiyem: EN azından her seferinde özür dileyin, ona kendisini hatalı hissettirmeyin. Çok ezik hiisederdim ben kendimi, hep hatalı, asla doğru düzgün bir şey yapamayan. Hala sakarımdır ben; hata yapmaktan korkarım, inadına da döker saçarım. Özür dilemeyi ve onun suçu olmadığını, tek suçlunun tiroidler olduğunu her seferinde tekrar etmeyi unutmayın lütfen. Zaten biliyor diye düşünmeyin; duymaya ihtiyacı olabilir.

Kaymaklı Kadayıf dedi ki...

Okudum anladım ağladım, sene 2006 sevimsiz bir kasım ayı ben yazdıydım aynı satırları, gitmek istedim gidemedim, kalsam dedim içim almadı, ama sığındım en çok sevenlerime, en masumlarıma kaymak ve kadayıfıma, mesneviye başladım o dönem, çok büyüdüm çok..Şimdi bazen gidesim oluyor yine sarılıyorum o en masumlarıma

Umut dedi ki...

İlgini çektiğine sevindim o zaman şu linke bir göz at.
http://www.istanbuldrama.org.tr/Tr/
Kayıtlar da başladı çünkü :)Fotoğrafçılık kursuna ben de gitmeyi istiyorum. Şu dramayı biraz ilerleteyim ona da el atıcam en kısa zamanda :)

Adsız dedi ki...

Terapi simülasyonu... Bayıldım.

Unknown dedi ki...

datlum bi çiftin mutsuzluğu diğer çifte iyi gelirmiş,
sende burda delirdikçe bize mi iyi geliyor acaba? işler bazen kısır döngüye giriyor, çıkmak ta zor çok zor geliyor ama oğlanları biraz daha büyütünce rahatlarsın eminim...
kendine de iyi bak...

eflatunkedi dedi ki...

Yazılarınızı ara ara okuyorum da, iç hesaplaşmalarınızı bu kadar açıkça, cesurca dışa vurmak, burada herkesle paylaşmak ne kadar kendiyle barışık bir tutum aslında...

Öyle zannediyorum ki sayfanız; okuyanların kendine dahi itiraf edemediği duygularını böyle daNN diye çarpıyor yüzüne :) mini bir fight club etkisi adeta!

sevgiler

Deli Anne dedi ki...

Çok bilmiş:( içim acıdı ve çok endişelendim gene. ama bu deneyimin sonucunda durumu umutsuz brakmayıp, öneri getirmeniz sevindirdi beni çok. Önce kendimi zaptetmeye uğraşacağım olmazsa önerilerinizi dikkate almaya. Aslında bahsettikleriniz benim için de önem arz eden şeyler ama daha dikkat kesileceğim gene de .. çok teşekkürler.

Sinemim: derin bir nefes çektim...
düşünmelerdeyim..

Deli Anne dedi ki...

Umut: burası bizim eve nerdeyse iki adım yahu! Üstelik yanıbaşında tiyatro var.. öüsahipzade sanırım. ve geçen geçerken arabayla afiş gördüm, çocuklar için dikaktimi çekti sanırım alt sınır 7 falan idi. ve yanılmıyorsam burayı tarif ediyordu. Dikkate alıyorum.:)

Elif'im: İsmi öyleymiş ha.. teşekkür ederim öğrenmiş oldum.. ama ne faysadı olur değil mi? Hiç olmazsa güleriz gene terapi olur:)

İsoon: Birimize iyi gelsin de bari. arada siz de bana iyi gelin ama:)

Eflatunkedi: asıl sizin yorumunuz çok çarpıcı.. teşekkürler.. ama keşke o hesaplaşmalar iyiliğie de götürse.. o zaman birişe yarardı.. şimdi boyuna alıp veriyorum ama değişen bir şey yok.. teşekkürler ve sevgiler.

evinkedisi dedi ki...

Bu yazıya da bir şeyler yazmak istedim şimdi, bu benim de sürekli üzerinde durduğum bir konu fakat ne yaparsam yapayım,yanlışlar bile bile tekrarlanıyor, ne biçim bir işmiş bu annelik? Ne boktan bir döngüymüş hala anlayabilmiş değilim. Sürekli gözlem altında olmak, hareketlerin ve davranışların her daim sınanması gibi bir şey bu. Geçen gün kendi kendime şunu düşünüyordum insan tuvalete oturamaz mı ya gönlü rahatça?! Sürekli elektrik şoku verilmiş gibi yaşıyoruz ve insanoğlu buna bence öyle kolay kolay hazır değil, biz kadın doğuyoruz ve doğuruyoruz diye başımızda hare mi belirecek? Ellerine sağlık harika bir yazı ama yalnız değilsin.

Deli Anne dedi ki...

Evin kedisi: ahaha asıl senin ellerine sağlık.. öyle güzel özetlemişsin ki.. çok keyifle okudum ki.. aha bu, tam da bu diyerek :)

sevgiler, kolaylıklar..

didem dedi ki...

Valla super fikir. Soyle anneler kendi aramizda bir Fight club kuralim, gonlumuzce dovuselim.
Kan cikmazsa para yok. Kesinlikle lazim!

Strese en iyi gelen sey bence spor. Yoga olur, yuruyus olur, spor klubune uyelik olur...Ne olursa

Deli Anne dedi ki...

Didem'im: ahaha kan çıkmazsa para yok ha.. akşam bir gidioruz ki eve şaftımız kaymış ahaha

Senin koşuyu görünce çok heveslendim ben de canım ya.. bir de maşallah fiziğin ne kadar güzel.. allah nazardan korusun.. gıpta ettim..

Lily Wonka dedi ki...

Gene okudum.
Bu üçüncü oldu sanırım.
Finalde yine o kırbaçlanmışlık hissi.
Mazoşist miyim neyim.. :(

Du bakiim, başka yazılarına geçip kafa dağıtmaya çalışiim biraz..

Deli Anne dedi ki...

Lily: ben de okudum bir kez daha ve fena hissettim:( ben de bir başka mazoşistim vesselam.

Ne kafa dağıtacak yazı vardır ya bende:(